Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2405 E. 2021/778 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2405 Esas
KARAR NO : 2021/778
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2018
NUMARASI 2015/1249 E. – 2018/120 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 09/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin yaklaşık 25 yıldır sektörde faaliyet gösterdiğini, Türkiye’nin en önde gelen sigorta acentelerinden birisi olduğunu, yine bünyesinde 10’dan fazla Enerji, Maden, Taahhüt sektörlerinde yurtiçi ve yurt dışında yatırımları olan saygın ve Türkiye’nin önde gelen firmalarının yer aldığı şirketleri barındıran bir şirketler topluluğunun şirketlerinden birisi olduğunu, müvekkili şirketin sigorta poliçesi tanzim ettiği müşterilerinden olan alacaklarına karşılık olarak aldığını, olayın adli makamlara intikal etmiş olduğunu, müvekkil şirket eski çalışanlarından … şahsın, davaya konu çekle birlikte onlarca çeki müvekkil şirket kasasından aldığını, müşterilerden teslim aldığı bir kısım çekleri de müvekkili şirkete teslim etmeyerek muhtemelen 3. kişilere verdiğinin anlaşılmış olduğunu, ilgili şahıs hakkında 03.11.2015 tarihinde Hasanpaşa Polis Merkez Amirliğine şikayette bulunduğunu, ilgili şahıs hakkında, İstanbul Anadolu 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/589 Esas sayılı dosyası ile dava açılmış olduğunu, olay ilk bakışta adi bir hırsızlık ve güveni kötüye kullanma olarak değerlendirilirse de ortaya çıkan belge ve bilgiler, olayın boyutunun düşünülenden daha farklı olduğunu göstermekte olduğunu, şirket bünyesinde yapılan araştırmalarda şikayete konu çekler dışında birçok müşteri çekinin ve şirket çekinin de kayıp/çalıntı olduğu anlaşıldığını, müvekkili şirketin çalıntı çeklerinden bir kısmı 3. şahıslar tarafından bankaya ibraz edildiğini ve tahsil edilmeye çalışılmış olduğunu bu çeklerde yapılan incelemede çeklerdeki imzaların müvekkili şirkete ait olmadığı görüldüğünü, yalnızca şirket personelinin değil, şirket dışından bir kısım kişilerinde bu eylemlere iştirak ettikleri anlaşılmış ve söz konusu çeklerle birlikte, olaya karışan tüm kişiler hakkında olayın tüm yönleriyle araştırılması ve ilgililer hakkında adli işlemlerin yapılmasını teminen olduğunu, davaya konu çek İstanbul ….İcra Md. … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, takibinin durdurulmasını, icra kasasına ödenen bedellerin alacaklı/davalıya ödenmemesini, müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu çekin istirdadı ile müvekkili şirkete iadesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilin hamili bulunduğu 23.11.2015 tarihli ve … nolu çekin tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Md. … E. Sayılı dosyası ile … Tic. Ltd. Şti. 2- … San. Tic. Ltd. Şti. 3-… San ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine ilamsız takip başlatılmış olduğunu, takibin tarafları arasında davacı şirket olmayıp davacıdan herhangi bir alacak talebinde bulunulmamış olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, dava konusu davacı … A.Ş. çalışanı … tarafından sahte imza ile cirolandığı ileri sürülmekte olduğunu, müvekkili tarafından çek iyiniyet ile davacı tarafından belirtilen konulardan habersiz şekilde ciro alınmış olduğunu, çek … A.Ş.’ nın kaşesi ile aralanmış olduğundan müvekkilin sahte imzayı anlamasının mümkün olamayacağını, dava konusu çekin davacıdan çalınmış olması ne müvekkilin alacağını, ne de davacının sorumluluğu etkilemeyeceğini, cironun davacının kaşesi ve imzası ile yapılmış olduğunu,müvekkilin imzasının gerçek olup olmadığını bilmesinin mümkün olamayacağını, iyi niyetli hamil olan müvekkilin haklarının korunması gerekmekte olduğunu beyan ederek açılan haksız davanın öncelikle usulden devamla esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…defter incelemesi bakımından davacı ve davalı … vekilinin hazır bulunduğu duruşmada inceleme için gün tayin edilip hazır bulunan taraf vekillerine defterlerin hazır edilmemesi halinde bu delille dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtaratının yapıldığı, diğer davalı … bakımından ise bilirkişi raporları tebliğ edilmiş olmasına karşın herhangi bir itiraz ve kayıt sunulmamış olması ve davaya da cevap verilmemesi, davacının yedinde bulunan dava konusu çekin elinde olmayan sebeplerden dolayı kaybına dair savcılık soruşturması bulunuyor olması ve yukarıda yer alan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere kendinden sonra ciro zincirinde ciranta olarak görünen davalı … isimli şirket ile ticari ilişkisi olduğuna dair kayıt olmaması ve defterlerin davacı lehine delil teşkil etmesi, dosyada yer alan çek fotokopisinin arka yüzünde çekin bankaya ibrazına dair herhangi bir şerh olmaması, davalı … tarafından çekin tarihinde bankaya ibrazı halinde daha kolay bir şekilde çekin tahsil edilme imkanı var iken çek tarihinden yaklaşık 1 ay sonra doğrudan çekin icraya koyulmasının hayatın olağan akışına aykırı olması, ayrıca Müslüm tarafından başlatılan mezkur takipte kendinden önce ciranta olarak görünen Bayram isimli şahıs hakkında takibe girişilmemiş olması, bunun dışındaki ciranta ve keşideci hakkında takip yapılmış olması, çek hakkında zayii nedeniyle iptal davasında verilen ödeme yasağı gereği ibrazı halinde çek hakkında bankaca işlem yapılacağının bu itibarla davalı … tarafından biliniyor olduğunun kabulü gerektiği ve bu suretle davalı …’ün çekin iktisabında ağır kusurlu olduğu ve iyi niyetli olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının davalılara … Bankası A.Ş. Viaport-Kurtköy Şubesi, … Seri Nolu 4.000,00 TL bedelli, 23.11.2015 tarihli, … San. Tic. Ltd. Şti. Tarafından keşide edilen çek bakımından borçlu olmadığının tespiti ile çekin istirdatına…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, menfi tespit ve çekin istirdadı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılardan … vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacının menfi tespit istemi; çekin çalıntı olduğu ve dava konusu çek yönünden taraflar arasında borç ilişkisi olmadığına ilişkindir. Takip dosya örneğinde yer alan davaya konu 4000TL bedelli 23.11.2015 Tarihli çek incelendiğinde; keşidecinin dava dışı …..Şti, lehtarın dava dışı …. Şti, arka yüzündeki ciroların ise sırasıyla …. Şti, … Aş, ….Ltd Şti, … olduğu, hamilin ise davalı … olduğu görülmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi uyarınca, süresinde ibraz edilmeyen çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde yetkili hamil sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciden alacağın tahsilini isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta; davacı çekte keşideci sıfatına haiz olmayıp davacı ile davalı … arasında ciro ilişkisi bulunmamaktadır. Davalılardan …Ltd Şti ile davacı arasında ciro ilişkisi mevcut ise de; adı geçen davalı, istinaf yoluna başvurmadığından davalı …Ltd Şti yönünden menfi tespit kararı kesinleşmiştir. Takibe konu 23.11.2015 Tarihli çek, süresi içerisinde bankaya ibraz edilmemiş, 15.12.2015 Tarihinde takip başlatılmıştır. Bu durumda; çek kambiyo senedi vasfını yitirdiğinden davalının davacıyı çek bedelinden sorumlu tutması mümkün değildir. Mahkemece, menfi tespit isteminin bu gerekçe ile kabulüne karar vermesi gerekirken somut olaya uygun olmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Kambiyo senedi niteliği HMK 355 maddesi gereğince re’sen dikkate alınmakla menfi tespit isteminin kabulüne ilişkin gerekçenin HMK 353/1-b-2, 355 md gereğince re’sen düzeltilmesi gerekmiştir.Çekte ibraz süresi geçtiğinden davacı kambiyo senedine dayalı istirdat isteminde bulunmayacağı gibi, kabule göre de; çekte şeklen düzgün ciro silsilesinin mevcut olduğu, ciro silsilesinde yer alan Bayram Kaba’nın davada taraf olarak yer almadığı, başkaca cirantalar mevcutken üçüncü kişilerin haklarını etkileyecek şekilde çek istirdadı talebinin kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı dikkate alınarak çekin istirdadı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenle davalı … vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 355 ve 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1249 Esas, 2018/120 Karar sayılı, 26.02.2018 Tarihli kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın KISMEN KABULÜNE,- Davacının …Bankası Aş Viaport Kurtköy Şubesi … seri nolu 4000TL bedelli 23.11.2015 Tarihli çek yönünden davalılara BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,- Davacının çekin istirdadı isteminin REDDİNE,-Alınması gereken 273,24TL harçtan peşin alnan 68,31TL harcın mahsubu ile bakiye 204,93TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,- Davacı yanca yapılan 1285,00TL masrafın 642,50TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen menfi tespit istemi yönünden AAÜT gereğince 4000TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen istirdat istemi yönünden AAÜT gereğince 4000TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 34,30 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 132,40TL’nin davacıdan alınıp istinafa başvuran davalı …’e verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.