Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2200 E. 2021/625 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2200 Esas
KARAR NO: 2021/625
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2017
NUMARASI: 2013/161 E. – 2017/140 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni, Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından “…” adı altında 22/03/2012 tarihinde geliştirilen ” araçların ve kişilerin takip edilip izlenmesi ve gelen verilerin raporlanması,istatiksel raporlar alınması, gelen ihlal alarmlarına sms, e- posta atılması ve alarm merkezlerine yönlendirilmesi programının (yazılımının ) T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü tarafından … kayıt- tescil numarası ile 23/01/2013 tarihinde müvekkil şirket adına kayıt ve tescil edildiğini bu kayıttan da anlaşılacağı üzere adı geçen programın mülkiyet hakkının müvekkil şirkete ait olduğunu,bu programın davalı tarafından www…com.tr alan adı altında hukuka aykırı bir şekilde izinsiz olarak kullanıldığını, davalı şirkete Beyoğlu …Noterliği’nden 29/04/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini, izinsiz kullanıma son verilmesi gerektiği, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini (maddi- manevi tazminat davalı açmak da dahil) buna rağmen ihlalin devam ettiğini belirterek mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan yazılımı kopya ederek kullanmaya devan eden davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak kullanımının engellenmesi ve internet sitesinin kapatılması ( tecavüzün ref’i ) ve yeniden açılmasının önlenmesi’ne Men’i ne, dava sonuçlanıncaya kadar haksız ve hukuka aykırı tecavüzün ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş olup, 09/06/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de 10.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket hakim ortağı …’ ün davacı şirketin eski ortağı olduğunu, ortaklıktan ayrılma sürecinde yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle tarafların arasında hukuki ihlitaflar olduğunu, aslında davacı tarafın dilekçesinde bahsettiği … Ltd.Şti tarafından kullanılan programın hukuka uygun sözleşmeler yolu ile satın alınarak kullanıldığını, dosyaya sunulan 01/01/2012 tarihli “Program Lisans Sözleşmesi” incelendiğinde, araç takip sunucu yazılımının açık kodları ile … Ltd.Şti’ye teslim edilmiş olduğunun görüleceğini, sözleşmenin 3.f maddesinde programın … tarafından geliştirilebileceğinin hükme bağlandığını, sözleşmenin 3.h maddesinde araç takip yazılımında kullanılacak olan haritaların kullanıcı tarafından temin edileceği hükme bağlandığından, … Ltd.Şti nin … Ltd.Şti ile yaptığı sözleşme ile harita bilgilerinin teminini sağladığını, … isimli şahıs firmasından programın geliştirilmesi için hizmet aldığını , … Ltd.Şti ve davalı … Ltd.Şti’ nin kullandıkları yazılımları sözleşmeler ile satın alarak hukuka uygun bir şekilde kullandıklarını, eğer bir hukuka aykırılık söz konusu ise, sözleşme tarafı olan şirketlerin sorumlu olacağını ,müvekkil şirket aleyhine bir sonuç doğar ise diğer şirketlere rücu hakkı doğacağını bu sebeple de davanın diğer şirketlere ihbar edilmesini istediklerini beyanla husumet nedeniyle davanın reddine, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, davanın … Ltd. Şti ve … ne ayrı ayrı ihbarına yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…ıslah ile arttırılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının, davacının eser sahibi olduğu, … isimli program yazılımını izinsiz olarak kullandığı anlaşılmakla, yazılımın davalı tarafça www…com.tr, www…com.tr alan adlı internet sitelerinde ya da başka mecralarda kullanılmasının men’ine, davalının ref talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 8.630,012 TL maddi tazminatın davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının ilk ihtar tarihinin 29.04.2013, ıslah tarihinin 09.06.2015 olduğunu, TBK 72 maddesi gereğince iki yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra dava ıslah edildiğinden maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini, Tensiple alınan bilirkişi raporunun diğer raporların ve kararın tek dayanağı olduğunu ancak bu raporda müvekkilinin internet sitesinin incelendiği iddia edilmekte ise de; rapor alınırken internet sitesine kullanıcı adı ve şifresi ile girebilmek için müvekkilinden bir kullanıcı adı ve kaynak kodların istenmediğini, bilirkişinin şirkete ait şifre ile incelenebilecek olan internet sitesine nasıl erişim sağladığının açıklanması gerektiğini, Kaynak kodların sunumundan sonra alınan raporda somut intihal yapılmadığının ifade edildiğini, ancak 02.09.2013 Tarihli rapora itibar edilmesi gerektiğinin belirtildiğini ancak tensiple alınan raporun sakat olduğunu, Davacının 12.03.2015 Tarihli dilekçesinde davacı ile davalı şirketin sahibi …’ün ortak olduklarını, bu ortaklık sırasında kaynak kodların …’e kendilerince verildiğini, ortaklıktan ayrıldıktan sonra kodların iade edilmediğini iddia ettiğini, Bu beyanın dava konusu programın davacı yanca rıza ile verildiğini göstermekte olduğunu, müvekkili şirketin cevap dilekçesinde yer aldığı üzere davacının programını değil 01.01.2012 Tarihli sözleşme ile … Ltd Şti den satın aldığı programı kullanmakta olduğunu, aksinin düşünülmesi halinde dahi program rıza ile verildiğinden davacının davacının dava açmakta kötüniyetli olması nedeni ile davanın reddi gerektiğini, aynı dilekçede müvekkiline ait internet sitesine giriş için bilirkişiye gereken kullanıcı adı ve şifresinin kendilerince verildiğini itiraf ettiğini, bu durum tensibe bağlanmadığını, bilirkişi ile davacının irtibatlı olduğunu, müvekkiline savunma hakkı dahi verilmeden kullanıcı ad ve şifresi istenmeden yapılan bilirkişi incelemesinin hükme esas alınamayacağını,
29.01.2015Tarihli duruşmada davacının yetkilisinin katılarak şu anki hali ile programların birbirine benzemediğini belirttiğini, mahkemenin ref talbinin konusuz kaldığına dair kararının doğru olduğunu, 12.03.2015 T.li dlekçe ile birlikte değerlendirildiğinde kaynak kodların davalı şirkete rıza ile verildiğinin açık olduğunu, davanın reddi gerektiğini, Maddi tazminat bedelinin fahiş olduğunu, Türkiye piyasasında programların genellikle tek başına satıldığını, araç takip ekipmanlarıyla beraber bir set olarak müşteriye sunulan programlar olduğunu, dosyaya ibraz ettiklere örneklere göre böyle bir ürünün 100 ABD doları civarı olduğunu, davacının mahkemeyi yanıltmak için mal alım ihalelerine ilişkin fiyatları sunduğunu, dava konusunun mal olmadığını, başka emsal sunulmadığını, bazı şirketlerden emsal fiyat istenmiş ise de yazılım için ayrı bir fatura kesilmediği ve yazılımın cihaz fiyatına dahil olduğunun belirtildiğini, davacının … şirketten yazılımlar için 15000 Dolarlık teklif almış gibi göstererek mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, kendilerinin ise yaptıkları araştırmada belgelerdeki şirketin 600TL’ye araç takip sistemi sattığını tespit ettiklerini, maddi tazminat hesabı yapan bilirkişilerden birinin tensiben rapor hazırlayan bilirkişi olduğunu, yabancı şirketlerle yazışarak yazılıma 8.630,012TL fiyat biçildiğini, yurt dışından fiyat belirlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, raporun denetlenmesi gerektiğini, dava konusu ürünle karşılaştırma yapılması gerektiğini, raporun 11.sayfasında 2440 Dolara satıldığı görülmekte iken fiilen satıldığı fiyatın değil 3700Doların esas alınmasının hatalı olduğunu, eğer hesap yapılacaksa ihtar tarihindeki kurun esas alınması gerektiğini, rapora itirazların dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep emiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, eser hakkına tecavüzün meni, önlenmesi istemi ile açılmış ıslah ile maddi tazminat talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekili TBK 72.maddesi gereğince maddi tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş ise de; mahkemenin gerekçesinde yerinde olarak belirtildiği üzere 02.09.2013 tarihli bilirkişi raporunda davalı yanın yazılımı kullandığının tespit edildiği, tecavüz devam ederken zamanaşımı süresi işlemeyeceği dikkate alındığında ıslaha yönelik zamanaşımı definin reddi yerinde bulunmuştur. Ticaret Sicil kayıtları incelendiğinde; …’ün 01.05.2012’de davacı şirkete ortak olduğu, 28.12.2012 Tarihli ortaklar kurulu kararı ile davacı şirket ortaklığından ayrıldığı, …’ün davalı şirketin ortağı ve dava tarihi itibariyle temsilcisi olduğu görülmüştür. ODTÜ’nün cevabi yazısına göre; www…com.tr alan adının 27.12.2012 tarihinde davalı şirket adına tahsis edildiği görülmektedir. Tensiben alınan tasarım ve bilgisayar bilirkişisi … 02.09.2013 Tarihli raporunda neticeten; davacının … isimli yazılımının tasarımı, kullanımı, amacı, sunduğu standardı ve işleyişin davalı tarafından birkaç detay dışında tüm ana hatlarıyla kopyalandığı ve internet ortamında kullanıcılara sunduğu yönünde görüş belirtilmiştir. 02.09.2013 Tarihli bilirkişi raporunun 17.09.2013’te davalı tarafa tebliği üzerine süresi içinde 23.09.2013 Tarihli ve 28.09.2013 havale tarihli olmak üzere iki ayrı beyan dilekçesi sunulmuştur. 28.09.2013 Tarihli ek beyan dilekçesinde; rapordaki görüntülerin www…com.tr internet sitesine ait olduğu söylenmekte ise de siteye müşteriler dışında kullanıcı adı ve şifre olmadan giriş yapılamadığını, raporun taraflı olduğunu ileri sürmüş ise de; 23.09.2013 Tarihli rapora karşı ilk beyan dilekçesinde rapordaki görsellere ilişkin itirazda bulunulmadığı, kullanımın hakka dayalı olduğunun iddia edildiği görülmektedir. Bilgisayar müh ve bilişim hukukçusu bilirkişi 23.07.2014 T raporlarında; dava konusu yazlımın FSEK 2/1-2 bendi anlamında dil ve yazıyla ifade olunan bilgisayar programı türünde ilim edebiyat eseri olduğu, tarafların sundukları kaynak uygulama ile farklı taraflara ait olduğu, birbirleriyle farklı ortamda geliştirildikleri, somut olarak intihal tespiti yapılamadığı, söz konusu testin yapılması için davalı tarafa ait uygulamanın bilirkişi tespiti yapıldığı zamanki haline ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Bilgisayar mühendisi 14.05.2015 T raporunda davalı tarafın uygulama kodlarını sunmadığı, sadece veri tabanını sunduğunu, 02.09.2013 Tarihli rapora itibar etmenin uygun olacağı değerlendirilmiştir. 18.06.2015 Tarihli 2.ek raporunda ise, tarafların inceleme için sundukları kaynak kodlar uygulamaların incelemeye sunulan hallerine göre teknolojileri program dilleri veritabanı tablo ve alan yapıları açısından farklı olduğunu, davalı taraf uygulamasının ilk raporda yapılan tespitteki halde olmadığını, anılan raporun hazırlanmasında teknik bir eksiklik olmadığı, demo kullanıcısı ile tespitin yapılabileceği yönünde görüş belirtilmiştir. Hukukçu bilirkişi 09.11.2015 Tarihli raporunda; … şirketinin tek ortağının … olduğu, davalı şirket ile … arasında organik bağ olduğu, … isimli yazılımın FSEK kapsamında ilim ve edebiyat eseri olduğunu, FSEK 11,12 md yer alan karineler kapsamında TC Kültür Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün ihtiyari tescil belgesine göre yazılımın eser sahibin davacı şirket olduğu, 02.09.2013 T rapordaki teknik bulgulara itibar edilmesi gerektiğini, Fsek 52 md gereğince mali hakların devrine ilişkin sözleşme olmaksızın davalı tarafınan adına tahsis edilen www…com.tr, www…com.tr alan adında kullanımı ile hak ihlali gerçekleştiğini, tecavüzün refi talebinin konusuz kaldığı bildirilmiştir. Hukukçu bilirkişi ile ilk raporu tanzim eden bilirkişi …’e dosya ek rapor için tevdi edilmiş ek raporda neticeten; araç takip yazılımlarının ağırlıklı olarak kiralandıkları, davacının ve davalının yazlımı kiralama yöntemi ile pazarlamadıkları, yabancı kaynakların incelenmesine göre … adlı firmanın 3700 DOlar olarak belirttiği bedelin emsal alındığı, araç takip sistemi satan sadece bir firmaya (…) ulaşılabildiği, firmanın yazılım 3700 Dolara sattığıi aynı zamanda aylık kiralama yöntemi ile de pazarladığı, 04.07.2017 itibarıyle 3700 Doların 13.153,10TL ye tekabül ettiği %10 enflasyon ile 2013 yılında 8630,012TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; … isimli yazılımın FSEK kapsamında ilim ve edebiyat eseri olduğu, FSEK kapsamında TC Kültür Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün tescil belgesine göre yazılımın eser sahibin davacı şirket olduğu, davalı şirket kullanımın hukuka uygun olduğunu ileri sürmüş ise de; davalı şirketin yetkilisi olan …’ün aynı zamanda … şirketinin de ortağı ve yetkilisi olup 01.05.2012-28.12.2012 Tarihleri arasında da davacı şirkette ortak olduğu, davacının yazılımının mali haklarının devrine ilişkin sözleşme sunulmadığından FSEK 76/2.md gereğince davalının kullanımının haklı olduğundan bahsedilemeyeceği ve ilk rapora göre davacının … isimli yazılımının tasarımı, kullanımı, amacı, sunduğu standardı ve işleyişin davalı tarafından birkaç detay dışında tüm ana hatlarıyla kopyalandığı ve internet ortamında kullanıcılara sunduğu ve davacının esere dayalı haklarına tecavüzün oluştuğu anlaşılmaktadır. Tensiben alınan ilk bilirkişi raporundan sonra davalı yanca kaynak kodlar değiştirildiğinden mahkemece 02.09.2013 Tarihli ilk rapordaki teknik incelemelerin esas alınmasının yerinde olduğu, sonraki raporlarda demo kullanıcısı ile tespitin yapılabileceğinin belirtildiği gibi ve davalının da rapora karşı 23.09.2013 Tarihli ilk beyan dilekçesinde rapordaki görseller yönünden açıkça itirazda bulunmadığı, maddi tazminat hesaplanması için tarafların sundukları ve mahkemece celp edilen belgelerin tek tek bilirkişiler tarafından incelendiği, araç yazılım satışı yapan sadece bir adet yabancı kaynaklı firmaya ulaşılabildiği, bilirkişilerce bu yazılımın emsal olarak kabulü ile indirimli fiyat dikkate alınmaksızın yapılan tazminat hesaplamasının yerinde ve hükme elverişli olduğu da dikkate alındığında davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 620,92 TL harçtan, peşin yatırılan 155,23 TL’nin mahsubu ile bakiye 465,69 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 25/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.