Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2372 E. 2021/779 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2372 Esas
KARAR NO: 2021/779
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2018
NUMARASI: 2016/997 E. – 2018/355 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 09/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yetkili hamili olduğu, keşidecisi … Ltd.Şti. Olan … A.Ş. Ödemiş şubesine ait … seri numaralı 30.04.2016 keşide tarihli 12.500,00-TL bedelli çekin müvekkili ile dava dışı … Ltd.Şti. İle olan ticari ilişki nedeni ile alındığını, çekin ciro edilmeksizin müvekkilinin elinden 24.02.2016 tarihinde hırsızlık sonucu çalındığını, çekin iptali için Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/175 esas sayılı dava dosyasında dava açıldığını, çekin davalı tarafından ibraz edilmesi üzerine mahkemece verilen süre üzerine eldeki davanın açıldığını, hırsızlık olayı ile ilgili Büyükçekmece CBS.’nin 2016/8206 sr. Sayılı dosyasında soruşturma yapıldığını, çekin müvekkili elinde zayi olduğundan son cironun … Ltd.Şti.’ne ait olduğunu, müvekkili ile diğer cirantalar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını ileri sürerek 1 adet çekin istirdatına aksi halde bedelinin yasal faizi ile birlikte ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı hakkında isim benzerliği nedeni ile takip yapıldığını, yapılan hatalı takibin 22/06/2017 tarihinde kurum sisteminden kapatıldığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini savunarak yargılama giderlerini ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacının çekte cirosu bulunmamasına rağmen usulüne uygun düzenlenmiş ticari defterleri ile çeki dava dışı … Ltd.Şti. İle olan ticari ilişki kapsamında iktisap ettiği ve çekin davacının elinde iken hırsızlık sonucu elinden çıktığının sabit olduğu, bu durumda, davalının iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafın, çeki İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas ve … esas sayılı takip dosyalarındaki alacağı nedeni ile … isimli kişiden aldığını savunduğu, oysa çekteki son cironun herhangi bir kimlik bilgisi yazılı olmayan …’a ait olup, çek nedeni ile takipte …’a yöneltildiği, taraflar arasındaki önceki takip ilişkileri ve kıymetli evrak ilişkisi değerlendirildiğinde davalının çeki …’den ciro yolu ile devir alması halinde çekteki cironun kimliği bilinmeyen …’a ait olması ve bu kişi yönünden takip yapılmış olmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, diğer yandan, dava konusu çekteki …’dan sonraki cironun şirket kaşesinin üstüne gelecek şekilde araya sıkıştırılmak sureti ile atıldığı ve bu imzanın Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında bulunan bonodaki …’in imzası ile hiçbir benzerliğinin bulunmadığı, çıplak göz ile anlaşıldığı, bu durumda davalının çeki iktisabında ağır kusurlu olduğu, gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile; çek bedelinin davalı tarafından Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında tahsil edilmesi nedeni ile 12.500,00-TL alacağın dava tarihinnden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı aleyhine başlatılmış bir takip bulunmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafın davaya konu çeki, müvekkiline … T.C. Kimlik nolu … tarafından ciro edilerek verildiğini, …’ten ticari hayatın akışı içerisinde alınan işbu çeke ilişkin olarak müvekkilinin diğer cirantalar ile hiçbir bağ ve iltisakı bulunmadığını, nitekim alacaklısı oldukları davaya konu çekin dışında …’ten birden fazla kıymetli evrak alındığını, ticari hayat akışı içerisinde bir ödeme aracı olarak kullanılan işbu evrakların tahsilinin taraflarınca icra vasıtası ile sağlandığını, davaya konu çekin tahsili amacı ile Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/362 Değişik İş , 2016/386 K. Sayılı kararı ile … LTD. ŞTİ, … Tic. LTD. ŞTİ. , … LTD. ŞTİ, … A.Ş, … LTD. ŞTİ, … (Sehven … yazılmıştır) hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, bu karar neticesinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı tarafından hırsızlık neticesinde elden çıktığı iddia edilen çekin müvekkilinden istirdatını konu alan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin ticari ilişki içerisinde … isimli borçludan aldığı çeke istinaden ihtiyati haciz kararı ile takibe geçildiğini, işbu ihtiyati haciz kararı safhasında Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/362 Değişik İş dosyası ile mahkemece çek aslı ayrıntılı olarak incelenmiş olup hatta karar aşamasında davalının ileri sürmüş olduğu Bakırköy 3. Adliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/175 E. Sayılı dosya da celp edilerek incelendiğini, nihayetinde çek ile ilgili bir sıkıntı görülmemiş olup Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2016/362 Değişik İş , 2016/386 K ile ihtiyati haciz kararı verildiğini, mahkemece yapılan incelemeye ve yargıya güven ilkesi gereğince takibe geçilen dosyaya ilişkin olarak müvekkilinin tamamen iyiniyetli 3. Kişi konumunda olduğunu, söz konusu dosyaya ilişkin olarak mahkeme incelemesinden geçen çeke dayanarak takip mahiyetinde hukuki hakkını arayarak alacağını tahsil eden müvekkilinin dosyada hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı,  ister  ciro yoluyla devredilebilen  bir çek  söz konusu  olup da  hamil  hakkını  790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklindeki madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü olmadığını, davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerektiğini, işbu dosya kapsamında müvekkilinin bunu bilmesi ve bilebilecek durumda olmasının mümkün olmadığını, davalının çekin çalındığı iddiasının, cezai soruşturma kapsamına girmekte olup bu iddia ile itham edilen tarafın müvekkili olmadığını, müvekkilinin icra takibine de konu olan bu çeki daha önce dosyaya da sundukları gibi ciro silsilesinde bulunan …’ten icra dosyasındaki borçlar karşılığında aldığını, kaldı ki …’in borçlu olduğu protestolu senetlerden birinin de dosyaya sunulduğunu, (EK-1) taraflarınca sunulan işbu senet ile birlikte, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E., İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyaları kapsamında da çeki kendisinden aldıkları borçlu …’ten alacaklı olduklarının sabit olduğunu, müvekkilinin ticari hayatın olağan akışı içerisinde çeki aldığı kişi kapsamında kusurlu bulunmaması ve ceza davasında şüpheli olmaması nedeni ile ve İİK m. 790 kapsamında kötü niyetli değil aksine çek ile ilgili çalıntı iddialarını bilmediği gibi bilmesi de imkan dahilinde olmadığından güven ilişkisine dayalı olarak müvekkilinin eline geçmesi nedeni ile müvekkilinin tamamen iyiniyetli 3. Kişi konumunda olduğunu, mahkeme kararı neticesinde açılan bir icra takibinin mevcut olduğunu, müvekkiline yöneltilen bu istirdat davasının muhatabının müvekkili olmadığını belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile yerel ilk derece mahkemesinin verdiği kararın bozulmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, çekin istirdadı olmadığı takdirde çek bedelinin istirdadı istemi ile açılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dosyanın incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin 04.04.2018 Tarihli kararı yönünden davalı vekilinin 23.04.2018 Tarihinde süre tutum dilekçesi sunduğu, gerekçeli kararın davalı vekiline 27.04.2018’de tebliğ edildiği, HMK 345. madde gereğince iki haftalık istinaf başvuru süresinin son gününün 11.05.2018 tarihine denk gelmesine rağmen, süresinden sonra 21.05.2018 tarihinde harçlandırılan istinaf dilekçesini ibraz ederek istinaf sebeplerini ileri sürüldüğü görülmekle, ikinci dilekçe süreden sonra ibraz edildiğinden dikkate alınamayacaktır. Süre tutum dilekçesinde gerekçeli istinaf sebepleri ileri sürülmediğinden HMK 342/3.ve 355 maddeleri gereğince kamu düzeni ile sınırlı olarak re’sen istinaf incelemesi yapılabilecektir. İstinafa konu ilk derece mahkemesi kararı yönünden; mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralının bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı, gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki bulunmadığı, harcın yatırıldığı dikkate alındığında kamu düzenine aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 355, 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf isteminin esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 853,87 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 640,47 TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 14,35TL istinaf posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.