Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2126 E. 2021/683 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2126 Esas
KARAR NO: 2021/683
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2018
NUMARASI: 2017/702 2018/130
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin diş teknisyeni olup 30/04/2012 tarihli finansal kiralama sözleşmesiyle davalı şirketten protez diş kazma makinesi ve scannerin kiralanmasına ilişkin finansal kiralama sözleşmesi yaptığını, sözleşme uyarınca 24/04/2012’den 09/04/2015 tarihine kadar olan dönem için aylık 5.206,19 TL kira bedeli ve sözleşme sonunda 1.938,60 TL ödeyerek makinenin mülkiyetini kazanacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin bu makineyi youtube sitesinde gördüğü reklam videoları sonucu kiraladığını, ancak kiralananın ayıplı çıktığını, bu sebeple müvekkilinin zamanında işleri yapmayarak zarara uğradığını, finansal kiralama şirketinden yetki alarak bu davayı açmak durumunda kaldıklarını, konuyla ilgili yaptırdıkları tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda makinenin ayıplı olduğunun tespit edildiğini belirterek ayıplı makinenin davalıya iadesine, müvekkilince ödenen toplam 212.010,93 TL’nin davalıdan tahsiline, ayrıca müvekkilinin yoksun kaldığı kar bakımından şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, makinenin davacıya tesliminden itibaren 4 yılı aşkın süre geçtiğini, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, dolayısıyla davanın dinlenemeyeceğini, ayrıca davacının da kabulünde olan 23/02/2015 tarihli protokol gereğince davacının müvekkiline karşı olan bütün davalardan feragat ettiğini ve tarafların birbirlerini kesin olarak ibra ettiğini, ayrıca davacının ödemelerini itirazsız biçimde yaptığını, malı kullandıktan sonra ayıplı olduğunu ileri sürmenin doğru olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre; davacı tarafça Adana 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yaptırılan tespit işlemi sonucunda alınan bilirkişi raporundan, makinenin ayıplı olduğu yolunda görüş bildirilmiş ise de, bu raporun 27/04/2015 tarihli olduğu, davacının tespit işleminden bir sene sonra 13/05/2016 tarihinde makinenin ayıplı olduğundan bahisle bedelin iadesi talebinde bulunduğunu, davacının bu makineyi 30/04/2012 tarihinden itibaren kullanmakta olduğunu, ihtarname tarihine kadar herhangi bir bildirimde bulunmadığı gibi bu hususta servis, tamirat kaydı vb sunmadığı, kaldı ki satın alma opsiyonunu kullanarak malın mülkiyetinin davacıya geçtiği, davacının ayıp ihbar sürelerine uymadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; müvekkilinin sürekli oyalandığını, tespit sonrasında ayıp ve arızaların davalıya bildirildiğini, davalının da yazışmalarla bu duruma cevap verdiğini, davalının otomasyon ayarı yapılacağı, program arızası, kullanım hatası, elektrik voltaj düşüklüğü gibi müvekkilinin anlamayacağı gerekçelerle müvekkilini oyaladığını, Adana’da mahkeme hakimince müvekkilinin dinlenmeyerek susturulduğunu, Hakim tarafından müvekkili dinlenmiş olsaydı sürecin beyan edileceği, tespitten sonra ihtar yapıldığını, ancak … Finansal Kiralama’nın muvafakatinin alınması gerektiğini, müvekkilinin davalının yanıltıcı ve aldatıcı reklamları sonucu cihazı kiraladığını, reklama konu videolarda taahhüt edilen özelliklerin yer almadığını, mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin malın ayıplı çıkması üzerine taksitleri ödemediğinde şirket yetkilisi .. aldığı şahsi senetleri icraya koyarak müvekkili ödeme yapmaya zorladığını, sözleşmenin niteliği gereğince son taksit ödenene kadar müvekkilinin hiçbir hakka sahip olmadığını, sözleşmenin 3.6 maddesinde, kiracının kira bedelini ödememesi durumunda tüm bedelleri nakden ödeyeceğini düzenlediğini, ayrıca finansal kiralama kanununun 23.maddesinde ödememe halinde kiralayana fesih hakkı tanındığını, yine 25.maddede kiralayanın aşan zararlarından da kiracının sorumlu olduğunun düzenlendiğini, bir başka müvekkili olan … isimli iş teknisyeninin de aynı makineyi alıp mağdur olduğunu, adı geçenin muvafakat almadan finansal kiralama ve davalıya açtığı davanın husumetten ve dava şartı yokluğundan reddedildiğini, bu kişinin ödeme yapmaması üzerine evinin de satışa çıkarıldığını, dolayısıyla müvekkilinin ödeme yapmaması halinde benzer mağduriyeti yaşayacak olduğunu, makinenin abartılı reklamlarla satıldığını, tanıklarının dinlenmediğini, makinelerdeki arıza ve ayıpların ne türden olduğunun araştırılmadığını, müvekkilinin telefonuna aramalar yaptığını, girişimlerde bulunduğunu, ancak bu hususların dikkate alınmadığını, … Finansal Kiralamanın verdiği muvafakat ile makinedeki ayıbı kabul ettiğini, ancak bu hususun irdelenmediğini bildirmiştir. Davacı ile dava dışı finansal kiralama şirketi arasında 30/04/2012 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür. Adana 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/17 D.İş sayılı tespit dosyasında alınan 27/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu diş kalıp üretim makinesinin kendisinden beklenen işleri yerine getiremediği, istenilen işleme toleransları içerisinde kalacak şekilde üretim yapamadığı, kendisinden beklenilen faydayı sağlayamadığı, tarayıcının makine tarafından tanınmadığının tespit edildiği, makinenin ayıplı olduğu kanaatine varıldığının belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya gönderilen 13/05/2016 tarihli ihtarnamede; makinenin ayıplı olduğunun belirtilerek ödemelerin iadesinin ve makinenin geri teslim alınmasının, ayrıca müvekkilinin uğradığı kar kaybı ve maddi zararın giderilmesi için 100.000 TL’nin ödenmesinin istendiği görülmüştür. Dava dışı … Finansal Kiralama A.Ş tarafından davacıya dava açma konusunda sözleşmenin 29/a maddesi gereğince onay verildiği görülmüştür. Davalı şirket yetkilisi … vekili ile davacı vekili arasında düzenlenen 23/02/2015 tarihli protokolde, taraflar arasındaki icra takipleri ve davalı aleyhine düzenleme yapıldığı, buna göre davacının vermiş olduğu iki adet senedin davacıya iade edileceği, tarafların protokolde belirtilen borcun ödenmesi halinde birbirlerini kesin olarak ibra etmiş sayılacaklarının belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, ayıplı olduğu iddia edilen makinenin iadesiyle ödenen bedelin tahsili ve yoksun kalınan karın tazmini istemine ilişkindir. Davacı taraf, finansal kiralama yoluyla davalı şirketten protez diş kazıma makinesi ve scanner almıştır. Davacı ile dava dışı finansal kiralama şirketi arasındaki sözleşme 30/04/2012 tarihlidir. Davacı taraf, dava dilekçesinde de belirttiği üzere finansal kiralama konusu malın taksitlerini ödemiş ve en son 26/08/2015 tarihinde satın alma opsiyonunun kullanılması için gereken 1.938,60 TL’yi de ödemiştir. Yine taraflar arasında 23/02/2015 tarihli protokol düzenlenmiş, protokolde davacı tarafından alacaklıya verilen ve ödenen icraya konulmamış iki senedin davacıya iade edileceği ve borçların protokole göre ödenmesi halinde tarafların birbirlerini kesin olarak ibra etmiş sayılacakları belirtilmiştir. Davacı taraf, daha sonra dava konusu makinede ayıp bulunduğu iddiasıyla Adana 4.Asliye hukuk Mahkemesi’nin 2015/17 D.İş sayılı tespit dosyasında tespit işlemi yaptırmış ve tespit sonucu alınan 27/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda, makinenin kendisinden beklenen vasıfları yerine getiremediği, üretim yapamadığı, faydayı sağlamadığı ve malın ayıplı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Bilindiği üzere ticari satım sözleşmesinde 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanacaktır. TBK’nun 223/2.maddesi gereğince ise alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır, ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunması halinde durum hemen satıcıya bildirilmelidir. Bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Somut olay bakımından davacı tarafça yapılan tespit işlemi sonucunda 27/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu makinenin ayıplı olduğu belirtilmiş ise de, davacı tarafın davalıya bu durumu 13/05/2016 tarihli ihtarname ile bildirdiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı tarafın şayet süresinde ihbarda bulunmuş olsalardı davalının bonoları davacı aleyhine takibe koyacağı, bu nedenle bildirimde bulunmadıkları ileri sürülmüş ise de, bu sebep dairemizce yerinde görülmemiştir. Öte yandan dava, ticari nitelikte bir dava olup ayıp konusunda tanıkların dinlenmemesinde usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ayrıca … Finansal Kiralama’nın dava açılması yönünde muvafakat vermesinin makinedeki ayıbın kabulü anlamına gelmemektedir. Açıklanan bütün bu hususlar gözetildiği davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/04/2021