Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1725 E. 2021/519 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1725 Esas
KARAR NO: 2021/519
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2017
NUMARASI: 2016/882 E. – 2017/1099 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili ibraz ettiği dava dilekçesi ile, müvekkilinin Topkapı’da faaliyet gösteren ve … sektöründe öncü ve köprü şirketlerinden olan …. San Tic AŞ nin 2009 yıllarında yönetim kurulu üyesi olduğunu, müvekkili … bu şirkette iken hem şahsi çeklerini, hemde şirketin çeklerini keşide ederek kullandığını, kendisi şirket dışında olduğu zamanlarda ihtiyaç halinde kullanılmak üzere bir kısım çekleri imzalayarak şirkete bıraktığını ve diğer şirket çalışanlarının gerektiğinde bu çekleri doldurarak kullandığını, İstanbul… İcra Müdürlüğüne ait … esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, … Bankası Yeni Otagar Şubesine ait 10/10/2009 keşide tarihli her biri 25.000 Euro meblağlı hamiline ibareli çeklerden dolayı takip alacaklısı … tarafından kambiyo senetlerine mahsus icra yoluyla borçlular … ve … aleyhine icra takibine geçildiğini anlaşıldığını, çeklerdeki ilk ciranta olan davalı … davacı … abisi olduğunu, diğer ciranta … ise … ailecek görüştükleri kırk yıllık arkadaşı olduğunu, davalı … yine … AŞ ‘de çalıştığını, ve diğer davalı … ise sık sık bu işyerinde … ziyarete geldiğini, davacının … başka bir ilişkisinin olmadığını, diğer davalı … ise icrada temlik alacaklısı olduğunu, çek metinleri incelendiğinde çeklerin hamiline şeklinde yazıldığı arka yüzünde ilk ciranta olarak .. görüldüğü, ardından ikinci cirantanın … olup, … çekleri takibe koyduğunun göründüğünü , kambiyo taahhüdünün taraflar arasındaki gerçek ilişkiden soyut bir ilişki doğursa da , temel sebebi dayanmak zorunda olduğunu, müvekkili … kardeşi İrfan’la yada diğer davalı … aralarında çek düzenlenmesini gerektirecek bir ticaret mal alış verişi yada borç para verilmesi gibi temel ilişki olmadığını, bu çekler hakkında İstanbul 14 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/359 esas sayılı menfi tespit dosyasından yapılan yargılamadaki incelemenin sadece çekin … ait olup olmadığı noktasıyla sınırlı kaldığını, diğer konularda herhangi bir araştırma cihetine gidilmediğini , davalılar …. doğrudan davacının zararına hareket ederek herhangi bir borcu olmadığı halde icra takipleri ile müvekkili aleyhine takip başlattıklarını, diğer davalı … temlik alacaklısı olduğunu ancak edinilen bilgiye göre dosya alacağını halen … adına takip ettiğini, alacağın temlikinin bile muvazaalı olduğunu belirterek söz konusu çeklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile, … davaya konu çekleri ve bu çeklerden kaynaklanan icra takip ve davaları … Büyükçekmece … Noterliğinin 25/9/2016 tarih … yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesi ile temlik aldığını, bu sebeple davacı ile … arasında davaya konu çeklerin ne şekilde alınıp verildiği hususunda bilgisi bulunmadığını, davacının , … kötü niyetin ispat etmesi gerektiğini, ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacının beyanlarının gerçeği yansıtmayıp mahkemeyi yanılmaya yönelik olduğunu, … v e … 30 yıllık arkadaş ve aile dostları olduğunu, ortak olarak çalışan … ve … ticari hayatlarında krize girince … Nisan 2008 tarihinde 200.000 Euro borç istediklerini ve bir ay sonra geri vereceklerini beyan ettiklerini, … bu parayı elden teslim ettiğini, borç ödenmeyince hiç olmazsa elimde bir belge olsun diyerek çek yada senet istediğini, bunun üzerine 4 adet toplam 100.000 Euro’luk çekin kapalı zarf içinde müvekkilinin şoförüne verildiğini, imzaların kim tarafından atıldığının müvekkilinin kontrol edilemediğini, kalan 100.000 Euroluk borç içinde dava dışı 5 adet bono tanzim edildiğini, ve … tarafından da ciro edildiğini, senetlerle ilgili olarak İstanbul 16 ATM nin 2011/235, ve 2016/824 esas , İstanbul 19 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/314 esas nolu dosyalarının incelenmesini talep ettiklerini , bu davaya konu çekler hakkında İstanbul … İcra Müd. … esas nolu dosya ile takip başlattıklarını, takipte alacaklı konumunda …, borçlu konumunda … ve … yer aldığını ,davacı ile diğer davalı … yapılan takip üzerine yetkiye, imzaya, borca itiraz ederek , icra tetkik mercine talepte bulunduklarını, 8 İcra Hukuk Mahkemesi tarafından tüm taleplerin reddedilerek verilen kararın kesinleştiğini, bunun akabinde İstanbul 14 ATM de … tarafından davaya konu çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit davası açtığını, yapılan imza incelemesi neticesinde atılan imzaların davacıya ait olduğu anlaşıldığından 2014/354 esas sayılı dosyadan verilen kararla davanın reddedildiğini ve kararın yargıtayca onandığını şimdi ise daha önce ileri sürülmeyen gerekçelerle 7 yıl sonra tekrar menfi tespit davası açıldığını, 26/02/2009 tarihli …nın bilgisayarında müvekkiline gönderilen rica başlıklı mail incelendiğinde “… müvekkilden 100.000 Euro borç aldığını ancak maddi sıkıntıdan dolayı ödeyemediğini, senetlerin müvekkili tarafından başka şahıslara verilerek kullanılabileceğini beyan ettiğini, son olarak ta mail atmasının sebebinin ölürüz kalırız sana bir delildir diyerek maili bitirdiğini, ” davacının amacının icra dosyasındaki satışı durdurmak olduğunu,…’in kardeş olması nedeniyle aralarındaki iç ilişkinin müvekkillerince bilinmesinin mümkün olmadığını, belirterek davacıların davalarının reddine, ve %20 oranında kötü niyet tazminatının hükmedilmesine talep etmişlerdir.Davalı … ; davaya cevap vermemiş ancak dava devam ederken davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “…… Davaya konu çeklerdeki imzanın davacı … eli ürünü olduğu 14 ATM nin 2014/359 esas sayılı dosyasına verilen kararla sübut bulmuştur. Davacı bu defa menfi tespit davasını çeklerin bedelsiz olduğu iddiasına dayandırmaktadır. Davacının hamiline düzenlenen çeklerdeki, bedelsizlik iddiasının yazılı belge ile kanıtlaması gerekmektedir. Davacı taraf bu iddiasını ispat olarak yazılı belge sunmadığı gibi delil listesinde yemin deliline açıkça dayanmamıştır bu nedenle bu konuda karşı tarafa yemin teklif etmesi mümkün olmadığından mahkememizce bu konuda hatırlatma yapılmamıştır. Dava konusu çekler hamiline olarak keşide edilmiş olup, ilk ciranta …, … ‘da bu çekleri … ciro etmiştir , davacı vekili dilekçesinde müvekkilinin çekleri imzalayarak gerektiğinde kullanılmak üzere şirket çalışanlarına verdiğini ifade etmektedir. Uyuşmazlığa konu çekler kambiyo senedi niteliğindedir, kambiyo senetleri sebepten mücerret olup çekteki keşideci imzası sübut bulduğuna göre dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığı yönündeki iddiasını yazılı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Davaya konu çekler hamiline şeklinde düzenlenen çeklerdir, ilk ciranta … davacının kardeşi olup açılan davayı kabul etmiş ise de bu kabulün diğer davalılar açısından etkisinin olması mümkün değildir . TTK 687 maddesine göre, “poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri başvuran hamile karşı ileri süremez meğerki , hamil , poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun ” denilmektedir . Bu madde uyarınca hamilin senedi bile bile borçlunun zararına devralması hali dışında keşideci ve lehdar arasındaki kişisel defilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceği, öncelikle lehtar açısından senedin karşılıksızlığının kesin delillerle kanıtlanması gerektiği, daha sonrada hamile karşı, hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ederek almış olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Davacı taraf kendi beyanında şirket işlerinde şirket çalışanları tarafından kullanılmak üzere çeklerin imzalayarak bıraktığını açıkça kabul etmekte olup, davalı hamilin çekin bedelsizliğini bile bile kusuru yada ağır kusuru ile çeki iktisap ettiğini ispat edememiştir. Tüm bu nedenlerle, davacının … hakkındaki açtığı davanın reddine, … hakkında açtığı davanın ise bu davalı tarafından davanın kabul edildiği dikkate alınarak, bu davalı yönünden davanın kabulüne, davalıların kötü niyet tazminat talebinin ise şartları oluşmadığından reddine….” karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…USUL YÖNÜNDEN Çekin imza dışında diğer kurucu unsarları yönünde geçerli olup olmadığı ve müvekkilim tacir olması nedeniyle ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yaptırılarak müvekkilin davalılara borcu olup olmadığının tespiti hususlarında delil listemizde dayandığımız delillerden bir olan bilirkişi incelemesine yönelik talebimiz mahkemece reddedilmiştir. ilk derece mahkemesinin hukuki bir dayanağı olmadan söz konusu talebimizi reddetmesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Bilirkişilerce yapılacak inceleme neticesinde sonuca gidilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde tanıklarımız dinlenmemiştir. Davalı … davayı konu çekleri iktisap ederken davacı/borçlu müvekkil zararına bile bile hareket edip etmediğinin ispatı noktasında önemli bir delil iken tanıklarımızın dinlenmeden karar verilmiş olması da hukuka aykırılık teşkil etmektedir. ESAS YÖNÜNDEN Davanın kabulü müessesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) madde 308’de düzenlenmiştir. HMK madde 308: “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.” şeklindedir. Mahkemenin “hamilin senedi bile bile borçlunun zararına devralması hali dışında keşideci ve lehdar arasındaki kişisel defilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceği, öncelikle lehtar açısından senedin karşılıksızlığının kesin delillerle kanıtlanması gerektiği, daha sonrada hamile karşı, hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ederek almış olduğunun ispatlanması gerekmektedir.” şeklindeki değerlendirilmesi hatalıdır. Müvekkilin lehdara karşı senedin karşılıksızlığını lehdarın duruşmadaki kabulü ile ispatlamıştır. Kabul beyanından sonra senedin karşılıksızlığını başka delillerle ispatlamaya gerek yoktur. Sayın Mahkemenin senedin karşılıksızlığını kesin delilerle ispatı gerektiği şeklindeki değerlendirmesi hatalıdır. Davalı … davaya konu çekleri iktisap ederken bile bile borçlu müvekkilin zararına hareket etmiştir. Müvekkil …; Topkapı’da faaliyet gösteren ve Türkiye’ nin lastik ve rot balans sektöründe öncü ve köklü şirketlerinden olan …. San. Tic. A.Ş’ nin 2009 yıllarında yönetim kurulu üyesi idi. Müvekkil … bu şirkette iken hem kendi şahsi çeklerini hem de şirketin çeklerini keşide ederek kullanmaktaydı. Kendisi şirket dışında olduğu zamanlarda ihtiyaç halinde kullanılmak üzere bir kısım çekleri imzalayarak şirkete bırakır ve diğer şirket çalışanları gerektiğinde bu çekleri doldurularak kullanırdı. Çeklerdeki ilk ciranta olan davalı …; davacı …’ in abisidir. Diğer ciranta … ise İrfan’ ın ailecek görüştükleri 40 yıllık arkadaşıdır. Davalı …. San. Tic. A.Ş’ de çalışmakta ve diğer davalı … ise sık sık bu işyerinde İrfan’ ı ziyarete gelmekteydi. Davalı … davalı … ile uzun süredir arkadaş olmaları sürekli iş yerine gelip gitmesi vb. Hususlar göz önüne alındığında kendisi ile davalı İrfan arasındaki alacak verecek vb olayların Müvekkilli bağlamayacağı, müvekkille ait çekleri müvekkilin bilgisi dışında eline geçtiğini bilecek durumdadır. Bu yönüyle davalı … bile bile müvekkilin zararına hareket etmiştir. Nitekim Küçükçekmece 5 Asliye Ceza Mahkemesine ait 2015/539 esas sayılı dosyası incelendiğinde bu durum çok rahatlıkla anlaşılmaktadır. Davalı … sayın Mahkeme huzurunda verdiği kabul beyanı neticesinde davanın davalı İrfan Yönünden kabulüne karar verilmiştir. Bu karardan sonra diğer davalının artık yetkili hamil sayılamayacağı ortadadır. Bu yönüyle diğer davalılar yönünden davanın kabulü gerekmektedir. İs…” diyerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ;menfi tespit davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Mahkemece harcın tamamlatılarak esasa girildiği anlaşılmaktadır.Davacı yanın iddiası açığa atılan imzanın rızası hilafına doldurulması temel nedenine dayanmaktadır İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası içeriğine göre , … tarafından … ve … hakkında her biri 25.000 Euro bedelli hamiline yazılı keşidecisi …, ilk cirantası … son cirantası … olan 4 adet çekten dolayı kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı , çeklerin süresinde bankaya ibraz edildiği, imzanın hesap sahibine ait olup olmadığı tespit edilemediğinden bankaca çekler üzerinde herhangi bir işlem yapılamadığına dair işlem olduğu, İstanbul 8 İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/2366 Esas 2011/194 Karar nolu ilamı ile … ve … tarafından imzaya itiraz edildiği mahkemece davanın reddine karar verildiği gelen dosya örneklerinden anlaşılmaktadır. Yine davacı tarafından imza inkarına dayalı olarak açılmış menfi tespit davası İstanbul 14 ATM nin 2014/359 Esas 2015/571 Karar sayılı dosyasında görülmüş ve incelendiğinde … tarafından temlik eden …temlik alan … hakkında davaya konu aynı çekler nedeniyle , çeklerdeki imzanın … ait olmadığı iddiası ile menfi tespit davası açıldığı mahkemece yaptırılan imza incelemesi ile çeklerdeki keşideci imzasının … eli ürü olması nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği de anlaşılmaktadır. UYAP ortamında yapılan incelemede; Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/539 Esas 2014/763 Karar sayılı dosyasında; takılan … ve … olduğu, sanıkların … olduğu, Resmi Belgede Sahtecilik, Dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı ; ilgili mahkemece 24/12/2014 tarihinde karar verildiği karar içeriği incelendiğinde “…Tanık … beyanında özetle: … A.Ş yönetim kurulunun olay tarihinde başkanı olduğunu olayda yönetim kurulu başkanı olduğunu … firmasına ait kaşelerin kullanıldığını kendi rızası dışında kullanıldığından şikayetçi olduğunu sanık … müşteki … 2008 in nisan ayından bir ay içinde ödenmek üzere ikiyüzbin euro borç aldığını bilmediğini ancak icra takibinden sonra yeğenleri sanıklar … ve … müşteki … yüzbin euro borç aldığını öğrendiğini ve karsılığından 4 adet senet verildiğini öğrendiğini sanıkların söylediği kadarıyla senetleri sadece imzalayıp verdiklerini geri kalan hiçbir şeyi kendilerinin yapmadıklarını beyan etmiştir.Sanık … savunmasında özetle: Üzerine atılı suçu kabul etmediklerini müştekilerden borç almadığını senet düzenlemediğini kefil olarak diğer sanık … borcuna kefil olarak 4 adet seneti imzaladığını senet üzerindeki kaşelerin ne zaman kim tarafından basıldığını bilmediğini beyan etmiştir.Sanık … savunmasında özetle: Üzerine atılı suçu kabul etmediğini yüzbin euro luk parayı aylık %5 faizle müşteki …’dan borç aldığını 4 adet senedi imzalayıp verdiğini amcası sanık … senetlerin arkasını ne zaman ciro yaptığını bilmediği dava açılınca öğrendiğini halen borcunu ödeyemediğini amcası sanık … borç para alıp almadığını bilmediğini beyan etmiştir. Sanık … savunmasında özetle: Üzerine atılı suçu kabul etmediğini müşteki … den 2008 yılında yüzbin euro borç almadığnı 4 adet çek veya 4 adet senet vermediğini yeğeni sanık … ve oğlu … müşteki … yüzbin euro borç aldığını öğrendiğini yaklaşık on ay sonra müşteki … kendisine buna söylediğini senetleri gösterince bunu anladığını müşteki … yakın dostu olduğunu bunun için 4 adet senedin arkasını cirolayıp imzaladığını kaşelerin kim tarafından vurulup vurulmadığını bilmediğini beyan etmiştir….Sanık … katılan …. yüzbin Euro parayı peyderpey ödemek üzere borç olarak aldığı ancak belli bir süre sonra borcunu ödeyemediği, bunun üzerine katılan engin in çalışanı olan tanık … katılan … iddia konusu 4 adet alacaklısı sanık … olan keşidecileri sanıklar … ve … olan 25.000 euro’luk üzerinde …. A.Ş yazılı kaşe ve … A.Ş yazılı kaşe bulunan senedin düzenlettirdiği düzenlenen bu senetleri sanık … ve …nın imzaladıkları ve daha sonra katılan … bu senetleri diğer sanık … ciro ettirdiği, sanık … borcunu kabul ettiği imzasının kendisine ait olduğunu belirttiği, sanık … kefil olarak senetleri imzaladığını kabul ettiğini, sanık … yeğeni ve oğlunun katılandan almış olduğu senetlerin arkasını ciro ettiğini kabul ettiğini, katılan engin in bu senetlerden 30/09/2009 ödeme tarihli senedi diğer katılan … verdiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar sanıklar … hakkında ayrı ayrı dolandırıcılık suçlarını işledikler iddiası ile ayrı ayrı cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de; katılan … olayın başından beri C.Savcılığındaki ifadeleri sanıkların beyanları dikkate alındığında iddia konusu senetlerin daha önceden doğan borcun ödenmemesi nedeniyle daha sonradan düzenlenip katılana verildiği bu durumun yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de dolandırıcılık suçunun hile ve desise unsurlarının oluşturmadığı anlaşıldığından CMK nun 223/2- a maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerektiği, Her ne kadar sanıklar … hakkında ayrı ayrı zincirleme halinde resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikler iddiası ile ayrı ayrı cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de; sanıkların senetler üzerindeki imza ve arkadaki ciro imzasını olayın başından beri kabul ettikleri, dosyadaki ticaret sicil gazete örneklerine göre sanıkların hissesinin bulunduğu şirketin 28/01/2009 tarihinde isim değiştirerek … AŞ olduğu senetlerin isim değişikliğinden sonra düzenlendiği ancak eski şirketin kaşesinin senetler üzerine basıldığı senetler üzerindeki kaşelerin vuruluş yerleri ve durumları dikkate alındığında ve aksi sabit olmayan sanıkların savunmaları dikkate alındığında bu kaşelerin sonradan atılmış olabileceği, ayrıca ticari hayatta kaşe sahibinin imzasını kaşesinin üzerine veya altına imzaladığı, katılan … Büyükçekmece ve K.Çekmece c.savcılığındaki senetlerin sanık İrfan ın huzurunda diğer sanıklarca imzalanıp kaşelendiğini akşamleyin de sanık İrfan’ın evine giderek senetleri cirolattığını beyan etmiş ise de beyana göre sanık …. huzurunda düzenlenen senetleri o anda sanık … cirolamasının hayatın olağan akışına daha uygun olduğu….” kabul edilerek sanıkların beraatine karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmekle Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 2016/9136 Esas ve 2018/1035 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Esasen ceza yargılamasının konusu çekler değil, senetler hakkındadır. Bu nedenle ceza davasının çeklerle ilgili bir dava olmaması nedeni ile eldeki davayı aydınlatır mahiyette olmadığı, beyanların da çekleri kapsamadığı görülmüştür.Yine usule ilişkin olarak çeklerin kambiyo vasfını taşıyıp taşımadığı yönündeki istinaf gerekçesine göre, mahkemenin icra dosyasının örneğini getirtip incelediği, bu yönde davacı yanın dava dilekçesinde çeklerin TL ödeyiniz kısımlarının çizilerek döviz cinsinin yazılı olması hususunun çekleri kambiyo vasfından çıkardığı yönünde iddiası bulunmaktadır. Çeklerin kambiyo vasfında olduğu kabul edilmiştir . Gerçekten de; çek keşide tarihi itibari ile yürürlükte olan 3167 Sayılı Yasa 3. Maddesi nazara alındığında 6762 Sayılı Yasa’nın ( eski TTK ) aradığı şekil koşullarını taşıması yeterli olmakla bu yöndeki istinaf gerekçesi yerinde görülmemiştir.Esasa ilişkin olarak imza aidiyeti kesin hükümle tespit edilen imzanın açığa atıldığı ve rıza hilafına doldurulduğu yönündeki savunmanın kambiyo senedine karşı ileri sürülmesi karşısında aynı kuvvette kesin delil ile kanıtlanması gerektiğinden bu yönde bir ispat sunulmadığından ve davalı … davayı kabul etmesi bu anlamda davacıyı lehdardan sonraki ciranta ve hamile karşı ispat külfetinden kurtarmayacağından mahkemenin yazılı delil sunulmadığı yönündeki kabulü doğrudur. Diğer davalı temlik alacaklısı yönünden de ispat durumu aynı koşullara tabi olup, davacının tüm istinaf nedenlerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1-Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4-İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 11/03/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.