Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2193 Esas
KARAR NO : 2021/819 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2018
NUMARASI : 2017/430 E. – 2018/88 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin “The British International School” markası çerçevesinde hizmet verdiğini, TPE 2008 00250-hizmet marka numarası ile 03/01/2008 tarihinden itibaren geçerli, 21/01/2009 tescil tarihli hizmet marka tescil belgesi ile 2009/07468 ticaret marka numarası ile 17/02/2009 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle geçerli 15/02/2010 tescil tarihli marka tescil belgelerinin sahibi olduğunu, aynı zamanda OHIM nezdinde 01405054 sayı ile, 13/10/2015 tarihinde Topluluk Markası siciline de kayıtlı olduğunu, davacı şirketin davalı ile aynı alanda eğitim verdiğini, davalı adına tescilli markanın içeriğinde yer alan “BRITISH” ibaresinin TTK ve 556 sayılı KHK ya aykırı olarak davalı şirketin devamı olduğu kanaatini uyandıracak yönde beyan ve ifadelerle velileri yanıltma çabalarına giriştiğini, TTK md 54/4 uyarınca British School özellikle de BRITISH ibaresini kullanarak iltibasa yol açtığını, davalının “T.B.S TARABYA BRITISH SCHOOLS” markasının davacının “THE BRITISH INTERNATIONAL SCHOOL” markası ile iltibasa yol açtığını, ayrıca TTK md. 55 vd ve 556 sayılı KHK uyarınca BRITISH ibaresinin kullanımına itiraz ettiğini beyanla, markaya vaki tecavüzün tespiti ile men’ine karar verilmesini talep etmiştir..
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; “British” kelimesinin Türkçe karşılığının “İngiliz” olup “British School” kelimesinin “İngiliz Okulu” anlamına geldiğini, milliyet ifade eden bu iki kelimenin başlı başına özel veya tüzel kişiliğe ait olamayacağını, davalının İngiliz Cambridge Uluslararası İGCSE ve A Level lise eğitimi içinde yer aldığı için İngiliz Okulu sıfatını taşıdığını, davalı karşı davacı tarafın bunu bildiği için “Pdi-er Bis” , “Özel İstanbul” , “Özel Sarıyer” “Bis” şeklinde ayırt edici ibareler ile 5 adet marka tescili olduğunu, müvekkili şirketin daha önce Horizon rehberlik şirketi aracılığıyla Özel Tarabya İngiliz okulları marka başvurusunda bulunduğunu” bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 15/03/2018 tarihli 2017/430 E. – 2018/88 K. sayılı kararıyla; ” Davacı vekili her ne kadar 31/01/2018 tarihli oturumda davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü davası açtığını bildirmiş ise de; markanın hükümsüzlüğü ile ilgili açılmış davada verilmiş bir hüküm bulunmadığı gibi, markanın hükümsüz kılIndığı tarihe kadar olan kullanım marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceğinden ancak karar kesinleştikten sonra markasal bir kullanım varsa tecavüz olgusu gündeme gelebileceğinden , toplanan deliller, TPMK kayıtları, bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde ; davalı tarafın tescilli markası mevcut olduğundan ve faaliyetlerinde tescilli markasını kullanıldığından , farklı bir kullanım içerisinde olduğu yönünde bir iddia yada delil de bulunmadığından somut olayda marka hakkına tecavüzün söz konusu olmadığı” gerekçesiyle; tecavüzün tespiti ve men’ine yönelik açılmış davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/137 Esas sayılı dosyasında marka hükümsüzlüğü davası açtıklarını, marka hükümsüzlüğü davasında, davanın bu dava ile birleştirilmesini talep ettiklerini, HMK 116/4 anlamında davalar arasında bağlantı olmasına rağmen, birleştirme taleplerinin sonucunun beklenmeden bu kararın verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, marka hükümsüzlüğü davasında verilecek hükmün bu davayı etkileyeceğini, birleştirme talebinin akıbetinin beklenmemesinin, hak arama hürriyetine aykırılık teşkil ettiğini beyanla, kararın bozulmasını, davanın kabulünü, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı aleyhine açtıkları İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/142 Esas sayılı dosyasında, haksız rekabetin önlenmesi davasında, davalı tarafça tescilli markaya tecavüzün tespiti ile meni davası açılması üzerine, mahkemenin karşı davayı asıl davadan tefrik ile 2016/709 Esas-2016/581 Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verdiğini, mahkemenin görevsizlik kararı nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine karar vermişse de, mahkemenin bu hususu değerlendirmeden karar vermesinin yerinde olmadığını beyanla, görevsizlik kararı da gözetilerek hüküm oluşturulmasını talep etmiştir.
DELİLLER:Marka Tescil kayıtlarından; davacı adına, 03/01/2008 başvuru tarihli, 21/01/2009 tescil tarihli 41. Sınıfta 2008/00250 başvuru numaralı “bıs pdi-er british İnternational School+şekil” markası, ile 17/02/2009 başvuru, 15/02/2010 tescil tarihli, 16. Sınıfta 2009/07468 başvuru numaralı “bıs pdi-er british İnternational School+şekil” markasının bulunduğu görülmüştür.
Davalının ise; 11/11/2014 başvuru, 17/08/2015 tescil tarihli, 16 ve 41. Sınıfta 2014/91711 başvuru numaralı, “ t.b.s tarabya british Shools+Şekil” markasının tescilli olduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve meni talepli davada, ilk derece mahkemesince, davalının faaliyetlerinde tescilli markalarını kullandığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda, davalı markasının hükümsüzlüğü için İstanbul (kapatılan 3. FSHHM’nin 2016/223 Esas sayılı) 1. FSHHM’nin 2017/430 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını ve hükümsüzlük davasında, birleştirme talep ettiklerini, mahkemenin talebin sonucunu beklemeden karar vermesinin usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürmüştür. Davalı adına 11/11/2014 başvuru ve 17/08/2015 tescil tarihli, 16 ve 41. Sınıfta … başvuru numaralı, “ t.b.s tarabya british Shools+Şekil” markasının tescilli olduğu ve davalının faaliyetlerinde tescilli markasını kullandığı anlaşılmakla, tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmedikçe kullanım marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyecektir. Bu markanın hükümsüzlüğü için davacı tarafça ayrıca dava açılmışsa da, marka tescilinden doğan hakları düzenleyen 556 Sayılı KHK 9. maddesi, korumanın tescil yoluyla elde edildiğine ilişkin 6. Maddesi ve hükümsüzlüğün sonuçlarını düzenleyen 44. Maddesi gözetildiğinde, yargılama sonucunda hükümsüzlük kararı verilse de, markanın terkinine kadar ki kullanım, marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceğinden, hükümsüzlük davasının bekletici mesele yapılması sonuca etkili olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Davalı vekili, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2016 tarihli 2016/709 Esas-2016/581 Karar sayılı görevsizlik kararı nedeniyle, müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir. Davanın mahkemenin 2016/142 Esas sayılı dosyasında …A.Ş. Tarafından haksız rekabete dayalı olarak açılan davada, karşı dava olarak açıldığı, mahkemenin tefrik kararı ile 2016/709 sayılı esasına kaydedildiği ve duruşma açılmaksızın dosya üzerinde, mahkemenin görevsizliğine, HMK’nın 331/2. maddesine uygun olarak “yargılama giderleri ve sair hususların görevli mahkemece ele alınmasına” karar verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.02.2019 tarihli 2017/2-3004 Esas- 2019/217 Karar sayılı kararında; “.. henüz yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararları üzerine yetkili mahkemede davaya devam edildiği hâllerde uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasının yerinde olacağına” işaret edilmiştir. Davacının süresinde başvurusu üzerine görevli mahkemede davaya devam edilerek, davanın reddedilmesi üzerine, davalı lehine vekâlet ücretine ve yargılama giderlerinin, haksız çıkan davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Görevli mahkemede yapılan yargılama, görevsiz mahkemede yapılan yargılamanın devamı niteliğinde bulunduğundan ve henüz yargılamayı sona erdirmeyen usuli kararlardan olan, görevsizlik kararı üzerine ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesi talep edilemeyeceğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yandan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı yandan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 88,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 44,00 TL’sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 15/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.