Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/2039 E. 2021/658 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2039 Esas
KARAR NO: 2021/658
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2018
NUMARASI: 2015/1018 E. – 2018/146 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, dava dışı … Ltd.Şti firmasından alacağa mahsuben 30.03.2015 tarihli çek çıkış bordrosu ile birtakım çekleri teslim aldığını, çeklerin müvekkili şirket yetkilisinin 01.04.2015 tarihinde komşusunun cenaze namazı sırasında çalındığı ve bu çeklerde müvekkili şirketin cirosunun bulunmadığını, bu çeklerin 3. kişilerce kullanılması olası olduğundan İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/372 esas sayılı dosyası ile çek zayi davası açıldığı ve bu mahkeme tarafindanl0.04.2015 tarihinde, teminat mukabili çalınan çeklerin tamamına ödemeden men yasağı konulduğunu, ödeme yasağı konulan ve dava konusu alan çeklerden borçlusu dava dışı … Ltd.Şti. Olan … Bankası … seri nolu, 04/10/2015 tarihli, 20.000,00 TL bedelli çek ile İlgili İstanbul … İcra müdürlüğü … sayılı dosya ile icra takibinin başlatılması üzerine, haciz ve muhafaza baskısı altında olan Dava dışı … A,Ş. dosya borcunu icra dosyasına yatırdığını, İcra dosyasına konu çekin çalıntı olması nedeniyle davalı tarafın meşru hamil olmayacağını ve çekteki ciro silsilesi ve takip talebinin … şirketi cirosundan sonraki cirantaların muvazaalı olarak hareket ettikleri ortaya koyduğunu, takip alacaklısı ve davalı olarak görülen …’ün görünürde çeki aldığı …’ın adresini bile takip talebinde göstermediğini ifade ederek, davalı tarafından başlatılan ve karşılığı haciz tehdidi altında ciranta … A.Ş. tarafından ödenen İstanbul … İcra müdürlüğü … sayılı icra dosyasına yatan paranın teminatsız veya teminat mukabilinde dava sonuna kadar davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, takip dosyasın yatırılan 26.665,30 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sadece çekin çalındığını iddia ettiğini, çekin üzerinde cirosu olan ve borçlu olanların alacaklıyı veya kendinden sonra ciroyu tanımadığını beyan etmesinin ile borçtan kurtulamayacağı, TTK. 686 ve 790. M. İle müvekkilinin yetkili hamil ve iyiniyetli olduğundan, davacının iddiastm yazılı delil ile ispatlaması gerektiği, müvekkilinin kötü niyetli olduğu ispatlanmadan çekin nasıl elde edildiğinin sorgulanamayacağı zira bu durumun çekin mücerretliği ilkesine aykırı olduğunu beyan ederek, son alınan cirantanın adresinin bildirilmemesi hakkında da; müvekkilinin adı geçen kişiyle irtibatının kopması ve ticaretin bitmesi ve adı geçen kişinin adresini değiştirmesi akabinde ulaşılamadığından kaynaklandığı, zaten irtibat kurulsa çekin icraya konmadan ilgili kişiden talep edileceğini, beyan ederek, ihtiyati tedbir nedeniyle müvekkilinin alacağını tahsilde geciktiğinden, tedbir kararının kaldırılmasını gerektiğini ifade ederek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ile davanın reddine, davacı borçlu yan aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “davanın, davacının, dava dışı … Ltd.Şti firmasından alacağa mahsuben 30.03.2015 tarihli çek çıkış bordrosu ile birtakım teslim aldığı, çeklerin, şirket yetkilisinden 01.04.2015 tarihinde çalınması, bu çeklerde davacının cirosunun bulunmaması, dava konusu alan çeklerden borçlusu dava dışı … Ltd.Şti. Olan … Bankası … seri nolu, 04/10/2015 tarihli, 20.000,00 TL bedelli çek ile İlgili İstanbul … İcra müdürlüğü … sayılı dosya ile icra takibinin başlatılması üzerine, haciz ve muhafaza baskısı altında olan dava dışı … A,Ş. dosya borcunu icra dosyasına yatırması, icra dosyasına konu çekin çalıntı olması nedeniyle davalı tarafın meşru hamil olmayacağı ve çekteki ciro silsilesi ve takip talebinin … Şirketi cirosundan sonraki cirantaların muvazaalı olarak hareket etmeleri, takip alacaklısı ve davalı olarak görülen …’ün görünürde çeki aldığı …’ın adresini bile takip talebinde göstermediğinden, davalı tarafından başlatılan ve karşılığı haciz tehdidi altında ciranta … A.Ş. tarafından ödenen İstanbul … İcra müdürlüğü … sayılı icra dosyasına yatan paranın teminatsız veya teminat mukabilinde dava sonuna kadar davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, takip dosyasın yatırılan 26.665,30 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte taraflarına ödenmesi, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talepli olduğu, iş bu dava dosyası arasına alınan bilgi, belgeler üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınan 05.05.2017 günlü bilirkişi raporunda; Maliye Bakanlığı Gelirler idaresi Başkanlığı / Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığı’nm 25.12,2014 tarihli e-defter Uygulaması Kabul Yazısı konulu yazıları ile 01.01.20l5 tarihinden itibaren E-Defter Uygulaması kapsamında Kayıtların Elektronik ortamda oluşturulmasına ve saklanmasına izin verildiğinden, defterlerini elektronik ortamda tuttuğu, kayıtlarla ilgili davacı vekilinden kayıtların olduğu Flash Bellek alındığı ve bu kayıtların incelenmesinde (e-berat tasdik fotokopileri dosyaya ek olarak iliştirilmiştir.) dava dışı … SANAYİ VE TİCARET LT.ŞTİ. 2015yılı ticari defter tasdik bilgilerinin; YILI Defter Tasdik Makamı Tasdik Tarihi Yevmiye No y015 Yevmiye Beyoğlu … Noter 19.12.2014 … 2015 Yevmiye Eyüp … Noter 29.06.2016 … 2015 Kebir Beyoğlu … Noter 19.12.2014 … 2015 Envanter Beyoğlu … Noter 19.12.2014 … olduğu; 6102 sayılı TTK nun 64. Maddesine uygun olarak dava dışı şirkete ait 2015 Yılı ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süreleri içerisinde yapıldığı, ticari defterlerin delil niteliği taşıdığının belirtildiği, davaya konu Türkiye …bankası Diyarbakır Şubesi 04.10.2015-keşide tarihli, … serî numaralı 20,000 TL bedelli çekin incelenmesinde; keşidecisi dava dışı … Ltd. Şti. olup, yine dava dışı … A.Ş. emrine düzenlendiği, buradan dava dışı … Ltd. Şti.ne ciro yolu ile geçtiği, bu şirket tarafından da davaya dahil edilen …’ ın, sade imzası ile diğer dahili davalı … ciro yolu ile geçtiği, buradan da davalı alacaklı …’ ten dava dışı …’ a ve buradan tekrar davalıya ciro edildiği, son ciranta olan davalı … 19.10.2015 tarihinde İstanbul … İcra Md. … esas sayılı dosyası ile …Ltd. Şti. 2. … A.Ş. 3. … Ltd. Şti. 4. … 5. … aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile, 20.000,00 TL alacak, 523,70 TL diğer feriler olmak üzere toplam 22.523,70 TL tutarındaki alacağının, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %10.50 avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, borcun sebebini ise 04.10,2015 tanzim tarihli 20.000 TL bedelli çek olarak belirterek, İstanbul 15. ATM’nin 2015/1638 D.İŞ. sayılı ihtiyati haciz kararı olarak beyan ettiği, icra müdürlüğü İBAN hesabına yapılan kapak hesabına istinaden dava dışı borçlu … A.Ş. tarafından 25.640,47 TL ve 1.024,83 TL olmak üzere toplam 26.665,30 TL yatırdığı, 6102 sayılı TTK.nun 792. maddesi, emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun TMK 990. Md. paralel bir koruma sağladığı, maddeye göre, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olduğu, TTK’nın 686/2. Md “poliçe hamilin elinden herhangi bir surette çıkmış bulunursa ” ibaresinin, poliçenin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade ettiği, ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle, kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan (yeni) hamilin korunduğu (Poroy-Teklnalp, Kıymetli Evrak hukuku esasları, Genişletilmiş 15. Baskı. 154 vd. ) Yargıtay’ın çalıntı çekin istirdat davalarında talebinin haklı görülmesi için, vermiş olduğu kararlarında, çek üzerindeki ciro silsilesi ve çeki kötü niyetle iktisap edildiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde istirdadın olabileceğini yeterli gördüğü, bu yeterli görülmedikçe kıymetli evrakın “kamu itimadına mazhar olma” özelliğini ortadan kaldıracağı gerekçesi ile istirdada karar veren bir çok yerel mahkeme kararını bozduğu, Yargıtay 11. HD. 2014/10768 E-2014/20288 K. sayılı benzer kararında da çek üzerindeki ciro silsilesinin tam olup, davalının yetkili hamil olduğunun belirtildiği, 05.05.2017 günlü bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı ile dava dışı … Ltd.Ştl. arasında geçmişten gelen ve halen devam eden ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, dava konusu çekin dava dışı şirket tarafından diğer dava dışı şirket olan … A.Ş. den ticari ilişkiye istinaden ciro yolu ile alınmış olduğu ve 30.03.2015 tarihinde davacıya 20 adet çek ile cari hesap ilişkisine istinaden verilmiş olduğunun her iki şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiğinden, ayrıca dava konusu çekin cirantaları İncelendiğinde yukarıdaki ticari ilişki sinsileşince davacının kayıtlarına aldığı çekin, davacı tarafından ciro edilmeden elinden çıktığı defter kayıtlarda işli olduğundan çek hamilinin davacı şirket olduğunun mütalaa edildiği, çekteki ciro silsilesi incelendiğinde, davalı alacaklıya kadar düzgün bir ciro silsilesi ile düzenlendiği, Hukuk Genel Kurulu 2012/19-185 E, 2012/386 kararında da; kötü niyetten maksadın senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmak olarak kabul edilmiş olduğundan, davacının, davalının çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlayamadığı, aksi halin kabulünde kıymetli evrakın “mücerretlik” ilkesi ortadan kalkacağından, 05.05.2017 günlü bilirkişi raporu mahkemece hüküm kurmaya elverişli kabul edildiği” gerekçesiyle davanın reddine, davalı vekilinin % 20 tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “….Bilirkişi raporunda Davaya konu çekin dava dışı 3. Kişi … Ltd. Şti tarafından cari hesap ilişkisine mahsuben 30.03.2015 Tarihinde 20 adet çek ile birlikte müvekkilimize verildiği Çekin ciro edilmeden müvekkilimizin elinden çıktığı, ancak ticari defter kayıtlarında işli olduğu Müvekkilimizin çekte meşru hamil olduğu Davalı tarafın ise ticari defterlerinin bulunmadığından bahisle tacir olmadığı ve ticari işle iştigal etmediği, Çeki ciro yolu ile aldığı diğer cirantaya davanın ihbarı talebinin reddini talep ettiği göz önüne alındığında davalının tacir olmadığı halde 20.000,00 TL bedelli çeki iktisap etme nedenini Sayın Mahkemeye açıklaması gerektiği Kötü niyet ile ilgili dava konusu çekin iktisabında olağan özeni göstermediği hususunun mahkemenin takdirinde olduğu mütalaa olunmuştur. Dava konusu çekin ciro silsilesi ile davalı tarafa geçtiği görülmektedir. Ancak bu durum davalıyı tek başına meşru hamil kılmaz. Davalı taraf iş bu çeki kötü niyetle iktisap etmiştir.Şöyle ki; Davalı taraf cevap dilekçesinde meşru hamil olduğunu ve çekin iktisabında kötü niyeti olmadığını iddia etmiştir. Ancak iddia bununla sınırlı kalmıştır. Çekin iktisabına dair herhangi bir belge sunulmamıştır. Sadece ticari faaliyete istinaden alındığına dair bir beyan söz konusudur. Dava dilekçemizde Gerek çekteki ciro silsilesi gerekse icra takip dosyasındaki takip talebinin … Firmasından sonraki cirantaların muvazaalı olarak hareket ettiklerini ortaya koyduğunu ve Takip alacaklısı gözüken …’ün görünürde çeki aldığı …’ın adresini dahi takip talebinde yazmadığını belirtmiştik. Bunun üzerine davalı taraf cevap dilekçesinde çeki aldığı cirantanın adresinin bildirilmemesine gerekçe olarak müvekkilinin adı geçen kişi ile irtibatının koptuğunu, ve ticaretinin bitmesi ile kişinin adresinin değiştirmesi akabinde kendisine ulaşılamadığını göstermiştir.. Her ne kadar bu ticari ilişkinin mahiyeti ile ilgili bir bilgi vermekten imtina etmiş olsa da! davalı taraf cevap dilekçesinde davaya konu çekin ticari faaliyete dayalı olarak aldığını beyan etmiştir. Ancak davalı taraf 27.03.2017 tarihli celsede ticari defterlerinin bulunmadığını bu sebeple sunmalarının mümkün olmadığını beyan etmiştir. Davalı tarafın cevap dilekçesindeki beyanları ile 27.03.2017 tarihli celsedeki beyanları birbiri ile çelişmektedir. Davalının ticari defter tutmuyor olması kendisinin tacir olmadığı ve herhangi bir ticari işle de iştigal etmediği anlamına gelmektedir. Bu durumda da davalı tarafın dava konusu çeki …’dan ticari faaliyete istinaden aldım yönündeki beyanlarının mesnetsiz olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf çeki ne sebeple iktisap ettiğini açıklayamamaktadır. Öncesinde kendisinden önceki ciranta ile arasındaki ticarete mahsuben aldığını beyan etmiş olmasına rağmen sonrasında aralarındaki ticarete dair bir belge sunmaması ve ticari defterlerinin de olmaması davalı tarafın iş bu çeki iyi niyetle iktisap etmediğini göstermektedir. Karara esas alınan Bilirkişi raporunda davaya konu çekte meşru hamil olduğumuz tespit edilmiş durumdadır. Ciro yolu ile çekin iktisap edilmiş olması davalıyı meşru hamil yapmaz. Davaya konu çek müvekkilimizin elinde iken rızası hilafına elinden çıkmıştır. Bu durum İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/372 E 2016/359 K. Sayılı ilamı ile sabittir.İlk derece mahkemesi yasanın senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan(yeni) hamili koruduğunu ifade etmiştir. Şayet davalılardan … davaya konu çeki gerçek bir alacağına karşılık …’dan almış olsa ve buna dair belgeleri ibraz edebilse o zaman kendisinden önceki cirantalar meşru olmayan yollardan çeki iktisap etmiş olsalar da bu durumu bilmesinin mümkün olmayacağı kabul edilebilir. Yasa böylesi bir durumdaki yeni hamili koruma altına almıştır. Yoksa davalı …’ün durumunda olan bir kişinin Yasal düzenlemeden yararlanmak sureti ile iyi niyetli kabul edilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. İlk derece mahkemesi yasanın “iyi niyetli hamilin korunacağına dair” hükmünü yanlış yorumlamıştır. İlk derece mahkemesi vermiş olduğu kararla Yasanın koruma altına almayı amaçladığı şeyin dışına çıkmıştır. Davalılardan ne …’na ne de …’a ulaşılamamıştır. Davalı … alacağına mahsuben 20.000 TL bedelli çeki aldığını iddia ettiği … ile ilgili en ufak bir bilgi dosyaya sunamamıştır. Davalı tarafın ticaret yaptığını söylediği ve alacaklı olduğunu iddia ettiği …’nın adres ve kimlik bilgilerini bilmemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Böylesi bir durumda davalı …’ün iyi niyet iddiası dinlenemez. Yukarıda arz olunan sebeplerden ötürü davamızın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine dair verilen karar Usul ve Yasaya aykırıdır….” denilerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;istirdat davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda hukuki ihtilaf davacının çekin hamili olup olmadığı, rızası dışında elinden çıkıp çıkmadığı ve bu hususu hamile karşı ileri sürüp süremeyeceği noktasındadır. Davacı yanın çekte cirosu olmadığı, ciro imzası bulunmadığı, bu nedenle hakkında takip yapılmadığı, ancak çalınan çek nedeni ile çeki ibraz ederek veya ticari ilişkisinde kullanarak bedelinden yararlanma/ tahsil imkanı varken yararlanamama ve bedeli tahsil edememe nedeni ile alacağına kavuşamadığından, haklı hamil olmadığını iddia ettikleri davalının bu bedeli ödemesi gerektiği gerekçesine dayalı bir alacak istemidir. Çekteki ciro silsilesi incelendiğinde çekin son hamil olan davalıya gelmeden önce arada … şirketinin, …’ın ciro imzaları bulunmakta olup, davacı ile davalı arasında doğrudan bir ilişki de olmadığından, davalının iyi niyetli üçüncü kişi karinesinden yararlandığı görülmektedir. Bu karinenin aksi elbette ispatlanabilir ise de ; dosyaya sunulan deliller incelendiğinde, davalının çekin davacı yedinde iken çalındığını bildiği veya bilmesi gerektiği yönünde bir kanıt bulunmadığından ve bu konuda ispat yükü davacıda olduğundan ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olup, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınıp Hazineye gelir yazılmasına 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/03/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.