Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2396 E. 2019/1472 K. 05.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2396 Esas
KARAR NO : 2019/1472
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/01/2018
NUMARASI : 2014/43 E. – 2018/1 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkette kullanılmak üzere davalı tarafa ait bir program için görüşmeler yapıldığını, sistemde kullanılmak istenen hususlara ilişkin davalı tarafa bilgi verildiğini, davalı tarafça hiçbir itirazda bulunulmadığını, sipariş mektubunun davalı tarafından müvekkili şirkete gönderildiğini ve yazılımın satın alındığını, sistemin tespit edilen süreden sonra tamamlandığını, kullanıldığında ise programın projeleri doğru olarak çizemediğinin tespit edildiğini, talep edilen diğer sistemlerin için ise hiçbir işlem yapılmadığını, davalı tarafa ilgili hususlarda bilgi verildiğini, ancak davalı tarafça kusurların ve eksiklerin tamamlanamadığını beyan ederek, yapılan ödemelerin ve müvekkilinin uğradığı zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşme gereği Fransız kanunlarının geçerli olduğunu, davacı tarafça davalı şirketten bir talebinin olmadığını, yalnızca davacı tarafça kendisine ait broşür ve component detaylarının gönderildiğini, diğer hususların müvekkili şirkete gönderilmediğini, davacı tarafça talep edilen hususların sözleşmeden sonra ortaya konduğunu, öncesinde bu taleplerden söz edilmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/01/2018 tarihli 2014/43 Esas – 2018/1 Karar sayılı kararıyla; dosyada mübrez taraflar arasındaki lisans, program yazılımına ilişkin düzenlenen sözleşmeden doğan yükümlülüklerin eksik ve ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak alacak isteminin dava konusu yapıldığı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1. maddesinde kanunun amacının fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı şekilde yararlanma halinde yaptırımları tespit ettirmek şeklinde belirlendiği, Kanunun ‘Tanımlar’ başlıklı 1/b maddesinde ise eserin sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim, edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak tanımlandığı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2015/1034 esas, 2015/5346 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ‘yazılım işinin’ FSEK 1. maddesinde tanımlanan ‘eser’ olarak yorumlandığı, somut olayda uyuşmazlığın mülkiyeti ve patenti davalı tarafa ait olan ‘Logıtram/Logıwall’ isimli yazılım programına ilişkin olup, hizmetin ayıplı olduğu iddiasıyla edimlerini yerine getirmeyen davalı tarafa ödenen bedelin iadesinin talep edildiği, bu hali ile dava kapsamında FSEK 1, 48, 52 ve 53. maddelerinin tartışılmasının gerektiği, bu nedenlerle davaya bakma görevinin 5846 sayılı Kanunun 76. maddesi uyarınca Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul FSHHM’ne gönderilmesine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalıdan sipariş mektubu ile satın alınan yazılımın kusurlu olması nedeniyle ödenen bedelin iadesi ile uğranılan zararın tazminine ilişkin ticari bir uyuşmazlık olduğu ve taraflar arasındaki tek imzalı metin olan sipariş mektubuna dayandığını, bu hususun ilk derece mahkemesi tarafından alınan 06/10/2015 tarihli kök raporda da açıkça tespit edildiğini, -Davalıya ait yazılımın standart kurulum CD’si içinde yer alan yazılımın çalıştırılabilmesi ve kurulumun tamamlanabilmesi için karşı tarafa hiç bir müzekkere olanağı tanınmaksızın kabulü dayatılan lisans metninin uyuşmazlığın esası ile bir ilişiğinin bulunmadığını, lisans metninin müvekkilinin taleplerinin dayanağı olmadığı gibi davalının da yargılamada lisans metni ile korunan fikri mülkiyet haklarının ihlaline yönelik bir iddiası ve/veya fikir mülkiyet haklarına dayalı başkaca bir iddiasının olmadığını,Sipariş edilerek satın alınan ürünün salt yazılım ürünü olmasının, uyuşmazlığa Fikir ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin bakacağı sonucunu doğurmadığını, mahkeme kararında geçen FSEK 1,48,52 ve 53. maddelerin dava konusu somut uyuşmazlık ile bir ilgisinin bulunmadığını, -Dosyanın tekemmül etmesine rağmen, dört senelik tahkikatın ardından verilen görevsizlik kararının usul ekonomisine de aykırı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinafa cevabında; davanın başından beri belirttikleri üzere, sipariş mektubunun lisans sözleşmesi ile satın alınan yazılım programının içeriğini belirlemek için düzenlendiğini, son bilirkişi ek raporu ile dava konusu husumetin yazılım sözleşmesinin konusunu oluşturduğu ve bu sebeple davaya söz konusu lisans sözleşmesinin uygulanması gerektiğinin açıkça ifade edildiğini, görevli mahkemenin FSHHM’si olduğunu, mahkemenin görev hususunu her aşamada dikkate alacağını beyanla, istinaf başvurusunun reddini istemiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin, dava dilekçesinde; 22 Aralık 2011 tarihli sipariş mektubu ile taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisinin, davalının temerrüdü nedeniyle haklı nedenle sonlandırıldığı ve bu nedenle davalıya ödenen yazılım ve servis bedeli 28.600,00 EURO ile uğradıkları zarardan şimdilik 10.435,00 EURO zararın tahsili talebiyle dava açtığı, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın taraflar arasındaki lisans, program yazılımına ilişkin sözleşmeden doğan yükümlülüklerin eksik ve ayıplı olduğu iddiasına dayandığı, davaya bakma görevinin Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verdiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin benzer uyuşmazlıklarda vermiş olduğu 12/12/2011tarihli 2010/7044 Esas – 2011/16807 Karar sayılı kararı ve 30/04/2007 tarihli 2006/3199 Esas – 2007/6660 Karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere; 5846 sayılı FSEK 1/b maddesinin g bendinde bilgisayar programının eser olduğunun belirtildiği, davacı tarafından siparişi verilip davalı tarafından hazırlanan bilgisayar yazılım programının istenilen nitelikte çalışmadığı iddiasına dayalı olarak bedelin istirdadı davasının FSEK 76. maddesi gereğince Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/07/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.