Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2332 E. 2021/755 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2332 Esas
KARAR NO: 2021/755
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2018
NUMARASI: 2015/454 E. – 2018/321 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin yapmış olduğu ticaretin karşılığında bazı çekler aldığını, müvekkili şirketin adresinde yapılan hırsızlık neticesi şirketin kasasında bulunan çeklerin çalınması nedeniyle, Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığının 2014/42435 Soruşturma numarası ile savcılık dosyasının açıldığını, ayrıca çeklere ilişkin İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1465 Esas bonolar için İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1540 Esas sayılı dosyalarından zayi davası açıldığını, davalının çalıntı çekleri müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas ve Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarından takibe konulduğunu, takip alacaklısının meşru hamil olmadığını, davalının basiretli tacir gibi davranmamış olması sebebiyle ağır kusurlu olduğunu, bu nedenle takip konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalının yasal sürede cevap vermediği ve münkir sayılması gerektiği, vekilinin vekaletname sunduğu anlaşılmıştır.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklı tarafından borçlular aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak takip yapıldığı, davacı borçlunun yetki itirazı üzerine Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/634 Esas 2015/656 Karar sayılı ilamı ile davacı borçlu yönünden yetki itirazının kabulüne, Bakırköy İcra Dairesinin yetkisizliğine, dosyanın tefrik edilerek, Büyükçekmece İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, icra dosyasının tefrik işlemi yapılarak dosyanın davacı yönünden yetkili Büyükçekmece İcra Müdürlüğüne gönderilmediğinin anlaşıldığı, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı kambiyo senedine mahsus yolla takip yapıldığı, borçlunun yetki itirazı üzerine Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/635 Esas 2015/577 Karar sayılı ilamı ile yetki itirazının reddine karar verildiği, takibe konu olan borcun diğer borçlulardan … San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından dosyaya yatırıldığı, borcun ödenmiş olduğunun anlaşıldığı, takibe konu olan 18.04.2015 keşide tarihli 7.347,00 TL bedelli … bankasına İzmir Sanayi Şubesine ait, … seri nolu çekin keşidecisinin … Ltd Şti, lehtar … Ltd Şti olup ilk cironun bu şirkete ait olduğu, …, … Ltd Şti, … ve … cirolarının bulunduğu, takip alacaklısının çeki bankaya ibraz ettiği, 31.03.2015 keşide tarihli … Siyavuşpaşa şubesine ait 6.088,00 TL bedelli çekin keşidecisinin … Ltd Şti, lehtarın … Ltd Şti, cirantaların sırasıyla, … Ltd Şti …, … Ltd Şti …, … olduğunun anlaşıldığı, dava konusu olan çeklere ilişkin, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/725 Esas sayılı dosyasından çekin zayi sebebiyle iptaline karar verildiğinin anlaşıldığı, davanın davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyalarına ilişkin borcunun bulunmadığı ve bu dosyada dayanak yapılan çeklere ilişkin borçlu olmadığının tespitine dair olduğu, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 790 maddesine göre cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır, somut olayda dava konusu çeklerde lehtardan hamile ciro silsilesinin tam olduğu, herhangi bir kopukluk bulunmadığı anlaşıldığından takip alacaklısı …’un yetkili hamil olduğunun kabulü gerektiği, TTK 792 maddesine göre, çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 maddesine göre ispat etse çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür, somut olayda davalı takip alacaklısının dava konusu çeke kötü niyetli iktisap etmiş olduğu ve iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda delil bulunmadığı, davacının kötü niyetli olduğu ispat edilmediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığının 2014/42435 Soruşturma numarası ile savcılık dosyası ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına 2015-52076 Soruşturma No ile savcılık dosyası halen derdest olup devam etmektedir. Davanın niteliğini kökten etkileyecek bu iki dosyanın akıbeti beklenmeden karar verilmesi neticesinde eksik inceleme yapılmak sureti ile yanlış karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde görüleceği üzere Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklı tarafından borçlular aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak takip yapıldığı, davacı borçlunun yetki itirazı üzerine Bakırköy 6. İcra Hukuk mahkemesinin 2015/634 Esas 2015/656 Karar sayılı ilamı ile davacı borçlu yönünden yetki itirazının kabulüne, Bakırköy İcra Dairesinin yetkisizliğine, dosyanın tefrik edilerek, Büyükçekmece İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, icra dosyasının tefrik işlemi yapılarak dosyanın davacı yönünden yetkili Büyükçekmece icra müdürlüğüne gönderilmediği görülmektedir . Yasal süre içerisinde davalı gerekli işlemleri yapmadığından bu dosya itibari ile müvekkilimizin borçlu olmadığı ortaya çıkmıştır, Yine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, Çekteki son ciro dava dışı …e ait olup bu ciro iptal edilmediğinden takip tarihi itibari ile meşru hamilin davalı olmadığı bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş, Rapora davalıca itiraz edilmemiş , ancak yerel mahkeme bu hususta dikkate almamış ve yasal hamil olmayan davalı lehine hüküm oluşturmuştur. itiraz etmekteyiz. Yine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı kambiyo senedine mahsus yolla takip yapıldığı, borçlunun yetki itirazı üzerine Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/635 Esas 2015/577 Karar sayılı ilamı ile yetki itirazının reddine karar verildiği, takibe konu olan borcun diğer borçlulardan … Ltd. Şti tarafından dosyaya yatırıldığı, borcun ödenmiş olduğu anlaşılmıştır. Yerel mahkeme takibe borcu keşideci tarafça ödenen dosyada yanlış karar vermek sureti ile aleyhimize karar oluşturmuştur. Özetle; Dava dilekçemizde belirttiğimiz üzere Müvekkil şirket yapmış olduğu ticaretin karşılığı olarak bazı çekler almış ve söz konusu çekler bir kısım değerli eşyalar ve senetlerle birlikte müvekkil şirket Adresinde yapılan (17.12.2014 tarihinde mesai saatinden sonra geç bir vakitte ) hırsızlık neticesi şirket kasası da alınmak suretiyle soyulmuş 17.12.2014 tarihinde söz konusu çekler müvekkil şirket kasasında şirket uhdesinde iken (çalınma- vasıtasıyla) zayi olmuştur.“Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına 2014-42435 Soruşturma No ile savcılık dosyası açılmıştır ve soruşturma devam etmektedir. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına 2015-52076 Soruşturma No ile savcılık dosyası halen derdest olup devam etmektedir. Çekler ve bonolar hakkında açılan davalar Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/725 Esas sayılı dosyası (İstanbul (5. ) Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014-1465 Esas sayılı dosyası ) İstanbul (15. ) Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014 -1540 Esas sonuçlanmış lehimize karar verilmiş ve kararlar kesinleşmiştir. Biz davamızda defter incelemesi ve diğer belgelerle bu çeklerin rıza hilafına elimizden çıktığını davalının yasal hamil olmadığını ispat etmiş bulunmaktayız. Davalı tarafça yasal hamil olduğuna dair herhangi bir ispat vasıtası dosyaya sunulmuş değildir. Davalı taraf hangi ticari ilişkiye istinaden söz konusu çeklerin hamili olduğunu ispat edemediği gibi kendisinden önce gelen cirantaların gerçek ve ticari hayatta varlığı dahi ispata muhtaç halde beklemektedir. Hatta davayı dahi takip etmemiştir. Davalı, varlığı ispat edilemeyen diğer taraf veya taraflarla Muvazaalı ve tertipli işlemlerle iyi niyetli üçüncü şahsa tanınan haklardan faydalanarak haksız kazanç sağlamaktadırlar. Meşru hamillik sıfatında iyi niyet kıstasında aranan bilmeme veya bilecek durumunda olmama durumu alacaklı için söz konusu değildir. Yerel mahkeme bu hususları irdelememiştir .Dosyada bilirkişi ciro silsilesini şekli anlamda sadece imza sırasına göre inceleyip değerlendirmesine rağmen, genel anlamda bakıldığında ve hukuki değerlendirme mahkemenin olduğu düşünüldüğünde davamızın haklılığı tespit etmiş dilmektedir, ve hatta Bakırköy … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde, çekteki son ciro dava dışı …’e ait olup bu ciro iptal edilmediğinden takip tarihi itibari ile meşru hamilin davalı olmadığı davalıca itiraz edilmeyen raporda dile getirilmiştir. Dosya kapsamında davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisapta ağır kusuru olduğuna dair bir çok delille birlikte iyi niyetli iktisabını belirtir hiçbir emare veya savunma yoktur. Biz davamızın haklılığını ispat ettiğimiz kanaatinde olmakla birlikte Yerel mahkemenin davalının bu çeki kötü niyetli iktisap ettiğine veya iktisapta ağır kusuru olduğuna dair tam bir kanaate varması için gerekirse Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına 2014-42435 Soruşturma No ile savcılık dosyası, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına 2015-52076 Soruşturma No ile savcılık dosyası halen derdest olduğundan dosyalarının da sonucunun beklenmesi ve safahatının incelenmesini gerekmekte idi…” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;menfi tespit davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ifadesine yer verilmiştir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya dair ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i ( savunma ) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, 290′. maddedeki meblağdan az bir miktara dair olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ( kesin delil ) ile ispat edilebilir. Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Bu temel bilgiler kapsamında eldeki davaya bakıldığında ; davacı ile takip alacaklısı arasında ” temel ilişki” bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının ticari kayıtlarının davayı aydınlatma işlevi de olmamaktadır. Yani ticari defter ve belgelerin incelenmesi ve rapor alınması davanın seyri açısından önem taşımamaktadır. Kambiyo hukuku açısından incelendiğinde ; çekte şekli anlamda bir ciro silsilesi kopukluğu görünmemektedir. Davacının hem çeklerin rızası dışında elinden çıktığını hem de hamil konumundaki davalı/ takip alacaklısının bu durumu bildiği veya bilmesi gerektiğini, bile bile borçlu aleyhine işlem yaptığını ispat külfeti mevcut karinenin aksini iddia eden davacı yandadır. Takibe konu çeklerden birindeki ters ciro hakkında her ne kadar bilirkişi raporunda 7347 TL lik çekte davalının hamil olmadığı yazılı ise de ; geriye ciro durumu söz akonusu olduğunda, borçluya karşı müracaat sorumlusu durumunda olan cirantanın çeki geriye ciro yoluyla alması ve başkalarına ciro etmesi mümkün ise de, bu şekilde çeki ciro yolu ile devraldıktan sonra gerek kendisinin gerekse çeki ciro yoluyla devrettiği diğer cirantaların bu cirantanın sorumlu olduğu kimselere müracaat borçlusu olarak başvurması mümkün değildir. Zira, geriye ciro yoluyla çeki devralan ciranta çeki devretmeden önceki durumuna döner ve bu şekilde kimlere başvurma hakkı varsa ancak onlara karşı takip yapma imkanına kavuşur. Açıklanan bu nedenle takip alacaklısının çeki geri ciro yoluyla yeniden alması halinde ,hiç cirolamamış gibi kendisinden önceki cirantalara , lehdara ve keşideciye müracaat hakkı bulunmaktadır.Açıklanan tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı ispat kuralları çerçevesinde yerinde olup, davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/04/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.