Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2044 E. 2021/644 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2044 Esas
KARAR NO: 2021/644
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/01/2018
NUMARASI: 2015/1186 E. – 2018/77 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia:
ASIL DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı … A.Ş. Arasında 25.08.2015 tarih ve 26199 sayılı Faktoring Sözleşmesi imzalandığını, dava dışı … A.Ş ile davalı … arasında ise 20.08.2015 tarihli Elektrik Alım Satım Anlaşması akdedildiğini, elektrik enerji piyasası katılımcısı olan dava dışı … A.Ş’nin, bir diğer bir piyasası katılımcısı olan davalı … ile akdettiği elektrik satış sözleşmelerinden doğacak hak ve alacaklarının 1.852.305,00-TL tutarlı kısmı 04.09.2015 tarihli temlikname ile davacı müvekkili tarafından temlik alındığını, temlik hususunun davalı … A.’Ş’ne ihtarname ile bildirilerek, doğmuş ve doğacak her türlü alacağın toplam temliki tutarına ulaşıncaya kadar yalnızca ….’ne ödenmesini talep ettiğini, davalı …Ş’nin ihtarnameyi yazılı olarak kabul, beyan, taahhüt ve teyit ettiğini, Davalı … A.Ş.’nin bu yazılı teyidi ve taahhüdü üzerine de dava dışı … A.Ş’ne müvekkili şirketi tarafından 1.000.000,00-TL tutarında Faktoring ön ödemesinin ekli dekont ile yapıldığını, Müvekkilinin temlik aldığı Elektrik Alım Satım Anlaşması kapsamında dava dışı … A.Ş tarafından, davalı … adına 610.650,00 TL tutarlı elektronik faturanın tanzim olduğunu, davalı …’nin telgrafla müvekkili şirkete ödeme yapmayacaklarını bildirdiğini, Faktoring işlemi ile temlik alınan 610.650,00-TL tutarı elektronik faturanın İstanbul …İcra Müd.’nün … E. sayılı icra dosyası ile takibe konu yapıldığını, davalının itiraz ettiğini, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiğini, takibin durduğunu, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının takip konusu alacağın % 20 ‘den aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesindeki hususları bildirerek, temlikname kapsamında dava dışı …’un … firmasına tanzim ettiği, 21.10.2015 tarih ve … nolu ve 305.325 TL tutarlı elektronik faturanın İstanbul …İcra Müdürlüğü … icra dosyasına konu olduğu bildirerek, davalının … E.Sayılı dosyasına itirazının iptaline, takibin devamına, davalının takip konusu alacağın % 20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler:
ASIL DAVADA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin başlangıç noktasının müvekkili şirket ile dava dışı … arasında imzalanan 20.08.2015 tarihli Elektrik alım Satım Anlaşması olduğunu, davacı şirketin, bu anlaşmanın tarafı olmadığını, davacı şirketin, … ile imzaladığı temlik sözleşmesi ile … alacağını temlik ettiğini, müvekkili şirketin hiçbir şekilde borçlu olmadığını, bilakis alacaklı olduğunu, müvekkili şirket ile … arasında akdedilen Ek Protokol 2, müvekkili şirketin 3.035.196 TL elektrik alım satım bedelinin 01.10.2015 tarihinde dava dışı şirkete peşin olarak ödeneceğinin düzenlendiğini, müvekkili şirketin bu bedeli peşin olarak ödediğini, dava dışı şirketin mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirememesi ve anlaşmanın sona ermesi sonucunda davalı şirkete, yalnızca 02-16 Ekim 2015 dönemlerine ilişkin elektrik satış ve teslimatını gerçekleştirebildiğini, davalı şirketin, peşin ödemenin tamamına ilişkin elektrik satışını gerçekleştiremediğini, müvekkili şirketin bu peşin ödemeden bakiye alacağının, 1.517.598 TL’ye ulaştığını, îcra takibinin usul ve yasalara aykırı olduğu gibi, ayrıca kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin ve takipte borçlu olarak gösterilen dava dışı diğer üçüncü kişilerin davacı şirkete karşı müteselsilen ve müştereken bir sorumluluğu bulunmadığını, dava dışı …, iflas durumunda olduğu gerekçesi ile mahkemeye başvurduğunu ve iflas erteleme talebinde bulunduğunu, davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile dava dışı … A.Ş. Arasında iddia edilen alacağın ihtilaflı olduğunu, müvekkilinin dava dışı şirket ile olan ticari ilişkisinden kaynaklı iade edilmesi gereken teminat mektuplarının bu zamana kadar da iade edilmediğini, ayrıca dava dışı şirket ile anlaşmadan ve bu ticari ilişkinden dolayı alacağın temlik edilmesinin söz konusu fatura bedellerinin peşin ödeme bakiyesi ile takas hakkının kullanıldığı, …’e de bildirildiğini, müvekkilinin … A.Ş’den alacaklı olduğunu, borçlu olmadığını, davacı yanın alacağın temliki hükümlerine dayandığından müvekkilinin … A.Ş’ne karşı ileri sürebileceği defileri davacı yana karşı da ileri sürmesinin mümkün olduğunu, bu hususların davacı tarafa bildirilmediğini, müvekkilinin kanundan kaynaklı takas hakkını kullanarak peşin ödeme yaptığını, … A.Ş’ne borcu bulunmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; ” davalı … şirketinin dava dışı … firması ile akdetmiş olduğu sözleşme ve protokoller kapsamında Ekim ayı kullanımı için 3.035.196 TL tutarında ödeme yaptığı, ödenen bu miktarın 1.831.950 TL’lik kısmına ilişkin enerjiyi … A.Ş’den satın aldığı, 04/09/2015 tarihli temlik sözleşmesi ile dava dışı … AŞ’den satın aldığı elektrik enerjisi bedeli 1.852.305 TL’ye ulaşıncaya kadar davacı …’e ödeme yapacağını 04/09/2015 tarihinde kabul ettiği, kabul beyanından sonra 01/10/2015 tarihinde …’a 3.035.196 TL ödeme yaptığı, … A.Ş tarafından 30/09/2015 tarihli 610.650 TL, 21/10/2015 tarihli 305.325TL bedelli elektrik enerjisi satış bedeline yönelik faturanın düzenlendiği, her ne kadar 305.325 TL bedeli fatura davalı …’nin ticari defterlerinde kayıtlı olmasa bile davalı …’nin tespit edilen Ekim ayı kullanım bedelinin 1.831,950 TL olarak tespit edildiği, davacı … Tarafından düzenlenen 610.650 TL ve 305.325 TL bedelli 2 adet fatura içeriği elektrik satışının davalı …’nin Ekim ayı kullanım bedeli olan 1.831.350 TL’nin içerisinde kaldığı, davalının takas mahsup talebinin BK.nun 188/2.maddesine uygun olmadığı, temlik anında dava dışı şirketten hiçbir alacağının bulunmadığı, temliği kabul ettikten sonra davalıya yapmış olduğu ödemenin kendisine takas mahsup hakkı vermeyeceği, asıl davada; 610.650,00 TL bedelli faturanın ödeme vadesinin 20/10/2016 tarihi olarak belirlendiği, bu tarihte ödeme yapılmaması sebebiyle davalının temerrüde düştüğü, icra takip tarihi olan 26/10/2015 tarihine kadar 6 günlük avans faizi üzerinden işlemiş faizin 1.068 TL olduğu, birleşen davada; icra takibine konu 305.325 TL bedelli faturanın ödeme vadesinin 10/11/2015 tarihi olduğu, davalının bu tarihte ödeme yapmaması sonucunda temerrüde düştüğü, icra takip tarihi olan 11/11/2015 tarihine kadar işlemiş 1 günlük avans faizinin 89.05 TL olduğu, hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığı” gerekçesiyle asıl davada; davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 611.718,64 TL üzerinden devamına, asıl alacak 610.650,00 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 122.343,72-TL %20 tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen davada; davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 305.414,05 TL üzerinden devamına, 305.325,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 61.082,81TL %20 tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….1. Müvekkil Şirket’in Takas Hakkı Mevcut Olup, Yerel Mahkeme’nin Aksi Yöndeki Değerlendirmesi Hatalı ve Hukuka Aykırıdır. Aksinin Kabulü Halinde Müvekkil Şirket Borcunu Temlik Alana ödeyecek, Ancak Asıl Borçlu’dan Olan Alacağına Kavuşamayacak, Böylece Kaybı İkiye Katlanacaktır. Yerel Mahkeme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) m,188/2’de öngörülen takas hakkının kullanımına ilişkin şartların, somut olay bakımından oluşmadığı, bu itibarla Müvekkil Şirket’in Davacı Şirket’e karşı takas hakkını kullanmasının mümkün olmadığını belirtmiş ve işbu gerekçeye dayanarak davanın kabulüne karar vermiştir Yerel Mahkeme, takas şartlarının oluşup oluşmadığını değerlendirirken, Davacı Şirket ile Dava Dışı … arasındaki temlik sözleşmesinin akdedilme anı olan 04.09.2015 tarihini dikkate almış, anılan tarihte Müvekkil Şirket’in dava dışı şirketten alacaklı olmadığından bahisle, takas şartlarının oluşmadığına hükmetmiştir. Oysa, takas şartlarının değerlendirilmesi acısından, takas hakkının kullanıldığı anda mevcut olan şartların değerlendirilmesi gerekir. Nitekim, doktrinde de bu husus kabul edilir. Takas hakkının doğumu için gereken şartların gerçekleşmesi için bakılacak an, beyanın muhataba ulaştığı andır. Bu itibarla. Yerel Mahkeme’nin aksi yöndeki değerlendirmesinin aksine. Müvekkil Şirket’in takas beyanının Davacı Şirket’e ulaştığı gün olan 23.10.2015 tarihi dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerekirdi. Anılan tarihte, Müvekkil Şirket’in dava dışı …’tan olan alacağı muacceldir. Bu kapsamda TBK m. 188/2 öngörülen şartlar somut olay bakımından gerçekleşmiş olup, Müvekkil Şirket’in Davacı’ya karşı ileri sürebileceği geçerli bir takas hakkı mevcuttur. Somut olayda Müvekkil Şirket’in dava dışı …’tan olan bakiye alacağı, …’un taraf olduğu Anlaşma’nın … tarafından iptal edilmesi ile birlikte, en geç 16 Ekim 2015 tarihinde muaccel olmuştur. Davacı tarafından dava konusu edilen, 610.650 TL tutarlı fatura konusu alacak ise, vade tarihi olan 20.10.2015 tarihinde, birleşen davaya konu 305.325 TL tutarlı fatura ise, vade tarihi olan 10.11.2015 tarihinde muaccel olmuştur. Bir başka deyişle, Müvekkil Şirket’in. temlik eden sıfatını haiz …’tan olan bakiye alacağı. … ile Davacı Şirket arasındaki temlik sözleşmesi Müvekkil Şirkete bildirildiği anda muaccel olmasa da. … tarafından devredilen alacaklardan önce muaccel olmuştur. Bu itibarla. TTK m. 188/2 uyarınca öngörülen şartlar gerçekleşmiş olup. Müvekkil Şirket’in takas beyanı hukuka uygundur. 2. Dosyaya Sunulmuş Olan Bilirkişi Raporu Eksik İncelemeye Dayalı ve Denetime Elverişsizdir. Ek veya Yeni Bir Rapor Taleplerimizin Göz Ardı Edilmesi Hukuka Aykırıdır. 3. Müvekkil Şirket tarafından Yapılan Peşin Ödemenin Temlik Edilen Alacak Olarak Değerlendirilmesi Hatalı Olup, Verilen Hüküm Hukuka Aykırıdır Hükme esas alınan Bilirkişi Raporu’nda, Müvekkil Şirket’in …’a yapmış olduğu ödeme ‘temlik edilen alacak” olarak değerlendirilmiştir. Müvekkil Şirket’in takas hakkının bulunmadığına yönelik değerlendirmeler de bu hatalı tespit üzerinden yapılmıştır. Oysa, Müvekkil Şirket tarafından …’a yapılan peşin ödeme, Davacı Şirket’e temlik edilen alacak kapsamında değildir. Davacı Şirket ile dava dışı … arasında akdedilen Temlik Sözleşmesinde, temlik edilen alacakların sınırı çizilmiştir. Temlik Sözleşmesinin 2, maddesinde, … tarafından Müvekkil Şirket adına tanzim edilecek her türlü mal ve hizmet faturasından doğacak hak ve alacakların Davacı Şirket’e temlik edilmesi düzenlenmektedir. Temlik Sözleşmesinin 4,1 maddesinde de, mal ve hizmet teslimi gerçekleştirilmeyen herhangi bir faturanın temlik sözleşmesine konu yapılmayacağı acık olarak hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda, temlik konusu edilen alacaklar, teslimi gerçekleştirilen mal ve hizmet faturasından doğan hak ve alacaklarla sınırlıdır. Söz konusu alacakların Müvekkil Şirket tarafından ne zaman ödeneceği İse, Müvekkil Şirket İle dava dışı … arasında imzalanan 20.08.2015 tarihli Elektrik Alım Satım Anlaşmasının 11.3 maddesinde düzenlenmiş olup, İlgili madde uyarınca, ödemelerin enerji satışı yapılan ayı takip eden ayın 20. günü yapılacağı kararlaştırılmıştır. Eş deyişle, alacağın muacceliyet tarihi takip eden ayın 20.günü olarak belirlenmiştir. Protokol-2 uyarınca, … tarafından Müvekkil Şirket’e tedarik edilecek olan elektrik bedeli olarak Müvekkil Şirket tarafından …’a peşin ödenecektir. Bu doğrultuda, Müvekkil Şirket tarafından yapılan peşin ödeme, hali hazırda tedarik edilmiş olan mal ve hizmete ilişkin olmayıp. Protokol-2 uyarınca Ekim avında yapılacak tedarike ilişkindir. Bu kapsamda, mezkûr ödeme temlike konu olabilecek herhangi bîr faturaya istinaden de yapılmamıştır. Ne var ki, …’un mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirememesi ve Anlaşmanın sona ermesi sonucunda, … peşin ödemenin tamamına ilişkin elektrik satışını gerçekleştirememiştir. Bu husus, dosyada mübrez … resmi kayıtları İle sabit olup, taraflar arasında da bu konuda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Temlik Sözleşmesi 4.1 maddesinde uyarınca mal ve hizmet teslimi gerçekleştirilmeyen herhangi bir faturanın temlik sözleşmesine konu yapılmayacağı acık olarak belirtilmiştir. Bu İtibarla, peşin ödeme tutarının Temlik Sözleşmesi kapsamında temlik edilen alacak olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Öte yandan söz konusu peşin ödeme, Temlik Sözleşmesi’nde belirtilen faturalama ve tedarik sürecinden önce gerçekleştirilmiş olup, … tarafından tanzim edilmiş ve temlike konu olabilecek herhangi bir faturaya istinaden de yapılmamıştır. Ne var ki bu husus Yerel Mahkeme taralından göz ardı edilmiştir, Protokol-1 kapsamında olan, 610.650,00 TL tutarındaki Eylül dönemi faturası … tarafından 20.10.2015 vadeli olarak düzenlenmiş olup, ödeme günü Anlaşma’nın 11.3 maddesi uyarınca 20,10,2015 tarihidir. Bu kapsamda, Müvekkil Şirket ödeme için vade beklerken ve ayrıca Ekim ayı tedarik süreci devam ederken, … tarafından 17.10.2015 tarihi İtibari İle piyasa dışı bırakılmıştır. Bunun sonucunda Davalı Müvekkilimiz Protokol-2 kapsamındaki peşin ödemeye mahsuben Protokol- V e esas olan Ödemeleri durdurmuştur. Bahsi geçen iki protokolün toplam değeri 4.887.501 TL olup … piyasa katılımcısı olarak kalmış olsa İdi, Protokol-2 peşin ödemesi sonrasında dahi Davacı Şirket’in temlik alacağı güvence altında olacaktı. Bir başka deyişle Davacı şirketin iddia konusu alacağa kavuşamamasının sebebi Müvekkil Şirket tarafından Protokolü tahtında yapılan peşin ödeme değil, dava dışı …’un piyasa dışı kalmış olmasıdır. Uyuşmazlığın esasını teşkil eden işbu maddi vakıalar Yerel Mahkeme tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmamış, işbu eksik inceleme ve Müvekkil Şirket’in yapmış olduğu peşin ödemenin hatalı değerlendirilmesi neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu itibarla, mezkûr karar hukuka aykırı olup, kaldırılması gerekir. 4. Temlik Sözleşmesi Uyarınca Borçtan … Sorumlu Olup, Bu Husus Yerel Mahkeme Tarafından Hiçbir Şekilde Dikkate Alınmamıştır. … ve Davacı Şirket arasında 04.09.2015 tarihinde akdedilmiş Temlik Sözleşmesi’nin 4,3 maddesinde, takas definin ileri sürülmesine yönelik özel bir düzenleme yer almaktadır: “4.3. TEMLİK EDEN. BORÇLU’nun. TEMELLÜK EDEN e Borçlar Kanunu 188, maddesi uyarınca takas dâhil herhangi bir defi ileri sürmesi durumunda, temlik konusu borçtan sorumlu olacağım ve ayrıca TEMELLÜK EDEN’in BORÇLU’ya karşı yapacağı her türlü dava ve takip nedeniyle doğabilecek ücret, tazminat ve masrafı da ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” Bu kapsamda, Davacı Şirket ile … arasında akdedilen Temlik Sözleşmesinde Müvekkil Şirket’in Davacı Şirkete karsı herhangi bir takas def’i ileri sürdüğünde …’a başvurması gerektiği açık olarak hüküm altına alınmıştır. Davacı Şirket, böyle bir ihtimalin gerçekleşmesini öngörmek suretiyle bu hususu Temlik Sözleşmesinde çözüme bağlayarak …’a başvuracağını taahhüt etmiştir. 5. Dava Konusu Fatura Bedellerinin Davacı Şirketin Ticari Defterlerine Alacak Olarak Kaydedilmiş Olması Alacağın Varlığını Kanıtlamaya Yeterli Değildir. Dava konusu faturalar 2011 ve 2012 tarihli olup davalının 2012 yılına ait ticari defterleri incelenmiş, 2012 yılına ait faturanın kayıttı olduğu ve 30.000TL borç göründüğü tespit edilmiştir: 2011 yılına ait fatura konusu mal için teslim konusunda bir inceleme yapılmadan doğrudan davacının defterlerindeki kayıtlara göre karar verilmiştir. Davacının defterleri dayanak bebelerle desteklenmediği sûrece tek basına davacı yararına delil teşkil etmez Dava konusu uyuşmazlıkta, Davacı Şirket’in Fatura Giriş Bordrosunda yer alan 305.325,00 TL tutarındaki fatura Müvekkil Şirket ticari defterlerinde yer almamaktadır. Mezkûr faturanın Müvekkil Şirket kayıtlarından yer almamasının sebebi …un piyasadan çıkartılmış olması, faturada yer alan maddi hatalar ve faturanın sözleşmeye uygun olarak düzenlenmemiş olması sebebiyle faturaya itiraz edilmiş olmasıdır. Davacı Şirket kayıtlarında yer alan fatura, itiraz edilmiş olması sebebiyle Davalı Müvekkilimiz kayıtlarında yer almamakta ve bu itibarla tarafların defter kayıtları örtüşmemektedir. Ne var ki, bu husus Yerel Mahkeme tarafından göz ardı edilmiş ve Davacı Şirket ile Davalı Müvekkilimiz defter kayıtlarının örtüşmemesinin hukukî sonuçları dikkate alınmamıştır…” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Asıl ve birleşen davalar itirazın iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı şirketin, dava dışı şirketle yaptığı faktoring sözleşmesi ve temlik sözleşmesi kapsamında temlik edilen iki adet faturanın ödenmeme nedeni ile takibe konu edildiği görülmektedir. Somut olay taraf iddia ve savunmalarına göre birden fazla hukuki sorun içermektedir. Faktoring sözleşmesi; davacı ile dava dışı … tarafından 25/08/2015 tarihinde imzalanmıştır. Çerçeve sözleşme ile dava dışı şirket ” doğmuş” ve “doğacak” alacaklarını davacıya temlik etmiş ve bu çerçeve sözleşmeden sonra da 04/09/2015 tarihinde temlik sözleşmesi imzalayarak yine enerji satış sözleşmelerinden kaynaklanan doğmuş ve doğacak alacaklarını davacıya temlik etmiştir. Temlik sözleşmesi aynı gün yani 04/09/2015 tarihinde borçlu/ davacı … şirketine bildirilmiş ve aynı gün yani 04/09/2015 tarihinde Senerji şirketi ( davalı şirket) , davacı şirkete temlike konu tutarın davacı şirkete ödeneceğini, temlik edene veya 3. Bir kişiye ödeme yapılmayacağını yazılı olarak bildirmiştir. Buna rağmen davalı şirketin 01/10/2015 tarihinde e-mailde detayı görünen ek 2. Protokole göre temlik edene yaptığı ödeme ” hatalı” bir ödemedir. Davacının sözleşmeye göre yaptığı peşin satış tutarını davalıya ödemesi, enerji tedariki yapılmamış olması durumunda ise ödediği bedelden fazla ödediği kısmı geri istemesi gerekirken temliki bilerek temlik edene ödeme yaptığı için, artık somut olayda alacağın muaccel olup olmadığı, temlik anındaki muacceliyet durumu, faturanın itiraza uğraması gibi diğer yan sorunlar hukuki durumu ve varılacak sonucu değiştirmediğinden , uğranılan zararla ilgili husus eldeki davada savunma konusu yapılamayacağından dinlenmeyecektir. Bu anlamda ; bilirkişi raporu denetime elverişli olup, mahkemenin temlikten sonra yapılan ödemeye dair hukuki yorumu doğru olup, eldeki davada TBK 188/2. Madde koşulları oluşmadığından davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken ( ana ve birleşen dava gözetilerek) 62.649,33 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 15.689,22 TL nin mahsubu ile bakiye 46.960,11 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 26/03/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.