Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1895 E. 2018/1402 K. 12.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1895 Esas
KARAR NO : 2018/1402
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/169 E.
DAVANIN KONUSU : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ : 12/06/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, “müvekkili …’ün Nisan 2017’de davalılardan … ile …. Ltd şirketini devralarak ortak olduktan sonra şirketin isminin .. İnşaat ve Dış Tic.Ltd olarak değiştirdiğini, o tarihe kadarki tüm deneyimini ve müşteri portföyünü şirkete dahil ettiğini, Eylül 2015’te . Gıda…Ltd adında ikinci bir şirket kurduklarını, 2015/38093 no’lu marka tescili elde ettiklerini, Ocak 2017’de davalı …’ın TTK’nın 613 ve 626.maddelerinde düzenlenen bağlılık yükümlülüğüne ve rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini öğrendiklerini, Burak’ın halen şirketin ortağı olmasına rağmen bir spor salonu inşaatı için müvekkilinden habersiz tek başına fiyat teklifi verdiğini ve müvekkilinin ekarte ettiğini, bundan sonra şirketi aralarında paylaştıklarını ve 21.03.2017 tarihi itibariyle müvekkilinin …Mimarlık, davalı …’ın ise …. Gıda şirketinin tek ortağı ve müdürü olduğunu, adı geçen davalının ortaklığı sonra ermesinden sonra da haksız eylemlere devam ettiğini, davalıya bırakılan şirketin adını … Mimarlık olarak değiştirdiğini, bu ünvan değişikliği ile müvekkilinin…. markasına da tecavüz ettiğini, bu ünvanın müvekkilinin ünvanı ile de iltibas yarattığını, davalıyı uyarmaları sonucunda şirketin ünvanını … Mimarlık olarak değiştirdiklerinin, bu değişikliğe rağmen müşterilerin şirketleri karıştırdıklarını, davalının ortaklıktan ayrıldıktan sonra şirketin müşteri bilgilerini ve proje bilgilerini kendi menfaatine kullandığını, müvekkilinin başlattığı bazı projeleri, davalının tamamladığını, davalı şirketin gönderdiği e-maillerin sonunda … mimarlık logosunun yer aldığını, davalı taraf çalışanının gönderdiği e-maillerin uzantılarının da….tr olduğunu ve ayrıca davalının www……..web.tr biçiminde iki web sitesi linki verdiğini, oysa müvekkilinin web ..b…com.tr olduğunu, müvekkili tarafından hazırlanan bazı projelerin de davalı tarafça uygulanıp haksız kazanç elde edildiğini, ünvan değişikliğinden sonra da davalının müvekkilinin logosuna çok benzeyen bir logo kullandığını, bunun da iltibas ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, davalının ayrıca sosyal medya hesaplarında müvekkiline ait tamamlanmış işlerinde yayınlandığını, buna da muvafakatleri olmadığını,” iddia ile markaya tecavüz ve haksız rekabet iddialarına dayalı esasa dair talepleri yönünde davalının … instagram hesabında müvekkiline ait tamamlanmış projelerin yayınlanmasının durdurulmasını, kaldırılmasını ve bu yönde karar verilinceye kadar belirtilen sayfalara tedbir uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 09.10.2017 tarihli bilirkişi raporundan sonra, ilki 11.10.2017’de süresinde teminat yatırılmadığından, ikincisi 19.10.2017’de 20.000 TL teminat karşılığında tedbir isteminin kabulüne ve 09.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda tespiti yapılan ve davalıya ait…instagram hesabında yer alan fotoğrafların davalılarca kaldırılarak mahkemeye bilgi verilmesi konusunda ihtarına, 1 hafta içinde bu ihtara uyulmadığı takdirde erişimin engellenmesi tedbiri verileceğinin ihtarına karar vermiş, bu karar karşı davalı itirazı 14.02.2018’de reddedilmiştir.
Davalılar vekili istinafında, “bilirkişi raporunun tedbire dayanak oluşturmasını kabul etmediklerini, tedbire konu görseller ve projelerin FSEK 4.maddesi gereği müvekkilinin eseri olduğunu, her ne kadar mahkeme 18.maddeye atıf yapsa da 8.madde gereği eseri meydana getirenin, onun sahibi olduğunu, manevi hakların devredilmediğini, tedbir koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin … Mimarlık ünvanıyla ticari faaliyet gösterdiğini, sürenin yalnızca 1 hafta olduğunu, müşterilerin yanılıp yanılmadıklarının ancak bu kişiler dinlendikten sonra ortaya çıkacağını, ortada hukuka aykırı bir eylemin bulunmadığını, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin söz konusu olmadığını, tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu” iddia ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili ise katılma yoluyla istinafında, “davalı tarafın tedbire uymadığını, fotoğrafları kaldırmadığını, ayrıca instagram.com/baazmimarlik adresli yeni bir instagram hesabı açtığını, bu eylemlerini HMK’nın 398.maddesine aykırı olduğunu,” iddia ile disiplin hapsi talebinin reddine dair kararın kaldırılmasını ve davalının disiplin hapsi cezası ile cezalandırılmasını istemiştir.
Davalılar vekili, davacı istinafına cevaben, “müvekkilinin görselleri kaldırdığını ancak bu durumun sehven mahkemeye bildirmediğini, tedbir koşullarının oluşmadığını, sosyal medya hesabında dava ile ilgisi olmayan ve kendisine ait görselleri paylaştığını, davala ile ilgisi bulunmayan çalışmaların sosyal medyada paylaşılmasının engellenemeyeceğini, tedbir kararının, müvekkilinin bir daha sosyal medya hesabı açamayacağı biçiminde yorumlanamayacağını, HMK’nın 398.maddesi koşullarının oluşmadığını,” savunarak davacı tarafın istinaf isteminin reddini istemiştir.
Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ve tazminat talebine ilişkindir. Daire önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf ve disiplin hapsi istemine ilişkindir. Gerek dava dilekçesindeki anlatımlar, gerekse dosya içeriğinden davacı … ile davalı …’ün başlangıçta diğer davacı …’nin ortakları oldukları, davalı tarafın itiraz duruşmasında davaya konu görsellerin müvekkilinin yaptığı işlere ait olup davacı şirkette çalıştığı süre içerisinde kendisi tarafından yapıldığını ve üzerinde hak sahibi olduğunu beyan ettiği, davacı vekilinin ise aynı duruşmada davalının tek başına bu projeleri hazırladığı ve hak sahibi olduğu iddiasını kabul etmedikleri yolunda beyanda bulunduğu, buna göre uyuşmazlığın bu aşamada yargılamayı gerektirdiği, dairemizin gene bu davada verilen ihtiyati tedbir kararı gözetilerek, ihtiyati tedbir talebinin reddi gerekirken yanılgılı gerekçelerle ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve ihtiyati tedbire itirazın reddi isabetsiz olup davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.
Disiplin hapsi isteminin reddi kararlarına karşı ise yargı yolu dairemiz nezdinde istinaf olmayıp, CMK’nın 263/1-2 maddeleri hükümlerine göre itiraz prosedürünün işletilmesi gerektiği anlaşılmakla bu konuda dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinafı yönünden, dosyanın CMK’nın 263/1-2 maddelerindeki itiraz prosedürü işletilmek üzere mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-Davacılarca yatırılan istinaf harcının, istek halinde davacılara iadesine,
3-Davalılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
4-İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/02/2018 günlü ihtiyati tedbire itirazın reddi ve 20/10/2017 günlü ihtiyati tedbir kararlarının KALDIRILMASINA,
5-Davalılar tarafından yatırılan istinaf peşin harcının isteği halinde kendisine iadesine,
4-Davalılar tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 183,00 TL posta ve dosya fotokopi masrafı olmak üzere toplam 281,10 TL’nin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
dair, duruşmalı yapılan inceleme sonucu 12/06/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.