Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1804 E. 2021/631 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1804 Esas
KARAR NO: 2021/631
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI: 2015/842 E. – 2018/109 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı dava dilekçesinde; … in, 30.07.2013 tarihinde Kadıköy …. Noterliğinin 30.07.2013 tarihli ve … yevmiye nolu evrakı ile … isimli şahısa … Ticaret Limited Şirketi ’nde bulunan hissesinin tamamını 10.600 TL bedelle devir ederek şirket hissesini satıp ortaklıktan ayrıldığını, Bu tarihten kısa bir süre önce ise ortağı olan … ile … Ticaret Limited Şirketi ’ni kurduğunu işyeri … Ticaret Limited Şirketi tarafından, tüm ödemeleri yapıldığını ve devir alınırken Davalı … avukatları tarafından, üçüncü kişi olan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait ödenmemiş çeklerle ilgili olarak ve İstanbul …. İcra Müdürlüğü ‘nün … Esas sayılı dosyaları ile ilgili olarak haciz işlemine gelindiğini, telefon numarasının aynı olduğu ileri sürüldüğünü, eski çalışanların halen çalıştığı belirtilerek mahallinde haciz işlemi yapılmak istendiğini, haciz tehdidi ile davaya konu olan, 06.08.2015 tediye tarihli ve 51.500 TL bedelli bir adet bononun müvekkilerinden alınmış belirterek dava konusu senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; “müvekkili şirket ile borçlu …U’nun eski yetkilisi … arasında akdedilen protokol ile … tarafından borçlu … şirketi aleyhine devam eden iki adet takip dosyasındaki toplam borcun kabul edildiği ve bu takiplere konu borcun ödenmesine ilişkin keşidecileri … ve … olan 06.08.2015 tediye, 07.08.2015 vade tarihli 5150TL bedelli senedin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla düzenlendiği hususunda anlaşma sağlandığını, davacı, mahcuzların kendisine ait olduğunu iddia etmesine rağmen hukuken kendisine tanınmış istihkak davası açma yolunu kullanmamış olmasının sorumluluğunu müvekkile yükletemeyeceğini, Yine haciz sırasında düzenlenmeyen protokolün icra tehdidi altında düzenlendiği kabul edilemeyeceğini, ispat yükünün davaıcda olup yazılı belge ile ispatla yükümlü olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın senetten dolayı menfi tespit davası olup İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında borçlu … Ltd.Şti’nin borçlarından dolayı haciz baskısı altında verilen 06/07/2015 vade tarihli 51.500-TL bonodan ötürü borçlu olmadıkları iddia edilmiş ise de …. ile … şirketlerinin tüzel kişilikleri arasında organik ve ticari bir bağ olup olmadığı yönünde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu üzere davacı tarafın … Şirketindeki ortaklıktan ayrılma tarihinden çok kısa bir süre önce … şirketini kurduğu, …. ticari işletmesinin … tarafınan devralındığı, taşınırlarının da devralandığı, aynı telefon numarasının kullanıldığı 2 yıl süreyle aynı adreste faaliyet gösterildiği, bir takım çalışanların … şirketinde de çalışmaya başladığı anlaşıldığından her iki şirket arasındaki tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak takip borçlusu …. ‘nın borcu nedeniyle davacı sorumlu tutulacağından haciz aşamasında alınan bonodan dolayı borçlu olup ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği, kötüniyet hususu kanıtlanamadığından şartları oluşmayan talebin reddine karar vermek gerektiği, gerekçesiyle davanın reddine, kötü niyet tazminatı talebi yönünden şartları oluşmadığından talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; taraflarınca dava dosyasına sunulan ve … isimli şirketin işletmesinin devrine ilişkin belgelerin mahkeme dosyasına sunulduğunu, burada yer alan tüm ödemelerin resmi olarak yapıldığını ve banka üzerinden tüm devir bedellerinin ödendiğini, … isimli firma ile … isimli firmalar arasında herhangi bir bağlantı da bulunmadığını, iki işletmenin de aynı telefon numarası kullandığı ileri sürüldüğünü bunun gayet tabi olup bu telefon numaralarının … firmasına ait …., bu sebeple … su bayisi olan önceki … isimli firma ile sonraki … isimli firmanın aynı telefon numaralarını kullanmaları dışında başka bir imkanları da bulunmadığını, buna ilişkin belgenin de mahkemeye taraflarınca sunulduğunu, burada konunun … olan firmanın müvekkiler tarafından devir alınması olduğunu, İşletme devri yapılan yerde adresin ve telefon numaralarının aynı olmasından daha doğal ve ticari hayata uygun bir durumun olmadığını, taraflarınca ikame edilen davada sunulan belge ve bilgiler yeterince incelenmediğini ve mahkeme tarafından yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verildiğini bu sebeple istinaf yoluna başvurmak zaruretinin hasıl olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi tarafından verilen red kararının usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle istinaf taleplerinin kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacılar, 51.500TL bedelli bononun haciz tehdidi altında tanzim edildiğini ve davacı …’in 30.07.2013’e kadar ortağı olduğu dava dışı … Sanayi Tic Ltd Şti isimli şirket ile 10.07.2013’ten itibaren ortağı ve yetkilisi olduğu … Tic Ltd Şti arasında organik bağ olmadığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuşlardır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Menfi tespit istemine konu 51.500TL bedelli bonoda keşideciler … ve …. lehtar … Aş olup 06.08.2015 tediye, 07.08.2015 ödeme tarihli bonoda nakden kaydı mevcuttur.Dava dilekçesi ekindeki protokol başlıklı belge; “..İş bu protokol İstanbul … İcra Md’nün … E sayıl dosyalarına ilişkin düzenlenmiştir. Dosya borçları aşağıda kimlik bilgileri yazılı borçlular tarafından kabul ve kefalet edilmiştir. İki adet dosyaya ilişikin aşağıda dökümü yapılan bir adet bono düzenlenmiştir. Bono vadesinde ödendiğinde iki adet dosya borcu sona ermiş olacak, …AŞ’nin mezkur dosyalara ilişkin alacağı kalmayacaktır. Bono vadesinde ödenmez ise her iki borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak üzere takibe geçilecektir. Bu süreçte alacaklının mezkur dosyalarda takip işlemlerine devam etme hakkı saklıdır. Bu protokol ile alınan bononun kayıtsız şartsız bir ödeme aracı olduğunu ve bononun alınması ile bu protokolün düzenlenmesinin amacının dosya borçlarının ödeme şeklini belirlemek olduğunu taraflar kabul ve beyan ederler. İş bu protokol dosya borçlusu … San ve Tic Ltd Şti nin borcu için düzenlenmiş olup alacaklının diğer borçluları takip hakkı saklıdır. Bono bilgileri; 06.08.2015 tanzim, 07.08.2015 ödeme tarihli lehtar … faktoring, borçlusu …, … olan 51500TL bedellidir ” şeklinde olup senette borçlulara atfen … ve … ile… isim ve imzasının olduğu, … atfen muvafakatim vardır şeklinde açıklamanın olduğu görülmektedir. Dava konusu 51.500TL bedelli bonoda … Tic Ltd Şti taraf olarak yer almamış, davacılar keşideci olarak yer almışlardır. Bu durumda mahkemece dava dışı şirketler arasındaki organik bağ olup olmadığına ilişkin değerlendirme yapılması yerinde görülmemiştir. Faktoring şirketleri, temlik aldıkları alacağın teminatını teşkil etmek üzere teminat senedi alabilecekleri gibi, şahsi teminat kapsamında kefalet de alabilirler. Bunları engelleyecek yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Somut olayda; davacı yanca sunulan protokol başlıklı belge davalı yanca inkar edilmemiştir. Davacılar haciz baskısı altında dava konusu senedin verildiğini iddia etmiş iseler de; haciz işleminde alınan icra kefaleti söz konusu olmayıp haciz tutanağından ayrı olarak tanzim olunan protokolle borç kabul edilmiştir. Bu durumda mahkemece davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken hatalı gerekçe ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak kararın gerekçesi değiştirilmek sureti ile davanın reddine ilişkin yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 20.02.2018 gün ve 2015/842 Esas, 2018/109 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, kararın gerekçesi düzeltilmek sureti ile yeniden hüküm kurulmasına, 3- Davanın REDDİNE,- Kötüniyet tazminat talebinin reddine,-Alınması gereken 59,30TL harçtan peşin alınan 879,50TL harcın mahsubu ile bakiye 820,20TL harcın istek halinde ve karar kesinleştiğinden davacıya iadesine,-AAÜT gereğince 6.015,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,Davacı tarafça yapılan masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 59,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 157,60 TL’nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/03/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.