Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1971 E. 2021/646 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1971 Esas
KARAR NO: 2021/646
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2017
NUMARASI: 2015/1017 E. – 2017/265 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu; ( müzakereden çıkan dosyalar için )
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Personeli olarak müdür mevkiinde çalışmakta iken davalının kendi hesaplarının müvekkili tarafından boşalttığından bahisle hakkında banka müfettişlerine, savcılığa, BDDK dahil bir çok yere şikayette bulunduğunu, bu sırada müvekkili elinden davalı tarafça maddi zarara uğratıldığı gerekçesi ile zorla ve tehditle senet alındığını, müvekkilinin beraat ettiğini, müvekkilinin elinden zorla alınan senede müvekkili tarafından teminattır yazıldığı, tanzim tarihi atılarak imzalandığını, oysa takibe konulan senette böyle bir ibarenin yer olmadığını, senet altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalının icra takibine müvekkilinden aldığı senedi değil bir başka senedi takibe koyduğunu, takibe konulan senedin sahte şekilde tanzim edildiğini, yapılacak imza incelemesi sonucunda ortaya çıkacağını, yapılacak incelemede müvekkilinin davalı tarafa karşı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyada dayanak yapılan senedin sahtelik nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının borcunu ödememek için her yolu denediğini, şimdiye kadar aralarında 17 adet dava olduğunu, dava dilekçesindeki iddialarının doğru olmadığını, senedin aslı varken neden sahtesinin icra takibine konulacağını, davalıya verilen senedin icraya konulan senet olduğunu, üzerinde teminat senedidir diye bir yazının bulunmadığını, dilekçesinde ayrıntılı olarak belirttiği nedenlerle öncelikle zamanaşımının değerlendirilmesine, davanın zamanaşımı yönünden ve diğer iddiaların varit olmaması sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “davanın konusu menfi tespit talebine ilişkin olduğu, davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde davalı tarafından davacı aleyhine 30/10/2008 tarihinde 15/10/2008 vade tarihli 400.000,00-YTL miktarlı senede istinaden, 400.000,00-YTL asıl alacak, 4.438,36-YTL işlemiş faiz, 140,00-YTL iht vekalet ücreti olmak üzere toplam 404.578,36-YTL miktar üzerinden icra takibinin yapıldığının anlaşıldığı, davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe konu senet nedeni ile borçlu olmadığının tespiti talebi ile Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/361 esas sayılı dosyasında 17/11/2008 tarihinde dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/361 esas 2012/308 karar sayılı dosyasında 29/05/2012 tarihinde, “…somut olayda dava konusu bono üzerinde malen ya da nakten kaydı yazılmayıp bedel hanesi boş bırakılmış olmakla ispat yükü davacı üzerinde bırakıldığından imzası inkâr edilmeyen senedin zorla ve tehditle imzalatıldığı iddiasının davacı tarafça usulüne uygun deliller ile ispatlanması gerekir.ispatlanamayan davanın reddine” dair verilen kararın temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 06/03/2013 tarihli kararı ile onanmasına karar verildiği, karar düzeltme talebinin ise aynı dairenin 27/03/2014 tarihli kararı ile reddine dair karar verildiği, kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı, davacının iş bu dava dosyasında ise; zorla ve tehditle kendisinden alınan senede “teminattır” yazılarak, tanzim tarihi atılarak imzalandığını ancak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takibe konu senette böyle bir ibare yer almadığını, senetteki yazıların ve imzanın kendisine ait olmadığını, senedin sahte olduğunu ifade ederek aynı icra dosyasına ilişkin senedin sahtelik nedeni ile iptali ile borçlu olmadığının tespiti talebinde bulunmuş ise de; aynı icra dosyası ve icra dosyasında takibe konu aynı senede ilişkin kesinleşen Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/361 esas 2012/308 karar sayılı dosyasında, davacının iş bu dava dosyasındaki tüm iddialarına ilişkin gerekli tüm inceleme ve araştırmaların yapıldığı ve davanın reddine dair verilen kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı yan kararı istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, icra takibine konan senet ile davalıya verilen senedin aynı senet olmadığının kanıtlandığını ancak buna rağmen davanın reddine karar verildiğini, ayrıca davalı yanın sahtecilik suçlaması ile yargılandığı ceza davasının neticelenmesinin beklenilmediğini bu nedenle kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;menfi tespit davadır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının dava dilekçesinde borçlu bulunmadığına dair istem gerekçesi ” icra dosyasında takip konusu yapılan senedin kendi düzenlediği senet olmadığı bir başka senedin sahte imza ile yaratıldığı” yönündedir. Gerek kesinleşen ve gerekse eldeki davaya konu icra dosyası ” tek” olup , İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıdır. Davaya konu 400.000 YTL bedelli senetle ilgili olarak kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibinin yapıldığı ve takibin kesinleştiği görülmektedir. Senet hakkında davacı yanın değişik tarih ve makamlara verdiği beyanlar incelendiğinde ; Müşteki sıfatı ile verdiği 12/11/2008 tarihli dilekçede vekili aracılığı ile ” müvekkilim şüpheli tarafından doldurulan senede SAHTE İMZA ATMAK İSTEMİŞ,ANCAK İMZASINI TANIYACAĞINDAN KORKARAK İMZASINI ÇOK DEĞİŞTİRMEDEN İMZANIN BAŞINDAKİ İKİ YUVARLAK BÖLÜMÜ TEK YUVARLAK YAPARAK imzaladığını , senedin KORKUTARAK VE TEHDİTLE alındığını beyan etmiştir. Bu beyanı ile ilgili olarak davalı yanın korkutarak senet almak suçundan beraat ettiği görülmektedir. Davacı aynı zamanda senedi her zaman kullandığı imzayı atmadan bizzat doldurduğunu beyan ve ikrar etmektedir. Kesinleşen Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği menfi tespit dava dilekçesinde yine aynı takip dosyasına ilişkin olarak senetle ilgili beyanında imzasını inkar etmiş ancak senedin tehditle imzalatıldığını gerekçe göstererek dava açmış ve bu dava reddedilmiş ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Ortada takibe konu edilen ve senet aslı icra kasasına alınan senetten başka ikinci bir senet daha olduğu yönündeki davacı yan iddiasına ilişkin, bir baka senet fotokopisi, aslı veya benzer hiçbir delil sunulmamıştır. Verilen senedin arkasında teminat yazılı idi beyanının delili bulunmamaktadır. Kaldı ki davacı yan vekili İstanbul l0. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/127 Esas sayılı dosyasında 27/09/2018 tarihli celsesinde takibe konu edilen senedin iddia ettikleri senet olmadığını, takibe konu senetteki imzanın davacının eli ürünü olmadığını,incelenen ve eli ürünü olan senet haricinde başka bir senet daha olduğunu ve o senedin sahte olduğunu ve takibe de o senedin konulduğu beyan etmiştir.İncelenen senedin davacının eli ürünü olduğuna dair ceza davasında rapor alınmıştır. Ortada takibe konu edilen senetten başka bir senedin olduğu yönünde davacının iddiasını kanıtlayan bir belge ve delil bulunmamaktadır. Bedelsizlik iddiası ve teminat iddiası ancak yazılı delille kanıtlanabilir ki bu yönde açılan davanın reddi kesinleşmiştir. Davacının fotokopi belge üzerinde aldığı özel rapora istinaden açılan bu davada, bizzat kendi beyanı ile, imzayı senette farklı atmaya çalıştığına dair beyan ve ikrarı, ikinci bir senedin varlığı yönünde delil bulunmaması, Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davanın da bu nedenle eldeki davanın neticesini değiştirmeyeceği görülmekle, davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL nin mahsubu ile eksik kalan 27,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı Tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 26/03/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.