Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2051 E. 2019/1341 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2051 Esas
KARAR NO : 2019/1341
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2018
NUMARASI : 2017/785 E. – 2018/5 K.
DAVANIN KONUSU: Borçtan Kurtulma Davası
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yurtiçi ve yurtdışı nakliyat lojistik sektöründe uzun yıllar faaliyet gösterdiğini, milyonlarca TL çek ödemesi gerçekleştirdiğini, sunulan delillerden bunun anlaşılacağını, davaya konu 25.000,00 TL çekin yazdırıldığını fakat çekin keşideci bölümü üzerindeki imzanın müvekkili şirketin yetkililerine ait olmadığını, ayrıca şirket tarafından alınan karar ile bu tür işlemlerde iki yetkilinini imzasının gerektiğini, bunun ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini fakat çek üzerinde tek imzanın bulunduğunu, ayrıca çekin namına yazılı kişi kısmında yer alan … Tic. Şti. ile müvekkili arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını, çekin müvekkili tarafından doldurulmadığını ve kimseye verilmediğini belirterek müvekkilinin imzası taklit edilerek usulsüz şekilde doldurulan çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çekin müvekkili bankaya ibraz edildiğini ve işlem yapıldıktan sonra ibraz edene iade edildiğini, müvekkilinin davacıya icra takibi başlatması gibi bir durumun mümkün olmadığını, müvekkilinin dava konusu olayda taraf sıfatının bulunmadığını, çekin müvekkiline ibraz edildiği tarihte davacı şirket yetkililerinin tek imzalarının yeterli olduğunu belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.01.2018 tarihli 2017/785 E. – 2018/5 K.sayılı kararıyla; davalı banka tarafından ibraz edilen çek kayıtlarının incelenmesinde, dava konusu çekin, ciranta … cirosu ile davalı bankaya teslim edildiği ancak 15/09/2017 tarihinde … talebi üzerine … teslim edildiğinin belirlendiği, çekin hamilinin davalı banka olmadığı, davacının hamile karşı davasını yöneltmesi gerektiği gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar vermiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davanın 08.09.2017 tarihinde açıldığını, çek’in 05.09.2017 tarihinde takas aracılığıyla ibraz edildiğini, bankanın bu çek’i 15.09.2017 tarihinde … vekiline teslim ettiğini, çek teslim bordrosunda “İstihbarat Yapıldı Teminata alınabilir” kaydı düşüldüğünü, çek’lerin bankaya olan borçlara istinaden teminat olarak alındığı hususunun şerh düşüldüğünü, çek’i ibraz eden kişinin davalı olduğundan bu kısma kendi ünvanını yazma gereği duymadığını, çek arkasında iptal kaşesi sonradan vurulan kısımda ” ibraz eden ve tahsil işlemi yapılmasını talep eden … AŞ. İstanbul / Aksaray Şubesi” ibaresi yazıldığını, mahkemenin bu hususları irdelemeden karar verdiğini, davalı bankanın İstanbul Aksaray Şubesi’nin bu çek’i … borçlarına karşılık temlik cirosu ile aldığının bizzat kendisinin takas odasına ibraz ettiğini, dava inde barkanın çek’i hamil olarak halen elinde bulundurduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; HMK’nın 141. maddesinde gereğince davacı tarafın iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi mahiyetindeki beyanlarına muvaffakatlarının bulunmadığını, -Çek’in 13.02.2017 tarihinde yetkili hamil … tarafından müvekkili banka Aksaray Şubesine tevdii edildiğini, -Mezkur çek’in teminat çeki olarak kabulü halinde; 6102 sayılı TTK’nın 818. maddesinde rehin cirosu ile ilgili aynı kanunun 689. maddesinde yapılmış bir atıf bulunmadığını, müvekkili Banka’nın çek’in yetkili hamili olmayacağını, Yargıtay 11.HD’nin 14.12.2017 tarihli 2016/5207 E. – 2017/7266 K.sayılı kararı ve 26.09.2017 tarihli 2016/2019 E. – 2017/4745 K.sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, çek’in müvekkili bankaya tahsil amacıyla veya davacının belirttiği gibi teminat olarak verildiğinin kabulü halinde müvekkili bankanın çek’in yetkili hamili yani alacaklısı olmadığından icra takibi veya başka bir hukuki işlem yapamayacağını, davanın yetkili hamillere karşı açılması gerektiğini beyanla başvurunun reddini istemiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı banka tarafından davaya konu çekin arkasının yazdırıldığından bahisle imza inkarına dayalı olarak menfi tespit davası açtığı, ilk derece mahkemesinin; çekin ciranta …’nın cirosuyla bankaya teslim edildiği ancak 15/09/2017 tarihinde … talebi üzerine .. teslim edildiği, çek hamilinin davalı banka olmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verdiği anlaşılmışsa da, dosyaya ibraz edilen çek fotokopisinden çekin beyaz ciro ile …. tarafından … Bank İstanbul/Aksaray Şubesine ciro edildiği, banka şubesinin 05/09/2017 tarihinde çeki takas merkezine ibraz ettiği ve arkasının yazıldığı, çekin arkasında ibraz eden kişinin ad ve soyadı kısmının boş bırakıldığı,13/02/2017 tarihli çek tevdi bordrosu üzerinde “istihbarat yapılmıştır teminata alınabilir” yazısı ve imzasıyla çekin teslim alındığı, dosyada bulunan çek teslim tutanağından çekin arkası yazıldıktan sonra 15/09/2017 tarihinde … talebi üzerine çek aslının … elden teslim edildiğinin anlaşıldığı, davanın çekin … teslim tarihinden önce 08/09/2017 tarihinde açıldığı, dava tarihinde davalı bankanın çek hamili olduğu gibi, çekte ciro ve imzası bulunan tüm alacaklılara karşı dava açmakta davacının hukuki yararı bulunduğu, ilk derece mahkemesinin yanılgılı değerlendirme ile davalı bankanın hamil olmadığından bahisle, davanın husumet yokluğundan reddi kararının hatalı olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılarak yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.01.2018 tarihli 2017/785 E. – 2018/5 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/06/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.