Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1691 E. 2019/1523 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1691 Esas
KARAR NO : 2019/1523
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2017
NUMARASI : 2017/2 2017/491
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, taraflar arasında ekmek teminine ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkilince yükümlülüklerinin yerine getirildiğini, ancak davalının sözleşmeyi 29/06/2016 tarihinde gerekçe göstermeksizin haksız olarak feshettiğini, bu nedenle müvekkilinin kar kaybına ve zarara uğradığını belirterek 330.000,00 TL tazminat ile sözleşme nedeniyle davalıya verilen 40.000 TL araç bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilince sözleşmenin feshedilmediğini, sözleşmenin davacı vekili tarafından gönderilen 15/08/2016 tarihli ihtarname ile feshedildiğinin anlaşıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının taraf sıfatının bulunmadığı, davacı ile davalı arasında 09/01/2014 tarihli sözleşmenin imzalandığı ve yaklaşık 2 yıl süreyle uygulandığı, ancak davacıya ait olduğu belirtilen işyerinin bir ekmek fırını olup bu fırın davacının kardeşi olan … adına kayıtlı olduğu, bu durumun davacının da kabulünde olduğu, resmi olarak fırının sahibi … olduğundan davanın da bu kişi tarafından açılması gerektiği, sözleşmenin … tarafından yapılmasının sonucu değiştirmeyeceği, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; sözleşmede taraf olarak davacının adı ve imzası bulunduğunu, sözleşmeye taraf olmayan ve imzası bulunmayan …’ün bu davayı açması gerektiği görüşünün hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, aksi kanaatin sözleşmede taraf olan …’ün sözleşmeye dayalı olarak bir hak ileri sürememesi gibi çelişkili bir durum doğuracağını, davacının bu sözleşme ile temin ettiği ekmeği … adına kayıtlı fırından veya başka bir yerden temin edebileceğini, bu durumun sonuca etkili olmadığını, önemli olanın sözleşmeyi kimin imzalamış olduğunu bildirmiştir. Dosyaya sunulan 09/01/2014 tarihli sözleşme fotokopisinin incelenmesinde; başlığın “ekmek sözleşmesi” olduğu, … Ekmek Fırını ile … Market arasında yapılan görüşmeler sonucu anlaşma sağlandığı, sözleşmenin 4.maddesinde … Ekmek Fırınının 5 yıllık ekmek almak kaydıyla bir adet fiat doblo aracı almayı taahhüt ettiği, sözleşmenin altında davalı şirket kaşesi ve bu kaşe üzerinde … isim ve imzasının olduğu, yine …’ün isim ve imzasının bulunduğu görülmüştür.
Duruşmada dinlenen davacı tanığı …; davacının abisi olduğunu, ekmek fırının abisine ait olmasına rağmen resmi olarak kendisi üzerine kayıtlı olduğunu, kendisinin fırında fiilen işçi olarak çalıştığını, abisi olan davacı ile davalının 5 yıllığına ekmeğin kendilerinden alınması için sözleşme yaptığını beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, alacak davasıdır. Davacı taraf, taraflar arasında ekmek teminine ilişkin sözleşme imzalandığını ve davalının sözleşmeyi haksız yere feshettiğini belirterek tazminat talebinde bulunmuş, ayrıca sözleşme nedeniyle davalıya verilen araç bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı taraf, sözleşmeyi kendilerinin feshetmediğini, aksine davacının feshettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı tarafça dayanılan 09/01/2014 tarihli sözleşme fotokopisinin incelenmesinde; davacı … ile davalı şirket tarafından imzalandığı görülmüştür. Dolayısıyla davacının işbu davayı açma konusunda aktif dava ehliyeti bulunmaktadır. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığından bahisle karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2017 tarih, 2017/2 esas, 2017/491 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 35,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 133,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.11/07/2019