Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2094 E. 2021/690 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2094 Esas
KARAR NO: 2021/690
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2018
NUMARASI: 2016/11 2018/409
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin 03/04/2015 tarihinde … Mah. … Cad. … Avcılar/İSTANBUL adresinde kırtasiye işletmeye başladığını, 21/04/2015 tarihinde müvekkilinin işyerine ihtiyati hacze gelindiğini, müvekkilinin dosya borçlusu … tanımadığını, ancak alacaklı vekilinin talebi üzerine müvekkiline ait bir adet fotokopi makinesinin haczedilerek müvekkilinin kardeşi … yediemin olarak verildiğini, müvekkilinin kardeşinin istihkak iddiasında bulunduğunu, ancak icra hukuk mahkemesinin istihkak talebini reddettiğini, davalı tarafın yeniden 02/12/2015 tarihinde tekrar işyerine hacze geldiğini ve müvekkilinin babasının dosyaya haciz ve muhafaza tedbiri karşısında kefil olduğunu ve 11/12/2015 tarihinde dosya borcunun alacaklıya ödendiğini, müvekkilinin dosya borçlusunu tanımadığı gibi hiçbir şekilde ticari ilişkisinin de olmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödeme zorunda kaldığı 5.413,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ödemenin takip borçlusu … adına yapıldığını, dolayısıyla davacının aktif husumetinin bulunmadığını, ayrıca istihkak iddiasının reddedildiğini, bu konudaki hükmün maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiğini, müvekkilinin … unvanı adı altında faaliyette bulunan … kırtasiye ürünleri sattığını, bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine ürünlerin teslim edildiği adreste haciz yapıldığını, haciz sırasında işyerinin davacıya ait olduğunun beyan edildiğini ve işyerinin devralındığı ileri sürüldüğünü, haciz adresinde … ait fatura bulunduğunu, bu faturanın haczedilen fotokopi makinesine ait olduğunu, davacının hem borçlu ile aynı unvan altında kırtasiye ürünleri satışına devam ettiğini, hem borçluya ait fotokopi makinesini kullandığını, hem de adreste borçluya ait belgeleri muhafaza ettiğini, işletmeyi devralan kişinin işletmenin borçlarından iki yıl süreyle sorumlu olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davalı tarafından borçlu … aleyhine kambiyo senedine dayalı takip yapıldığı, 21/04/2015 tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü şahıs … tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, icra hukuk mahkemesinin üçüncü şahıs aleyhine açılan istihkak davasında davanın kabulüne, mahcuz malların borçluya aidiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, davacı üçüncü şahsın icra dosyasında alacaklı ve borçlu sıfatı bulunmadığı, buna rağmen takibe konu borcu ödediği, davacının takip konusu borcu haciz tehdidi altında ödediğinin kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; müvekkilinin haciz baskısı altında ödeme yapmak durumunda kaldığını, ödemeleri gerçekleştiren … müvekkilinin kardeşi ve aynı işyerinde çalışanı olduğunu, ödemelerin müvekkilinin adına yaptığını, davalının istihkak davası ile ilgili beyanlarının kabul edilemez olduğunu, davanın menfi tespit ve haciz tehdidi altında yapılan ödemelerin istirdadı talebine ilişkin olduğunu, mahkemenin esasa dair inceleme yapmadığını, müvekkilinin … isimli işyerini borçlu … devralmadığını, işletmenin … tarafından işletilmekteyken kapanışının yapıldığını, müvekkilinin de işyerindeki malları satın aldığını, herhangi bir devir sözleşmesinin mevcut olmadığını, müvekkilinin işletmeyi 06/04/2016 tarihinde açmış olup yoklama fişinin de ekte olduğunu, müvekkilinin haciz yapılan adreste bulunan fotokopi makinesini 01/04/2015 tarihli sözleşmeye dayanarak 03/04/2015 tarihinde işletmeye başladığını, bu sözleşmenin devir sözleşmesi değil, finansal kiralama sözleşmesi olduğunu, takip borçlusunun da aynı firma ile ilişkisinin bulunmasının doğal olduğunu, … işletmenin devri anlamına gelebilecek herhangi bir sözleşmenin tarafı olmadığını, fotokopi makinesinin dava dışı … Ltd.Şti’nin mülkiyetinde olduğunu, müvekkili ile … işletmesi arasında organik bağ bulunmadığını bildirmiştir. Davalı tarafından dava dışı … aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 3.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla toplam 3.410,16 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, bono yönünden mahkemece 07/04/2015 tarihli ihtiyati haciz kararı bulunduğu, Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasının incelenmesinde 21/04/2015 tarihinde ihtiyati haczin uygulanması için … isimli işyerine gidildiği, adreste … bulunduğu, dükkanın önceki sahibinin borçlu olduğu, dükkanı …’ın devraldığı, isminin … olduğu, bir adet fotokopi makinesinin yediemine olarak çalışan … bırakıldığı, bu kişinin bütün malların …’a ait olduğu yönünde istihkak iddiasında bulunduğu, alacaklı vekilinin istihkak iddiasını kabul etmediği, yapılan araştırmada borçluya ait evrakın bulunduğunun belirtildiği, 02/12/2015 tarihli haciz tutanağının incelenmesinde ise; işyerinde bulunan … babası olduğunu söyleyen şahsın dosya borcu için kefil olmayı kabul ettiği ve SGK maaşından kesinti yapılmasına muvafakat ettiği, eşinin de icra kefilliğini kabul ettiği yolunda beyanda bulunduğu, 21/10/2015 tarihinde yapılan başka bir adresteki hacizde ise; … dosya borcunu 23/10/2015’te ödemeyi kabul ettiği görülmüştür. İstanbul 14.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/541 Esas, 1046 Karar sayılı ilamında, davacının … Ltd.Şti, davalıların ise davacı … ile takip borçlusu … olduğu, mahkemece davalı üçüncü kişinin mahçuzların kendisine ait olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davacı alacaklının açtığı davanın kabulü ile davalı üçüncü kişinin hacze konu mahçuzlar üzerindeki istihkak iddiasının reddine karar verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 05/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda; dosya borcunun 02/12/2015 tarihinde 1.500,00 TL, 11/12/2015 tarihinde 3.913,00 TL olmak üzere toplam 5.413,00 TL olarak davalı alacaklı vekiline haricen ödendiği ve dosya borcunun kapandığı, icra mahkemesi kararının kesin hüküm olup olmadığı hususu ile haricen yapılan ödemenin dava dışı borçlu … adına yatırılmış olması sebebiyle davalının husumet itirazlarının değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, davalı şirketin defterlerinin incelenmesinde, davacı ile arasında ticari ilişki bulunmadığı, dava dışı … ile ticari ilişkisinin bulunduğu ve bu ilişkinin 26/12/2014’te sona erdiği, bu tarih itibariyle davalının bu kişiden 28.407,87 TL alacağının bulunduğu, mahkemenin davanın kabulüne karar vermesi halinde taleple bağlı kalınarak 5.413,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle istenebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, istirdat davasıdır. Davacı taraf, borçlu olmadıkları tutarın icra baskısı altında ödendiğini iddia ederek istirdat talebinde bulunmuştur. Davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Bilindiği üzere İİK’nun 72.maddesinde düzenlenen istirdat davasının takip borçlusu tarafından takip alacaklısına karşı açılması gerekir. Davacı taraf takibin borçlusu olmayıp ödeme yapmıştır. Yapılan bu ödeme icra borçlusu lehine yapılan bir ödeme olup davacı taraf varsa talebini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre takip borçlusuna yöneltmelidir. Öte yandan icra mahkemesince mahcuz mallar üzerindeki istihkak iddiasının da reddine karar verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/04/2021