Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2322 E. 2021/1280 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2322 Esas
KARAR NO: 2021/1280 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI: 2017/69 E. – 2018/97 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların yetkilisi olduğu dava dışı … isimli şirketin markalarına karşı, davalının 2007/44078 numaralı 23,24,25,26 sınıflarında tescilli bulunan markasına dayanarak TPMK nezdinde itiraz ettiğini, itirazın reddine ilişkin YİDK kararının iptali davaları ile hali hazırda tescilli markalar aleyhine de hükümsüzlük davaları açmış olduğunu, davacı şirket yetkilileri aleyhine de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/107399 sayılı soruşturma dosyası ile markaya tecavüz suçundan şikayette bulunduğunu, dava dışı … şirketinin de davalı aleyhine Bakırköy 2 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/37 esas sayılı dosyası kapsamında 556 sayılı KHK. nın 14 maddesi uyarınca kullanmama sebebi ile iptal davası açtığını, söz konusu davada davalının markaları kullanmadığının bilirkişi marifetiyle tespit edildiğini, bu nedenlerle davalı adına TPMK. Nezdinde tescilli bulunan 2007/44078 numaralı “…” şekil ibareli markanın tescilli bulunduğu tüm mallar bakımından 6769 sayılı SMK. nın 9, 26 ve geçici maddeleri uyarınca kullanmama sebebiyle iptaline, sicilden terkinine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin hak sahibi olduğu … markasını … yer alan müvekkili şirket ile aynı grupta yer alan … Ltd. Şti. Arasında imzalanan 17/12/2012 tarihli protokol uyarınca, ciddi istikrarlı ve kesintisiz olarak kullandığını, müvekkili şirketin … markasında üretim yapmakta ve ürünleri çeşitli kanallarda pazarladığını, markasını ciddi ve istikrarlı kullanan müvekkilinin imalatçı toptancı olarak kendi müşteri kitlesini yarattığını, davanın kötü niyetli dava açtığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 20.03.2018 tarihli 2017/69 E. – 2018/97 K. sayılı kararıyla; “…somut olayda davalı tarafa ait markanın 25.sınıf yönünden ciddi olarak tanıtımı ürün satışının yapıldığı söz konusu satışların dava dışı … giyim sanayi tarafından gerçekleştirildiği, davalı ile yapılan sözleşme gereği bu kullanımların marka sahibinin izni ile kullanım olması nedeniyle kullanım kabul edilmesi gerektiği markanın asli unsuru değiştirilmeden 25. sınıf emtiada kullanıldığından bu sınıf yönünden yerinde olmayan davanın reddine , 23, 24 ve 26 sınıf emtialarda ve sınıfta ciddi bir kullanım bulunmadığından kullanımı ispat yükü davalı tarafa ait olup bu yöndeki kullanımlar ispat edilemediğinden bu kısımlar yönünden davanın kabulüne karar vermek gerektiği” gerekçesiyle; “Davacı tarafın davasının kısmen kabul,kısmen reddi ile 2007/44078 … markasının kullanılmama nedenine yönelik iptal davasının 25. Sınıf yönünden markanın kullanımı olup ciddi kullanım ve markanın esaslı unsuru bozulmayacak şekilde kullanımı söz konusu olduğundan bu sınıf yönünden talebin reddine, 2-23,24,26 sınıf yönünden davalı tarafın markaya yönelik ciddi bir kullanımı ispat edilemediğinden bu sınıflar yönünden markanın iptaline, TPMK’dan terkinine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin kararının hatalı olduğunu, davalı markasının kullanımına ilişkin sunulan faturaların dava dışı “…. Tic. Ltd. Şti.” adına olduğunu, tescil sahibi adına fatura ibraz edilemediğini ve marka kullanım-lisans sözleşmesinin ibraz edilemediğini, davalı tescilli markası “…” olmasına rağmen “Mila” ibaresi kullanımının markanın kullanımı şeklinde yorumlandığını, yine faturadaki kullanım dışında yer alan, yani kullanım tespit edilmeyen “Çoraplar. Ayak giysileri, baş giysileri” bakımından bu ürünlerin de 25. Sınıfta yer alması nedeniyle genişletici yorum yapılmasının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin kararlarıyla bağdaşmadığını, -karara dayanak bilirkişi raporunda yapılan tespitlerin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, raporda davalı markasından ayrılan salt “…” markalı kullanımların davalı “…” markasının kullanımı şeklinde yorumlanarak, hatta 25. Sınıfta “çoraplar, ayak ve baş giysileri” emtiası bakımından kullanımlarının tespit edilememiş olduğunun belirtildiği halde 25. Sınıfta tüm emtiaları kapsayacak şekilde 25 sınıfta kullanımın bulunduğunun belirtilmesinin Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2016/37 Esas sayılı dosyaya sundukları Yard. Doç.Dr. … ve Doç. Dr. … uzman görüşünü tekrar dosya kapsamına sunduklarını,-uzman mütalaasında açıklandığı üzere markanın esaslı unsurunun Türk Marka Hukuku’nun genel prensibi olan “markanın bölünmezliği ilkesi prensibi” kapsamında … ve … ibareleri olduğu, 3. Kişi tarafından kesilen faturaların lisans şerhi bulunmadan üçüncü kişilere karşı kullanımın ispatı olarak ileri sürülemeyeceğini, iptal davalarında kullanımın sınıf altındaki her bir emtia yönünden tek tek araştırılması gerektiğini, -davalının sunduğu … Firmasına kullanım hakkı tanındığına ilişkin belgenin Noterden onaylı olmadığını, delil mahiyeti bulunmadığını, 6769 Sayılı SMK 148/5 maddesi gereğince sicile kaydedilmeyen hukuki işlemlerden doğan hakların iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğini, sunulan faturalar üçüncü kişiye ait olduğu gibi, kullanımların tescil edildiği şekli ile değil … şeklinde olduğunu, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2016/37 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda davalının 25. Sınıfta dahil olmak üzere tescil edildiği tüm sınıflar bakımından iptali gerektiğinin belirtildiğini, mahkemenin aldığı raporun bu rapor ile de çeliştiğini, -markanın 23/24/26. Sınıflar bakımından kullanılmadığının sabit olduğunu. 25. Sınıf yönünden de davalının kullanımının bulunmadığını, bilirkişilerin … şeklindeki kullanımın “…” markası bakımından geçerli bir markasal kullanım teşkil edeceği şeklindeki görüşünün Yargıtay 11. HD’nin kararları ile çeliştiğini, Yargıtay 11. HD’nin 07/05/2013 tarihli 2011/6823 E, 2013/9240 K sayılı kararında … markasının, … MEYVELİ KEK şeklindeki kullanımını, kullanım olarak değerlendirilmediğini, 16/09/2013 tarihli 2012/1624 E, 2013/15661 K sayılı kararında … markasının … olarak kullanılmasını markanın ayırd edici karakterini değiştirmeden farklı unsurlarla kullanım olarak kabul etmediğini, 26/11/2001 tarihli 6361,9286 sayılı kararında İZO kelimesinin kullanımının İZOSU markasının kullanıldığı anlamına gelmeyeceğini belirttiğini, bilirkişi raporundaki markanın asıl ve ayırt edici unsurunun … ibaresi olduğu ve kullanımın markanın ayırt edici karakterinin değiştirilmeden kullanılması şeklindeki değerlendirmelerin yerinde olmadığını, -faturaların alt kısmındaki “ürünler … markalıdır” şeklindeki faturaların kabul edilemeyeceğini, sonradan ekleme yapılmış olabileceğini, raporda da bunların ayrı ayrı belirtildiğini,-“…” şeklindeki kullanımların 14/02/2017 tarihinden itibaren başladığını, son üç aylık kullanımların dikkate alınamayacağını, -faturaların 25. Sınıf bakımından ciddi bir kullanım arz etmediğini, yıllık net satışlar üzerinde oldukça küçük bir pay oluşturduğunu, beyanla kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Davacıların, … Tic. A.Ş. ‘nin imza yetkilisi olduğunu, şirket adına daha önce aynı konuda Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/37 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davada verilen kararın bu davanın açılış tarihi itibariyle kesinleşmediğini, davanın şirket adına açıldığının kabulü ile derdestlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini,- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/107399 soruşturma nolu dosyasında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, davacı şahıslar adına açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiğini,- Mahkemenin 25. Sınıf yönünden davanın reddine dair kararının haklı ve yerinde olduğunu,, 25. Sınıfın bileşeni olan ve 25. Sınıftaki mallar ile aynı tipten olan 23, 24 ve 26. Sınıflar yönünden markanın iptaline karar verilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu beyanla, kararın kaldırılarak derdestlik ve hukuki yarar yokluğundan davanın reddine, bu mümkün olmazsa, davanın kabul edilen kısmının kaldırılarak tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:İptali talep edilen marka tescil kaydından, davaya konu 2007/44078 … markasının 2007/44078 sayı ile 23,24,26,26 sınıflarda tescilli olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda; davalı şirket ile kurucu ortakları aynı kişiler olan dava dışı olan …san. Tic. Ltd. Şti arasında 17/12/2012 tarihinde imzalanan protokol gereğince dava dışı … ltd. Şirketi kullanımının 6769 sayılı SMK. nın 9/3 madde gereğine marka sahibinin izni ile kullanım olduğu, markanın tescilli olduğu sınıflardan 25. Sınıf emtiasında olan her türlü malzemeden yapılmış iç ,dış giysiler yönünden giysilerin alt sınıft emtiası kabul olunabilecek çoraplar, ayak giysileri, baş giysileri yönünden ciddi kullanım gerçekleştirilmiş olduğu, 23,24 ve 26 sınıf emtia yönünden herhangi bir kullanımının olmadığı, marka kullanımlarının bir kısmında … bir kısmında … şeklinde kullanım olduğu bu kullanımın markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden farklı unsurlar ile kullanılması içerisinde değerlendirilebileceği beyan edilmiştir.Dosyaya örneği sunulan 17/12/2012 tarihli protokolün, … San. Ve Tic. A.Ş. İle … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Arasında imzalandığı, protokolde; ” … şirketine ait olan 2007/44078 sayılı TPE’de tescilli “…” markası için, kardeş firma …..Ltd. Şti. Tarafından üretim yapılmasına ve üretilmiş ürünlerin … tarafından satılmasına, marka, üretim ve satış için herhangi bir komisyon talebinde bulunulmamasına, pazar payı için iki firmanın da birlikte çalışma yapılmasına, gerekli ilerlemelerin sağlanması ile oluşacak durumların bilahare değerlendirilmesine karşılıklı olarak karar verildiğinin” kabul edildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı adına tescilli 17/08/2007 başvuru tarihli 2007/44078 sayılı “…” ibareli markanın kullanılmaması nedeniyle, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 9 ve 26. Maddesi gereğince iptalini talep etmiştir. Mahkeme davanın kısmen kabulüne, davalı markasının 25. Sınıf yönünden iptali talebinin reddine, 23/24/26. Sınıflarda davalı tarafça kullanıldığı ispatlanamadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.Davalı vekilinin hukuki yarar ve derdestlik itirazı, dava şartlarına yönelik olduğundan öncelikli olarak incelenmiştir. Davacılar … ve …’un dava dışı … şirketinin yetkilileri oldukları ve davacıların davalının 2007/44078 sayılı tescilli markasına tecavüz ettiklerinden bahisle, davalı tarafın şikayeti üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/107399 soruşturma nolu dosyası ile haklarında soruşturma başlatıldığı, bu davacıların iptal davası açmakta hukuki yararlarının bulunduğu, ancak davacılardan … hakkında soruşturma başlatılmadığı, şirket yetkilisi de olmadığı, bu davacının davalı markasının iptalini talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı kanaatine varılmış, … yönünden dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekirken, onun yönünden de yargılamaya devam edilmesi yerinde görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davalı vekili Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/37 esas sayılı dosyasının bu dava yönünden derdestlik teşkil ettiğini ileri sürmüşse de; dosya kapsamında bulunan karar örneğinden, davacılar tarafından değil, DSM Grup Danışmanlık şirketi tarafından iptal davası açıldığı, 556 Sayılı KHK 14. Maddesine dayanarak açılan davada, davanın yasal dayanağının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle, davanın yasal dayanağı ortadan kalktığından, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu davanın ise 07/01/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6769 Sayılı SMK hükümlerine göre açıldığı anlaşılmakla, bu dava yönünden derdestlik teşkil etmeyeceği, mahkemenin derdestlik itirazının reddine karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.Davalı markasının 23/24/25/26. sınıflarda tescilli olduğu, mahkemenin 25. Sınıfta davalı markasının kullanıldığından bahisle, bu sınıf yönünden davanın kabulüne, diğer sınıflarda kullanıldığı ispatlanamadığından davanın kısmen reddine karar verdiği anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava dışı … şirketinin “…” ibareli marka kullanımının davalı tarafça markanın kullanıldığı anlamına gelmeyeceğini ileri sürmüştür. 556 Sayılı KHK 14/2-c maddesinde ve 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 9/3 maddesinde “Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılmasının da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edileceği” düzenlenmiştir. Davalı tarafça, … şirketi olduğu iddia edilen … Şirketi tarafından markanın kullanıldığı ileri sürülmüş, mahkemeye … San. Ve Tic. A.Ş. İle … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Arasında imzalanan 17/12/2012 tarihli protokol, kataloglar, faturalar ibraz edilmiştir. Davacı tarafça ibraz edilen protokolün tasdiksiz olduğu ve müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceği savunulmuştur. Mahkeme tarafından markanın ilk tescilden itibaren kayıtları celp edilmemiş, protokolün davalı şirket tarafından değil, İntera Uluslararası Moda isimli şirketi ile, … Şirketi arasında imzalandığı anlaşılmakla, davalı şirket ile protokolün tarafı olan şirketlerin ortakları ve yetkililerini gösterir sicil kayıtları getirtilmemiş ve davaya konu markanın daha önce … Şirketi adına kayıtlı olup olmadığı, davalıya sonradan devredilip edilmediği de araştırılmamıştır. Dairemizce kayıtlar getirtilerek incelenmiş, Ticaret Sicil Kayıtlarından, …San. Ve Tic. Aş. unvanlı şirketin ticaret unvanının 05/02/2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile, …. A.Ş. Olarak değiştirildiği, şirket yetkililerinin münferiden … olarak seçildiği anlaşılmıştır. … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin de ortaklarının … olduğu, şirket müdürünün … olduğu görülmüştür.TPMK’dan celp edilen kayıtdan, 2007/44078 başvuru numaralı … şekil markasının … San. Ve Tic. A.Ş. adına tescil edildiği, şirketin unvan değişikliği sonrasında, .. A.Ş. Adına tescil işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Şirketlerin ortaklarının aynı olduğu göz önüne alındığında, marka sahibinin vermiş olduğu izin ile, aynı ortaklık yapısına sahip şirket olan … Şirketi tarafından markanın aynısı yahut ayırt edici karakterini değiştirmeden kullanıldığının ispatı halinde, markanın kullanıldığı kabul edilebilecektir.Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda; markanın “…” şeklinde kullanımının “markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması” içerisinde değerlendirilebileceği ve davalı tarafça dava dışı … firması tarafından davalı markasının 25. Sınıfta “iç ve dış giysiler” yönünden kullanımın ispatlandığı, “giysiler” in alt emtiası “çoraplar.Ayak giysileri. Baş giysileri” yönünden de gerçekleşmiş kabul edileceği beyan edilmiş ve mahkemece 25. Sınıf yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Markanın ayırd edici unsurlarının değiştirilmeksizin farklı şekillerde kullanımı, SMK 9/2-a maddesine uygun bir kullanım sayılabilecekse de; markanın ayırt edici unsurunun değiştirilip değiştirilmediği, tescil kapsamında kullanım bulunup bulunmadığının tespitinde ticari dürüstlük ve iyi niyet kuralları geçerli olacaktır. Markanın kullanıldığının ispatı yönünden, markanın birebir aynısının kullanılması gerekmiyorsa da, (Uğur Çolak-Türk Marka Hukuku,4. Baskı, sf 963) markanın tüketici nezdinde, markayı taşıyan mal/ve/veya hizmetin kimden kaynaklandığı algısını değiştirmeyecek türden bir kullanım olması gerekmektedir. Davalının tescilli markası “…” ibarelidir. Türkçe karşılığı … anlamında olup, … ve … ibarelerinin her ikisi de markanın asli unsurudur. … markasının bir kısım, giysi emtialarında kullanılmasının … markasının ayırt edici unsurunu değiştirmeden kullanım olarak kabul edilmesi yerinde olmamıştır. Ayrıca mahkemenin kabulüne göre dahi; 25. Sınıfta her bir alt sınıfta tescilli emtia yönünden ayrı ayrı markanın kullanılıp kullanılmadığı değerlendirilerek kullanılmayan emtialar yönünden, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken (bkz 11. Hukuk Dairesi’nin 28/10/2013 tarihli 2013/2007 Esas-2013/18927 Karar sayılı kararı) kullanımın ispatlanamadığı “çoraplar, Ayak giysileri. Baş giysileri” yönünden de davanın reddine karar verilmesi de yerinde değildir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde 25. Sınıftaki mallar ile aynı tipten olan 23, 24 ve 26. Sınıflar yönünden markanın iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüşse de; yukarıda atıf yapılan içtihatta da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere “markanın tescilli olduğu her bir emtia bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiğinden” alınan bilirkişi raporu ile davalının 23/24/26. Sınıflarda kullanımını ispatlar delil sunamadığından, bu sınıflar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.Mahkemenin dava dışı … Şirketinin “…” markasının giysi ürünlerinde kullanımı, davalı şirketin “…” markasının ayırt edici karakterini değiştirmeden, marka sahibinin izni ile kullanım şeklinde kabul edilemeyeceğinden, davanın 25. Sınıf yönünden de kabulü gerekirken, kısmen reddine karar verilmesi yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davacı …’nin hukuki yararı bulunmadığından bu davacının davasının dava şartı yokluğundan reddi gerekirken, yargılamaya devam edilerek bu davacı hakkında da esasa ilişkin karar verilmesi yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4 ve 6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, davacı …’nin hukuki yararı bulunmadığından, bu davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine, diğer davacıların davasının kabulü ile; davalı markasının 23/24/25 ve 26. Sınıflar yönünden iptaline karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,3-Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 20/03/2018 tarihli 2017/69 Esas-2018/97 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,4-Davacı …’nin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından, bu davacı tarafından açılan davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,5-Davacılar … ve … tarafından açılan davanın KABULÜNE, davalı şirket adına tescilli 2007/44078 … markasının tescilli olduğu 23,24,25,26. sınıflar yönünden, ciddi bir kullanımı ispat edilemediğinden tüm sınıflar yönünden markanın iptaline, -Karar kesinleştiğinde TPMK’na bildirilmesine,6-İlk derece yargılaması yönünden; A)-Alınması gereken 59,30 TL maktu harçtan peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,B)-Davacı taraf tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru, 31,40 TL peşin olmak üzere toplam 62,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,C)-Davacılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalı taraftan tahsili, davacı tarafa ödenmesine,Ç)-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davacı …’den tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,D)-Davacı tarafından yapılan 391,70 TL tebligat ve müzekkere gideri 4.200,00 TL bilirkişi ücreti toplam 4.591,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, E)-Artan avans giderinin taraflara iadesine,7-İstinaf yargılaması yönünden;a-İstinaf yoluna başvuran tarafların ayrı ayrı istinaf istemleri kabul olunmakla, karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf harçlarının ilgili tarafa iadesine, b-İstinaf yargılaması için davacılar avansından kullanıldığı anlaşılan 42,60 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin 1/2 oranında 21,30 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, c-İstinaf yargılaması için davalı avansından kullanıldığı anlaşılan 27,00 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin 1/2 oranında 13,50 TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, d-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 18/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.