Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2328 E. 2019/1348 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2328 Esas
KARAR NO : 2019/1348
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018
NUMARASI : 2017/600 E. – 2018/126 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dilekçesinde özetle; davayı … (TC NO: …) adına açtığını, müvekkil davacının, Türk Patent Enstitüsünün 2013 29050 marka nolu, Marka Tescil Belgesi ile … markasını 28.03.2013 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 21.03.2015 tarihinde tescil ettirdiğini, … markasını da … marka nolu, Marka Tescil Belgesi ile 29.01.2009 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile 25.01.2010 tarihinde tescil ettirdiğini, ayrıca davacı müvekkilinin … markasını ve bu markaya bağlanan listede yazılı olan ürünleri … başvuru no 280 nolu tescil yayın bülten no ile tescil ve ilan ettirdiğini, keza … markasını ve buna bağlanan listedeki ürünleri de … tescil yayın bülten no, … ile 05.07.2017 tarihinden itibaren kendi adına tescil ve ilan ettirdiğini, davalının, müvekkilin markalarına bağlanan ve Türk Patent Entitüsüne tescilli emtiaları kopyalamak, taklitlerini üretmek ve satmak suretiyle normal zekadaki herhangi bir tüketiciyi yanıltacak benzerlikte korsan ürünler üreterek emtiaların satışını gerçekleştirmek suretiyle müvekkilin markasına bağlanan ürünleri kopyalayıp satarak haksız kazanç sağladığını, markalara bağlanan emtialar marka ve patent hakkı sahibi …’nın kendi şirketi … Ltd şirketi ile markaya bağlı olan emtiaların ticaretini yapmakta olduğunu, 05.07.2017 tarihinde davalı şirketten … seri nolu … sevk irsaliyeli fatura ile alışveriş yapılarak müvekkilin patent hakkı sahibi olduğu emtiaların bire bir korsan üretiminin satışının yapıldığının tespit edildiğini, davalı şirketin 554 sayılı KHK gereğince tecavüzünün tespiti ve men’ine, aynı zamanda TTK 57 maddesi gereğince davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden tecavüzünün durdurulmasına ve yasaklanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 25.11.2017 tarihli davacı sıfatındaki maddi hatanın düzeltilmesi istemli dilekçesinde; davacının adı her ne kadar sehven tasarımcının adı belirtilmiş ise de patent belgelerinden patent hakkı sahibinin …LTD ŞTİ olduğunu, aynı belgelerden …’nın ise tasarım hakkı sahibi olduğunu, davalı vekilinin tasarım belgesi olmadığına ilişkin beyanının gereksiz olduğunu, 22.07.2017 tarihli 62 tasarım sayısı / tasarım tescil başvuru formu (2017/04872 2017/ ge -292419 ), (2017/04984 2017-ge -300631 ) tasarım tescil başvuru formu 27.7.2017 tarihli 4 sayfalık belgeyi ibraz ettiklerini, davalarının dayanağının bu belgeler olduğunu, patent veya faydalı modele ilişkin koruma tarihi başvuru tarihinden itibaren başladığını, davalı şirketin patent hakkına tecavüzünün tespiti ve men-ine ve yasaklanmasına, aynı zamanda davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden tecavüzünün durdurulmasına ve yasaklanmasına karar verilmesini, İhtiyati tedbir taleplerinin kabul edilmesini, davalı şirketin bugüne kadar elde ettiği haksız kazancın miktarının tüm ticari defter ve kayıtları incelenerek uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini talep ettiğine dair beyan dilekçesi sunmuştur. Davalı vekili beyan dilekçesinde; Öncelikle Dava Konusu Tasarıma Tecavüzün Tespiti istemli davanın dayanağı olarak ileri sürülen belgelerin dört adet marka tescil belgesi olup; herhangi bir tasarım belgesi bulunmadığını, davacının, “markaya bağlı tasarım veya patentli ürünler” gibi bir kavram üreterek ve haksız rekabet ileri sürmesinin de herhangi bir yasal dayanağı bulunmadığını, dava dilekçesinin yeterli açıklık içermediğini, derdestlik itirazında bulunduklarını, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/130 esas, İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/79 Esas sayılı dava dosyaları ile davaların görülmekte olduğunu, davacının tescilli olduğunu ileri sürdüğü diğer … nolu marka belgelerinin tescilli olup olmadığının belli olmadığını, bu belgeleri Türkpatent kayıtlarında bulamadıklarını, Ayrıca Tasarım belgesi olarak da aradıklarını online sorguda bulamadıklarını, bu nedenlerle gerekçeli cevaplarını öncelikle Türk Patent Marka Sicilinden istenen … nolu belgeler geldikten sonra hazırlayıp sunma haklarının saklı tutulmasını talep ettikleri anlaşılmıştır. Davalı vekili 2.cevaplarında; davacının gerek 08.10.207 tarihli cevaba cevap dilekçesinde dava dayanağı olarak ileri sürdüğü ve gerekse 08.10.2017 tarihli delil dilekçesi ekinde davaya dayanak olarak sundukları 22.07.2017 tarih ve 2017/04872 ve … Tasarım Tescil başvuru belgelerinde, başvuru sahibi …LTD. ŞTİ. olduğunu, işbu davanın davacısı …’nın dava tarihi itibariyle tasarım sahibi değil, sadece tasarımcı olduğundan ve tasarım başvurusu … LTD. ŞTİ. adına yapıldığından …’nın dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davacının 08.10.2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde dava dayanaklarının 22.08.2017 tarih ve … ve …Tasarım Tescil Başvuruları olduğunu belirttiğini ve 08.10.2017 tarihli delil dilekçelerinde ise bu başvuru belgelerinin TPE başvuru kayıtlarını sunduklarını, davacının herhangi bir tescilli tasarımı olmadığını, sadece tescil başvurusu bulunduğunu, davacı 08.10.2017 tarihli cevaba cevap dilekçelerinde ise tasarım tescil başvurusundan söz ederek davalarını ıslah ettiklerini ileri sürdüğünü, davanın bu şekilde davayı ıslahını kabul etmediklerini, davacının 22.07.2017 tarih ve … ve … tasarım tescil başvuruları henüz daha tescil edilmeden tescilli olduğu iddiasıyla dava açıldığını, 08.10.2017 tarihli dilekçe ekinde sunulan başvuru belgelerinde başvuru sahibinin … olmaması nedeniyle …’nın dava ehliyetinin yokluğu nedeniyle ilk itirazları da dikkate alınarak, Davanın ıslahına muvafakat etmediklerinden davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır. İstanbul 1.FSHHM’nin 29.03.2018 tarihli 2017/600 E. – 2018/126 K. sayılı kararıyla; “davacı vekilinin dava dilekçesinde ;davalının davacıya ait tescilli emtiaları kopyaladığını, tasarım hakkına tecavüzün tespitini istediğini, ıslah dilekçesi ile ise patentli ve tescilli ürünlere tecavüz iddiasıyla talepte bulunmuşsa da, sunduğu belgeler incelendiğinde tescile bağlanmış bir patent belgesinin mevcut olmadığını, 2017/04872 ve 2017/04984 başvuru nolu tasarım tescil başvuru belgelerini dayanak yaparak talepte bulunduğu , talebini halen ön inceleme oturumunda dahi somutlaştırmadığı, ıslah harcının yatırılmadığı, ıslah etmek istediği şirketi temsile ilişkin vekalet sunulmadığı dolayısıyla tüm bu hazırlıkların dava açarken yapılması gerekli olduğu, bu hususun yanılgıdan değil ihmalden kaynaklı olduğu, taraf değişikliği talebinin de davalı yanca kabul edilmediği gerekçesiyle aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davaya dayanak teşkil eden evrakların müvekkiline geç gönderildiğini, müvekkilinin yıllardır Almanya’da yaşadığını, Türkçesinin yetersiz olduğunu, bazı evrakları yanlış ve eksik gönderdiğini, kanunun verdiği hakları kullanarak gerekli düzeltmeleri yaptıklarını, bu düzeltmelerin dosyaya ve davalıya zararının bulunmadığını, HMK’nın 124.maddesi gereğince kötüniyetle ve davalı tarafa zarar verme kastı olmaksızın yapılan hatalardan dolayı karşı tarafın rızasına ihtiyaç olmaksızın taraf değişikliğine gidileceğini, sehven tasarım sahibi olarak davacı belirtildiğinden maddi hatayı düzelterek ve tasarım hakkı sahibinin adını düzelterek, patent belgesinde hak sahibi bulunan… Ltd Şti’ni davacı olarak ıslah ettiklerini, mahkemenin birebir davalı vekilinin dilekçesindeki ifadelerle davayı usulden reddettiğini, kararın Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, patent başvurusunda bulunanın … Ltd Şti olduğunun tartışmasız olduğunu, patent başvurularının 22.07.2017 ve 27.07.2012 tarihinde yapıldığını, koruma altında olduğunu, 18.08.2017 tarihinde dava açıldığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. TPMK’dan celp edilen tasarım tescil belgelerinden, 22.07.2017 başvuru tarihli 2017/04872 ve 2017/04984 başvuru sayılı çoklu tasarımları için …Ltd Şti adına başvuru yapıldığı, başvurunun ilan edilip edilmediğinin anlaşılamadığı görülmüştür. Davacı … adına tecilli … ibareli markaların bulunduğu görülmüştür.Davacı vekilinin 27.11.2017 tarihli ıslah dilekçesinde; tasarım hakkı sahibinin adına çıkararak patent hakkı sahibi olarak … Ltd. Şti.’nin davacı olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesi açıklayıcı dilekçe ve ön inceleme duruşmasındaki beyanlarında; tasarım tescil başvuruları ayrıca müvekkilinin patent hakları kapsamında tecavüzün ve ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması davası açtığı, TPMK’dan celp edilen kayıtlardan, davacı ve dava dışı olup ıslah suretiyle davacı yerine geçirilmek istenen … Ltd.Şti. adına, patent tescili bulunmuyorsa da, tasarım tescil başvurusunun bulunduğu, Islah suretiyle taraf değişikliği mümkün değilse de; HMK’nın 124.maddesinde de, taraf değişikliğinin karşı tarafın açık rızası ile yapılabileceğini, şartları varsa kabul edilebilir maddi bir hatadan kaynaklanan dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin de rıza aranmaksızın kabul edileceğinin düzenlendiği, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde dayandığı Yargıtay kararlarında davalının hatalı gösterilmesi nedeniyle davacıya taraf değişikliği imkanının verildiği oysa somut olayda, davacı adına korunabilir tasarım tecil başvurusu yada patent başvurusu bulunmadığı, dava dışı şirket adına başvuru yapıldığı, davacı vekilinin dava açmadan önce bu belgeleri incelemesi, dava dilekçesine eklemesi hatta TPMK online kayıtlarından başvurunun hangi aşamada olduğunu araştırdıktan sonra dava açması gerekirken vekili olduğu ve hak sahibi olmayan davacı adına dava açmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığının ileri sürülemeyeceği, HMK 124. Madde de düzenlenen koşulların bulunmadığı, HMK’nın 114.maddesi gereğince ilk derece mahkemesince dava şartlarından olan aktif husumet ehliyetinin gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 20/06/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.