Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1862 E. 2021/598 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1862 Esas
KARAR NO: 2021/598
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2017
NUMARASI: 2014/581 2017/711
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/04/2013
BİRLEŞEN DAVA (İst. Anadolu 18. ATM 2013/42 E. 10 K.)
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/07/2013
KARAR TARİHİ: 22/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı … vekili; müvekkilinin dava dışı … Tic Ltd Şti lehine davalılar …, … ve dava dışı …, ….Ltd Şirketi, ….Ltd.Şti, ….Ltd Şirketinin kefaleti ile kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini ve İstanbul Anadolu ….İcra Müd. … E.sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalıların takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve … vekili; Sadece …’ın kefil olduğunu, diğer müvekkillerinin kefilliklerinin bulunmadığını, müvekkillerinin 2007 yılında asıl borçlunun başka bir kredi talebinde ipotek verdiklerini, ipotek belgesine dayalı olarak alınan kefaletin geçersiz olduğunu, ipotek belgesinde yer alan limitler tutarında ödeme yapıldığını, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu 18.ATM’nin 2013/42 E.sayılı dosyasında; davacı … vekili, asıl dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, davalılar malik … ve …. Ltd şirketinin itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davanın davalısı … vekili, müvekkilinin imzaladığı geçerli bir kredi sözleşmesi bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Birleşen davanın davalısı ….Ltd şirketi yetkilisi, takibi ve borcu kabul ettiklerini, itirazlarını geri aldıklarını, davanın konusuz kaldığını bildirerek karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini, vekalet ücreti, yargılama gideri ve tazminat talebi bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davalılar … ve …’ın kredi lehdarı şirketin davacı bankadan kullandığı 16.11.2006 tarihli kredi sözleşmesinde kefil olmadığı, kefillerin davalı … ve diğer malik … olduğunu, 29.11.2007 tarihli sözleşmede de kefillerin aynı davalılar olduğunu, 26.03.2010 ve 10.05.2011 tarihli sözleşmelerde ise davalı …’ın kefil olduğu, davalı …. Şirketinin taşınmazı üzerinde 25.01.2012 tarihli resmi senet ile davalı … ve …’ın ise 27.11.2007 günlü resmi senetler ile taşınmazların üzerine davacı banka lehine ipotek tesis ettikleri, davacı bankanın İst. And. ….İc.Müd. … E. Sayılı dosyasında başlattığı takipten taşınmazların 513.373,40 TL tutar üzerinden satıldığı, borç miktarı 813.466,55 TL’nin düşümü ile davacı bankaya bu dosyada 300.093,15 TL rehin açığı belgesi verildiği, davalı … Ltd. Şirketinin 03.04.2013 tarihli dilekçesi ile takibe itirazından vazgeçtiği, vazgeçmenin davadan önce olduğu, davalılar … ve malik …. kredi sözleşmesindeki kefaletlerinden dolayı davacıya karşı sorumlulukları gerekçeleri “1-Davalılar … ve … haklarında açılmış olan itirazın iptali davasının REDDİNE, 2-Davalı …. Ltd. Şti. (birleşen İst. Anadolu 18. ATM 2013/42 E. sayılı davanın davalısı olarak) işbu davaya konu İst. Anadolu …. İcra Md. … E. sayılı takibe itirazından vazgeçmiş olmakla, bu davalı hakkında davanın konusu kalmadığından davalı ….. Ltd. Şti. hakkındaki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davalı … ve birleşen davanın davalısı Malik … için “Tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere” İst. Anadolu …. İcra Md. … E. sayılı takibin 300.093,15 TL ye REHİN AÇIĞI BELGESİ tanzim tarihi olan 27/12/2013 tarihinden itibaren %94,5 ticari temerrüt faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-İtiraz haksız olmakla, kabule göre hüküm altına alınan tutar üzerinden davacı yararına taktir olunan %20 inkar tazminat tutarı 60.018,60 TL nin davalılar … ve Malik …”dan tahsil ile davacıya ödenmesine, 5-Reddedilen tutar için davacı takipte haksız ise de kötüniyetli olmadığından davalıların kötüniyet tazminat taleplerinin reddine,” şeklinde karar verilmiş, kararı asıl ve birleşen davanın davacı vekili istinaf etmiştir. Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinafında, davalı … ve …’ın ipotek resmi senedin 2.maddesi uyarınca, hem ipotek veren üçüncü kişi hemde müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, ipotek resmi senetlerinin resmi şekilde düzenlendiğinden kefalet limitlerinin açık ve belirlenebilir olduğunu, buna rağmen kefaletin geçersiz olduğu sonucuna varılarak davanın reddinin hatalı olduğunu, ayrıca kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin 818 sayılı BK hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, zira ipotek resmi senetlerinin tarihinin 27.11.2007 olduğunu, yine alacağın takip ve dava tarihi itibariyle tespiti gerekirken müvekkili bankaya verilen rehin açığı belgesinin tarihi olan 27.12.2013 tarihi dikkate alınarak hesaplama yapılmasını ve buna göre karar tesisinin hatalı olduğunu, her bir davalı kefil yönünden takip ve dava tarihi itibariyle hesaplama yapılarak hüküm tesisi gerekirken hatalı gerekçelerle karar verilmesinin doğru olmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte tahsil edilen 513.373,40 TL’nin müteselsil kefillerin borcundan düşülmesinin hatalı olduğunu, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip yapıldığını, takibe konu ipoteklerin müteselsil kefillerin borcunun teminatı olmadığını, yine dava tarihinden sonra yapılan tahsilatların da hükmün infazı sırasında İcra Müdürlüğünce dikkate alınması gerekirken mahkemenin re’sen bu tutarı kefillerin borcundan düşerek hüküm kurmasının hatalı olduğunu, yine dosyada en son alınan 1.04.2017 tarihli rapor ile müvekkilinin alacağı sabit olduğu halde bu raporun hükme esas alınmaması sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını, davalılar lehine ve müvekkili aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin de hukuka aykırı olduğunu, davalı … şirketinin takibe itirazdan vazgeçtiği halde vekalet ücreti talebi de bulunmadığı beyanına rağmen bu davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, bu davalının davadan sonra itirazından sonra vazgeçtiğini, davalı malik … dan 52.000 TL talep etmelerine rağmen bu davalı yönünden talepleri aşılarak 300.093,15 TL üzerinden hüküm kurulmasının ve aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı … yönünden hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, yine davalılar … ve … lehine hükmedilen vekalet ücretinin de hatalı olduğunu bildirmiştir. İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası incelenmesinde; davacı bankanın davalılar ve dava dışı şahıslar aleyhine toplam 470.335,91 TL’nin tahsili için ilamsız takip başlattığı, davalılar …, dava dışı … şirketi ve davalı … şirketinden bu alacağın tamamının istendiği, davalı …’a toplam 204.128,43 TL’lik nakit, davalı …’tan 188.426,25 TL’lik nakit, davalı malik … ‘dan 52.604,25 TL’nin tahsilinin istendiği, davalı … ve … şirketinden ayrıca 12.000,95 TL ile 60.000 USD’nin davalı … şirketinden ise 12.000,95 TL gayrinakit alacağın deposunun talep edildiği, dayanak olarak genel kredi sözleşmesi, ihtarname, hesap özeti, ipotek ve resmi senetlerin gösterildiği görüldüğü, davalılar …, … ve … vekilinin takibe itiraz ettiği, ayrıca davalı malik … vekilinin de takibe itiraz ettiği, yine davalı … Ltd şirketinin yetkilisi … İcra Müdürlüğüne verdiği beyanda takibi tüm ferileriyle kesinleşmiş olarak kabul ettikleri ve borca bir itirazlarının bulunmadığını belirttiği, bu beyanı adı geçen ve İcra Müdür Yardımcısı tarafından imzalandığı, tarih olarak 16.09.2013 yazıldığı görülmüştür. Asıl davanın 16.04.2013, birleşen davanın 16.07.2013 tarihinde açıldığı görülmüştür. İstanbul ….İcra Müd. … E.sayılı dosya fotokopisinin incelenmesinde; davacı bankanın davalılar …, ….. Ltd şirketi ve dava dışı … ile … iletişim ltd şirketi aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle toplam 497.324,13 TL’nin tahsili için takip başlattığı, takip sırasında 513.373,40 TL tahsilat yapıldığı, 25.11.2013 tarihi itibariyle dosya borcunun 813.466,55 TL olduğu, buna göre bakiye borcun 300.093,15 TL kaldığı, icra dosyasında düzenlenen 27.12.2013 tarihli rehin açığı belgesinde, geriye kalan alacak miktarının 300.093,15 TL olarak gösterildiği görülmüştür. Davacı banka tarafından gönderilen ihtarnamenin … ve …’a tebliğ edilemediğinden, …’a tanınmadığından, malik … kaydı olmadığından, … Ltd Şirketine ise tanınmadığından bahisle bila tebliğ edildiği görülmüştür. 27.11.2007 tarihli …. yev.numaralı ipotek resmi senedinin incelenmesinde; davalı …’ın taşınmazı üzerinde 195.000 TL bedelli davacı banka lehine ipotek tesis edildiği, resmi senedin 2.maddesinde, limit miktarınca borçtan müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olduğunun kabul ve taahhüt edildiği görülmüştür. Davalı … tarafından 27.11.2007 tarihli … yev.numaralı resmi senet ile davacı banka lehine taşınmaz üzerine 180.000 TL limitli ipotek tesis edildiği, resmi senedin 2.maddesinde, limit miktarınca borçtan müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olduğunun kabul ve taahhüt edildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 17.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda; …’ın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla alacağın tamamından (466.213,75 TL) sorumlu olduğu, … ve …’ın kredi sözleşmelerinde kefalet imzalarının bulunmadığından sorumluluklarının bulunmadığı, bu kişilerin ipotek borçlusu olmaları nedeniyle sorumlu oldukları, ipotekli takip dosyasında ise; sorumlulukları parayı dosyaya yatırmak suretiyle ipoteklerin fek edilmiş olduğu, kefil malik … ise 466.213,75 TL’den sorumlu bulunduğu, davalı … Ltd şirketinin takibi kabul etmesi nedeniyle aynı miktardan sorumlu olduğu, adı geçen şirketin ipotekli takip dosyasındaki borcuna karşılık 320.000 TL yatırmak suretiyle ipoteğin fek edilmiş olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 23.02.2015 tarihli ek raporda; …’ın takipte istenen 470.335,91 TL nakit ile gayrinakti alacaklardan sorumlu olduğu, davalı … şirketi yönünden takibin kesinleştiği, davalı …’ın 195.985,00 TL’den …’ın ise 180.909,00 TL’den malik … ise 470.335,91 TL ile gayrinakti alacaklardan sorumlu olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 26.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalılar …, malik … dava dışı … şirketi ve … şirketinin bakiye 300.093,15 TL’nin ödenmesinden davacıya karşı sorumlu oldukları yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 24.08.2016 tarihli bilirkişi raporunda; dosyada kredi müşterisi … şirketinin davacı bankaya borçlu olduğunu kanıtlayacak yeterli ve geçerli delil bulunmadığı, asıl borçlunun takip talebinde yer almadığı, takibin İİK’nın 45 ve TBK’nın 586.maddesine aykırı olduğu, davanın reddi gerektiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 19.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankanın davalı …’tan 467.060,28 TL nakit 60.000 USD gayrinakit alacağının bulunduğunu, davalı malik … 52.140,61 TL alacaklı olduğunu, …’tan 188.426,25 TL alacaklı olduğunu, …’tan ise 2004.128,43 TL alacaklı olduğunu, %94,5 oranında temerrüt faizi istenebileceği, … şirketinin itirazını geri aldığını, takipten sonra ipotekli takip dosyasına 513.373,40 TL tahsilat sağlandığını, takip süresi içerisinde ödeme tespit edilemediği, davacı bankaya 27.12.2013 tarihi itibariyle 300.093,15 TL’lik rehin açığı belgesinin verildiği yolunda görüş bildirdiği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Asıl ve birleşen davanın davalıları, davacı banka tarafından dava dışı … Tic. Ltd.Şti’ne kullandırılan kredilere kefil olan kişilerdir. Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında 2007 tarihli 600.000,00 TL bedelli, 2010 tarihli 300.000,00 TL bedelli, 2011 tarihli 500.000,00 TL bedelli ve 2012 tarihli 850.000,00 TL bedelli kredi sözleşmelerinin imzalandığı, ilk sözleşmeye davalı …, Malik … ve dava dışı …. Ltd.Şti, 2010 ve 2011 tarihli sözleşmeye sadece …’ın, 2012 tarihli sözleşmeye ise … ile …..Ltd.Şti’nin kefil oldukları görülmüştür. Mahkemece yargılama süresince 5 adet rapor alınmış, ancak yeterli görülmeyerek daha sonra raporlar alınması yoluna başvurulduğu halde ilk rapor olan 17/07/2014 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı karar yerinde belirtilmiştir. Öte yandan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında da birbirlerinden farklı görüşler beyan edildiği görülmüştür. Ayrıca takip talebinin ve ödeme emrinin incelenmesinde, asıl ve birleşen davanın davacı vekilince davalılardan farklı miktarlarda alacak talep edildiği görülmüş olup mahkemece bu husus da karar yerinde gözetilmemiştir. Örneğin davalı Malik …’dan takip talebinde 52.604,25 TL’nin tahsili istenildiği halde hüküm fıkrasında bu davalı yönünden 300.093,15 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına karar verildiği görülmüş olup bu husus aynı zamanda HMK’nun 26.maddesinde öngörülen taleple bağlılık ilkesine de aykırılık oluşturduğundan usule aykırıdır. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davacının asıl ve birleşen davalar yönünden takip ve dava tarihleri itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise hangi davalıdan ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti, ayrıca davacı banka tarafından İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle başlattığı takipte 513.373,40 TL tahsilat yapıldığı ve bu icra dosyasında davacı banka için 27/12/2013 tarihli rehin açığı belgesi düzenlendiği, rehin açığı belgesinde kalan alacak miktarının 300.093,15 TL olduğunun belirtildiği görülmüş olup bu hususun da davacı bankanın alacağına etkisi hususu üzerinde durularak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca asıl ve birleşen davanın davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Asıl ve birleşen davanın davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2017 tarih, 2014/581 esas, 2017/711 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,4-Sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde asıl ve birleşen davanın davacısına iadesine, 6-İstinaf aşamasında asıl ve birleşen davanın davacısı tarafından yapılan yargılama gideri olan 183,80 TL (85,70+98,10) istinaf yoluna başvurma harcı ile 119,40 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 303,20 TL’nin davalılardan alınarak asıl ve birleşen davanın davacısına verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/03/2021