Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2158 E. 2019/1343 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2158 Esas
KARAR NO : 2019/1343
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2017
NUMARASI : 2015/85 – 2017/885
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafın müvekkili aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 15/10/2010 tanzim, 31/12/2010 vade tarihli 34.000,00 TL bedelli bonoyu dayanak göstererek icra takip prosedürü başlattığını, takip dayanağı bonodan İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/920 E. Sayılı dosyasında imza incelemesine esas alınmak üzere, davalı tarafça mukayese imza örneği olarak davaya konu bononun ibraz edilmesi üzerine yeni haberdar olduklarını, takibin halen devam ettiğini, müvekkilinin davalıyı piyasadan tanıdığını, fakat hiçbir şekilde kendisiyle iş yapmadığı gibi davalı tarafa herhangi bir borcunun da bulunmadığını, bononun altındaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, senetde borcun mesnedi olan ilişkiyi açıklayacak kısmın boş bırakıldığını, iddia edilen borcun mesnedi olmadığını, takip dayanağı senedin müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında kimliğini bilmedikleri kişi yada kişiler tarafından müvekkilinin imzasının taklit edilmek suretiyle düzenlenmiş sahte bir senet olduğunu, davalı tarafa müvekkilinin hiçbir borcu olmamasına ve hiçbir ticari bağı olmamasına rağmen açılan takiple müvekkilinin zor durumda kaldığını, haciz tehditine maruz kaldığını, davalı tarafça benzer şekilde başlatılan farklı bir takip nedeni ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/920 E. Sayılı dosyası ile açılan davanın halen derdest olduğunu, dosyaların birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini beyan ederek davanın sonuna kadar icra dosyasının durdurulmasını, adli yardım taleplerinin kabulüne ve davalı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmisi talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının adli yardım talebinin reddedilmesi gerektiğini, adli yardım talebinin kabulü için tek başına muhtarlıktan alınan fakirlik belgesinin yeterli olmadığını, davacının daha önceden olan borçlarına karşılık eşinden muvazaalı şekilde boşanıp, mernis adresini memleketine taşıdığını ancak ailesinin yanında hiç ayrılmadığını, davacının kayıtlı tüm mal varlığını yakınları adına kaçırdığını, davacının yoksul olmadığını, davacının alacaklısı olduğu İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasındaki alacağının müvekkilinin alacağından fazla olduğunu, dava konusu icra dosya borcunun 24/09/2013 tarihinde tahsil edildiğini, icra dosyasının infaz edildiğinden kapatıldığını, davacı borçlunun İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında olan alacağının haczedilerek dosya alacaklarının tahsil edildiğini, dava konusu alacağın ödenmiş olduğunu bu nedenle davacının menfi tespit davası açamayacağını, istirdat davası açması gerektiğini, davacının dava konusu icra takibini yeni öğrendiği iddiasının doğru olmadığını, davacıya gönderilen ödeme emrinin 28/07/2011 tarihinde muhtara tebliğ edildiğini, takibin kesinleştikten sonra 18/08/2011 tarihinde davacı borçlunun evinde bulunan menkul malların haczedilip muhafaza altına alındığını, davacının menkullerinin muhafazasından sonra bizzat gelip ödeme sözü verdiğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosya alacağını teminat gösterdiğini, bu dosyaya karşı açılan İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/1024 E. Sayılı davasının 27/10/2011 tarihinde karara çıkacağını ve borcunu ödeyeceğini söylediğini, ayrıca davacının Kadıköy …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında 60.000 TL teminatı olduğunu bildirdiğini, davacının bildirdiği İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyada 60.000 TL teminatı 17/07/2013 tarihinde haczedilmiş olduğunu, 24/09/2013 tarihinde bu haczedilen paradan 56.157,00 TL alacaklısı oldukları icra dosyasına ödenerek dosya borcunun kapatıldığını, davacının aleyhinde başlatılan tüm bu aşamalardan haberdar olduğunu, davacının borcun ödenmesinden sonra 1 yıllık sürede dava açmadığını beyan ederek davacının davasının haksız ve mesnetsiz süre yönünden reddini talep etmiştir.İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.12.2017 tarili 2015/85 E. – 2017/885 K.sayılı kararıyla; “davacı tarafın ilgili İstanbul …. İcra Dairesi’ nin … E sayılı dosyasında imza inkarı ile 34.000,00 TL borçlu olmadığına dair menfi tespit talepli 26.01.2015 tarihli bu davayı açtığını, ancak davacının 24.09.2013 tarihinde davalı tarafa ödeme yaptığını ve bu nedenle iş bu davada İİK m 72 gereği istirdat davası ( eda davası ) açabilecekken menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, (davacının sübjektif hakkına hukuki koruma sağlaması hususunda mahkemeye başvurmasında hali hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmadığı, hakkına kavuşmak için hali hazırda mahkeme kararına muhtaç konumda bulunmadığı) bu nedenle dava şartı eksikliğinin bulunduğu, bu hususun tamamlanabilir bir eksiklik olmadığı, kaldı ki bir an için dava istirdat davası olarak nitelense dahi ödemeden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin (24.09.2013 ödeme + 1 yıl = 24.09.2014 en son istirdat davası açılabilecek tarih olduğu ancak davanın 26.01.2015 tarihinde açıldığı) geçmiş olduğu ve İİK m 72 gereği istirdat davası açabilmek için özel dava şartının da bulunmadığı, alacaklı tarafın sürekli dava tehdidi altında bırakılamayacağı, bunun hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı” gerekçesiyle; davanın İİK’nın 72.maddesi, HMK’nın 114/1-2, 115/1-2 maddeleri gereğince usulden reddine karar vermiştir. Davacı mirasçıları vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile takibe konulan 15.10.2010 tanzim 31.12.2010 vadeli 34.000 TL bedelli bonodaki keşideci imzasının müvekkili …’e ait olmadığı ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti talebiyle dava açtıklarını, davalı tarafın cevap dilekçeleri ile bilgileri dışında haciz yoluyla yapılan tahsilattan daha önce haberdar olmadıkları beyan edilerek eğer tahsilat doğru ise İİK’nın 72/6 maddesi uyarınca davaya istirdat davası olarak devam edileceğinin bildirildiğini, mahkemenin tahsilattan daha önce haberdar olmadıklarını dikkate almadan bilgileri dahilinde ödeme varmış gibi hataya düşerek hukuka ve hakkaniyete aykırı karar verdiğini, her ne kadar ödeme / tahsilat tarihi 24.09.2013 olsa da ödemenin taraflarınca yapılmadığını, gıyaplarında farklı bir dosyadaki teminatın haczedilerek tahsilat yapıldığını, tahsilattan dava açıldıktan sonra haberdar oldukları dikkate alındığında davanın hak düşürücü süre dolmadan açıldığının görüleceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, hukuka ve taleplerine uygun yeni bir karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasının incelenmesinde; İstanbul Anadolu… İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyasında borçlu tarafından (…) yatırılan 60.000 TL teminat üzerine haciz konulduğu ve 18.09.2013 tarihinde haczedilen teminattan borcun tahsil edildiği görülmüştür. Yargılama sırasında davacı …’in 01.01.2017 tarihinde vefat ettiği, Lüleburgaz …. Noterliği’nin 14.03.2017 tarihli ve … yevmiye numaralı veraset ilamı ile mirasçılarının vekaletnamelerinin sunulduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E :İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında; davalı vekilinin cevap dilekçesinde; dava konusu icra dosyası borcunun 24/09/2013 tarihinde tahsil edildiğini ve icra dosyasının infaz edildiğinden kapatıldığını beyan ettiği, davacı vekilinin cevaba cevabında dava konusu takip alacağının davalı tarafça tahsil edilmiş olması durumunda huzurdaki davada İİK’nın 72/6 maddesi uyarınca istirdat davası olarak devam edileceğini beyan ettiği anlaşılmışsa da davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı vekilinin talebi üzerine, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu … tarafından yatırılan 60.000,00 TL teminat üzerine 17/07/2013 tarihinde haciz konulduğu, haczedilen teminattan dosya borcunun 18/09/2013 tarihinde tahsil edildiği, davanın 26/01/2015 tarihinde açıldığı, davacı vekilinin menfi tespit davasını açarken “İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya borcundan, senetteki imzanın inkarına dayalı olarak borçlu olmadığının tespitini” talep ettiği, davacı tarafın icra dosyasındaki kayıtlardan borcun ödendiğini görmüş olmasına rağmen, davasını İİK’nın 72/7 maddesi gereğince istirdat davası olarak açması gerekirken menfi tespit davası açmakla hukuki yararının bulunmadığı ve hukuki yararın dava koşulu olduğu, kaldı ki ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında isabetli şekilde açıklandığı üzere ödeme tarihinden itibaren İİK’nın 72/7 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü sürenin de dolduğu, mahkemenin davanın hukuki yarar ve hak düşürücü süre nedeniyle dava şartı yokluğundan reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,50 TL eksik harcın davacı alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/06/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.