Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1922 E. 2021/563 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1922 Esas
KARAR NO: 2021/563
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2017
NUMARASI: 2016/842 2017/777
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … LTD ile yapılan bir iş gereği adı geçen şirkete 6.650,00 USD ödeme yapılması için davalı bankaya talimat verdiklerini, ancak davalı bankanın bu talimata aykırı olarak başka bir muhabir bankaya söz konusu bedelin havale edildiğini, bu muhabir bankanın o tarihlerde faaliyetlerini durdurma kararı alması üzerine müvekkiline ait bu tutarın zayi olduğunu, bankanın tamamen talimatlara aykırı hareket ettiğini, maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla havale bedelinin tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin zararın doğmasında bir kusurunun bulunmadığını, davacının gönderdiği 09/11/2015 tarihli transfer talimatında alıcı bankayı Kırgızistan’daki … Bankası, muhabir bankayı ise … olarak belirttiğini, müvekkilinin muhabir bankayı listeden kontrol ettiğinde …’ın … bankasının muhabiri olarak gözükmediğini, bu sebeple müşteri talimatının yerine getirilmesinin mümkün olmadığını, bunun üzerine müvekkili banka yetkilisinin davacının mali işler yetkilisi …’ya dönüş yaparak durumu bildirdiğini ve Almanakta yer alan bankalardan birinin muhabir banka olarak kullanılmasının uygun olup olmadığını sorduğunu, şifahi olarak alınan onay üzerine işleme devam edilerek …’ın muhabir banka olarak seçildiğini ve işlemin tamamlandığını, ancak bu muhabir bankanın transfer işleminden sonra lisansının iptal edildiğini, dolayısıyla paranın alıcı hesabına geçmediğini, yapılan işlemlerde müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının zarara uğramasında davalı bankanın kusurunun bulunduğu, dolayısıyla davacının takibinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili 18/12/2017 tarihli istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararın tebliğini müteakip istinaf dilekçelerini sunma hakları saklı kalmak üzere usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını istemiştir. UYAP ortamında yapılan incelemede, davalı vekilince ayrıca bir istinaf dilekçesi verilmediği ve yine dava dosyasının içinde fiziken yapılan incelemede de ayrıca bir istinaf dilekçesi verilmediği görülmüştür.Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 6.800,14 USD’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 04/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda; bankacılık işlemlerinde şifahi talimat verilemeyeceği, yazılı talimat alınması gerektiği, havale bedelinin alıcısına ulaştırılamadığı, muhabir banka nezdinde kaldığı, davalının bu işlemde kusurlu olduğu ve davacının bu bedeli davalıdan isteyebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalının kendisine verilen talimata aykırı davranması sonucu yapılmak istenilen havale tutarının zayi olduğunu belirterek bu tutarın tahsili için icra takibi başlatmış, itiraz üzerine eldeki bu davayı açmıştır. Davalı taraf, davacı şirket yetkilisinden sözlü talimat aldıkları ve bu doğrultuda işlem yaptıklarını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı taraf, somut olayda davacının havale bedelini farklı bir muhabir bankaya gönderilmesi yolunda talimat verdiği hususunu usulüne uygun delillerle kanıtlayamamıştır. Öte yandan davalı taraf gerekçeli istinaf dilekçesi de sunmamıştır. Bilindiği üzere HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olarak yapılır. Ayrıca kamu düzenine aykırılık bulunması halinde ise bu husus resen gözetilir. Davalı tarafın gerekçeli istinaf dilekçesi vermediği gibi istinafa konu kararda resen bağlamında kamu düzenine aykırı bir husus da bulunmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.354,38 TL harçtan peşin alınan 338,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.015,79 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile kesin olarak karar verildi.18/03/2021