Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2362 E. 2021/775 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2362 Esas
KARAR NO: 2021/775
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2018
NUMARASI: 2015/380 E. – 2018/60 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde müvekkili şirketin … Kadıköy Rıhtım şubesine ait 20/02/2012 tarih … nolu 6.000,00 TL bedelli ve 28/04/2012 tarih … nolu 6.000,00 TL bedelli iki adet çeki davalı tarafa verdiğini ve bu çek bedellerine istinaden kısmi ödemeler yaparak borcunu ödediğini, yapılan ödemelere rağmen davalının bu çekleri icra takibine koyduğunu, takibin kesinleştiğini beyanla, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından davalıya borçlu olunmadığının tespitine, davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kısmi ödemeler yaptıktan sonra müvekkili şirkete takip tarihi itibariyle 8.889,03 TL borcu bulunduğunu ve bugüne kadar hiçbir ödemede bulunmadığını beyanla, davanın reddine, %20 inkar tazminatı ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…tarafların tacir olduğu, aralarında ticari ilişki bulunduğu, davalının ticari ilişki kapsamında davacı tarafından kendisine verilen toplam 12.000,00 TL’lik 2 adet çeke dayalı davacıya karşı icra takibi yaptığı, davacının borcu olmadığı iddiasıyla mahkememizde menfi tespit davası açtığı, tarafların ticari defterlerinin konusunda uzman bilirkişi tarafından incelendiği, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmaları nedeniyle lehlerine delil vasfı taşıdığı, davacının dava konusu çeklere ilişkin kayıtlarının eksik olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise davacının dava konusu 2 adet çeke istinaden toplamda 5.270,00 TL kısmi ödemede bulunduğu, bu nedenle davacının dava konusu 2 adet çek nedeniyle davalıya 5.270,00 TL borçlu olmadığına kanaat getirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının, davalıya İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına konu 2 adet çek nedeniyle 5.270,00 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair talebin reddine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine..” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin çekler için toplamda 5.270,00 TL ödeme yaptığının ispatlandığını, davalı şirketin müvekkil şirket tarafından yapılan ödemeleri mahsup etmeksizin her iki çeki de icra takibine konu etmesinin ve her iki çek için de çek tazminatı ve komisyonu talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, davalının ticari kayıtlarına baktığında müvekkilinin kendisine ödemeler yaparak ilk çek bedeline yakın bir ödeme yaptığının anlaşıldığını, ancak davalının kendi ticari kayıtlarında bu hususu nazara almaksızın her iki çeki de icra takibine konu ettiğini, kötü niyet tazminatına karar verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, Bilirkişi tarafından yapılan incelemede müvekkilinin davalıya çekler dışında cari hesapta 2980- TL borçlu olduğunu sonucuna varıldığını, ticari defterlerde yapılan incelemede müvekkilinin davalıya tüm ticari ilişkide çeklerin bedeli de dahil 2980-TL borcu bulunmaktayken, bilirkişi ve mahkeme kararında çek bedelleri ile bu rakam biriribirinden ayrı gibi hesaplandığını, buna göre de müvekkilinin daha fazla borçlu çıktığını, yerel mahkemede taraflarınca açılan davanın … Kadıköy Rıhtım Şubesine ait 20.02.2012 tarih … nolu 6.000-TL bedelli ve 28.04.2012 tarihli … nolu 6000,00-TL bedelli 2 adet çekler sebebiyle müvekkilin 12.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti talebi olduğunu, açmış oldukları menfi tespit davasında sadece çek bazlı olarak inceleme yapılması gerektiğini, ticari defter incelemesinde bu şekilde yapılan incelemede müvekkilinin 12.000 TL borçlu olmadığının açıkça ortaya çıktığını, cari hesaptan kaynaklı olarak çeklerle herhangi bir bağlantısı olmayan 8.889,03 TL ‘nin iş bu davada konu edilmesinin usule aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin müvekkilin 5.270,00 TL borçlu olmadığını tespit etmiş ancak davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine haksız olarak uygulanan çek tazminatı ve komisyonu konusunda herhangi bir karar vermediğini belirterek itirazları doğrultusunda yerel mahkemenin kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; takibin mal alımından kaynaklanan cari hesap borcuna mahsuben verilmiş olan çeklerin bedelinin tahsiline yönelik olduğunu, başlangıçta sehven çek bedeli üzerinden takip açılmış ise de; takip sonrası vekil olarak tarafın aintikal eden cari hesap ekstresinde davacının tüm borcu ödemediği 8.889,03TL borcu bulunduğundan bu miktar üzerinden takibe devam edileceğinin cevap dilekeçsinde belirtildiğini, Raporda “karşılıksız çeklere istinaden yapılması gereken muhasebe kayıtlarının eksik olduğunun açıkça ifade edildiğini, davacının defterlerinin usulün euygun olmadığını, davacının defterlerinin esas alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, ticari ilişinin 2012 dn beri devam ettiğini, cari hesap şeklinde anlaşıldığını, banka kanalı ile yapılan ödemelerin söz konusu çeklere ait olduğuna dair ödeme belgelerinde bir kayıt olmadığını, yapılan bu ödemelerin keşide tarihinden sonra aynen devam etmiş olmasının da ödemelerin çekelre mahsuben olduğunu göstermeyeceğini, Kabule göre de önincelemeden önce cari hesap alacağının 8.889,03TL olduğu belirtilerek bu miktar üzerinden takibe devam edileceği belirtildiğini, AAÜT 6 maddesi dikkate alınması gerekirken hükmolunan vekalet ücretinin tarifeye aykırı olduğunu, yargılama giderlerinden de davacının sorumlu olması gerektiğini, Cari hesap ekstresinin ulaşması ile birlikte hata düzeltildiğinden kötüniyet söz konusu olmadığını, kötüniyetin ödeme yapmayan davacıda olduğunu, davacının istinaf isteminin reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalının katılma yolu ile istinaf istemine karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; bankadan çek bedeli olarak tahsil edilen 2000TL dikkate alınmadan takip başlatıldığını, müvekkilinin borçlu olmadığı miktarın 5200 TL değil 7200Tl olduğunu, mahkemenin kararının hatalı olduğunu, davalının ödemelerin cari hesaba ilişkin olduğu iddiasının HMK 357 md gereğince dikkate alınmayacağını, iddiasının ispat edilemediğini, davalının 8889,03TL alacağı olduğunu ikrar ettiğini, takip haksız ve fahiş olduğunu, vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğunu belirtmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.Davacı, takibe konu toplam 12.000TL bedelli 2 adet çek bedelinin ödendiğini ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davalı yanca davalı aleyhine kambiyo senedine dayalı ilamsız takip başlatılmıştır. Takibin dayanağı çekler; … Kadıköy Rıhtım Şubesi’ne ait 29.02.2012 Tarihli … nolu 6000TL bedelli, 28.04.2012 Tarih … nolu 6000TL bedelli keşidecisi davacı lehtarı davalı olan toplam bedeli 12.000TL olan çeklerdir. Davaya konu icra dosyası; kambiyo senedine dayalı olmakla iddia ve savunmanın cari hesaba göre değil, kambiyo senetlerine göre değerlendirilmesi yerindedir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre; davacı yanca yapılan toplam 5200TL’lik ödemenin çeke mahsuben yapıldığı tespit edilmiş, dava dilekçesi ekindeki makbuz örneklerinde de ödemelerin … nolu çeke mahsuben yapıldığının açıkça yazılı olduğu görülmektedir. Davalı vekili de duruşmalardaki beyanında “rapora karşı bir diyeceğimiz yoktur” şeklinde beyanda bulunmuş, raporda 5200TL’lik ödemenin çeke mahsuben yapıldığına ilişkin tespite açıkça itirazda bulunmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın 5200TL yönünden kısmen kabulüne karar vermesi yerindedir. Davacı vekili, çek tazminatı ve komisyonu konusunda karar verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; davanın çek bedelleri olan 12000TL üzerinden harçlandırılmış olması nedeni ile mahkemenin taleple bağlı kalarak çek bedelleri yönünden karar vermesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekili, davalının istinaf istemine cevap dilekçesinde çeklerin 2000TL’lik kısmının bankadan tahsil edildiğini ileri sürmüş ise de; bu iddiasını yargılama aşamasında ileri sürmediği gibi dosyada mevcut çek örneklerinin arka yüzünde “…takas sistemi kapsamında ödeme yapılmamıştır…” şeklinde şerh olduğu, çeklere ilişkin banka sorumluluk bedelinin ödendiğine dair ayrı bir açıklama da bulunmadığından bu iddia dikkate alınmamıştır. Davalının cari borç iddiasında bulunduğu, tarafların defterlerinde farklılıklar olduğu, davanın kısmen kabul edildiği dikkate alındığında davalının takipte haksız ve kötüniyetli olduğu sabit olmadığından mahkemece davacının tazminat isteminin reddine karar verilmesi yerindedir. Davalı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf istemine gelince; davalı cevap dilekçesinde davacının borçlu olmadığı iddiasını kabul etmediğinden AAÜT 6 maddesi uygulanamayacağı gibi, davanın kısmen kabul edildiği dikkate alınarak davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması da yerinde olmakla davalı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenle taraf vekillerinin istinaf istemlerinin HMK 353/1-b-1 md gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, – Davalıdan alınması gereken 359,99 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90TL ve 89,99 TL’nin mahsubu ile bakiye 234,10 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.