Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2234 E. 2021/974 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2234 Esas
KARAR NO: 2021/974 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2017
NUMARASI: 2017/431 E. – 2017/351 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 23/11/2017 tarihli kararına karşı tarafların istinaf başvuruları üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1963 yılında İspanya’da kurulmuş pek çok firmayı bünyesinde barındıran sektöründe lider bir şirketler grubu olduğunu, ülkemizde en çok tercih edilen hazır giyim mağazalarından olan … isimli toplam sekiz farklı marka grubu ve bu markalar altında faaliyet gösteren mağazaların da sahibi olduğunu, şirketler grubunun 146’sı Türkiye’de olmak üzere dünya çapında toplam 88 ülkede 6500 tane. giyim ve ev eşyaları ve aksesuarları ürünlerine ilişkin … mağazası bulunduğunu, … markaları ile dünya çapında tanındığını, … markasını çeşitli yazı stilleri ve renklerle 1963 yılından beri kullandığını, tüm dünyada … kelimesinin müvekkili firma ile özdeşleştiğini, markasını ilk kez 1979 yılında İspanya’da tescil ettirdiğini, 15.10.1984 tarih ve … sayı ile WIPO nezdinde pek çok ülkede 27. sınıfta tescil edilen markaların bugün itibariyle 100’ün üzerinde ülkede 27. ve 35. sınıfı da kapsayan pek çok sınıfta tescilli olduğunu, Türk Patent Enstitüsü (TPE) nezdinde de ilk kez 1994 yılında. … sayı ile tescil ettirdiğini, … ibaresinin 05.07.2005 tarihinde yaptıkları başvuru sonucu TPE tarafından T/01479 sayı ile tanınmış marka olarak kabul edildiğini, davalının “…” markasını aynen içeren www…..com alan adını kendi adına tescil ettirdiğini ve ilgili alan adı ile işletilen websitesi …, tescilli ve tanınmış “…” markasını “…”şeklinde müvekkilin ana faaliyeti olan tekstil sektöründe markaları ile karıştırılmaya yol açacak şekilde izinsiz ve tescilsiz olarak kullandığını, davalının müvekkil adına tescilli …, ve … esas unsurlu sair markalar üzerindeki tescilsiz, izinsiz ve hukuka aykırı kullanımı ile yarattığı, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, refi, davalıya ait ticaret unvanının terkini ve davalıya ait www….com alan adına erişimin engellenmesi talepleri ile 6796 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m. 159 ve HMK m. 389 gereğince davalının … markası üzerindeki her türlü kullanımının ivedilikle tespiti ve durdurulması, www….com alan adına erişimin engellenmesi, davalının “…” ve/veya “…” ibarelerini ticaret unvanı olarak tescilsiz bir şekilde haksız ve hukuka aykırı olarak kullanmaktan men edilmesi ve kendisine ait ürün etiketlerinde “…” markasını içeren www…..com alan adına yer vermesinin önlenmesi, men edilmesi ve iş bu kapsamdaki fiillerinin durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılması hususlarında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; görev ve yetki itirazında bulunarak Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu ve yetkili mahkemenin Denizli mahkemeleri olduğunu belirtmiş haksız rekabete ilişkin iddiaların 3 yıl geçmesi sonucu zamanaşımına uğrayacağını belirterek, tüm talepler yönünden zamanaşımının bulunduğunu, davalı şirket sahipleri nüfus aile kayıt tablosundan da görüleceği üzere …’lı olduklarını, Zara’lı olan şirket sahibi aile, memleketine olan sevgi ve bağlılığı nedeni ile TTK m.43 maddesine dayalı olarak ticaret unvanını “BAY …” olarak belirlediğini ve Denizli Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edildiğini, davacı tarafın müvekkilinin kötüniyetli olduğu, haksız kazanç ve yarar sağlamaya çalıştığı yönündeki iddialarını ve İstanbul 9.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/D.İş sayılı delil tespiti istemi ile alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davalı tarafından kullanılan http://….com.tr şeklindeki internet alan adı da şirket kuruluşuna paralel olarak 12.04.2008 yılında alındığını ve TTK hükümlerine uygun şekilde kullanıldığını belirterek, eylemin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceğini, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 23.11.2017 tarihli 2017/431 E. – 2017/351 K. sayılı kararıyla; “…Toplanan deliller, değişik iş dosyası, internet sitesi içerikleri, dava dilekçesine ekli görseller ışığında davalının ticaret unvanını kullanımının haksız olmadığı, tescile uygun olarak unvanı kullanma hakkının olduğu, ancak internet sitesi ve tanıtım vasıtalarında kullanmakta olduğu … ibarelerinin markasal kullanımlarının ise davacı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu” gerekçesiyle, “Davacı Industria … tarafından davalı … San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, davalının kullandığı … ibarelerinin markasal kullanımı nedeniyle davacının marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,-Davalının ticaret unvanının terkinine yönelik talebin reddine,-Davalının www…..com alan adlı web sitesinden tecavüze konu içeriklerin çıkarılmasına, mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesine,-Yukarıda belirtilen markasal kullanımların web sitesinde, fuarlarda, kartvizitlerde, etiketlerde, tanıtım materyallerinde, faturalarda vs. her türlü mecralarda kullanımının önlenmesine” karar verilmiştir.TAVZİH KARARI; Davalı vekilinin 15/05/2017 tarihli tavzih talepli dilekçesi üzerine, mahkemenin 22/05/2008 tarihli kararıyla, hükmün 7 numaralı bendinin; “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine” şeklinde düzeltilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece tecavüz iddialarının kabul edilmesinin, ticaret unvanının iptali ve alan adına erişimin engellenmesi taleplerinin yerinde olduğunu kanıtladığını, … ibaresi ile … markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalının da tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, … markasının tanınmış marka olarak tescil edildiğini, davalının www…..com alan adında tekstil ürünleri sergilediğini, ticaret unvanının iptali ve alan adına Türkiye’den erişimin engellenmesi taleplerinin reddi kararının, diğer kabul hükmü ile çeliştiğini,-ticaret unvanının 6769 Sayılı SMK 7/3-e bendi ve TTK 52. Maddesi gereğince terkini gerektiğini, davalı ticaret unvanının müvekkilinin tanınmış markasını çekirdek unsur olarak içerdiğini, -müvekkilinin … unsurlu markalarının tekstil ve ev aksesuarları sektöründe kullanılmak üzere onlarca ülkede tescil edildiğini, davalının BAY ibaresiyle birleştirerek ticaret unvanını tekstil sektöründe kullandığını, kullanımın iltibasa neden olması nedeniyle markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil edeceğini,-davalı ticaret unvanının kötüniyetli olduğunu, davalının aynı sektörde faaliyet gösteren müvekkilinden haberdar olmamasının düşünülemeyeceğini, … ibaresinin İngilizce karşılığının … olduğunu, … markasını müvekkilinin aktif olarak kullandığını, -davalının keşide ittiği faturada … markasını kullandığını, -davalının ….com alan adına erişimin engellenmesi gerektiğini, alan adının müvekkilinin zara.com alan adı ve markaları ile karıştırılmasına sebebiyet vereceğini, 6769 Sayılı SMK 7/d bendi uyarınca marka tecavüzü olarak yasaklandığını, alan adının tümüyle erişime kapatılmasına karar vermek yerine içeriğinde yer alan hukuka aykırı kullanımların kaldırılması kararının hatalı olduğunu beyanla, reddine karar verilen talepleri yönünden kararının kaldırılarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; hükmün 6 ve 7. Bentlerinde davacı yararına iki kez vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu,-Usule yönelik istinaf sebeplerinde; görev, yetki ve zamanaşımı itirazlarını tekrarladıklarını, müvekkilinin ticaret unvanının 24/04/2008 tarihli ve 7084 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmekle 9 yıldır tescilli olduğunu, ticaret unvanına yönelik ileri sürülebilecek tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, -Esasa yönelik istinaf sebeplerinde; İstanbul 9. SHM’nin 2016/138 D.İş. Sayılı raporunun tek taraflı olarak hazırlandığını ve kendilerine tebliğ edilmediğini, itiraz hakkı tanınmadığını, -marka ve ticaret unvanlarının koruma alanlarının farklı olduğunu, müvekkilinin … ibareli ürün üretimi, satışı ve ihlale konu olabilecek marka kullanımının bulunmadığını, müvekkilinin masa örtüsü,runner, havlu, peştemal ürünleri ile ev tekstil alanında üretim ve faaliyet gösterdiğini,ürün grubunda tescilli … markasını kullandığını, perakende satışı bulunmadığını, müşterilerin markasız alıp kendi markalarını basarak sattıklarını, alıcı grubu yönünden karıştırma ihtimali bulunmadığını,-tescilli ticaret unvanı kullanımının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, ticaret unvanı farklı olan davacı firma ile müvekkili şirket arasında ilişkilendirme ihtimali bulunmadığını, -müvekkilinin ev tekstili dokuma üretimi sektöründe faaliyet gösterdiğini, ticaret unvanı ve internet alan adının markasal olarak kullanımının söz konusu olabilmesi için öncelikle mallar üzerinde kullanılması gerektiğini ancak ürünler üzerinde … markasını kullanmadığını, -müvekkilinin ticaret unvanının 16/04/2008 tarihinden, alan adının ise 12/04/2008 tarihinden itibaren tescilli olduğunu, unvan kullanımının yasal hak ve zorunluluk olduğunu, müvekkilinin … olduğunu, bu nedenle ticaret unvanını … olarak belirlediğini, müvekkilinin fuara ticaret unvanı ile katıldığını, kartvizitler üzerinde … Tekstil ibaresi bulunduğunu,- markasal kullanım bulunmadığını, bununla birlikte davacının markasının 01/02/2011 tarihinden itibaren tanınmış marka olarak korunduğunu, ticaret unvanı ve alan adının 3 yıl önce tescil edildiğini, -müvekkilinin ticaret unvanının … ibaresini içerdiğini, … markası ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını, -davacının Türkiye’de 1994 tarihli ilk marka tescilinin 24. Sınıfta emtia içermediğini, bu alandaki ilk tescilin 20/07/2010 tarihinde yapıldığını,
-davanın sessiz kalma süresinden sonra açıldığını,-kararın vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLER:Dosya kapsamında bulunan Denizli Ticaret Sicil Müdürlüğü kaydı ile 24 Nisan 2008 tarihli 7048 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi örneğinden; davalı şirketin … San. Ve Ticaret Ltd. Şti. Unvanı ile tekstil ve konfeksiyon ürünleri üretme, pazarlama, ithalat ihracatı iştigal sahasında faaliyet göstermek üzere kurulduğu anlaşılmıştır.Dosya kapsamında bulunan WHOIS kaydından, www…..com alan adının 12/04/2008 tarihinde tescil edildiği, tescil sahibinin kayıttan anlaşılamadığı görülmüştür.İlk derece mahkemesi tarafından davacı adına kayıtlı markaların tescil belgelerinin getirtilmediği, ve İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/138 D.İş. Sayılı dosyasının getirtilmediği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Davacı vekili müvekkili adına tescilli … markasının tanınmış marka olduğunu, davalının müvekkili ile aynı tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini ve davalı şirketin ticaret unvanı çekirdek unsurunda ve web sitesi alan adında müvekkilinin tanınmış markasını kullandığını, web sitesi içeriğinde ve ticaret evraklarında … ibaresinin markasal kullanıldığını beyanla, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile, ticaret unvanının terkinini, alan adına erişimin engellenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ve yargılamada mahkemenin görevine ve yetkisine itiraz ettiği anlaşılıyorsa da, tescilli markalardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda, 6769 Sayılı SMK 156. Madde gereğince ihtisas mahkemesi sıfatıyla Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, internet sitesi aracılığıyla markaya tecavüze ilişkin davada, fiilin etkisinin tüm Türkiye’de görüleceğinden SMK 156/3 maddesi gereğince davacının istediği yerde dava açabileceği, davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açılmasının zorunlu olmadığı kanaatiyle, görev ve yetkiye yönelik davalı istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacı marka tescil kayıtları mahkemece getirtilmediğinden, Dairemizce celp edilerek incelenmiş, … markasının, davalının faaliyet gösterdiği ev tekstil ürünleri sınıfı olan 24. Sınıfta ve mağazacılık sınıfı olan 35. Sınıfta davacı adına tescilli olduğu, 24. Sınıfta en eski davacı markasının … başvuru tarihli …+şekil markası, 2001/04922 başvuru numaralı 20/03/2001 başvuru tarihli … markası ve 24. Ve 35. Sınıfta tescilli 2004/42227 başvuru numaralı 21/12/2004 başvuru tarihli … markası olduğu, davacının 35. Sınıfta en eski tescilli markasının 2000/14788 başvuru numaralı ve 20/07/2000 başvuru tarihli … markası olduğu, 35. Sınıfta tescilli … ibareli başka markalarının da bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının … markasının 01/02/2011 tarihinde T/01479 numarası ile tanınmış marka olarak tespit edilerek özel sicile kaydedildiği anlaşılmaktadır.Dosya kapsamındaki tescil belgelerinden, davalı şirketin ticaret unvanının 16/04/2008 tarihinde Ticaret Sicile kaydedildiği ve 12/04/2008 tarihinde ticaret unvanının çekirdek unsurunu içeren www…..com alan adını tescil ettirdiği, davalının ticaret unvanının çekirdek unsurunu, alan adında kullanmakta haklı olduğu, tüzel kişi tacir olan ve basiretli davranmakla yükümlü olan davacı şirketin, davalının tescilli ticaret unvanının ve alan adının terkini için dava açmadığı, uzun süre sessiz kalarak 19/01/2017 tarihinde dava açmasının TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu kanaatine varılmakla, davalı vekilinin mahkemenin gerekçesine ve sessiz kalmaya yönelik istinaf sebebinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin unvan terkini ve alan adına erişimin engellenmesi talebi yönünden verdiği kararın, markaya tecavüz yönünden verilen hüküm ile çeliştiğini ileri sürmüştür. Ticaret unvan terkini ve alan adına yönelik talepler, yukarıda açıklandığı üzere, uzun süre sessiz kalındıktan sonra dava açılması nedeniyle, hakkın kötüye kullanılması ve MK 2 maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, reddine karar verilmesi gerekmiş, ancak markaya tecavüz fiili yönünden internet sitesi içerisindeki markasal kullanımlar nedeniyle davanın kabul kararı verilmiştir, her bir talebin koşulları ve karar gerekçeleri farklı olmakla, verilen kararın çelişki yarattığından bahis edilemeyeceğinden, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin müvekkilinin markaya tecavüzünün bulunmadığına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde, İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/138 D.İş. Sayılı dosyasında davalının web sitesinde yapılan inceleme ile, davalı şirketin web sitesi sayfalarında başlık kısmında, “hakkımızda” başlıklı tanıtım sayfası içeriğinde, ev tekstil ürünlerinin tanıtıldığı sayfada “…” ibaresinin markasal olarak kullanıldığı , kullanımın ticaret unvanı kullanımı şeklinde olmadığı gibi, “By” ibaresinin İngilizce “tarafından” anlamında kullanıldığı, davalının kullanımının Türkçe karşılığının “… tarafından ” anlamına geldiği ve iltibas yaratacak şekilde olduğu, mahkemece markaya tecavüzün meni ve refine karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak dosya kapsamından davalının markasal kullanımının hangi tarihte başladığı tespit edilemediği gibi, markasal kullanımın eski tarihli olduğu ve kullanımdan davacının haberdar olduğu, buna rağmen sessiz kaldığı, davalı tarafça ispatlanamadığından, markaya tecavüz ve haksız rekabete yönelik dava yönünden sessiz kalma koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin, ticaret unvanı ve alan adına yönelik davanın sessiz kalma suretiyle reddine ilişkin mahkemenin gerekçesine yönelik istinaf sebebi ile, davacı vekili lehine iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf sebebi haklı görülmekle, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-b-2-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, düzeltilmiş gerekçe ile davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiş, sadece gerekçe düzeltilmekle, kazanılmış haklar korunmak suretiyle hüküm aynen tekrar edilmiş, davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik talebi haklı görüldüğünden Dairemizce kurulan hükümde düzeltilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin yerinde görülmeyen isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2-3 maddesi gereğince İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 23/11/2017 tarihli 2017/431 E. – 2017/351 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-a)Davacı … tarafından davalı …. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, b)Davalının kullandığı … ibarelerinin markasal kullanımı nedeniyle davacının marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,c)-Davalının ticaret unvanının terkinine yönelik talebin reddine,d)-Davalının www….com alan adlı web sitesinden tecavüze konu içeriklerin çıkarılmasına, mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesine,e)-Yukarıda belirtilen markasal kullanımların web sitesinde, fuarlarda, kartvizitlerde, etiketlerde, tanıtım materyallerinde, faturalarda vs. her türlü mecralarda kullanımının önlenmesine,4-İlk derece yargılaması yönünden;a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin alınan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,b)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına hesap olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, c)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına hesap olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, d)-Davacı tarafından yapılan: 202,10 TL posta giderinin -ret ve kabule göre takdiren hesaplanan- 181,89 TL ve 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 244,69 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,e)-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,f)-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden;a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,c-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,00 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 34,30 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, d-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 29/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.