Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2291 E. 2021/817 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2291 Esas
KARAR NO : 2021/817 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2018
NUMARASI: 2016/211 E. – 2018/43 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili … ve dahil olduğu şirketler grubunun Almanya’da 1962 yılından bu yana faaliyet gösteren ucuzluk marketi sektöründe mağazalar zinciri topluluğu olmakla birlikte halen dünya çapında 18 ülkede, 9000 adetten fazla süpermarket ile faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkilinin ticaret unvanı olarak kullanmakta olduğu … markasını, TPE nezdinde 2002/15755 tescil numarası ile 10.06.2005 tarihinde, … tescil numarası ile 20.05.2009 tarihinde, … tescil numarası ile 21,03.2011 tarihinde, …tescil numarası ile 15.10.2012 tarihinde, 2013/46646 tescil numarası ile 19.03.2014 ve … tescil numarası ile 14.01.2015 tarihinde tescil ettirmiş olduğunu, … markasının Ankara 1.Fikri Sınai Haklar Mahkemesi’nin 28.05.2013 tarihli, 2012/141 E., 2013/90 K, Sayılı kararı ile tanınmış marka özel/02483 koduyla tescil edilmek suretiyle 09.12.2014 tarihi itibari ile Özel marka statüsü altında korunduğunu, davalının, müvekkilinin markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olan ve bu marka ile iltibas oluşturan … ibaresini TPE nezdinde 21.09.2016 tarihinde, 2015/13550 tescil numarası ile 32 sınıfta tescil ettirmiş olduğunu, söz konusu markanın tescil ettirildiği sınıfın müvekkili şirketin TPE nezdinde korunmakta olan … markasının tescilli olduğu sınıflardan olduğunu, davalıya ait … markası ile … markasının görsel ve fonetik açıdan ayırt edilemeyecek derecede aynı olduğunu, KHK’nın 42/1. Maddesi ve 7/B maddesi gereği de hükümsüz kılınması gerektiğini, beyanla,davalıya ait … markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, 300 bin m² alan üzerine kurulu 2 üretim tesisinin günde 2 milyon adede ulaşan üretim ile dünya üreticileri arasında 6. Sırada yer alan ve 2000 kişiyi istihdam eden bir firma olduğunu, davacının yurt dışı menşeli firma olmasının ona imtiyaz sağlamayacağını, müvekkilinin de kendi sektöründe Türkiye’de değil dünyada 6. Sırada olduğunu, davalı şirketin 130 Ülkeye ihraç edilen … markasının sahibi olduğunu, davacının markasına benzerlikten istifade amacı ile marka seçmeyeceğinin veya tescil ettirmeyeceğinin aşikar olduğunu, kıyaslanan iki marka karşılaştırılırken markaya bütünsel yaklaşılması gerektiğini, markaların parçalanmadan bir bütün halinde dikkate alınması gerektiğini, markaların yazılış, okunuş ve anlamlarının farklı olduğunu, müvekkili firmanın markasının başlı başına ayırt edici nitelikleri ön planda olan, davacı markalar ile seslendirme/boğumlama, tonlama, vurgulama, tını ve telaffuz; görsel açıdan da ayırt edici olan ve nihai tüketici nezdinde karıştırma imkanı bulunmayan bir ibare olduğunu, müvekkilinin 2015/13550 tescil numaralı markasının 32. Sınıfta tescilli olduğunu, davacının faaliyet göstermediği mal ve hizmet sınıflarında aldığı tescillerin de her daim hükümsüzlüğünün istenebileceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 13.02.2018 tarihli 2016/211 E. – 2018/43 K. sayılı kararıyla; “… Somut olayda, taraflar adına tescilli markalar aynı olmamakla, taraf markaları arasında karıştırma ihtimali bulunmadığı, hükümsüzlük talebi şartlarının mevcut olmadığı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davaya konu markaların, görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olmadıklarından hareketle iltibas oluşturma ve/veya ortalama tüketici tarafından karıştırılma ihtimalinin olmadığı yönündeki kararın kabulünün mümkün olmadığını, davacı Aldi süpermarket zincirinin Türk gurbetçilerin yoğun olduğu Avrupa ülkelerinde yoğun olarak bulunduğunu ve bu ülkelerde yaşayan vatandaşlar tarafından kullanıldığı şekliyle ALDİ olarak Türkiye’de bilinir hale geldiğini, markaların işitsel olarak benzer olmasına rağmen işitsel benzerlik bulunmadığının açıklanmasını anlayamadıklarını, D ve l harfinin kelimeye kattıkları sesin iki markanın karıştırılmasına yol açtığını, her iki markanın da 4 harfli olup 3 harfinin ortak olduğunu, her iki markanın da Türkçe karşılığının bulunmadığını, -İstanbul 2.FSHHM’nin 2017/269 E-2017/314 K sayılı kararında Aldi-Kaldi markalarının karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer olduğuna karar verilerek Kaldi markasının hükümsüzlüğüne karar verildiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalının Alli markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevabında; dosya içerisine 1728 adet içerisinde “alli” ibaresi geçen marka kayıtlarını sunduklarını, davacının müvekkilinin markasına karşı hükümsüzlük davası açmasının iyi niyetli olarak değerlendirilemeyeceğini, -müvekkilinin hükümsüzlüğü istenen … tescil numaralı markasının 32. Sınıfta “Biralar;bira yapımında kullanılan preparatlar, maden suları, kaynak suları, sofra tuzları, sodalar, sebze meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar enerji içecekleri (alkolsüz)” emtialarında tescilli olduğunu, markaların sağladığı korumanın sınıfsal olduğunu, davacı markalarının faaliyet göstermediği mal ve hizmet sınıflarında aldığı tescillerin her daim hükümsüzlüğünün istenebileceğini, -müvekkilinin markasının ALLİ ibareli olduğunu, davacı markasının ise ALDI ibareli olduğunu, -davacının … markaları ile ilgili emsal gösterdiği kararların bağlayıcı olmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Hükümsüzlüğü istenen 17/02/2015 başvuru tarihli 2015/13550 başvuru numaralı ALLİ markasının 32. Sınıfta; “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar, maden suları, kaynak suları, sofra tuzları, sodalar, sebze meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar enerji içecekleri (alkolsüz)” emtialarında tescilli olduğu görülmüştür.
Davacı adına en eskisi 03/16/35. Sınıfta tescilli …başvuru numaralı ALDI markasının ve çeşitli sınıflarda tescilli … ibareli markalarının bulunduğu, 32. Sınıfta tescilli 2006/22107 başvuru numaralı ALDI markasının müddet olduğu, 23/05/2013 başvuru numaralı … başvuru numaralı ALDI markasının 03/04/07/09/16/28/32/33/34/ 40/41/42 . Sınıfta tescilli olduğu, 32. Sınıfta “Bira; maden suları ve havalandırılmış sular ve diğer alkolsüz içecekler; meyveli içecekler ve meyve suları; şuruplar ve içecek yapmak için diğer müstahzarlar” alt emtialarında tescilli olduğu görülmüştür.Mahkemece marka vekili bilirkişi ve gıda mühendisi sektör bilirkişisinden alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında; Hükümsüzlüğü talep edilen davalıya ait 2015/13550 tescil numaralı “ALLİ” markası ile davacıya ait “ALDI” markasının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığını, bütünsel anlamda yapılan incelemede markasal anlamda bir benzerlik bulunmadığı, dolayısıyla ortalama tüketici algısında karıştırma veya markalar arası bağlantı ihtimali doğurma olasılığı bulunmadığını beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E :Davacı vekili, davalı adına tescilli ALLİ markasının, müvekkilinin ALDI tanınmış markası ile iltibas yaratacağından bahisle hükümsüzlüğünü talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekilinin davacı … markasının tanınmış olduğunu ileri sürdüğü, dosya kapsamında bulunan tanınmışlığı ispat yönünden ibraz edilen belgeler ve mahkeme kararlarından; davacı markasının Paris Sözleşmesi 1. Mükerrer 6. Maddesi ve 556 Sayılı KHK 7/1-i maddesi gereğince, davalı markasının tescil başvuru tarihinde, 35. Sınıfta “marketçilik” hizmet sınıfında tanınmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalının ALLİ markasının 32. Sınıfta tescilli olduğu, davacının 32. Sınıfta tescilli 23/05/2013 başvuru numaralı 2013/46646 başvuru numaralı … markasının bulunduğu, taraf markalarının tescil sınıfının ortak olduğu, taraf markalarının tescil sınıfları dikkate alındığında ortalama tüketici kitlesine hitap ettiği anlaşılmıştır. Davacı markasının Almanca “…” olarak okunduğu anlaşılmaktadır. Her iki markanın Türkçe karşılığının bulunmadığı, görsel ve işitsel olarak benzer olduğu, davacı markasının “marketçilik” hizmet sınıfında tanınmış olduğu, davalı markasının tescilli olduğu emtia grubunun markette satılan ürünlerden oluştuğu, birçok marketin kendi markasını taşıyan ürünler sattığı ve emsal Yargıtay kararları dikkate alındığında, (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 18/04/2011 tarihli 2009/11497 Esas- 2011/4525 Karar sayılı kararıyla, davalı adına tescilli 2004/11514 nolu 36/37 ve 39. Sınıflarda tescilli … markasının tüm sınıflarda hükümsüzlüğüne karar veren İstanbul 4. FSHHM’nin 12/06/2009 tarihli, 2007/135-2009/127 sayılı kararını onadığı,Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 16/10/2017 tarihli 2016/3237 Esas- 2017/5351 Karar sayılı kararıyla, davacının açtığı davada, davalı adına tescilli … markasının hükümsüzlüğüne karar veren İstanbul 1. FSHHM’nin 11/12/2015 tarihli, 2015/43-2015/240 sayılı kararını onadığı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 29/09/2011 tarihli 2009/12076 Esas- 2011/11242 Karar sayılı kararıyla, davalı adına tescilli 2002/31450 nolu 03/16 ve 35. Sınıflarda tescilli … markasının davacı tanınmış … markası ile benzer olduğu ve tanınmışlığından faydalanmaya yol açacağı gerekçesiyle tüm sınıflarda hükümsüzlüğüne karar veren İstanbul 4. FSHHM’nin 05/06/2009 tarihli, 2009/13-2009/121 sayılı kararını onadığı) davacı markasının tanınmışlığı göz önüne aldığında ilişkilendirme ihtimalini içerecek şekilde karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacı markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği ve ayırt ediciliğinin zayıflayacağı, mülga 556 Sayılı KHK 8/4 maddesindeki koşulların gerçekleştiği, ilk derece mahkemesinin red kararının yerinde olmadığı kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı markasının tescilli olduğu tüm sınıflarda hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 13.02.2018 tarihli 2016/211 E. – 2018/43 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-DAVANIN KABULÜNE,-Davalı adına 32. Sınıfta tescilli 17/02/2015 başvuru tarihli, 2015/13550 başvuru numaralı ALLİ markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve sicilden terkinine,-Karar kesinleştiğinde TPMK’na bildirilmesine,5-İlk derece yargılaması yönünden;
a) Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,b) Davacı tarafça yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL maktu harç, 4.30 TL vekalet harcı, 1.700 TL bilirkişi ücreti ve 222,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam, 1.984,70 TL giderin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,c) Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına,ç)Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine, karar tarihinde yürürlükte olan …Ü.T. ‘ne göre 5.900,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,6-İstinaf yargılaması yönünden; -Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 14,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 112,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 15/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.