Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2303 E. 2019/1467 K. 05.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2303 Esas
KARAR NO : 2019/1467
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2018
NUMARASI : 2017/815 2018/238
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili, müvekkili şirketin tekstil işiyle uğraştığını, diğer müvekkili …’ın ise kendi adına işlettiği … firmasının sahibi olduğunu, …’ın … ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle almış olduğu 30/06/2017 tarihli ve 45.000 TL bedelli çeki diğer müvekkili şirketin kasasına koyduğunu, 09/04/2017 tarihinde işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucunda 25 adet boş çek yaprağının bulunduğu çek koşeni ile aralarında dava konusu çekin de bulunduğu 5 adet çekin çalındığını, aynı tarihte şikayetçi olduklarını, hazırlık soruşturmasının devam ettiğini, çeklerin çalınmasından sonra müvekkili şirket tarafından açılan çek zayi davasında ödeme yasağı kararı verildiğini, çekin çalınmasından sonra önce … Ltd. Şti tarafından cirolanarak …, ondan da … Ltd. Şti’ne verildiğini, daha sonra çekin davalıya ciro yoluyla devredildiğini, müvekkilinin bu çeki ciro yoluyla … aldığından henüz imzasının bulunmadığından müvekkili hakkında icra takibi yapılmadığını, çekin Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında tahisle konulduğunu, çek bedelinin tamamının keşideci tarafından icra dosyasına yatırıldığını belirterek çek bedelinin alacaklıya ödenmemesine, dosyaya yatan paranın müvekkiline ait olduğunun tespiti ile müvekkiline ödenmesine, çekin alacaklı tarafından tahsili halinde ise bu bedelin takip alacaklısından istirdadı ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin düzgün ciro silsilesine göre çeki devraldığını, meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu çek üzerinde davacı tarafın keşideci, ciranta veya lehtar olarak geçmediği, davacıların bu haliyle çeke dayalı olarak talepte bulunamayacakları gerekçeleriyle davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca çalıntı çeki elinde bulunduran davalı yana yapılan ödeme ile davalının sebepsiz zenginleştiğini, ödenen çek bedelinin müvekkiline iadesi gerektiğini, mahkemenin dava dilekçesinde belirtilen hiçbir hususu incelemeden karar verdiğini belirtmiştir. Dava dosyası içerisinde bulunan çek fotokopisinin incelenmesinde; keşidecinin tam olarak okunamadığı, çekin 30/06/2017 tarihli, 45.000, TL bedelli olduğu, lehtarın … olduğu, … sonraki cirantanın … Ltd. Şti, sonraki cirantanın …, sonraki cirantanın …Ltd. Şti olduğu, hamilin ise davalı olup çekin 30/06/2017 tarihinde ibraz edildiği, Bakırköy Başsavcılığının yazısı nedeniyle herhangi bir işlem yapılmadığının çek arkasına şerh verildiği görülmüştür. Dosyada bulunan davacı … tarafından … düzenlenen 16/02/2017 tarihli fatura tutarının 46.052,03 TL olduğu, 15/03/2017 tarihli tahsilat makbuzu fotokopisinin incelenmesinde ise yazıların tam okunamadığı görülmüştür. Dosya içerisinde icra dosyasının bulunmadığı, UYAP ortamında yapılan incelemede ise icra dosyasına bakılmış ise de, ödeme emrinin veya takip talebinin taranmamış olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, menfi tespit istirdat davasıdır. Davacı taraf, dava konusu çekin hırsızlık olayı neticesinde çalındığını ileri sürmüştür. Dava konusu çek fotokopisinin incelenmesinde, davacıların çekte keşideci, lehtar ya da ciranta olarak yer almadığı görülmüştür. Dava konusu çekte ismi yazılı olmayan davacıların söz konusu çeklerden dolayı sorumlu olmayacağı ve aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Nitekim Yargıtay 19.HD’nin 2015/866 Esas – 2015/12805 Karar ve 2014/20306 Esas- 2015/9005 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir. Açıklanan bu sebeplerle davacılar vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacılar vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacılar tarafından sehven yatırıldığı anlaşılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 35,90 TL maktu istinaf harcı toplamı 134,00 TL harcın talep halinde davacılara iadesine, 4-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/07/2019