Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2069 E. 2021/716 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2069 Esas
KARAR NO: 2021/716 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI: 2017/393 E. – 2018/82 K.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına TPMK da 2014/04385 tescil nolu faydalı modele ilişkin davalı tarafından üretimde bulunulduğunu, Bakırköy 2 FSHHM nin 2016/112 D.İş sayılı dosyasından tespit yapıldığını ve müvekkilinin faydalı modelden doğan haklarına tecavüzde bulunulduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, TPE nezdinde … sayılı faydalı model belgesi ile tescil ettirdiği buluş konusu ürünlerin davalı tarafından izinsiz üretim, ithal ve satılmasından dolayı tecavüzün men’ine, ref’ine, 10.000,00 TL manevi tazminat, 500,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini, mahkeme kararının masrafı davalı tarafından karşılanarak günlük yayın yapan tirajı en yüksek gazetelerden birinde ilanana karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA; Davalı vekili karşı dava ve cevap dilekçesinde; dava konusu olan ve Bakırköy 2 FSHHM ninin 2016/112 D.İş dosyasında tespiti yapılan ürünler ile tescilli tasarım arasında farklar bulunduğunu, alınan tespit raporuna itirazda bulunduklarını, müvekkilinin tecavüzünün olmadığını, karşı dava olarak davacının dayanağı olan faydalı modele konu buluşun yeni olmadığını, buluş niteliği bulunmadığını davacı tarafın 2014/04385 sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne, davacı karşı davalının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/03/2018 tarihli 2017/393 Esas-2018/82 Karar sayılı kararıyla;” davaya konu faydalı model belgesinin daha önce geleneksel bir ürün olduğu, harcıalem olduğu, 17.yüzyıldan günümüze kadar delikli yüzeylerin kullanıldığı, yeni buluş niteliğinde olmadığından faydalı modeldeki 1, 2, 3 nolu istemlerin yenilik tarif etmemesi daha önce var olan ve kullanılan herkesçe bilinen bir durumda bulunması dikkate alındığında, faydalı model belgesinin yenilik vasfı bulunmadığından hükümsüzlüğüne, TPMK kayıtlarından terkinine karar vermek gerektiği, tecavüzün tespiti, meni yönünden, söz konusu faydalı model belgesinin daha önce var olan, geleneksel bir teknik olup, yenilik vasfı bulunmadığından hükümsüzlüğüne karar verildiğinden, hükümsüzlük kararı geçmişe etkili olduğundan, yerinde olmayan tüm talepler yönünden asıl davanın reddine karar vermek gerektiği” gerekçesiyle; karşı davanın kabulü ile davalı tarafa ait 2014/04385 faydalı model belgesinin yenilik vasfı bulunmadığından hükümsüzlüğüne, TPMK kayıtlarından terkin edilmesine,-Asıl dava yönünden davaya konu faydalı model belgesi hükümsüz sayılmakla hükümsüzlük kararı geçmişe etkili olup, buna dayalı bir hak elde edilmesi mümkün olmadığından tüm talepler yönünden asıl davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı- karşı davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Mahkemenin aldığı bilirkişi raporunun davalı-karşı davacı iddialarının tekrarından ibaret olduğunu, bilimsel ve teknik analiz içermediğini, -dünyanın herhangi bir yerindeki kullanımın, FM belgesi ile korunmak istenen buluşun yeniliğini ortadan kaldırmaya yeterli olmayacağını, bunun için kullanımın yöresel yada Türkiye çapında olması gerektiğini, uzak doğudaki eski üretim tekniği ile aynı teknikle üretilmemesine rağmen bilirkişilerin FM’e konu tekniğin daha önce Çin’de icat edildiğinden bahisle ürünün yenilik değeri taşımadığını belirtmelerinin hatalı ve bilimsellikten uzak olduğunu, -FM’de nispi yenilik, patentte mutlak yenilik arandığını, nispi yenilikte Türkiye’de bu ürünün kullanılıp kullanılmadığına bakıldığını, dünyanın herhangi bir yerindeki kullanımın FM belgesi ile korunmak istenen buluşun yeniliğini ortadan kaldırmaya yetmediğini, davalı-karşı davacının sunduğu görsellere bakıldığında bu tekniğin Türkiye’de müvekkilinin tescilinden önce kullanılmadığının aşikar olduğunu, -görsellerin FM’in başvurusundan önceye mi sonraya mı ait olduğu konusunda inceleme yapılmadığını, başvurudan sonraya ait görselin ise delil olma niteliğine haiz olmadığını, -bilirkişilerin raporda bahsettiği üretim tekniği ile müvekkilinin FM konusu ürünü ürettiği tekniğin aynı olmadığını, müvekkilinin Türkiye’de hiç kullanılmayan bir teknik ile buluşu tasarladığını ve tescil ettirdiğini , sunulan görsellerin başvurudan sonrasına ait ürünler olduğunu, müvekkilinin görselliği arttırma adına yaptığı araştırmalar sonucunda fincanlardaki deliklerin cam ile doldurulabileceğinden hareketle buluşu gerçekleştirildiğini, -her iki ürüne ait numuneler sunulduktan sonra inceleme yapılması gerektiğini, -dosyada hükmedilen vekalet ücretinin her talep için ayrı ayrı hesaplanmasının da hatalı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını, asıl davanın kabulünü, birleşen davanın reddini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davacı-karşı davalının dilekçelerinde, dava konusu FM’in dünyada var olan ve bilinen bir teknik olduğunu kabul ve beyan ettiğini, ancak bu tekniğin Türkiye’de ilk defa müvekkili tarafından kullanıldığını ve FM için nispi yeniliğin arandığını beyan ettiğini, -sunulan belgelerin/görsellerin tarihine ilişkin itirazının yerinde olmadığını, yerel mahkemeler ve Yargıtay’ın internet üzerinden tespit edilen hususların kabul edildiğini, dosyaya sundukları delillerdeki tarihlerin FM başvuru tarihinden önceye ait olduğunun görüldüğünü, bilirkişi incelemesi sonucunda söz konusu tekniğin 17. yy’dan beri var olan, bilinen harcı alem ve çok eski bir teknik olduğunu tespit ettiklerini beyanla kararın onanmasını talep etmiştir.
DELİLLER; Bakırköy Kapatılan 2 FSHHM 2016/112 D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; Endüstri Tasarımcısı bilirkişinin 16/09/2016 tarihli raporunda; aleyhine tespit istenen fincan ürününün, tespit isteyen … Ltd. Şti nin 2014/02961 sayılı fincan tasarımından farklı ve iltibas oluşturmayacak tasarımlar olduğu, ancak fincan üzerine uygulanan desen tekniğinin … sayılı faydalı model belgesinin koruması altında olduğu beyan edilmiştir. Davacı tarafa ait … sayılı “Dantel ve Hasır Formu Verilmiş Delikli ve Delikleri İnceltilmiş Cam ile Doldurulmuş Fincan” buluş başlıklı “Buluş, bir içecek haznesi (1), bir kulp (2), taban (3) ve saydam deliklerden (4) oluşan, içerisindeki sıvının görülmesine olanak sağlayan, yan yüzeylerinde dantel ve hasır formu verilmiş delikleri bulunan ve deliklerin inceltilmiş cam ile doldurulmuş olduğu fincan ile ilgilidir” buluş özetli olduğu görülmüştür. FM’nin tarifnamesinde, bilinen fincanlardan farkının, “yan yüzeylerinde içerisindeki sıvının görülebilmesine olanak veren saydam alanlara sahip olması” şeklinde açıklandığı, bu alanların farklı şekillerde olabildiği, fincanın görselliğini arttırdığı ve sunum açısından göze hitap etmeyi sağladığı açıklanmıştır.Mahkemece Marka ve Patent vekili bilirkişi ile Endüstri Ürünleri Tasarımcısı bilirkişiden alınan 08/12/2017 tarihli raporda; … faydalı modelin tekniğin bilinen harcı alem ve çok eski bir teknik olduğu, 1, 2, 3 nolu hazne, kulp, taban olarak tariflenen istemlerin fincan ürünü için yenilik tanımı getirmediği, günümüzde kullanılan, bilinen fincanı tariflediği, 4 nolu istemde bahsedilen delikli yüzeylerin “yeni buluş” niteliğinde olmadığı, 17.yüzyıldan bugüne kadar bilinen geleneksel ve harcıalem bir teknik olduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili asıl davada, davalı ürününün müvekkilinin faydalı model belgesinin koruması kapsamında kaldığını, faydalı modelden kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiğini beyanla, tecavüzün meni ve ref’ini, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini, davalı-karşı davacı ise karşı davada, davacı adına tescilli Faydalı Model belgesinin yeni olmadığını ileri sürerek hükümsüzlüğünü talep etmiştir. Mahkeme asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, davacının FM belgesinin hükümsüzlüğüne karar vermiş, davacı-karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı-karşı davalı adına tescilli 2014/04385 sayılı “Dantel ve Hasır Formu Verilmiş Delikli ve Delikleri İnceltilmiş Cam ile Doldurulmuş Fincan” buluş başlıklı Faydalı Model belgesinin, tek bir istemden oluştuğu , ” bir içecek haznesi (1), bir kulp (2), taban (3) ve saydam deliklerden (4) oluşan, içerisindeki sıvının görülmesine olanak sağlayan, yan yüzeylerinde dantel ve hasır formu verilmiş delikleri bulunan ve deliklerin inceltilmiş cam ile doldurulmuş fincan” ürününü koruma altına aldığı, FM belgesinin istemleri ve tarifnamesinden, inceltilmiş cam ile doldurulan deliklerin üretim tekniğinin açıklanmadığı ve koruma altına alınmadığı anlaşılmakla, davacı-karşı davalı vekilinin üretim tekniğinin bilirkişiler tarafından incelenmesi gerektiğine yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6769 Sayılı SMK 83/1 maddesinde “Tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan buluşun yeni olduğu kabul edilir. (2) Tekniğin bilinen durumu, başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde, yazılı veya sözlü tanıtım yoluyla ortaya konulmuş veya kullanım ya da başka herhangi bir biçimde açıklanmış olan toplumca erişilebilir her şeyi kapsar” 6769 Sayılı SMK 142/1 maddesinde ” 83. Maddenin birinci fıkrası hükmüne göre yeni olan ve 83. Maddenin altıncı fıkrası kapsamında sanayiye uygulanabilen buluşlar, faydalı model verilerek korunur. (2) Faydalı Modelin yenilik değerlendirmesinde buluş konusuna katkı sağlamayan teknik özellikler dikkate alınmaz” hükümleri düzenlenmiştir. Faydalı Model belgesinde, patentler için aranan buluş basamağı şartı aranmıyorsa da, faydalı model korumasının varlığı için, faydalı modele konu ürünün, tekniğin bu alanda bilinen son durumuna göre tekniği daha ileri taşıyan, günlük hayatı kolaylaştıran, bir işi hızlandırma veya ucuzlatma gibi yenilik unsurunun varlığı gerekmektedir. (bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/03/2020 tarihli 2019/3057 Esas, 2020/2457 Karar sayılı kararı) Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde, dünyanın herhangi bir yerindeki kullanımın FM belgesi ile korunmak istenen buluşun yeniliğini ortadan kaldırmaya yetmediğini, tekniğin Türkiye’de müvekkilinin tescilinden önce kullanıldığının ispatı gerektiğini ileri sürmüşse de, yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler göz önüne alındığında, “başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerindeki yazılı veya sözlü tanıtım veya kullanımların kamuya sunumlarının” tekniğin bilinen durumuna dahil olduğu ve Faydalı Modelin yeniliğini ortadan kaldıracağı anlaşılmaktadır. Yenilik karşılaştırması yapılırken, tecavüz değerlendirmesinden farklı olarak, ürünlerin karşılaştırılmasına da gerek yoktur. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ise yeterli inceleme içermediği gibi, denetime elverişli de değildir. Bu durumda mahkemece, davalı-karşı davacı tarafça yenilik giderici olarak, karşı dava dilekçesinde bildirilen ve ekinde görsellerine yer verilen internet sitelerinde bilişim bilirkişisinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınarak, görsellerin internet sitesine yüklenme tarihlerinin tespiti, tarihler üzerinde değişiklik yapılıp yapılamayacağının değerlendirilerek, tarih bilgisi güvenilir olan web sitesindeki görseller ve açıklamalar ile Faydalı Model tescil belgesi 1 numaralı istemi karşılaştırılarak, başvuru tarihi itibarıyla yenilik şartı içerip içermediği konusunda rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuyla yetinilmesi yerinde görülmediğinden, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde yargılamaya devam edilerek, bilirkişi raporu alındıktan sonra karar verilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı- karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/03/2018 tarihli 2017/393 Esas-2018/82 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde yargılamaya devam edilerek, bilirkişi raporu alındıktan sonra karar verilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı-k.davalının istinaf talebi kabul olunmakla, talep halinde peşin yatırılan istinaf karar harcının iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri olarak; A)Davacı-k.davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 35,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalı-k.davacıdan alınarak, davacı-k.davalıya verilmesine, b)Davalı-k.davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/04/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.