Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1764 E. 2021/1057 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1764 Esas
KARAR NO: 2021/1057
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2017
NUMARASI: 2015/1449 E. – 2017/1147 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ ASIL DAVADA: DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde; … A.Ş.’nin gemicilik yapan bir şirket olduğunu, diğer müvekkillerin ise kurucu ve yönetim kurulu üyeleri olduğunu davalı İşbilen’in kuruluş ile istifa ettiği 10/09/2014 tarihleri arasında yönetim kurulu üyeliği yaptığını, zaman içinde gerek müvekkillerin, gerekse ….’in şirket işleri için borç verdiğini, 2014 yılı başında şirket dışındaki nedenlerle tarafların arasının bozulduğunu,…’in yönetim kurulundan istifa ettiğini, 10/10/2014 tarihinde şirket aleyhine başlattığı ilamsız takiple verdiği borcu geri istediğini, borcun inkar edilmediğini, taraflar arasındaki eski dostluk hukukuna göre çözüm bulunacağı ümidiyle itiraz edilmediğini, takibin kesinleştiğini, 17/11/2014 tarihli toplantıda, tarafların artık iş yapamayacaklarının anlaşıldığını, …’in ya şirketten çıkması yada şirketi almasının tartışıldığını, eğer…. çıkarsa paylarını bedelsiz devredeceği, borç verdiği paranın ise müvekkillerce geri ödeneceğinin, … çıkmazsa müvekkillerin paylarını devredeceği, bu kez müvekkillerin şirkete verdikleri çok daha yüksek borçların … tarafından geri ödeneceğini, bu iki seçenekle şirketin kısa süreli nakit sıkışıklığından çıkacağını, sonuçta ikinci seçenek üzerinde anlaşıldığını, 17/11/2014 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi uyarınca söz konusu devirlerin yapılarak müteakip günlerde pay defterine işlendiğini, böylece İşbilen’in şirketten çıktığını, 17/11/2014 tarihli toplantı tutanağında …’in şirket üzerine koyduğu hazcin kaldırılmasına, …’in cari hesap alacağı olan 362.647 USD’nin ödenmesi için … şahsi avalli …San. ve Tic. A.Ş’deki yönetim kurulunun kefalet (senet) vermesine senetlerin 1/01/2016’ten başlamak üzere 12 eşit aylık taksitler halinde hazırlanmasına karar verildiğini, 17/11/2014 tarihli senet bordrosu ile şirket adına 12 emre yazılı senet hazırlandığını, sayılan dört kişinin aval verdiğini, söz konusu senetlerin pay devrine kadar yediemin olarak tutulması için diğer davalı ve şirket ortağı olan … tutanak ile teslim edildiğini, fakat verilen sözün tutulmadığını, 18/11/2014 tarihinde takip dosyasından 20 civarında bankaya haciz için talimat yollandığını, bu talimatlardan birinin sonuç verdiğini, şirketin hesabında bulunan 124,53 TL + 22.730,00 Eur’nun haczedildiğini, bunun üzerine icra mahkemesine başvuru yapılarak takibin iptali veya talikinin istendiğini, davanın reddedildiğini, kararın temyiz edildiğini, dosyanın halen Yargıtay’da olduğunu, …’in diğer müvekkillere karşı icra ceza mahkemesinde dava açtığını, şirketin borca batık olmasına rağmen yöneticilerin iflas istemediklerini ileri sürdüğünü, mahkemenin düşme kararı verdiğini, 06/10/2015 tarihinde İşbilen’in ilamsız icra takibini iflas takibine çevirdiğini, itiraz edilen takibin durduğunu, …in şimdi de iflas davası açmasının beklendiğini, 16/11/2015 tarihinde her iki davalıya noterden ihtar çekildiğini, senetlerin geri teslim edilmesinin istendiğini, senetlerin iade edilmediğini ve cevapta verilmediğini, icra takibine konu edilen borç işin senet verildiğinden takibin geri çekilerek senet vadelerinin beklenmesi gerektiğini, İşbilen’in haciz yaparak anlaşmaya aykırı davrandığını ileri sürerek her birinin düzenleyeni … San. ve % 11 Tic. A.Ş. lehtarı …, avalistleri … olan 01/01/2016 – 30.000 USD, 01/02/2016 – 30.000 USD, 01/03/2016 – 30.000 USD, 01/04/2016 – 30.000 USD, 01/05/2016 – 30.000 USD, 01/06/2016 – 30.000 USD, 01/07/2016 -30.0 USD, 01/08/2016 – 30.000 USD, 01/09/2016 – 30.000 USD, 01/10/2016 – 30.000 USD, 01/11/2016 30.000 USD, 01/12/2016 – 32.647 USD vadeli ve bedelli toplam 362.647 USD bedelli 12 adet emre yazdı senet için ihtiyati tedbir kararı verilerek ödeme yasağı konmasına, her iki davalıya bu senetler mahkemeye sunması emredilerek bu senetlerin mahkeme kasasına alınmasına, bedelsiz senetlerin iadesine/iptaline ve senetlerden dolayı müvekkillerin bir borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili 08/02/2016 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; öncelikle İİK 72’ye göre açılmış işbu menfi tespit davasının yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde ve tedbir talebinin reddine ilişkin sunduğu dilekçelerinde ki beyanlarının bir birleriyle çelişkili olduğunu, toplantı tutanağındaki müvekkil İlhan İşbilen’in bankalardaki kefaletinin kaldırılacağına ilişkin taahhüdün yerine getirilmediğini, davacıların müvekkili en az 400.000 USD dolandırdıkları halde müvekkili dürüst davranma kuralına aykırı davrandığını beyan etmelerinin tek kelime ile ironi olduğunu, davacıların İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki borçlarını dahi ödemekten halihazırda kaçınırlar iken işbu dava ve tedbir talepleri ile borçlu olmadıklarının tespitini talep etmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirket hakkında iflas davasını taraflarından açıldığını, senetlerin müvekkil İlhan İşbilen’de olmadığını ileri sürerek davacıların davasının reddine, davacılar aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen İstanbul Anadolu 9 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/77 Esas Sayılı Dava Dosyasında
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde; … A.Ş.’nin düzenleyen ve diğer müvekkillerin avalist oldukları 12 sıralı senet için İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1449 esas sayılı dosyası ile senedin lehtarı…’e açılmış bir iptal/iade/menfı tespit davasının mevcut ve halen derdest olduğunu, takip konusu 01/01/2016 vadeli 30.000 USD senedin bu sıralı 12 senetten birincisi olduğunu ileri sürerek takipten önceki tarihte menfi tespit davası açılmış olduğunu, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına, dosyanın İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1449 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına konu 01/01/2016 vadeli 30.000 USD bedelli senet dolayısıyla herhangi bir borcun bulunmadığının tespitine, ve emre yazılı senedin müvekkillere iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili 01/02/2016 havale tarihli dilekçesinde özetle, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası hakkında gecikmeksizin ihtiyati tedbir istenmesine rağmen verilmediğini, bu sürede 30.000 USD’lık borç için 300.000 USD’den fazla ihtiyati haciz tatbik edildiğini, onlarca bankaya haciz talimatları yazılarak beş müvekkilin bütün hesapları bloke edildiğini, mağduriyetin büyüdüğü için icra dosyasına ödeme yapmak suretiyle borcun kapatıldığını, dolayısıyla istenmiş ihtiyati tedbirin de davanın da önemi kalmadığını ileri sürerek müvekkillerin sahip olduğu diğer herhangi hak ve imkana halel gelmemek ve diğer diğer dosyalar kapsamında hakları saklı kalmak üzere sadece bu dosya ile ilgili olarak açdan davadan feragat ettiklerini, peşin harç ve harcanmayan giderlerin iadesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili 29/03/2016 havale tarihli dilekçesinde, davacı taraflarca müvekkile karşı dava ikame edilmiş olduğunu, ancak vekille temsil edilmesine rağmen müvekkile yönelik tebligatların taraflarına gönderilmediğini, dosyada vekil olarak görünmediğini, bu durumun usul ve esasa dair beyanları sunma hakkını ortadan kaldırdığından bozma sebebi sayılabileceğinden ve yine temyiz haklarının da ortadan kaldırıldığından taraflarına tebligatların yapılması gerektiğini ileri sürerek birleşen dosyadaki vekaletin ve yine ekte sunulan aynı vekalet uyarınca davalı … vekili olarak eklenerek dosya takibinin sağlanmasını ve tebliğlerin vekil olarak tarafına yapılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…yapılan yargılama sonunda dosya kapsamındaki tüm delillere göre; davacılar tarafından davaya konu senetlerin davalı.. tarafından şirket aleyhine başlatılan İstanbul .. . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasındaki alacağa karşılık düzenlendiği iddiasına rağmen bu iddia doğrultusunda senetlerin icra takibindeki borç karşılığı verildiğine dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, davacılar tarafından dayanak olarak gösterilen 17/11/2014 tarihli yukarıda ayrıntılı anlatılan ne toplantı tutanağında ne hisse devir sözleşmesinde nede senet bordrosunda da senetlerin icra takip dosyasına konu edilen borç karşılığında verildiğine dair bir kaydın da bulunmadığı gibi davacı şirketin ticari defter kayıtlarında senetlerin davalıya verilişine dair bir ticari kayıt düşülmediği gibi senetler nedeni ile davalı …’in davacı şirketten olan alacağına karşılık bir mahsup işleminin de yapılmadığı dolayısıyla davacıların senetlerin icra takibindeki borç nedeni ile verildiğine dair iddiasının ispatlanamadığı dolayısıyla senetlerin icra takibinden bağımsız olduğu, senetlerin davalı ….’e ödendiği de ispatlanamadığından asıl davanın davalı … yönünden esastan, davalı … ise senetlerde herhangi bir alacaklı yada borçlu yönünde bir sıfatı bulunmadığı sadece yediemin sıfatı ile senetleri … adına fiilen teslim aldığı bu hale göre davalı … davaya konu senetler yönünden sonuç itibari ile işbu menfi tespit davasında taraf sıfatı olmadığı gerekçesiyle İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin birleşen 2016/77 Esas sayılı davanın feragat nedeni ile reddine, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1449 Esas sayılı asıl davanın reddine..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı…’in şirket üzerine koyduğu haczi kaldırması ve cari alacağı olan 362.647 USD’nin ödenmesi için müvekkili şirket tarafından 12 adet emre yazılı senet hazırlandığını, 17.11.2014 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi uyarınca, söz konusu devirler yapılıp, müteakip günlerde pay defterine de işlenmiş olup, davalı …’in şirketten çıktığını, bu tarihte gerçekleştirilen toplantı tutanağında; “1) İlhan İşbilen’in şirket üzerine koydurduğu haczi kaldırmasına, 2) …’in cari alacağı olan 362.647 USD’nin ödenmesi için … şahsi avalli …. San. ve Tic. A.Ş.’deki yönetim kurulunun kefalet(senet) vermesine, senetlerin 1 Ocak 2016’dan başlamak üzere 12 eşit aylık taksitler halinde hazırlanmasına, kararı verilmiş olup, …’in de toplantıda bulunduğu ve imzasının yer aldığı işbu toplantı tutanağında, açıkça senetlerin icra takibindeki borç nedeniyle verildiğinin anlaşıldığını, söz konusu senetlerin yediemin olarak … teslim edildiği 17.11.2014 tarihli yediemin tutanağı ile sabit olduğunu, davalı …’in kendisine verilen senetlere rağmen takip dosyasından bankalara haciz için talimat yollaması ve bu talimatlarının da sonucunda şirketin hesabında bulunan 124,53 TL + 22.730,00 EUR’nun haczedilmesi üzerine icra mahkemesine başvurularak takibin iptali veya taliki istendiğini, ancak söz konusu davanın reddedilmiş olup, karara karşı temyiz yoluna başvurulduğunu, Senetleri kabul etmeyen davalının, ihtarlara rağmen bunları geri de vermediğini, ihtiyati tedbir kararı verilmediği için onlarca bankaya haciz talimatı yazılarak müvekkillerin banka hesaplarına bloke konulmak suretiyle müvekkillerin mağduriyetine sebep olduğunu, müvekkillerinin mağdur duruma düşmesine binaen icra dosyalarına ödeme yaparak borçtan kurtulduğunu, yapılan ödemelerin; • 01.01.2016 vadeli 30.000,00.-$ tutarlı bono, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibine konu yapılmış ve ödeme icra dosyasına ,• 01.02.2016 vadeli 30.000,00.-$ tutarlı bono, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibine konu yapılmış ve ödeme icra dosyasına,•01.03.2016 vadeli 30.000,00.-$ tutarlı bono, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibine konu yapılmış ve ödeme icra dosyasına, • 01.04.2016, 01.05.2016 ve 01.06.2016 vadeli her biri 30.000,00.-$ tutarlı bonolar, davalının vekilliğini yapan ve halen FETÖ/PDY soruşturması sebebiyle firarda olduğu duyumu alınan Av. … imza karşılığı, • 01.12.2016 vadeli 32.647,00.-$ tutarlı bono, davalının eşi … tarafından; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibine konu yapılmış ve ödeme icra dosyasına, • 01.11.2016, 01.10.2016 ve 01.09.2016 vadeli her biri 30.000,00.-$ tutarlı bonolar, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davalının eşi … tarafından; icra takibine konu yapılmış ve ödeme icra dosyasına, şeklinde olduğunu, davaya konu yapılan ve bedelleri ödenen bonolardan kaynaklı alacak tutarlarının, FETÖ/PDY suç örgütüne aktarıldığı, icra takip işlemlerini yürüten kişilerin örgüt adına faaliyet gösterdiğinden bahisle ödemeye müsadere edilmek üzere el konulmasına karar verilmesi istemi ile suç duyusunda bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava ve birleşen dava kambiyo senetlerine dayalı menfi tespit istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince asıl davanın esastan reddine, birleşen davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. Asıl davanın reddi kararı yönünden davacılar vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derece mahkemesinin kararından sonra, istinaf aşamasında davacı şirket hakkında İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/839 Esas sayılı dosyasında 13.01.2021 günü saat:13:50’den itibaren iflas kararı verildiği görülmekle İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’ne … İflas sayılı dosyası yönünden müzekkere yazılmıştir. Yazı cevabına göre; Müflis şirketin tasfiyesinin İİK’nun 218. Maddesi uyarınca basit tasfiye olarak yapılmasına karar verildiği, basit tasfiyede ikinci alacaklılar toplantısı yapılmadığı dikkate alındığında davacı şirketin iflası nedeni ile HMK 194 maddesi durma kararı verilmesini gerektiren bir durum olmadığından istinaf isteminin esas yönünden incelenmesine geçilmiştir. (Y.11.HD,2019/1810 E, 2020/5224 K, 19.11.2020 Tarihli ilamı)Somut uyuşmazlıkta; davacılar davaya konu senetlerin davalı … tarafından davacı şirket aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu borç yönünden verildiğini ileri sürmüş iseler de, ilk derece mahkemesi kararında yerinde olarak belirtildiği üzere, 17/11/2014 tarihli toplantı tutanağında, hisse devir sözleşmesinde yahut senet bordrosunda dava konusu senetlerin icra takip dosyasına konu edilen borç karşılığında verildiğine dair bir kaydın bulunmadığı, davacı şirketin ticari defter kayıtlarında senetlerin davalıya verilişine dair bir ticari kayıt düşülmediği, senetler nedeni ile davalı …’in davacı şirketten olan alacağına karşılık bir mahsup işleminin de yapılmadığı, takip miktarı ile senetlerin miktarının örtüşmediği, dolayısıyla davacıların senetlerin icra takibindeki borç nedeni ile verildiğine dair iddiasının ispatlanamadığı ve senetlerin icra takibinden bağımsız olduğu, bununla birlikte davacı vekili dava konusu senetlerin ödendiğine ilişkin delilerin değerlendirilmediğini istinaf istemi olarak ileri sürmüş ise de; davanın menfi tespit istemi ile açıldığı ve dava tarihi itibarı ile değerlendirme yapılmasının yerinde olduğu, dava tarihinden sonra üçüncü kişilere yapıldığı iddia edilen ödemelerin esası etkilemeyeceği dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacılar vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 27/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.