Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1746 E. 2021/628 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1746 Esas
KARAR NO: 2021/628
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2017
NUMARASI : 2015/587 E. – 2017/887 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile yapılan takibe İstanbul …. İcra Müdürlüğü …E. Sayılı dosyası gerekçe gösterilerek itiraz edildiğini, takipte alacak miktarı dolar olarak 12.500 USD gösterildiğini, takip talebinde dolar olan alacak miktarının çevrilerek 22.850 TL asıl alacak hesaplandığını, 13/01/2015 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının yayınladığı Dolar-Türk Lirası değerine bakıldığında 2,28 TL olarak görüldüğünü, icra takibi ile talep edilen miktarın bu hesaba göre yapıldığını, takip tarihinde yapılan maddi hatalı hesaplama sonucuna göre davalı yandan ödeme alındığını, davalı yana ibraname verildiğini, ibranemede müvekkilinin ibra kabiliyetinin sakatlandığını, takip tarihindeki değere rağmen basit maddi hata sonucunda davalı yandan senetteki 12.500 USD miktar tahsil edilemediğini, arada mevcut fark olarak 5.600 TL bedelin tahsil edilemeyerek eksik kaldığını, davalı yanın sunduğu ibranamede borcun esası ile ilgili olarak ibraname yapılmadığını sadece İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında belirtilen TL değeri için yapıldığını beyan ederek İstanbul …. İcra Müd. … E. Sayılı dosyasındaki itirazının iptaline takibin devamına borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, davacının ibranamenin geçersiz olduğuna ilişkin herhangi bir iddiasının bulunmadığını, ayrıca davalı tarafın icra müdürlüğüne giderek icra takip dosyasını da haricen tahsil beyanı ile işlemden kaldırdığını, davacı tarafın bilinçli olarak müvekkiliyle anlaştığını ve kalan kısımdan feragat ettiğini, dosya hesabı yapılırken hata yapmasını gerektirecek bir durumun olmadığını, ibranemenin son ödeme yapıldıktan 4 gün sonra 20/01/2015 tarihinde düzenlendiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı takibinde 12.500 USD nin 13.01.2015 tarihi itibarı ile TL karşılığının sehven eksik hesaplanması sonrası oluşan 5.600,00 TL lik farkın tahsili iddiası ile açılan iş bu davada İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı takibi incelenmiş ve davacı tarafça bonodan kaynaklanan 12.500 USD karşılığı 22.850,00 TL asıl alacak ve 5.224,56 TL faiz üzerinden 13.0.2015 tarihinde takip yapıldığı, talebi gibi 11.02.2015 tarihinde vekil talebi ile dosyanın haricen tahsili nedeni ile tebligat gönderilmeksizin dosyanın kapatılmasını talep ettiği bunun üzerine 11.02.2015 itibarı ile icra müdürlüğünce gereğinin yapıldığı, davalı genel mahiyette ibra nedeni ile davanın reddini savunmakla dosya kapsamına sunulan ibraname örneğinde; 20.01.2015 tarihinde tarafların birbirini ilgili takibe ilişkin ibra ettiklerinin anlaşıldığı, ibranın, alacak ve borcu doğrudan doğruya kesin olarak ortadan kaldıran böylece borcu sona erdiren bir sebep olduğu, tarafların aralarında mevcut olan bir borcu kısmen veya tamamen ortadan kaldırarak borçlunun borçtan kurtulmasına yönelik oluşturulan sözleşmeye ise ibra sözleşmesi denildiği, b nedenle de ibranın iki taraflı bir hukuki işlem olduğu, ibranın, niteliği itibariyle bir tasarruf işlemi olduğu yani bir hakkı doğrudan doğruya etkileyerek onu ortadan kaldırdığı için, ibranın geçerliliği alacaklının alacak üzerinde tasarruf yetkisinin bulunmasına bağlı olduğu, ibranın yapılmasında şekil şartı olmadığı, zaten iş bu davada da ibra, davacı tarafın ikrarında olduğu, davacı tarafın ibranın geçersizliğini hesap hatasından kaynaklandığını ileri sürerek davasında haklı olduğunu ileri sürdüğü, davacı tarafın 16.06.2017 tarihli celsede dosyanın bilirkişiye verilmemesini talep ettiği, İİK 67, TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. Maddeleri gereğince ispat hususuna dikkat edildiği, tarafların ilgili İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün… E sayılı takibinde karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettikleri, davacı tarafın ikrarında olduğu üzere ibranın bulunduğu ve geçerli olduğu, ibranın hesap hatasından kaynaklanan sebeplerle geçersizliğinin davacı tarafından ileri sürülmesinin TMK 2. Maddesi gereğince dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığı ve davasını ispatlayamadığı taktir edilerek davacı tarafın TMK 3 değil de TMK 2 ye aykırı davrandığı dikkate alınarak davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmolunmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili … adına İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibindeki borcun konusunun 20.02.2013 tarihli 12.500 USD bedelli, borçlusunun davalı … olan 1 adet senet olduğunu, alacaklı yanın para borcunun takip tarihindeki dolar kuru üzerinden Türk Lirası cinsine çevrilmesi ile bulunan tutarı istediğini, icra takibinde alacak miktarı olarak 12.500 USD gösterildiğini ve yabancı paraya endeksli alacağın takip tarihi olan 13.01.2015 tarihindeki TL karşılığının talep edildiğinin açıkça belirtildiğini, takip tarihinde T.C. Merkez Bankası’nın yayınlamış olduğu dolar kuruna bakıldığında 1 USD’nin 2,28 TL olduğunun görüldüğünü, müvekkilinin alacağının 12.500 USD olduğundan takip tarihinde borçlu davalının müvekkile olan borcunun 12.500 × 2,28 = 28.500 TL olduğunun anlaşıldığını, icra takibi başlatılırken her ne kadar ödeme emrinde ve icra takibinde borcun 12.500 USD’nin TL karşılığı olduğu belirtilmişse de borç miktarının yazımı sırasında yapılan rakam hatasından dolayı 28.500 TL yerine 22.850 TL olarak belirtildiğini, söz konusu yanlışlığın sebebinin bilgisayar klavyesinde 2 tuşuna iki kez basılması ve bu hatadan ötürü rakamların birer hane kayması olduğunu, Müvekkilinin asıl alacağının 28.500 TL olmasına rağmen yapılan yanlışlıktan ötürü sehven 22.850 TL talep edildiğini ve müvekkilinin 5.650 TL eksik olarak alacağını icra takibine koyduğunu, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan ödemeye istinaden ibraname verildiğini, ibranamenin, icra takibindeki borç miktarı olan 22.850 TL için verilmiş olup söz konusu icra dosyasındaki 22.850 TL’lik alacaktan feragat içeriğini taşıdığını, Dava sürecinde taraflarınca ibranamenin geçersizliğinden ziyade, ibranamenin borcun tamamı için verilmediği, yapılan maddi hatadan ötürü alacağın yalnızca 22.850 TL’lik kısmından feragat içeriğini taşıdığı ancak kalan 5.600 TL için ibraname verilmediği, ibranamenin borcun bir kısmı için verildiği, dolayısıyla kalan kısım için ibra veya feragat beyanı içeren herhangi bir belge olmadığından 5.650 TL için icra takibi başlatıldığına vurgu yapıldığı, ancak yerel mahkemenin beyanlarını ve ibranamenin içeriğini dikkate almadan alacağın tamamı için ibraname verilmiş gibi karar kurduğunu, Sehven 28.500 TL yerine 22.850 TL için icra takibi başlatıldığından müvekkilinin alacağının 5.650 TL’lik kısmını borçludan tahsil edemediğini, bilindiği gibi Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanunu’nun alacağın kısmi olarak borçludan talep edilmesine cevaz verdiğini, bu doğrultuda maddi hatadan ötürü borçludan alacağını kısmi olarak tahsil edebilmiş olan müvekkil adına İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kalan 5.650 TL’lik kısmı için icra takibi başlatıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı yan, İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına konu 12500USD’lik bononun 13.01.2015 Takip tarihi itibarı ile TL karşılığının sehven eksik hesaplanması sonucu oluşan 5600TL lik farkın tahsili talebi ile iş bu davayı açtıklarını ibranamenin 22.850TL’lik takibe yönelik olduğunu ileri sürmüştür. Davalı ise tarafların anlaştığını kalan kısımdan feragat edildiğini, maddi hatadan kaynaklı bir hata olmadığını, ibraname gereği müvekkilinin borçlu olmadığını savunmuştur. Tarafların İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına konu borç yönünden ibraname düzenlendikleri, ibranameye dayanak takibin sebebinin 12500USD bedelli bono olarak açıkça belirtildiği, davalının da savunmasında maddi hata olmayıp tarafların bu senet yönünden ibranamedeki gibi anlaştıkları, miktarın bu olduğunu ileri sürmesi karşısında ilk derece mahkemesinin neticeten davanın reddine karar verilmesi yerindedir.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/03/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.