Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1913 E. 2021/565 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1913 Esas
KARAR NO: 2021/565
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2017
NUMARASI: 2017/537 2017/479
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine çeke dayalı olarak takip başlattığını, yapılan incelemede, çek üzerinde değişiklik yapılarak müvekkilinin borçlandırıldığını, takibe dayanak yapılan çekin keşidecisi dava dışı … tarafından müvekkiline teslim edildiğini, ilk keşide tarihi olan 27/12/2016 tarihinde çekin ödenemeyeceği keşideci tarafından bildirildiğinden keşidecinin olumsuz etkilenmemesi adına müvekkili tarafından işlem yapılmadan keşideciye iade edildiğini, müvekkilinin iade işlemi sırasında çek üzerindeki cirosunu silmeyi unuttuğunu, ancak keşidecinin bu durumu kötüye kullanarak çek üzerindeki tarihi paraflayarak çeki tekrardan tedavüle sunduğunu ve davalı alacaklıya teslim ettiğini, müvekkilinin davalı alacaklı ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının soyut ve kurgusal olup somut bir delile dayanmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; davacının çeki iade ederken cirosunu iptal etmemesinin basiretli tacir davranışına uygun düşmediğini, davalının meşru hamil konumunda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca mahkemenin delilleri toplaması gerekirken toplamadığını, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, çekin davalıya hangi yolla geçtiği hususunda araştırma yapılmadığını, tüm delillerin toplanıp gerektiğinde defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken bu hususların hiçbirinin yerine getirilmediğini, dolayısıyla kararın doğru olmadığını, davalının çeki hangi yolla aldığını açıklamadığını, asıl davalının basiretli tacir gibi davranmadığını bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı … aleyhine 20.000 TL bedelli çeke dayalı olarak toplam 22.138,63 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Takip ve dava konusu çek örneğinin incelenmesinde; 20.000 TL bedelli olduğu, keşidecisinin dava dışı …, lehtarının davacı şirket, sonraki cirantanın ise davalı şirket olduğu, çek üzerinde keşide tarihi olarak 27/12/2016 tarihi yazmakta iken bu tarihin üzerinin çizilerek 29/03/2017 yapıldığı ve yanına paraf atıldığı, çekin 29/03/2017 tarihinde ibraz edildiği ve karşılıksız şerhinin yazdırıldığı görülmüştür. Davacının dava dilekçesinde deliller bölümünde takip dosyası, banka kayıtları, tarafların ticari defterleri, bilirkişi incelemesi ve sair yasal deliller şeklinde açıklama bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, dava konusu çeki keşideciye iade ederken cirosunu iptal etmeyi unuttuğunu, çekin keşide tarihinin değiştirilerek yeniden tedavüle sürüldüğünü iddia ederek borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur. Çekin keşide tarihinde değişiklik yapılmış ise de bu değişikliğin paraflandığı, bu parafın keşideciye ait olmadığı, ya da başka cirantalar tarafından yapıldığı hususunun ileri sürülmediği, davalının çekte düzgün ciro silsilesine göre hamil bulunduğu, davacının tacir olup basiretli davranması gerektiği, davacı iddialarının usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığı kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile kesin olarak karar verildi.18/03/2021