Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1905 E. 2021/525 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1905 Esas
KARAR NO: 2021/525
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2017
NUMARASI: 2015/225 E. – 2017/35 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete ait … tescil no’lu “…” markasının, yıllardan beri tüketicinin güvenini kazanmış ve kendi pazarında haklı bir yer edinmiş olduğunu, davalı tarafın, müvekkili şirkete ait tescilli markayı haksız olarak kullanması ve yurda kaçak yollardan sokmasının, 556 sayılı KHK uyarınca marka tecavüzü ve TTK uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini belirtmiş ve tecavüzün tespitini, tecavüz teşkil eden ürünlere el konulması ve imhasını, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı tarafın davaya cevap vermediği, duruşmalara da katılmadığı anlaşılmış ve yargılamaya yokluğunda devam olunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/52 Değişik iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu, Mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Erenköy Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün yazısı ve Kaçak Eşya Tutanakları incelendiğinde; davalıların 24 adet … marka güneş gözlüğü, 11 adet … marka gözlük, gözlük kutusu, gözlük kullanım ve garanti belgelerini Türkiye’ye sokmaya çalıştığı, gözlükler, gözlük kutuları, kullanım ve garanti belgeleri üzerinde … ibarelerinin yazılı olduğu ve bu yazının ürünler üzerinden silinmesinin ve çıkarılmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmıştır. 556 sayılı TTK 61/1-c maddesi gereğince; markanın kullanıldığı taklit ürünlerin Gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulduğu ve marka hakkına tecavüz sayılan fiilin davalı tarafça işlendiği kanaatine varılarak markaya tecavüz davasının kabulüne, tecavüzün tespitine, 24 adet … marka güneş gözlüğü, 11 adet … marka gözlük ve … markasının yer aldığı, kutu, gözlük kullanım ve garanti belgelerine el konulmasına, hüküm kesinleştiğinde ürünlerin imhasına karar verilmiştir. Davacı tarafça TTK 56.madde gereğince; haksız rekabet hükümlerine dayanarak maddi tazminat talep edilmişse de henüz gümrükte el konulmuş ve ticaret alanına çıkarılmamış, satışa sunulmamış taklit ürünler nedeniyle davalıların bir menfaat sağlamasının düşünülemeyeceğinden, maddi tazminat koşullarının oluşmadığı kanaatine varılarak maddi tazminat talebi reddedilmiştir. Yargıtay 11.H.D.nin 24.04.2000 tarihli 2000/2440 Esas – 2000/3445 Karar sayılı emsal içtihadı ve benzer yönde içtihatları gözönüne alınarak “Gümrükte el konulup, piyasaya sürülmeden el konulan (imha edilen) taklit markalı ürünler nedeniyle dahi davacı markasına tecavüz oluştuğu kabul edildiğinden, davacı tarafın markasına tecavüz sabit olması karşısında manevi tazminat koşullarının oluştuğu” uygulamada kabul edilmekle,davalının davacının markasına tecavüz ettiği ve haksız fiilde bulunduğu mahkememizce kabul edilmekle davacının el konulan taklit ürünlerin adedi ve tüm dosya kapsamı gözönüne alınarak 1.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulüne, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, hükmün ilanı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir” şeklindeki gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının, davacı TPE’de tescilli … tescil numaralı markasını tecavüz ettiğinin tespitine, markaya tecavüze konu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Erenköy Tasfiye İşletme Müdürlüğünde bulunan 2010/386 defter numarasında kayıtlı 24 adet … marka güneş gözlüğü, 11 adet … marka gözlük ve … markasının yer aldığı, kutu, gözlük kullanım ve garanti belgelerine el konulmasına, hüküm kesinleştiğinde ürünlerin imhasına, maddi tazminat talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan sadece maddi tazminat talebinin reddi yönünden istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…Bilirkişi raporuna itirazımızda da belirtmiş olduğumuz üzere, bu hükme göre, taklit ürünlerin ticari amaçla elde bulundurulması dahi marka sahibinin uğramış olduğu zarar, söz konusu ürünleri elinde bulundurmak suretiyle marka hakkı sahibini zarara uğratmış olan tarafça tazmin edilmek zorundadır. Ayrıca belirtmemiz gerekir ki dava dilekçemizin bütününden ve somut olayın niteliğinden, söz konusu taleplerimizin 556 Sayılı KHK kapsamında olduğu izahtan vareste iken, Sayın Mahkemenin, çelişki yaratan bu maddi hatayı fark etmesine müteakip, aydınlatma yükümlülüğü gereğince tarafımızca açıklama yapılmasını talep etmesi gerekmektedir. Zira, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. Maddesinin açık hükmüne göre, hakim “maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü konulara ilişkin” açıklama isteyebilir.Bununla birlikte, hiçbir şekilde 556 sayılı KHK hükümlerine göre tazminat talep ediyor olduğumuz beyanına aksi anlama gelmemekle birlikte, yine önceki beyanlarımızda belirtmiş olduğumuz gibi, her ne kadar haksız rekabet hükümlerine göre zarar tespiti yapılamadığına yönelik karar verilmiş olsa da, söz konusu hükümleri göre müvekkil şirketin tazminata hak kazanacağı açıktır. Haksız rekabet hükümlerine göre açılan tazminat davası ile haksız rekabet fiilinden zarar gören kimse gördüğü zararın tazmin edilmesini talep edebilmektedir. Davanın açılması failin kusuruna ve davacının zararına bağlı olmakla birlikte, uygulamada bu zararı ispat etmek oldukça güçtür. Bu nedenle TTK m. 56’da “haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görünen menfaatin karşılığına da karar verebilir hükmü yer almaktadır. Bu nedenle, ürünlerin satışa çıkarılmamış olmasından dolayı müvekkil şirketin bir zarara uğramadığı kanaati hukuka aykırılık teşkil etmektedir.Yerel mahkeme tarafından tarafımızca talep edilen tazminatın TTK 56. Maddesince talep edildiği, 556 s. KHK kapsamında herhangi bir tazminat talebinin söz konusu olmadığı belirtilmiş olup, bu durumun kabulü mümkün değildir. Nitekim tarafımızca dava dilekçemizde de belirtildiği üzere, marka hakkına tecavüzün tespit edilmesi, tecavüzün tespiti halinde ürünlerin imhası ve bu kapsamda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi talep edilmiş olup, her ne kadar TTK 56. Maddesi kapsamında maddi tazminat denilmiş olsa da. bu ibare sehven yazılmış olup burada asıl kastedilen 556 s. KHK m.64. 66 vd. kapsamında hükmedilecek bir maddi ve manevi tazminattır. Dava konusu itibariyle de marka hakkına tecavüz sebebiyle işbu davanın açıldığı ve bu anlamda tazminat talep edildiği izahtan varestedir. Bu sebeple bu anlamda hesaplama yapılması gerekmektedir.Yerel mahkeme tarafından tarafımızca talep edilen tazminatın TTK 56. Maddesince talep edildiği, 556 s. KHK kapsamında herhangi bir tazminat talebinin söz konusu olmadığı belirtilmiş olup, bu durumun kabulü mümkün değildir. Nitekim tarafımızca dava dilekçemizde de belirtildiği üzere, marka hakkına tecavüzün tespit edilmesi, tecavüzün tespiti halinde ürünlerin imhası ve bu kapsamda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi talep edilmiş olup, her ne kadar TTK 56. Maddesi kapsamında maddi tazminat denilmiş olsa da. bu ibare sehven yazılmış olup burada asıl kastedilen 556 s. KHK m.64. 66 vd. kapsamında hükmedilecek bir maddi ve manevi tazminattır. Dava konusu itibariyle de marka hakkına tecavüz sebebiyle işbu davanın açıldığı ve bu anlamda tazminat talep edildiği izahtan varestedir. Bu sebeple bu anlamda hesaplama yapılması gerekmektedir.Tarafımızca 556 S. Kanun uyarınca maddi ve manevi tazminat talebimizin bulunduğunu tekrarla birlikte, haksız rekabet hükümlerine göre de müvekkilin tazminata hak kazandığını önemle belirtiriz. Haksız rekabet hükümlerine göre açılan tazminat davası ile haksız rekabet fiilinden zarar gören kimse, gördüğü zararın tazmin edilmesini talep edebilmektedir. Davanın açılması ise failin kusuruna ve davacının zararına bağlıdır. Ancak, uygulama, haksız rekabete uğrayan tarafın zararını ispatının çok zor hatta imkânsız olduğunu göstermiştir. Hakkaniyete aykın olan bu durumun önüne geçmek için maddi tazminat davasında zararın tespitine yönelik olarak TTK md. 56/l(e)’de “…haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.” ifadesi hüküm altına alınmıştır. Bu durumda, davacının talebi üzerine hâkim, davalının muhtemel kârı oranında tazminata hükmedebilecektir. ..” denilerek kararın kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının dava dilekçesi incelendiğinde tecavüzün tespitini 556 Sayılı KHK ve TTK ya göre talep ettiği, ancak maddi tazminat talebini özellikle TTK 56. Maddeye göre hesaplanıp takdir edilecek şekilde istediği bizzat kendi dilekçesinde yazılıdır. Hakimin dosyayı aydınlatma yükümlülüğü HMK 31. Maddede düzenlenmiş olup, belirsiz veya çelişkili gördüğü durumları bertaraf etmek için soru sorma açıklama veya delil isteme gibi yükümlülükler içerir. Davacının dava dilekçesinde ” çelişkili” “açık olmayan” bir beyanı yoktur. Davacı vekili açıkça maddi tazminatın TTK 56. Maddeye göre hesaplanmasını talep etmiştir. Yargılamaya hakim olan diğer temel ilkeler ise Taraflarca getirilme ilkesi olup MADDE 25- (1) Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. (2) Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz. Taleple bağlılık ilkesi MADDE 26- (1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Bu nedenle mahkemenin davacının talep sonucu ile bağlı olması, davacı yanca tahkikat sona ermeden davayı ıslah imkanı varken ıslah da etmemiş oluşu dikkate alındığında mahkemenin tazminatı TTK 56. Madde çerçevesinde değerlendirmesi yasal bir zorunluluktur. TTK 56. Madde ise farazi bir zararı değil gerçek bir zarardır. Bu zarar davacının olay nedeni ile uğradığı filli zarar olabileceği gibi davalının elde ettiği menfaat de zarar olarak dikkate alınabilir. Her iki durumda da farazi değil gerçek zarar veya menfaat dikkate alınacak olup, henüz gümrükte el konulmuş ve ticaret alanına çıkarılmamış, satışa sunulmamış taklit ürünler nedeniyle davalıların bir menfaat sağlamasının düşünülemeyeceğinden maddi tazminat talebinin reddi doğrudur. Açıklanan nedenlerle davacı yanın maddi tazminatın reddine dair istinaf talebi yerinde görülmediğinden ; esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 11/03/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.