Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1966 E. 2021/648 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1966 Esas
KARAR NO: 2021/648
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2017
NUMARASI: 2013/59 E. – 2017/1143 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 26/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalılardan … Ltd.Şti.arasında 02/02/2009 tarihli sözleşme ile davalı …Ltd.Şti.firmasınca sözleşmeye konu malların 28/08/2009 gününe kadar temini ve müvekkilinin sözleşmede belirtilen İstanbul adresine teslimi hususunda anlaşıldığı ve karşılığında gerek kendi çekleri gerekse müşterisinden ciro yolu ile kendisine geçmiş bulunan 3 adet muhtelif bedel ve tarihli çeklerin teslim edildiğini, ancak davalı şirke taahhüt ettiği tarihlerde ürünleri teslim etmediğini, müvekkilini oyaladığını, şirket sahibi … malları teslim etmeyeceğini, piyasadan mal temin edemediğini, çekleri faktoring şirketlerine kırdırdığını beyan ederek ortadan kaybolduğunu, müvekkil firma haksız haciz tehdidi altında bulunduğunu çeklerin arkalarının yazdırılmaması ve ödenmemesi, icra takibine konu olmamamı, bankaya davalılarca ibrazı halinde ihtiyati tedbir yolu ile ödenmemesi yönünden tedbir kararı verilmesini, çekler hakkında borçlu bulunmadıklarının tespitine ve çeklerin istirdatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında temel bir alacak-borç ilişkisi olmadığını, bir çekin bedelsiz olduğu yönündeki defi tamamen şahsi defilerden olması itibariyle bu nevi bir defi iyiniyetli çek hamiline karşı ileri sürülemeyeceğini, senet hamili çekin bedelsiz düzenlendiğini bile bile çek lehdarından devir almış ise bu durumda bedelsizlik şahsi defisi çek hamiline karşı da ileri sürülebileceğini, taraflardan birinin faktoring firması olması bu kuralın değişmeyeceğini, dava konusu çeklerin taraf avukatlarının ve kayyumların onayı ile diğer davalı … Ltd.nin müvekkil firmaya olan 262.000,00 TL civarında borcundan %10 mahsup edilmek üzere yapılan sözleşme ve buna bağlı olarak faktoring sözleşmesi çerçevesinde ciro yoluyla iktisap edildiğini belirterek davanın reddine, tedbirin kaldırılmasına, davanın esasa girilmeksizin öncelikle usul açısından reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, kötüniyetli davacı aleyhine dava konusu miktardan aşağı olmamak üzere %40 tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer davalı Müflis … Ltd.Ştinin iflasına karar verildiğinden davaya cevap vermediği gibi duruşmaya da gelmediği görülmüştür. C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “davacı vekilinin, 04.09.2009 tarihinde açılan davasında; davacı şirket ile davalı … şirketi arasında 02.02.2009 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında Ek 1 de belirtilen malların davalı tarafından 28.08.2009 tarihine kadar davacıya ait İstanbul şubesine teslimi konusunda anlaşma yapıldığını, karşılığında gerek kendisine ait gerekse ciro yoluyla geçen 3 adet toplam 150.000 tl bedelli çekleri verdiğini, ancak davalının taahhüt ettiği tarihte ürünleri teslim etmediğini, davalı firma sahibinin çekleri factoring şirketine verdiğini belirterek bedelsiz kalmış çeklerden ötürü borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin tarafına istirdadını talep ettiği, davacı tarafın ” Mal Alım Satım sözleşmesi” ni ve eklerini dosyaya sunduğu, bunların incelenmesinde davacı ile … Ltd Şti arasındaki sözleşmenin 02.02.2009 tarihinde imzalandığı, Ek 1 de yer alan 153.000 TL bedelli etlerin 28.08.2009 tarihine kadar davacıya tesliminin kararlaştırıldığı, karşılığında davacı tarafından avans olarak verilen ve Ek 2 de yer alan çeklerin davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, Ek 2 de yer alan bu çeklerin; 1- Davacının keşideci olduğu … Mecidiyeköy Şubesine ait 09.09.2009 tarihli … seri nolu 48.750 TL bedelli, 2- Davacının keşideci olduğu … Mecidiyeköy Şubesinin 16.09.2009 tarihli … seri nolu 51.250 TL bedelli çeki ile 3- Davacıya ciro yoluyla geçen … Ltd Ştinin keşideci olduğu … Bankası Bolu şubesine ait 18.09.2009 tarihli … seri nolu 50.000 TL bedelli çekler olduğunun görüldüğü, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’m,m 09.09.2009 tarihli tensip kararıyla % 15 teminat karşılığında “Sadece davanın tarafları olan … firması ile … Factoring için geçerli olmak üzere çeklerin davalılarca icra takibine konu edilmemesi, icra takibine konu edilmesi halinde takibin durdurulmasına ” şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, Kadıköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında … Factoring tarafından 25.09.2009 tarihinde 50.000 TL’lik çekten ötürü … Gıda, … firmaları hakkında icra takibi yapılması üzerine ihtiyati tedbir kararının icra müdürlüğüne bildirilmesiyle … Factoring Şirketinin ihtiyati tedbir kararına itiraz ettiğinin görüldüğü, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 09.11.2009 tarihinde ihtiyati tedbire itiraz duruşmasında itirazının reddine karar verildiği, yine İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.02.2010 tarihli ara kararıyla takibin keşideci … yönünden de dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına karar verildiği, Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009 / 348 Esas 2010/ 490 Karar sayılı dosyasında davalı … Ltd Şti hakkında 22.06.2010 tarihinde iflas kararı verildiği, iflas tasfiye işlemlerinin Kadıköy …İflas Müdürlüğünün … iflas dosyası üzerinden yürütüldüğü, 15.09.2010 tarihinde yapılan birinci alacaklılar toplantısında toplantı nisabı sağlanamadığı için tasfiye işlemleri iflas müdürlüğünce resen yürütüldüğü, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce İİK 194 gereğince davanın ikinci alacaklılar toplantısını takip eden 10 gün sonrasına kadar durdurulmasına karar verildiği, iflas kararı kesinleştikten sonra 07.09.2012 tarihinde yapılması planlanan ikinci alacaklılar toplantısı toplantı çoğunluğu sağlanamadığı için yapılamadığından İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen durdurma kararının kaldırılmasına dair karar verilerek yargılamaya devam edildiği ve bundan sonraki işlemler için iflas eden şirketi temsilen Anadolu İflas Müdürlüğüne davetiye çıkarıldığı, davalı … vekili, davacı ile aralarında alacak borç ilişkisi bulunmadığını, çekler üzerinden anlaşılamayacak defi ve itirazların iyiniyetli 3.kişi konumunda olan kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini, kendilerinin çekleri iktisap ederken kötüniyetli olduğuna dair herhangi bir delil sunulmadığını, TTK nın 599.maddesinin factoring işlemlerinde de uygulama alanı bulduğunu, davalı … Ltd Şti’ ne ait fatura alacağını satın almak kaydıyla çekleri iktisap ettiklerini, … ürünleri firmasının kendilerine 262.000 tl borcunun bulunması nedeniyle bu borcundan % 10 mahsup edilmek üzere aralarında factoring sözleşmesi imzalandığını ve bu yüzden çeklerin kendilerine geçtiğini belirterek davanın reddini istediği, ve factoring sözleşmesini dosyaya sunduğu, Factoring Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmeliğin 1.maddesinde factoring işlemlerine esas alınacak temlik konusu alacakların “faturaya veya mal veya hizmet satışından doğmuş olduğunu tevsik eden sair belgelere dayalı bulunması”, 8.maddesinin d bendinde ise “kambiyo senetlerine dayalı olsa bile fatura veya alacağın bir mal veya hizmet satışından doğmuş olduğunu tevsik eden benzeri belgelerle ilişkilendirilmeyen alacakları satın alamayacakları” şeklinde ifade edildiği, buna göre davalılar arasındaki ilişkinin temlik ilişkisi olduğundan davacı firmanın, temlik edene karşı haiz olduğu tüm defi ve itirazları temellük edene karşı da ileri sürme imkanına sahip ise de; factoring firmasının … firması ile akdettikleri 12.11.2008 tarihli factoring sözleşmesi kapsamında “dava konusu çekleri 28.02.2009 ve 02.03.2009 tarihli faturalar ile beraber teslim alması, bu faturaları ve temlik eden şirkete banka havalesiyle yapılan ödemeleri ticari defterlerine işlemesi “nedeniyle üzerine düşen araştırma yükümlülüğünü yerine getirdiği ve iyiniyetli olduğu anlaşıldığı gibi davacının davalı müflis şirkete ve bu sebeple temlik alan … Factoringe karşı öne sürebileceği bedelsizlik defii bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce tarafların 2009 yılı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi … tarafından sunulan 19.09.2013 tarihli ilk bilirkişi raporunda; “davacıya ait 2009 yılı defterlerinin usulüne uygun tutulmaması nedeniyle sahibi lehine delil olmayacağı, davacının 2009 yılı defterlerine göre davalı … firmasından 298.000 TL avans alacağı olduğunun görüldüğü, Müflis … firmasının 2009 ve 2010 yılı defterlerinin incelenmesinde; 2010 yılında davacı ile arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı ve davalının iflasına karar verildiği, 2009 yılı defterlerine göre ise davalı şirketin davaya konu çeklerde dahil olmak üzere davacı şirketten çok miktarda çek aldığı, davalı şirketin buna karşılık banka havaleleri ile farklı müşteri çeklerini ciro ettiği ve hesap bakiyesini 30.11.2009 tarihi itibariyle sıfırladığı, 2009 yılı defter kayıtlarında taraflar arasında mal alışverişi bulunmadığı, tamamen takas şeklinde çek alışverişi ile davalı … tarafından davacı şirkete banka havalesi ile yapılan ödemelerin bulunduğunun tespit edildiği, factoring işlemleri gereği davalı … factoringe verilen 28.02.2009 tarihli 145.901,60 TL tutarlı ve 02.03.2009 tarihli 152.194,12 tl tutarlı faturaların davalı … firmasının kayıtlarına yansıtılmadığı, söz konusu faturaların factoring işlemini gerçekleştirmek için yasal şart olan fatura ibrazı amacıyla düzenlenmiş olduğu ve iptal edilerek kayıtlara işlenmediği2 sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği, davacının 2008-2009 ve 2010 yılı defterlerinin, yine davalı … Factoringe ait 2009 yılı defterlerinin incelenmesi gerektiğinin bildirildiği, bunun üzerine Şanlıurfa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davacının 2008-2009 ve 2010 yılı defterlerinin incelenmesinin istendiği bilirkişi … tarafından 10.07.2014 tarihli bilirkişi raporu ve bilirkişi … tarafından 21.12.2015 tarihli bilirkişi raporlarının dosyaya sunulduğu, bilirkişi … tarafından da diğer davalı … factoringe ait 2009 yılı defterleri incelendiği, talimat aracılığıyla gelen raporlar ile factoring şirketinin incelenen defterleri hep birlikte dayanak belgeleriyle birlikte ek rapor amacıyla yeniden mali müşavir bilirkişi …ya verildiği, Bilirkişi tarafından sunulan 20.03.2014 tarihli ek raporda ve 01.02.2017 tarihli son raporda ; davalı … Factoringin 2009 yılı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil kuvvetine sahip bulunduğu, … factoring ile … arasında factoring sözleşmesi imzalandığı, müflis … şirketinin muhtelif tarihlerde aralarında davacının çeklerinin de bulunduğu toplam 373.000 tl lik çekleri temlik etmek suretiyle davalı … factoringe verdiği , factoring şirketinin tahsil ettiği paranın 22.934.00 tl lik kısmını 12.11.2008 tarihli “borç tasfiye protokolüne” istinaden müflis şirketin borcuna mahsup ettiği, bakiye 206.403,00 tl yi ise müflis şirketin banka hesabına havale ederek ödediği , tüm bu işlemlerin ve müflis şirket tarafından verilen faturaların ( davacı adına düzenlenmiş 02.03.2009 tarihli 152.194,12 tl ve 28.02.2009 tarihli 145.901,60 tl lik faturalar) belgelerle uyumlu olarak davalı … nin ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, Davacıya ait 2009 ve 2010 yılı defterlerinin kapanış onaylarının bulunmaması nedeniyle usulüne uygun tutulmadığı ve sahibi lehine kesin delil olmadığı, Davalı müflis … şirketinin 2009 yılı envanter defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmaması nedeniyle sahibi lehine delil ve ispat gücüne sahip olmadığı, factoringe verilen 28.02.2009 ve 02.03.2009 tarihli faturaların defter kayıtlarına işlenmediği, sırf factoring işlemlerinde temlikin usulüne uygun yapılması için yasal gereklilik olan faturaların düzenlenmiş gibi gösterildiği ve hiç düzenlenmeyerek veya düzenlenip iptal edilerek kayıtlara alınmadığı, Taraflardan sadece … Finansın defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dayanak belgeleriyle uyum içinde olduğu, davacı … Ltd Şti ne müflis davalı şirket tarafından banka vasıtasıyla yapılmış olan 232.500 TL lik ödemenin davacının defter kayıtlarına işlenmediği, davacı şirketin defterleri usulüne uygun tutulmadığı gibi 2008 yılı kapanış ile 2009 yılı açılış kayıtlarının tutarsız olduğu ,davacı şirketin kayıtlarına itibar edebilmenin mümkün olmadığı, 150.000,00 TL lik davaya konu çeklerle birlikte başka çeklerinde yer aldığı toplam tutarı 373.000 TL olan çeklerin müflis davalı şirketçe alacağın temliki / factoring işlemi kapsamında … Factoringe verilerek çek bedellerinin tahsil edilmesi sonucunda davalı … tarafından borca mahsup işlemleri yapılarak müflis şirkete gönderilen 206.403,00 TL bedelden 185.000,00 TL sinin 15.04.2009 tarihinde müflis … şirketi tarafından davacı şirketin banka hesabına havale edildiği, Müflis … şirketi tarafından 30.01.2009 – 10.06.2009 tarihleri arasında davacı şirketin hesabına toplam 492.000 TL havale edildiği halde davacı tarafından sadece 259.500,00 TL lik kısmının davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, kayıt ederken de 2009 yılı şubat ve mart ayında gerçekleştirilen EFT lerin 30.01.2009 tarihine kaydedildikleri, yani davacının kayıtlarının EFT tarihleriyle uyumlu olmadığı, toplam tutarı 232.500 TL olan müflis davalıya ait havale ödemelerinin ise davacı şirket kayıtlarında hiç bulunmadığı, özellikle davaya konu çeklerin factoring işlemi sonucu tahsil edilmesi akabinde davacıya 15.04.2009 tarihinde banka aracılığıyla gönderilen 185.000 TL lik havale ödemesinin davacı kayıtlarında hiç yer almadığı ‘nın bildirildiği, bilirkişiler tarafından sunulan tüm bu raporlar gözönüne alındığında; davacı ve müflis davalı şirketin defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı fakat müflis … şirketi tarafından davacı şirketin hesabına 30.01.2009- 10.06.2009 tarihleri arası yapılan havale tutarlarının toplam 492.000 TL olduğu, davacının yapılan bu havalelerden sadece 259.500 TL’lik kısmını defterlerine işlediği, kalan kısmını işlemediği, davacı tarafından müflis … firmasına verilen ve bu firma tarafından da temlik yoluyla diğer davalı … Factoringe verilen davaya konu çeklerin de aralarında bulunduğu toplam 6 adet 373.000 TL lik çeklerin factoring şirketi tarafından tahsil edilerek müflis şirkete banka aracılığıyla gönderilmesi akabinde müflis davalı şirketin toplam 185.000 TL ödemeyi 15.04.2009 tarihinde davacıya gönderdiği, fakat davacının bunu da kayıtlarına işlemediği, her ne kadar davacı ile davalı arasında 2009 yılında mal alışverişine dayalı bir ticari ilişki bulunmamakta ise de tarafların karşılıklı olarak çek takası yaparak takası yapılan bu çekleri factoring işlemine konu ettikleri, defter kayıtlarına göre her iki tarafında birden fazla factoring firmasıyla çeke dayalı tahsil işlemi gerçekleştirdikleri, her halükarda davacının 02.02.2009 tarihinde teslim ettiği davaya konu toplam tutarı 150.000 TL olan çeklerin 15.04.2009 tarihinde yani dava açılmadan önce müflis davalı şirketçe 185.000 TL olarak davacıya banka havalesi yoluyla ödendiği, dolayısıyla 2009 yılında davacı şirket ile davalı müflis şirket arasındaki ticari ilişkinin mal alışverişine dayanmadığı, çek takası ve banka ödemeleri ile sınırlı kaldığı, dava konusu çeklerin müflis davalı şirket kayıtlarında yer aldığı ve factoring işlemi yapılmak üzere yine davacı şirketten ciro edilmiş olan keşidecisi … Ltd Şti olan çeklerle birlikte … factoringe temlik edilerek tahsilinin sağlandığı, davacı şirket ile müflis şirket arasındaki cari hesap bakiyesinin dava konusu yapılan çeklerde dahil olmak üzere 30.11.2009 tarihi itibariyle sıfırlandığı, davacı şirketçe avans olarak verildiği iddia edilen dava konusu çeklerde dahil olmak üzere müflis davalı şirketle aralarındaki çek alışverişine dayalı ilişkinin sonucunda oluşan tutarların tamamının müflis davalı şirketçe davacı şirkete gönderilen banka havaleleri, çek iade ve müşteri çeklerinin ciro edilmesi suretiyle ödenerek cari hesap bakiyesinin 30.11.2009 tarihinde sıfırlanmış olması nedeniyle 2009 yılı itibariyle davalının davacıya borçlu olmadığı, çeklerin veriliş nedeni dışında karşılıklı takas işleminde kullanılarak çek bedellerinin davacıya iade edildiği, bu sebeple bedelsizlik definin ileri sürülemeyeceği ” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….Davalı müflis şirketin müvekkil … Ltd. Şti. ile akdetmiş olduğu mal alım sözleşmesinden doğan yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.Buna rağmen davalı müflis şirketçe sözleşme kapsamındaki mallar teslim edilmemesine rağmen gerçeğe aykırı olarak faturalandırılması müvekkil yönünden bağlayıcı kabul edilmesi hukuken mümkün değildir. Sadece faturaya dayanılarak alacak hakkının oluşmayacağı yerleşik yargıtay içtihatlarla sabittir. Dolayısıyla teslim edilmeyen mallara ilişkin fatura kesilmesi tamamen hukuka aykırıdır. Müvekkil şirket ticari defter ve kayıtlarında yer almayan ve gerçek hayatta karşılığı bulunmayan sadece davalı müflis davalı şirkete ait fatura, cari hesap hareketleri dikkate alınarak hüküm kurulmuş olması hukuka aykırılık teşkil etmiştir. Bilirkişi raporunda ticari defterler, envarter defterler ve banka hesap özetleri incelenerek müvekkil şirket ve davalı müflis … LTD. ŞTİ. arasında ticari faaliyet olup olmadığı saptanmaya çalışılmış olsa da bu hususları incelemeden önce incelenmesi gerekli olan hukukun temel taşlarından biri olan taraflar arasında imzalanmış 02.02.2019 tarihli mal alım satım sözleşmesi mevcuttur. Bu mal alım sözleşmesine göre taraflara karşılıklı edimler yüklenmiştir. Müvekkil şirket üzerine düşen edimi kusursuz yerine getirmektedir. Aralarında ki sözleşme ve ticari ilişkiye güvenden ötürü ise davalı … LTD. ŞTİ. ‘ye avans olarak uyuşmazlığa konu çekler verilmiştir. Söz konusu çekler karşılığında borçlu şirket edimini yerine getirmemiş ve sözleşmeye aykırı davranmıştır. Bu çekler müflis … LTD. ŞTİ. tarafından diğer davalı … Hizmetleri A.Ş.’ye temlik edilmiştir. Faktoring yönetmeliğinin 8. Maddesinin d bendinde “kambiyo senetlerine dayalı olsa bile fatura veya alacağın bir mal veya hizmet satışından doğmuş olduğunu tesvik eden benzer belgelerle ilişkilendirilemeyen alacakları satın alamayacakları” hükmü gereğince söz konusu çekler satın alınamamıştır ve tahsil yetkisi yoktur. Zira bilirkişi raporunda belirtildiği üzere müflis … LTD. ŞTİ.’nin ticari defter ve envarter defter kayıtlarında faturalara rastlanmamıştır. Her ne kadar fatura kesilmiş gibi görünse de kesilmiş ve ticari kayıtları geçmiş bir fatura söz konusu değildir. Sadece faturaya dayanarak alacak hakkının oluşmayacağı da yerleşik içtihatlarla sabittir. Dolayısıyla teslim edilmeyen mallara ilişkin fatura kesilmesi tamamen hukuka aykırıdır. 6361 sayılı yasanın 9/3 maddesinin, yasa yürürlüğe girmeden gerçekleşen bu olayda; söz konusu çeklere ilişkin … ile arasında factoring sözleşmesi gerçekleşen davalı … şirketlerinin; o tarihteki mevzuat çerçevesinde bu çeklerin dayanağı olan faturaları, mal satım sözleşmelerini incelemesinin gerektiği; 30.09.1983 tarihli ve 90 nolu ödünç para verme işleri haklarında ki KHK’nın 3.maddesinde ”factoring şirketi: mal ve hizmet satışlarında doğmuş ve doğacak alacakları temellük ederek tahsilini üstlenen bu alacaklara karşılık ödemelerde bulunarak finansman sağlayan şirketlerdir” tanımı gereğince ”… temellük ederek …” ifadesi ile teknik anlamda B.K.162 ve devamı maddeleri anlamında ”alcağın temliki” işlemi kastedilmektedir. Dolayısıyla, bu hükme göre factoring şirketlerini, factoring sözleşmeleri çevçevesinde müşterileri ile yaptıkları alacak değeri işlemlerinde BK 162 ve devamı maddeleri uygulanacak olup; ciro yoluyla çek veya bono devraldığı işlemlerde de BK 162’den sonra gelen BK 167/1 değer olan şahsi def’ilerin, alacağı devralan yeni alacaklıya karşıda borçlu tarafından ileriye sürülebileceği ve buna dayanarak borcun yeni alacaklıya (olayımızda factoring şirketine) ödenmeyebileceği yönündeki kuralın davamızda uygulama alanı bulacağı; TTK 559/1’de yer alan şahsi def’ileri çeki ciro yoluyla devralan hamillere karşı ileriye sürülemeyeceği kuralının ise uygulanmayacağı; yine Finansal Kiralama Factoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliği, ”şirketlerin yapamayacakları iş ve işlemler” başlıklı 22.maddesinin 2 nolu fıkrasında factoring şirketlerinin kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerde tevsik ettirmeleri şart koşulmuştur.Bu sebeple dosyamızın davalılarından factoring şirketi kendisi ile ilgili çekler yönünden, sadece factoring sözleşmesinin tarafı olan … mal teslim etmekle yükümlü olduğu için, davacının imzasını taşıyan ve mal aldığını tevsik eden irsaliyeli faturaları ya da mal teslim tutanaklarını araması gerekeceği; bunların zaten bulunmadığı; bu nedenle davalı … şirketlerinin söz konusu çeklerden ”bedelsizlik” def’ine muhatap olacakları ve çeklerinde bedelsiz olması nedeniyle bu çeklerden dolayı alacaklarının haklı olmadığı açıkça görülebilmektedir. …” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ; menfi tespit ve istirdat davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı yanca , avans çeklerinden dolayı davalı müflise borçlu bulunmadığı ve bu bedelsizlik iddiasını diğer davalı faktoring şirketine de ileri sürebileceği talep ve dava edilmiştir. İlk derece mahkemesince gerek davacının ticari defter ve kayıtları, gerek faktoring şirketi olan davalının kayıtları ve gerekse iflas eden davalı şirketin kayıtları birden fazla kez incelenmiş ve karşılaştırması, farkın nereden kaynaklandığı hususu ayrıntılı araştırılmıştır. Davacının ticari defter ve kayıtlarını usulsuz tuttuğu ve lehine delil teşkil etmeyecek nitelikte olduğu belirlenmiş ve ayrıca taraf defterleri arasındaki farkın davacı kayıtlarında yer almayan müflis şirketin yaptığı ödemelerden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu ödemelerin tamamının banka havalesi ve dekontlar ile kanıtlanmış durumda olduğu da bilirkişi raporları ile ortaya konulmuştur. Bu nedenle davacı kendi kök ilişkisinde bedelsizliği davalı müflise karşı kanıtlayamadığı, bilakis ödemelerin davalı müflis şirketçe kanıtlandığı nedenle zaten faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceği bir şahsi defi’si bulunmadığından, ilk derece mahkemesi kararı toplanan delillerle örtüşmekte olup, davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL Harcın davacıdan alınıp Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı Tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 26/03/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.