Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1974 E. 2021/655 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1974 Esas
KARAR NO: 2021/655
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2018
NUMARASI: 2015/1132 E. – 2018/131 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla Kambiyo Senetlerine Özgü takip yoluyla alacak takibi başlattığını, müvekkilinin 2010 yılından itibaren Sağlık Bakanlığında memur olarak çalışmakta olduğunu, davacı ile davalının oğlu …’nın 2008 yılında açtıkları … isimli iş yerinde ortaklık yaptıklarını, müvekkili ile davalının oğlu … ‘ın bu ortaklığı kurdukları esnada tarafların birbirlerine teminat amacıyla (sadece imzası bulunan) boş senet tanzim edip verdiklerini, tarafların bu ortaklı bir müddet sürdürdüklerini, müvekkili ile davalının oğlu …’ın bir müddet sonra ortaklıklarında problem yaşamaya başladıklarını ve tarafların 2008 yılı içinde anlaşarak ortaklığı sona erdirdiklerini, bu anlaşmada müvekkili kendisinde olan …’a ait senedi teslim etmesine rağmen, …’ın kendisine teminat amaçlı verilen senedin kaybolduğunu beyan ederek müvekkiline iade etmediğini, müvekkilininde eşinin kuzeni olan …’a olan güveninden dolayı bir belge alma durumuna gitmediğini ve iyi niyetinin kurbanı olduğunu, aradan geçen 7,5 yıl sonra müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü ‘nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu nedenle duruşma sırasında ortaya çıkacak sebeplerden dolayı öncelikli kötüniyetle açılan takibin tedbiren durdurulmasına akabinde iptaline, İstanbul … İcra Müdürlüğü ‘nün … esas sayılı dosyasına konu 15/08/2008 keşide tarihli 15/08/2013 vade tarihli 11.395 Euro bedelli senedin bedelsiz olduğunun tespitine ve takibin iptaline, takip konusu senedin müvekkile iadesine, kötü niyetle hareket ederek müvekkillerin iş ve aile hayatına onarılmaz zararlar veren davalının %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun, müvekkiline veya oğluna hiçbir zaman teminat senedi vermediğini, müvekkili tarafından kendisine nakit olarak borç verildiğini, bunların karşılığında bono alındığını, davacı borçlunun 2008 yılı ağustos ayında ödeme yapacağı tarihleri belirleyerek 13.000,00 TL, 2.460,00 TL ve 11.395 Euro olmak üzere üç adet bonoyu imzalayıp müvekkiline verdiğini, hatta bu bonolardan iki tanesinin Ordu İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibine konu edildiğini, davacının borcunu ödememesi üzerine icra dosyasından maaşına konulan haczin devam etmekte olduğunu, davaya konu edilen 11,395 Euro bedelli bononun vade tarihinin 15/08/2013 olarak davacı borçlu tarafından belirlendiğini, vadesi geldiği halde ödeme yapması için bir süre beklenmiş ise de, borçludan olumlu yanıt alınamadığını, bunun üzerine icra takibine geçildiğini, bu nedenlerle davacının haksız ve dayanaksız davasının reddine, %20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davanın, davalının 15/08/2008 keşide tarihli 15/08/2013 vade tarihli 11.395 Euro bedelli senet nedeniyle davacı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla icra takibi başlatması sonucu kötüniyetle açılan takibin tedbiren durdurulmasına, iptali, İstanbul … İcra Müdürlüğü ‘nün … esas sayılı dosyasına konu 15/08/2008 keşide tarihli 15/08/2013 vade tarihli 11.395 Euro bedelli senedin bedelsiz olduğunun tespiti ve takibin iptali ile takip konusu senedin iadesi, davalının %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminat talepli dava olduğu, davacı, davalının oğlu … ‘nın 2008 yılında açtıkları … isimli iş yerinde ortaklık yaptıklarını, müvekkili ile davalının oğlu …’ın bu ortaklığı kurdukları esnada tarafların birbirlerine teminat amacıyla (sadece imzası bulunan) boş senet tanzim edip verdiklerini, tarafların bu ortaklı bir müddet sürdürdüklerini, müvekkili ile davalının oğlu …’ın bir müddet sonra ortaklıklarında problem yaşamaya başladıklarını ve tarafların 2008 yılı içinde anlaşarak ortaklığı sona erdirdiklerini, bu anlaşmada müvekkili kendisinde olan …’a ait senedi teslim etmesine rağmen, …’ın kendisine teminat amaçlı verilen senedin kaybolduğunu beyan ederek müvekkiline iade etmediğini, müvekkilininde eşinin kuzeni olan … ‘a olan güveninden dolayı bir belge alma durumuna gitmediğini ve iyi niyetinin kurbanı olduğunu, aradan geçen 7,5 yıl sonra müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü ‘nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ileri sürmüş ise de davacının, bu iddiasını ispatlayıcı herhangi bir delili dosyamıza ibraz etmediği, kambiyo senetlerin, asıl borç ilişkisinden bağımsız olduğu, senedin düzenlenmesine sebebiyet veren temel borç ilişkisindeki sakatlığın senedi etkilemeyeceği, kambiyo senetlerinin mücerret borç ikrarına havi olduğu, kambiyo senedindeki borcun geçerliliğinin temel borç ilişkisinin sonuçlarına bağlanamayacağı, aksi halde kayıtsız şartsız ödeme vaadine ters düşeceği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki 15/08/2008 keşide tarihli 15/08/2013 vade tarihli 11.395 Euro bedelli senet incelendiğinde nakden ahzolunduğu, teminat amacıyla verildiğine dair delilin sunulmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde iki Yargıtay karar örneği özetleyerek, ispat yükünün davalıda olduğunu ve bu nedenle mahkemenin ispat yükünü davacıya yükleyerek hüküm kurmasının hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;menfi tespit davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ifadesine yer verilmiştir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya dair ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i ( savunma ) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, 290′. maddedeki meblağdan az bir miktara dair olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ( kesin delil ) ile ispat edilebilir. Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu savlayan tarafa aittir.Davaya konu bono nakden kaydını içermekte olup; bu kayıt karşısında bedelsizlik bakımından açılan menfi tespit davasında da ispat yükü davacı borçludadır. Davalı tarafça senedin talili yapılmadığından ispat yükünün yer değiştirdiğinden söz edilemeyecektir. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.