Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO2018/2248 Esas
KARAR NO : 2021/816 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2017
NUMARASI: 2015/148 E. – 2017/22 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; … ibareli markaların 36. sınıfta “sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler, gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri, gümrük müşavirliği hizmetleri” alanlarında tescilli olduğunu, müvekkilinin Mecidiyeköy’de … olarak uzun yıllardan beri faaliyet gösterdiğini, … ibareli markanın müvekkili tarafından tanıtıldığını, davalının … ibaresini unvanda kullanmasının müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ayrıca kötü niyetli ve basiretsizlik olduğunu, bu nedenle de davalının tecavüzünün önlenmesine , davalının ticari unvanında bu ibarenin kullanılmasının önlenmesi ve terkinini, yazılı katalog, broşür vb. araç ve gereçlere el konulmasını ve imhasını, davalının kullandığı internet alan adına erişimin engellenmesini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının … ibaresinin tanınmışlığına ilişkin iddialarının yerinde olmadığını, müvekkilinin kullanımının 556 sayılı KHK m. 12’ye göre dürüst kullanım sınırları içinde kaldığını, markasal kullanım olmadığını, 556 sayılı KHK’ya aykırılık oluşturmadığını, davalı vekili, bir markanın arama motorunda üst sıralarda yer almasının markanın tanınmışlığı ile ilgili olmadığını arama motoru sağlayıcısına ödenen ücret karşılığında mümkün olduğunu bu nedenle de markanın itibar ve tanınmışlığı için arama motorunda ilk sırada yer almanın bir kriter olmadığını, davacının iddia ettiği gibi … ifadesinin gayrimenkul sektöründe jenerik bir ifade olduğunu, davalı müvekkili şirketin ünvanının … Limited Şirketi olduğunu, web sitesi alan adı içerik ya da sair iş evraklarında … ibaresinin kullanımı bir ticaret unvanı kullanımı olduğunu, bu kullanımın 556 sayılı KHK m. 12’ye göre dürüst kullanım sınırları içinde olduğunu, iltibas yaratmayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 30.01.2017 tarihli 2015/148 E. – 2017/22 K. sayılı kararıyla; “…Toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bilirkişi raporu ışığında, davaya konu davacı adına 2004 yılında tescil ettirilmiş kelime markası … ibaresi 36. hizmet sınıfında … işleri ve emlak komisyonculuğu vb. alt sınıflarda tescilli olduğu, davalının … LTD. ŞTİ. adlı ticaret unvanı ile 03/03/2014 tarihinden beri davacı ile aynı hizmet sınıfında faaliyet gösterdiği, davalının yasal ticaret unvanında … ayırt edici ek olarak kullandığı, davalının ticari faaliyetlerinde “…” ibaresini salt unvanında kullanmadığı, katalog ve broşürlerinde ayrıca internet alan adı olarak ve markasal şekilde de kullandığının kabulü gerektiği, davalının … ibaresini unvan olarak kullanımı dışındaki kullanımlarının marka hakkına tecavüz teşkil kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafından davacının tescilli markasını kullanabilmesi için bu kullanmayı haklı kılacak bir nedenin bulunması gerektiği halde somut dosya kapsamında davalının böyle bir nedeni bulunmadığından eylemlerinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, MarkKHK hükümleri tescilli markalar açısından özel hüküm niteliğinde olduğundan haksız rekabet hükümlerinin burada uygulama alanı bulmayacağı, aynı eylemden ötürü kümülatif uygulamanın söz konusu olmayacağı” gerekçesiyle; “Davacı … tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulü ile, -Davalının ticaret unvanının davacı marka hakkına tecavüz teşkil edecek şekilde markasal kullanımı nedeniyle davacı marka hakkına tecavüzünün önlenmesine,-Davalının davacı marka hakkına tecavüz teşkil eden “metropol” ibareli ticaret unvanının sicilden terkinine,-Marka hakkına tecavüz teşkil eden markasal kullanımı içeren broşür, katalog, ambalaj malzemesi, fatura, irsaliye, tanıtım ve araç gereçlerine el konulmasına ve imhasına,-Davalının www…..com isimli internet sitesine erişimin engellenmesine, -Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tiraji en yüksek 3 gazededen birinde bir kez ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının internet sitesi incelendiğinde, 88 adet portföyü olan, İstanbul Mecidiyeköy’de ikinci el gayrımenkul satış ve kiralaması yapan bir emlak ofisi olduğunu, davacının iddia ettiği tanınırlıkta olmadığını, müvekkilinin Metropol ibaresini tercih etmesinin davacının tanınırlığı ile ilgisinin bulunmadığını, bu sözcüğün gayrımenkul sektöründe yaygın neredeyse jenerik hale gelmiş bir sözcük olduğunu, müvekkilinin asıl iştigalinin proje pazarlama ve bina yönetimi olduğunu, -müvekkilinin davanın açılmasından sonra, kabul anamına gelmemekle birlikte … ve Bina Yönetimi şeklindeki kullanımlarına derhal son verdiğini, www…..com.tr web sayfası ve “…” markasını tescil ettirerek kullanmaya başladığını, -müvekkilinin web sitesi alan adı, içerik ya da iş evraklarında “…” ibaresini kullanımının bir ticaret unvan kullanımı olduğunu, KHK 12. Maddesi kapsamında dürüst kullanım sınırları içinde kaldığını, markasal kullanım söz konusu olmadığını, -davacının Mecidiyeköy’de emlakçı olduğunu, İstanbul ve Kocaeli’nde ikinci el konut ve işyeri satış ve kiralaması yaptığını, müvekkilinin İzmir de proje pazarlama ve bina yönetimi alanında faaliyet gösterdiğini, faaliyet alanının farklı olduğu düşünüldüğünde iltibas ihtimali bulunmadığını, aynı müşteri kitlesine hitap etmediklerini, markaya tecavüzün söz konusu olmadığını beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; müvekkilinin markasını fiilen kullanmasının yanı sıra franchise da verdiğini, davalının tüm dilekçelerinde müvekkilini küçümsemeye çalıştığını, müvekkilinin markasının 36. Sınıfta “Apartman Site Yönetimi” faaliyetlerinin de tescilli olduğunu ve davalının gayrımenkul komisyonculuğu alanında da faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığını, davalının markasal kullanımının ispatlandığını, Metropol ibaresinin zayıf yada jenerik marka olmadığını beyanla başvurunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Marka tescil kayıtlarından, 36/43/45. Sınıflarda … markasının davacı adına, 04/06/2004 başvuru tarihinden itibaren tescilli olduğu anlaşılmıştır.Mahkemece hukukçu, marka vekili ve sektör uzmanı bilirkişilerden alınan 03/11/2016 tarihli heyet raporunda; METROPOL kelimesinin “ana kent” olarak karşılık bulduğu, … kelimesinin anlamsal içeriği dikkate alındığında davaya konu markanın tescilli olduğu sınıfta yer alan gayrimenkul işleri ve emlak komisyonculuğu hizmetini doğrudan belirten ve tüketici tarafından hizmetin niteliklerine yönelik ve hizmeti doğrudan tanımlayan nitelikte olmadığı, ayırt edici olduğunu ve ilgili tüketici kesimi tarafından marka olarak algılanabilecek nitelikte bulunduğu, davacının markasının tescilli olduğu hizmet sınıfı ile davalı tarafın faaliyet gösterdikleri hizmet sınıfı aynı ve/veya benzer olduğunun tespit edildiğini, davalının “wvw…..com” sitesinde … & Bina Yönetimi başlıkları internet sayfasında ayrıca broşür ve kataloglarda … ibaresini kalın ve büyük puntolarla yazarak öne çıkararak kullandığının anlaşıldığını, davalının kullanımının markasal kullanım olduğunu, ayrıca davalının … ibaresinden sonra yine tüketicinin dikkatini büyük puntolarla GAYRİMENKUL ibaresine de yönlendirdiğini, davacının kullanımı ile benzer olduğunu, davacının da internet ortamında markasını METROPOL EMLAK olarak kullandığını, Gayrimenkul ve Emlak ibarelerinin farklı olması sonucu değiştirmeyeceğini, her iki ibareninde aynı hizmet sınıfını işaret ettiğini,davalının ticari faaliyetlerinde “…” ibaresini salt unvanında kullanmadığı, internet alan adı olarak ve markasal şekilde de kullandığını, davalının eylemlerinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, davalının yasal ticaret unvanında … İbaresini ayırt edici ek olarak kullandığını beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E :Davacı vekili, müvekkilinin tescilli … ibareli markalarından kaynaklanan haklarına dayanarak, davalının ticaret unvanında bulunan … ibaresini markasal kullandığından bahisle markaya tecavüzün tespiti, meni ve refini ve ticaret unvanından METROPOL ibaresinin terkinini talep etmiştir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. .. markasının, 36/43/45. Sınıflarda davacı adına, 04/06/2004 başvuru tarihinden itibaren tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin dilekçelerinde müvekkili ile davacının faaliyet alanlarının ve faaliyet gösterdiği coğrafyanın farklı olduğu ileri sürülmüşse de, dava dilekçesi ekinde sunulan ve itiraza uğramayan internet sitesi çıktılarından, davalının web sitesinde gayrımenkul satış, tanıtım ve pazarlama faaliyetinin de bulunduğu, kaldı ki davalının faaliyet gösterdiğini ileri sürdüğü ” ” apartman yöneticiliği ” hizmet sınıfında, davacı markasının tescilli olduğu, davalı kullanımının ticaret unvanı kullanımından ibaret olmadığı, markasal kullanım mahiyetinde bulunduğu, markaya tecavüz teşkil ettiği kanaatine varılmıştır. Davalının “wvw…..com” sitesi alan adında ve site içeriğinde … ibaresini, ticari etki yaratacak şekilde kullandığı anlaşılmakla, davalı vekilinin düplik dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde yer verdiği, www…..com.tr web sayfası ve “fc trust union” marka başvurusunun sonuca etkili bulunmadığı, kullanımın tümüyle sonlandırıldığını ispat yükü davalı üzerinde olduğu, ancak davalının yeni başvuruları dışında delil sunmadığı anlaşılmakla, mahkemece tecavüzün meni ve ref talebinin kabulünde de usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilinin unvan terkini talebini ilişkin istinaf sebeplerinde, ticaret unvanının dürüstlük kurallarına uygun olarak kullanıldığını ileri sürmüştür. Dava tarihinde yürürlükte olan, 556 sayılı KHK’nın 9. ve 61. maddelerinde, marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı olarak tek başına ticaret unvanı tescil ettirilmesinin marka hakkına tecavüz teşkil edeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, salt marka ve ticaret unvanları arasında benzerlik halinde ticaret unvanının kılavuz sözcüğün terkin edilebileceğine ilişkin de bir hüküm bulunmamaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesinde de, “başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki düzenleme ile de, tescil olgusu değil, kullanım ile ortaya çıkan karıştırılma olgusu önlenmek istenilmiştir. Bir ticaret unvanının, daha önceden tescil olunan bir markanın kapsamında kalan mal ve hizmetlerin tescilli olduğu alanda kullanımı halinde, söz konusu kullanımın markanın işlevleri kapsamında, mal ve hizmetlerin ticari kökeni de dahil, ticari işletmeler arasında karıştırılma ihtimaline yol açması halinde söz konusu kullanım marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmektedir. (bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16.11.2020 tarihli 2019/5399 Esas- 2020/5084 Karar sayılı kararı) Somut olayda, davalı şirketin ticaret unvanının çekirdek unsuru … ibaresini, davacı markasının tescil sınıfında iltibas yaratacak şekilde markasal olarak kullandığı ve markaların mal ve hizmetlerin kökenini/ bağlı olduğu işletmeyi gösterme fonksiyonu da dikkate alındığında, işletmeler arasında karıştırma ihtimaline yol açarak, marka hakkına tecavüz ettiği kanaatine varılmakla, mahkemece ticaret unvanından METROPOL ibaresinin terkinine karar verilmesi de yerinde görülmüş, davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden esastan reddedilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 42,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 15/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.