Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1680 E. 2019/1249 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1680 Esas
KARAR NO : 2019/1249
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2017
NUMARASI : 2017/434 E. – 2017/216 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 30/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekilinin dava dilekçesinde ; müvekkilinin buluş sahibi olduğu ve .. sayılı patentten dolayı 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 115. Maddesi uyarınca hak ettiği bedelin miktarının tespiti ve belirsiz alacak davası olarak davasını açtığı, davacı belirsiz süreli iş sözleşmesi ile davalı … Aş de Ruhsatlandırma sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, 2005 yılından itibaren Medikal Yönetici olarak atandığını, müvekkilinin çalıştığı iş ünitesinin şirketleşmesi ile diğer davalı şirketin kurulması ile … Aş ye devredildiğini ve bu şirket ile sözleşme imzalandığını, 16 yıl boyunca davalılar bünyesinde çalıştığını, 18/08/2016 tarihinde fesih ihbarnamesi ile is sözleşmesinin feshedildiğini, davalılar nezdinde çalıştığı süre zarfında ilaçlara ruhsat alınması için ruhsat dosyalarının hazırlanması ve bakanlık yazışmalarında müvekkilinin sorumlu olduğunu, Arge Çalışmalarında yer aldığını buluşlara imza attığını ve davalı …’ in TR … nolu patentine ilişkin buluşun müvekkiline ait olduğunu ve buluşçu olarak tescil edildiğini ve Sınai Mülkiyet Kanunun 114 mad uyarınca buluş üzerinde tam hak talebinde bulunduğunu, müvekkiline kanunun 115 maddesi uyarınca hakkaniyete özel bedel ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin buluş sahibi olarak gösterilmediğini, dava tarihi itibariyle yönetmeliğin çıkmaması nedeniyle uyuşmazlıkta kanun 115/11 md nin uygulanamayacağını belirterek söz konusu buluş nedeniyle hak ettiği bedelin tespiti ile şimdilik 100.000,00TL nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; Usuli itiraz olarak davanın hakemde görülmesi gerektiği, patentin uzun yıllar ekip çalışması sonucu alındığını, davacının İstanbul 14.İş Mahkemesinde işe iade davası açtığını belirterek davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir. İstanbul 2.FSHHM’nin 26.09.2017 tarihli 2017/434 E. – 2017/216 K.sayılı kararıyla; 6769 Sayılı Kanunun 115. md 11. bendinde çalışan buluşları ile ilgili bedel tarifesi ve uyuşmazlık halinde izlenecek tahkim usulünün yönetmelik ile belirleneceğinin düzenlendiği,6769 sayılı kanunun geçici 2 md de bu kanunda ön görülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar mevcut yönetmeliklerin bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği, 6769 sayılı Kanunun çalışan buluşlarına ilişkin yönetmeliğin 29 Eylül 2017 tarihli 30195 Sayılı Resmi Gazetede yayınlandığı, bu nedenle 551 sayılı KHK nın 24 ve 25 md kapsamında düzenlenen yönetmeliğin uygulanacağı, davacı yanın buluşçu olarak belirtilmesi nedeniyle hak ettiğini iddia ettiği bedele ilişkin davanın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği ve olayda kanunun 2. Md uyarınca eski yönetmeliğini uygulanabileceği göz önüne alınarak HMK 114 ve 115 md uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, davalı yararına hesaplanan 10.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin, davalılar nezdinde çalıştığı süre zarfında temel görevlerini başarı ile yerine getirmesinin yanı sıra, kişisel zamanlarından feragat ederek, AR-GE çalışmalarında bulunduğunu, TR 2008 09200 sayılı patente konu formülasyonun icat edilmesi, bu formülasyona ilişkin tüm çalışma materyallerinin hazırlanması, literatürlerin taranması, önceki tür dokümanların tespiti ile bunların aşılması, patent korumasında faydalanabilmek için başvurusunun yapılması aşamalarındaki tüm çalışmalar müvekkiline ait olduğunu,TPMK nezdinde 2008 09200 sayılı patente konu veteriner ilacı formülasyonuna ilişkin buluşun buluşçuları olarak … ve müvekkili …’ın belirtildiğini,- İlk derece mahkemesi, gerekçeli kararında, söz konusu uyuşmazlığın tahkim usulü ile çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık olduğu gerekçesi ile davayı usulen reddetmişse de, SMK 114 ve 115. Maddelerinde Çalışan Buluşlarına İlişkin Uyuşmazlıkların Çözümünde Zorunlu Tahkim Yolu Öngörülmediğini, SMK 115/11 hükmü kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinin yargılama yetkilerini ortadan kaldıran “zorunlu (mecburi) bir tahkim” yolu öngörülmediğini,- Yargıtay kararları ile de ortaya konduğu üzere kural, Devlet’in mahkemelerinin yetkili olması olup “zorunlu tahkim” yolunun istisnai bir yol olduğunu, tahkim yolunun mecburi olarak öngörüldüğünün ve Devlet’in mahkemelerinin yetkisinin olmadığının kabulü için bu hususta açık bir yasal düzenleme ya da kesin yetki kuralının olmadığı hallerde, taraflar arasında yazılı olarak yapılan sözleşme gerektiğini,-Çalışan buluşlarında buluş sahibinin hak ettiği bedele ilişkin uyuşmazlıklarda yetkili mahkemelerin Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğu hususunun Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2013/12210E. ve 2014/2 K. sayılı kararı ile de tespit edildiğini,-Kanuni Dayanağı Olmaksızın, Yönetmelik ile Zorunlu Tahkim Şartının Getirildiği Yönündeki Değerlendirmenin Hukuka Aykırı olduğunu,- SMK Geçici Madde 2 ise: “Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar mevcut yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.” hükmünü haiz olduğunu, ancak, ilk derece mahkemesinin geçici madde 2’ye yaptığı atıf’ın son derece hatalı olduğunu, Yönetmeliğin “Dayanak” başlıklı 3. maddesi açıkça ve şüpheye asla yer vermeyecek şekilde “Bu Yönetmelik, 22/12/2016 tarihli ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 113 ilâ 122nci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.” hükmünü haiz olduğunu, Mahkeme’nin, bu Yönetmeliğin, Geçici Madde 2 hükmünde bahsedilen “mevcut yönetmelikler”den biri olduğu ve 551 sayılı KHK’nm 24 ve maddeleri kapsamında düzenlendiği, bu sebeple de SMK Geçici Madde 2 gereği somut uyuşmazlığa uygulanabilir olduğu yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu,- Zorunlu Tahkim Şartının Ancak Kanun Hükmü ile Getirilebileceğini,-Usulden Reddedilen Davada Hükmolunan nispi Vekâlet Ücretinin Usule ve Hukuka Aykırı olduğunu,Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlığını taşımakta; maddenin l.fıkrasında “davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesi bulunduğunu beyanla,- İstanbul 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu 26.09.2017 tarihli ve 2017/434 E. 2017/216 K. sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kaldırılmasına ve mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini, vekalet ücreti bakımından ise kararın yasaya aykırı olması nedeniyle HMK m. 353 (b) kapsamında düzeltilerek yeniden bu hususta karar oluşturulmasını yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde; davacı yan tarafından açılan davanın; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) md. 115 vd. uyarınca açıldığını,buluşçulara Ödenecek Olan Bedele İlişkin Uyuşmazlıkların Çözüm Yolunun Tahkim olduğunu, kanun uyarınca “Çalışan Buluşlarına, Yükseköğretim Kurumlarında Gerçekleştirilen Buluşlara Ve Kamu Destekli Projelerde Ortaya Çıkan Buluşlara Dair Yönetmeliğin 29.09.2017 tarihinde – dava karar tarihinden sonra- yürürlüğe girdiğini, yönetmeliğin kanuna uygun biçimde çalışan buluşlarına ödenecek olan bedele ilişkin uyuşmazlıklarda tahkim usulünün uygulanacağının açık bir biçimde belirlendiğini, yönetmeliğin kanuna uygun bir biçimde hazırlanmasının zorunlu olduğunu, davacı tarafça sunulan kararlardan, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2013/12210 E. 2014/2 K. Sayılı ilamının işbu dava ile ilgisi bulunmadığını , mahkeme kararının doğru olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı vekilinin 18/09/2018 tarihli dilekçesi ile; Danıştay 10. Dairesi’nin 04/07/2018 tarihli 2017/3748 Esas sayılı kararıyla, Yönetmeliğin 11. Maddesinin 2. Fıkrasının 2. Cümlesinin , 24. Maddesindeki “tahkim yoluyla ” ibaresinin ve 4. Fıkrasının yürütmesinin durdurulmasına karar verildiğini beyan ettiği, karar örneğini sunduğu görülmüştür.Davanın 30/01/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … A.Ş.’de ruhsatlandırma sorumlusu olarak çalıştığını daha sonra da medikal yönetici olarak atandığını, … A.Ş.’nin kurulmasından sonra da iş ünitesinin bu şirkete devredilerek sözleşme imzaladığını, çalıştığı süre zarfında davaya konu TR … sayılı patentin buluşunu gerçekleştirdiğini, SMK’nın 114.madde uyarınca buluş üzerinde tam hak talebinde bulunduğunu ve SMK’nın 115.madde uyarınca bedel ödenmesini talep ödenmesini talep ettiğini beyan ettiği, davanın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun yürürlük tarihinden sonra açıldığı, Kanunun çalışan buluşlarıyla ilgili bedel ve hak talebini düzenleyen 115/11 maddesinde “Çalışan buluşlarıyla ilgili bedel tarifesi ve uyuşmazlık halinde izlenecek tahkim usulünün yönetmelik ile belirleneceğinin” düzenlendiği, kanunun 113 ila 122.maddelerine dayanılarak hazırlanan “Çalışan Buluşlarına, Yüksek Öğretim Kurumlarında Gerçekleştirilen Buluşlara Ve Kamu Destekli Projelerde Ortaya Çıkan Buluşlara Dair Yönetmeliğin” 24/4.maddesinde “Çalışan ile işveren arasında ve çalışanların kendi arasında bu yönetmelik hükümlerine göre doğan uyuşmazlıklar tahkim yolu ile çözümlenir.” hükmü düzenlenmiştir.SMK’nın 115/11.madde ve ilgili yönetmeliğin 24/4 maddesi gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiğine dair ilk derece mahkemesinin dava şartı yokluğundan davanın reddi kararının yerinde olduğu, yönetmeliğin 24.maddesindeki tahkim yoluyla ibaresinin ve yönetmeliğin 11/2-2.cümlesinin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin Danıştay 10. Dairesi’nin 04/07/2018 tarihli kararının uyuşmazlığın çözümünde yürürlükte olan mevzuatın uygulanmasına engel olmadığı, iptal başvurusunun mahkeme tarafından yapılmadığı neticesinin beklenmesine gerek olmadığı kanaatine varılmıştır.Davacı vekilinin, dava şartı yokluğundan davanın reddi kararı verilmesine rağmen nispi vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden de istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla başvurunun karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 7/2 maddesi gereğince yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen muhafazası ile davalı lehine 2.860,00 TL vekalet ücreti taktirine, davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE,-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince İstanbul 2.FSHHM’nin 26.09.2017 tarihli 2017/434 E. – 2017/216 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan davanın tahkim yoluyla çözüleceği 6769 esas sayılı yasanın 115 ve geçici 2 maddesinde düzenlenmekle HMK 114-115 md uyarınca davanın usulden REDDİNE,3-İlk derece yargılaması yönünden;a-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 44,40 TL harçtan başlangıçta peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili yararına 2.860,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, d-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davacı tarafın istinaf başvurusu kabul edilmekle talebi halinde ve karar kesinleştiğinde istinaf harcının iadesine,b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 32,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 130,60 TL’nin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 30/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.