Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2380 E. 2018/1633 K. 13.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2380 Esas
KARAR NO : 2018/1633
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/1130
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 13/07/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalıların organize bir şekilde sahte senet düzenlediklerini ve davalı … tarafından bu senedin takibe konulduğunu, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin 83 yaşında kalp pili ile yaşamını sürdürdüğünü, senedin hükümsüz olduğunu, ciro silsilesinin bozuk olduğunu belirterek İstanbul Anadolu …..İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, ilk olarak 237/11/2015 tarihinde HMK’nun 209.maddesi gereğince takibin durdurulması yönünden teminatsız olarak tedbir kararı verildiği görülmüştür. Bu karara yapılan itiraz üzerine mahkemece 27/06/2016 tarihinde HMK 209.maddesindeki tedbir yönünden teminat alınmasına karar verilmiştir. Mahkemece 07/12/2016 tarihli ara kararında ise; itirazın reddine, aynı konuda iki tedbir kararı bulunduğundan 27/11/2015 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Yargılama devam ederken temlik alan …vekili 03/11/2017 tarihli dilekçe ile; 17/10/2017 tarihli adli tıp kurumu raporuna göre senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu, ayrıca İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca %115 teminat yatırması gerektiğini belirterek tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece 20/02/2018 tarihli inceleme sonunda; mahkemede dava konusu olan bononun İstanbul …..İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasına konu yapılan 20/09/2011 tanzim tarihli, 31/10/2012 vade tarihli, 3.000.000,00 USD bedelli bono olduğu, temlik alan vekilince gerekçe yapılan adli tıp kurumunun 17/10/2017 tarihli raporunun İstanbul Anadolu 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi üzerine düzenlendiği ve o davadaki takibin Kadıköy …..İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasına konu 20/09/2011 tanzim tarihli, 31/10/2012 vadeli, 3.000.000,00 USD bedelli bono olduğu, buna göre 17/10/2017 tarihli adli tıp kurumu raporunun dava konusu bono ile ilgili uyuşmazlığın çözümü için yeterli içeriği taşımadığı, eldeki dava konusu bono için henüz bir rapor düzenlenmediği gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiş, kararı temlik alan vekili istinaf etmiştir. Temlik alan vekili istinaf sebebi olarak; alınan 06/03/2017 tarihli grafoloji ve 17/10/2017 tarihli adli tıp kurumu raporuna göre senetteki yazı ve imzaların davacının eli ürünü olduğunu, davada HMK’nun 209.maddesinin uygulanamayacağını, davacı tarafın sırf davayı uzatmak amacında olduğunu, vesayet davasını ortaya attığını, yerel mahkemenin de bunu beklemeye geçtiğini bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra açılan borçlu bulunulmadığının tespiti davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddi kararına yöneliktir. İtiraz eden temlik alan vekilinin talebine dayanak yaptığı 17/10/2017 tarihli adli tıp kurumu raporunun mahkemenin 08/06/2017 tarihli yazısı üzerine düzenlendiği, ancak raporun sonuç kısmında kurumun 04/09/2014 ve 12/05/2015 tarihli raporlarında senetteki yazıların davacının eli ürünü olduğu yolunda görüş bildirildiği, atıf yapılan 04/09/2014 tarihli adli tıp kurumu raporunda İstanbul Anadolu 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi üzerine 20/09/2011 tanzim, 31/10/2012 vade tarihli, 3.000.000,00 USD bedelli senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu sonucuna varıldığı görülmüştür. Öte yandan dosya içinde bulunan İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılamasına konu senedin ise Kadıköy ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasına konu olan 20/09/2011 tanzim ve 31/10/2012 vade tarihli 3.000.000,00 USD bedelli bono ile ilgili olduğu anlaşılmıştır. İstinafa konu davadaki senedin ise İstanbul Anadolu …..İcra Müdürlüğü’nün 2015/15684 esas sayılı dosyasına konu edilen 20/09/2011 tanzim tarihli, 31/10/2012 vade tarihli, 3.000.000,00 USD bedelli bono olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan davacı tarafın delilleri arasında gösterilen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/532 Esas 2015/1084 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacının ….., davalıların ise ….. ve ….. olduğu, davanın 20/09/2011 tanzim tarihli, 31/10/2012 vade tarihli, lehtarı ….. olan 3.000.000,00 USD bedelli senet nedeniyle menfi tespit davası olduğu, yargılama sırasında davalılar vekili Av. ….. davayı kabul ettiği ve kabul nedeniyle davanın kabulüne karar verildiği, işbu dava konusu senedin lehtarının …. olup ciro yoluyla …’a geçtiği ve hamilin …… olduğu görülmüştür. Tüm dosya kapsamı ve yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde ilk derece mahkemesince verilen istinaf konu edilen 20/02/2018 günlü kararın usul ve yasaya uygun olduğu vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Temlik alan davalı …. vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Temlik alan davalı …. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.13/07/2018