Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1952 E. 2018/1516 K. 29.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1952 Esas
KARAR NO : 2018/1516
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2018
NUMARASI : 2018/84 2018/103
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 29/06/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz isteyen vekili, karşı taraf … Ltd. Şti’nin müvekkiline borçlarından dolayı tanzim tarihi 24/04/2016 olan 37 adet bonoyu keşide ettiğini, bonoların karşı tarafta bulunan diğer kişiler tarafından avalist sıfatıyla imzalandığını, bu bonolardan vade tarihi 24/05/2017 den başlayıp 24/04/2019’a kadar olan toplam 24 tanesinin vadesinde ödenmediğini, karşı tarafın senetlerden herhangi birinin vadesinde ödenmemesi halinde tamamınını muaccel hale geleceğini taahhüt ettiklerini, karşı tarafın mal kaçırma hazırlığı içinde olduğunu duyduklarını belirterek müvekkilinin bonoya dayalı toplam 94.868,94 EURO ve 1.042,23 TL tutarındaki alacağı için İİK’nun 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ihtiyati haciz isteyenin dayandığı senetlerin ve taahhütnamenin finansal kiralama sözleşmesine bağlı olarak verildiği, 6361 Sayılı kanun gereğince kiralama şirketinin borcun ödenmemesi halinde 30 veya 60 günlük süreler tanıyarak sözleşmenin feshedileceği, somut olayda finansal kiralama sözleşmesinin feshedilip edilmediğinin anlaşılamadığı, yine taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin feshedilip edilmediğinin, kiralayan şirketin tedbiren malı elinde bulundurup bulundurmadığının veya tasarruf hakkını kullanıp kullanamadığının dosyadaki belgelerden anlaşılamadığı, ayrıca karşı tarafın mal kaçırma tehlikesinin bulunduğu konusunda delil sunulamadığı, İİK’nun 257/2 maddesindeki koşulların da gerçekleşmediği gerekçeleriyle vadesi gelmeyen senetler yönünden ihtiyati haciz isteminin reddine, vadesi gelen senetler yönünden ise ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili istinaf etmiştir.
İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf sebebi olarak, ihtiyati hacizin geçici koruma sağlayan bir müessese olup mahkemece eda hükmü kurulmasının doğru olmadığını, borçluların taahhütlerini yerine getirmediğinden mahkemenin başvuruyu İİK 257.maddedeki şartları taşıyıp taşımadığı yönünden değerlendirmesi gerektiğini, aldıkları duyum sonucunda borçluların mal kaçırma hazırlıklarında bulunduğunu, araçlar üzerindeki takyidatların durumunun bunu gösterdiğini, kısmen red kararının yerinde olmadığını, taraflarca yerine getirilme ilkesi ışığında inceleme yapılması gerektiğini, talebin dayanağının bonolar ve taahhütname olduğunu, yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, kaldı ki 12 Ocak 2017 tarihli ihtarname ile de finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğini, buna göre İİK’nun 257.maddesindeki şartların gerçekleştiğini, bu konuda Yargıtay’ın emsal kararı bulunduğunu bildirmiştir.
İhtiyati haciz isteyen 19/01/2018 tarihinde ihtiyati haciz talep etmiştir.
İhtiyati haciz isteyen tarafından sunulan taahhütname başlıklı belgede bonoların vade tarihleri ve miktarlarının yazıldığı, ayrıca gerek bu tarihten önce, gerekse bu tarihten sonra borçlar için verilen veya verilecek senetlerin ve diğer borçların vadesinde ödenmemesi veya protesto olmaları halinde muacceliyet tarihinden itibaren temerrüt faizi ile ödeneceğinin karşı tarafta bulunanlarca taahhüt edildiği görülmüştür.
Talep dilekçesine ekli olarak 24 adet bono fotokopisinin sunulduğu, bonoların … Ltd. Şti’nce düzenlendiği, … ve … tarafından aval veren sıfatıyla imzalandığı, bonoların tanzim tarihinin 24/04/2016 olduğu, bonolarda sözleşme numarasına yer verildiği ve bonoların sıralı bonolar olduğu görülmüştür.
İhtiyati haciz isteyenin talep dilekçesinde bonolara ve taahhütnameye dayandığı, finansal kiralama sözleşmesinden bahsedilmediği, ayrıca istinaf dilekçesinde finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğinden bahsedilmiş ise de, feshe ilişkin ihtarnamenin istinaf dilekçesine eklenmediği anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati haciz talebinin kısmen reddine dair karara yöneliktir. Mahkemece sadece talep tarihi itibariyle vadesi gelmiş bonolar yönünden ihtiyati haciz kararı verildiği görülmüştür. Talep tarihi itibariyle vadesi gelmeyen bonolar yönünden ise ihtiyati haciz talebi reddedilmiştir. İhtiyati haciz isteyenin dayandığı taahhütnamede diğer bonoların da muaccel hale geleceğine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Kaldı ki ihtiyati haciz isteyen taraf talep dilekçesinde finansal kiralama sözleşmesine dayanmadığı gibi bu sözleşmenin feshedildiğinden de bahsetmemiştir. Yine sözleşmenin feshedildiğine dair ihtarname ve gerek talep dilekçesine gerekse ıslah dilekçesine eklenmemiştir. Bütün bu husular gözetildiğinde ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati haciz isteyen tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.29/06/2018