Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1954 E. 2021/564 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1954 Esas
KARAR NO: 2021/564
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2017
NUMARASI: 2015/9 2017/700
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, dava dışı …’ün müvekkili şirketin satın alma yöneticisi konumundaki çalışanı olup müvekkilince adı geçene vekaletname ile bir kısım yetkiler verildiğini, ancak adı geçenin müvekkili şirketin bilgi ve onayı olmadan … (… Malzemeleri) lehtar göstermek suretiyle çok sayıda sahte çek ve bono keşide ederek verdiğini, bu çeklerden 21/12/2014 keşide tarihli 89.350,00 TL bedelli çekin de davalı … şirketi tarafından takibe konulduğunu belirterek müvekkilinin bahse konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …vekili, müvekkilinin dava konusu çeki faktoring mevzuatı uyarınca usulüne uygun bir şekilde aldığını, müvekkilinin meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davalı …, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacı şirketin çalışanı …’e bir kısım yetkiler vermiş ise de, kambiyo taahhüdünde bulunma konusunda yetki vermediği, … tarafından keşide edilen bir kısım çeklerin ödenmiş olmasının davacıyı sorumlu kılmayacağı, davalı … şirketinin iyiniyetli hamil olsa dahi temlik aldığı alacakla ilgili şeklen keşideci olan gerçekte şirketin yetkilisi tarafından keşide edilmeyen çekten dolayı keşideciden alacak talebinde bulunamayacağı, bu yöndeki savunmaların yerinde olmadığı, kaldı ki imza geçersizliğinin mutlak def’ilerden olduğu gerekçeleriyle davanın kabulünü, davacının dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, menfi tespit davasında çek iptaline karar verilemeyeceğinden bu konudaki talebin reddine karar verilmiş, kararı davalı … şirketi vekili istinaf etmiştir. Davalı …vekili, istinaf sebebi olarak; dava konusu çekin müvekkilinin müşterisi olan … Ltd.Şti ile … – … arasındaki 01/09/2014 tarihli faturanın temlikine istinaden kullandırılan kredinin ödemesi amacıyla teslim alındığını, kredi tutarının müşteri hesabına ödendiğini, müvekkilinin çeki bankaya ibraz ettiğini, ancak hazırlık soruşturmasında verilen el koyma kararı nedeniyle müvekkiline ödeme yapılmadığını, daha sonra bu kararın mahkemece kaldırıldığını ve çekin müvekkiline iade edildiğini, çekin davalılar tarafından takibe konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini ve müvekkilinin menfi tespit davasında taraf olarak gösterildiğini, 6361 Sayılı Kanunun 9/3 maddesi hükmü uyarınca müvekkiline şahsi def’ilerin ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, TTK’nın 371.maddesinde, şirketlerin temsil hususunun düzenlendiğini, buna göre davacının kötüniyetli ve alacaklıları açıkça zarara uğratmak kastıyla hareket ettiğini, müvekkilinin meşru hamil olduğunu, müvekkilinin kötüniyetinin ispat edilmesi gerektiğini, çek bankaya ibraz edildiğinde …’ün imza sirkülerine göre ödeme yapıldığını, davacının tacir olup basiretli davranması gerektiğini, önce çalışanına yetkiler verdiğini, sonra da dolandırıldım diyerek dava açtığını, bu durumun kabul edilemeyeceğini bildirmiştir. Dosya içinde bulunan 16/08/2012 tarihli Kocaeli …Noterliği’nce düzenlenen vekaletnamenin incelenmesinde, dava dışı …’e bir kısım yetkiler verilmiş ise de, çek keşidesi için özel yetki verilmediği görülmüştür. Mahkemece 07/01/2015 tarihinde davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile teminat mukabilinde çekin davalılar tarafından icra takibine konu edilmemesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür. Davalı … şirketi tarafından davacı ve dava dışı … Ltd.Şti ile diğer davalı … aleyhine dava konusu çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla Kocaeli …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Dava konusu çekin 21/12/2014 tarihli, 89.350,00 TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının … – … olduğu, lehtardan sonraki cirantanın ise dava dışı … Ltd.Şti olduğu görülmüştür.Yargılama sırasında alınan 10/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu çekin banka tarafından ödemesinin yapılmadığı, …’ün çekler karşılığında davacıya herhangi bir mal satıp teslim etmediği, bunun yerine … tarafından davacıya para verildiği, bu ödemelerin deftere işlendiğinin tespit edildiği, dava dışı … tarafından keşide edilen başkaca … çeklerinin ilgili banka tarafından ödendiğinin tespit edildiği, dava dosyası içeriğinden dava konusu çek için …’ün davacıya ödeme yapıp yapmadığının tespitinin mümkün olmadığı, …’ün dava konusu çek için ödeme yaptığının kabulü halinde davacının davalıya borçlu bulunduğu, aksi halde ise davacının davalılardan …’e borcunun bulunmadığı, davacı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, delil niteliği bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 07/03/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda; Kocaeli 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/482 esas sayılı dosyasının ilgili mahkeme kaleminde incelendiği, yapılan incelemede davacı şirketin banka hesaplarına … tarafından yatırılan paraların açıklaması kısmında “… teslimatı” yazıldığı, kök rapordaki görüş ve kanaatlerde herhangi bir değişiklik bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı … Şirketi, çeke dayalı olarak davacı ile diğer davalı ve dava dışı … Ltd. Şti., aleyhine icra takibi başlatmış, davacı ise eldeki menfi tespit davasını açmıştır. Dosya içinde bulunan 16/08/2012 tarihli Kocaeli … Noterliği’nce düzenlenen vekaletnamenin incelenmesinde; davacı tarafından dava dışı …’e bir kısım yetkiler verilmiş ise de; çek keşidesi için özel yetki verilmediği görülmüştür. 6098 Sayılı TBK’nun 504/3 maddesi “vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz” şeklindedir. 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2 maddesi’ne göre Faktoring Şirketleri kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Somut olayda mahkemece verilen karar davalı … tarafından istinaf edilmemiştir. Bir başka ifadeyle davacının davalı …’ borçlu olmadığı hususu kesinleşmiştir. Yine yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları içeriğinden …’ün davacı şirkete mal ve hizmet vermediği anlaşılmıştır. Yine yukarıda açıklandığı üzere dava konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirket adına atılan imzanın yetkisiz vekil tarafından atılması nedeniyle ve bu durumun sadece yetkisiz olarak imza atan kişiyi sorumlu tutup davacı keşideciyi sorumlu kılmayacağı, dairemizce benzer konuda verilen 2016/220 Esas – 2016/233 Karar sayılı ilamın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/2263 Esas – 2018/4361 Karar sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı … Şirketi vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 6.103,50 TL harçtan peşin alınan 1.525,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.577,62 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyizi kabil olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/03/2021