Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1687 E. 2018/1191 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1687 Esas
KARAR NO : 2018/1191
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/772 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/05/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, “davalının eski eşi … ile müvekkilinin babası …. arasında gayrimenkul alımı nedeniyle anlaşmazlık bulunduğunu, davaya konu senedin bu anlaşmazlık nedeniyle intikam almak amacıyla sahte olarak düzenlendiğini, aslında evrakın müvekkilinin oturduğu siteye ait garaj ve kumanda teslimine yönelik bir belge olduğunu ve davalıların eline geçtiğini, bunun sahte olarak doldurulup, önce ihtiyati haciz kararı alınarak haciz işlemi yapıldığını ve daha sonra da, Anadolu …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile takibe geçildiği, daha önceden de davalıların birtakım usulsüz talepler yapıp kesinleştirmeye çalıştıklarını, müvekkilinin haricen yaptırdığı 3 kişilik grafolojik inceleme ile belgenin sahte olduğunu tespit ettirdiğini, buna dair bilimsel mütalaa ibraz ettiklerini, HMK 209.maddesi gereği tedbir talebinde bulunduklarını” iddia ile icra takibinin tedbiren teminatsız olarak durdurulmasını ve 30.11.2015 tarih ve 3.350.000 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini ve en az %20 tazminata hükmolunmasını istemiştir. Davanın açıldığı Anadolu 6.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiği ve kararın Yargıtay’ca onanmasından sonra dosyanın Anadolu 6.Ticaret Mahkemesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece 03.08.2017’de HMK 209/1 maddesine dayalı olarak teminatsız olarak tedbir kararı verilmiş ve dava konusu 3.350.000 TL’lik senet nedeniyle Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı takibin mevcut durumu itibariyle HMK’nın 209/1 maddesi uyarınca bu konuda bir karar verilinceye kadar herhangi bir işleme esas alınmaması yönünde tedbir kararı verilmiştir. Davalı vekili 17.08.2017’de, “sahtecilik iddiası nedeniyle İstanbul Anadolu ….İcra Hukuk Mahkemesinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda senetteki imzanın davacı … ait olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edildiğini, dolayısıyla imza inkarı hususunun İcra Hukuk Mahkemesince incelenip reddedildiğini, Yargıtay 12.HD’nin HMK’nın 209.maddesi konusunda görüş değiştirdiğini ve eski içtihadın bir hükmü kalmadığını, davacının ibraz ettiği özel raporun bir değeri olmadığını, Yargıtay 12.HD’nin 26.05.2014 tarih ve 2014/12741 E., 2014/14937 K.sayılı kararına göre HMK’nın 209.maddesine göre bu şekilde bir tedbir kararı verilemeyeceğini, beyanla itirazda bulunulmuş, ilk derece mahkemesi bu itirazı reddetmiş, red kararına karşı davalı istinafta bulunmuştur. Davalı vekili’nin ilk istinafı üzerine dairemize gönderilmiş, ancak dairemizin 05.02.2018 tarihli kararıyla, red kararı gerekçesiz olduğundan dosya geri çevrilmiş, mahkemece gerekçeli red kararı yazıldıktan sonra davalının yeniden istinafı üzerine dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, “mahkemenin eski ara kararıyla aynı gerekçeyle yeniden karar oluşturduğunu, TTK’nın 680 ve 778/f maddeleri gereği davacının iddialarının dinlenemeyeceğini, davacının eli ürünü imzayı taşıyan belgeden davacının sorumlu olduğunu, sahtecilik iddiası ile bu sorumluluktan kurtulamayacağını, özel mütalaanın bir delil olarak kabul edilemeyeceğini, mahkemenin bu özel raporu dikkate almasının hatalı olduğunu, takibin kambiyo senetlerine mahsus takip olduğunu ve Anadolu 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/214 E.sayılı dosyada imza inkarının incelendiğini, adli tıp raporu ile senetteki imzanın davacıya ait olduğunun belirlendiğini, bu konuda bir tereddüt bulunmadığından icra hukuk mahkemesinin takibin devamına karar verdiğini, davacının bu adli tıp raporundan bahsetmediğini ve mahkemenin de bu raporu gözardı ettiğini, HMK’nun 209.maddesi gereği bu şekilde tedbir kararı verilemeyeceğini, ayrıca HMK’nın 391.maddesi gereği teminat verilmesi gerektiğini, en kötü ihtimalle teminat itirazlarının mahkemece kabul edilmesi gerektiğini, teminat itirazının reddi için bile gerekçe gösterilmediğini” iddia ile tedbirin ve red kararının kaldırılmasını ve davanın istinaf mahkemesinde görülmesini, aksi halde hükmün kaldırılarak dosyanın iadesini talep etmiştir. Davacı vekili bir önceki istinafa cevabında, “dar yetkili icra hukuk mahkemesinin sadece imza incelemesi yaptığını ve sahtecilik iddiasını incelemediğini, sahtecilik nedeniyle HMK’nın 209. Maddesine göre tedbir kararın yerinde olduğunu, ibraz ettikleri raporun Türkiye’de tanınan bilim adamlarına ait olduğunu, müvekkili tarafından imzalanıp davalıya verilen bir senet bulunmadığını, bunun aksinin davalı tarafça ispatı gerektiğini, kesinlikle aralarında bir ticari ilişki olmadığını varsa bunun da davalı tarafça ispatı gerektiğini, İcra Hukuk Mahkemesi’nin sadece imza incelemesi yaptığını ve İcra Mahkemesi kararına karşı istinafa başvurduklarını, dosyanın halen İstanbul 21.HD’de olduğunu, senedin sahte olarak Word belgesi doldurmak suretiyle, oluşturulduğunu, HMK’nın 209.maddesi gereği tedbir kararının doğru olduğunu” beyanla istinafın reddini istemiştir. Dosyada mevcut delil durumuna göre HMK’nın 209.maddesinin uygulama yeri bulunmadığı ancak, İİK’nın 72/3.maddesi anlamında icra dosyasına yatacak olan paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde bir tedbir kararı verilebileceği gözetilerek, istinaf isteminin kısmen kabulüyle aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, istinaf isteminin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi tarafından verilen 03.08.2017 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile buna yönelik itirazın reddine dair 25.08.2017 ve 30.03.2018 tarihli red kararının KALDIRILMASINA, Mevcut delil durumuna göre ihtiyati tedbirin kısmen kabulü ile takdiren %15 nakdi teminat ya da aynı miktarda kesin ve süresiz teminat mektubu ibrazı koşuluyla, İİK’nın 72/3 maddesi gereğince icra veznesine yatırılacak olan paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,3-Davalı istinafının kısmen kabul edilmiş olması nedeniyle, istinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı 34,30 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 132.40 TL’nin (1/2 oranında) 66,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/05/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.