Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1671 E. 2021/530 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1671 Esas
KARAR NO : 2021/530
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI: 2016/54 E. – 2017/955 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının zilyetliğinde bulunan … Nilüfer Ticari Şubesine ait … nolu 200.000,00 TL bedelli çekin 08/09/2015 tarihinde çalındığını, buna ilişkin olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın 2015/111375 Sor. Nolu dosyası ile şikayette bulunulduğunu, keza örgütlü suça da alet edilen çek hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın 2015/81116 Sor. Nolu dosyada soruşturmanın devam ettiğini, davalı … ‘ nın İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı … ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamakla birlikte davacının bahsi geçen çeki davalı şirkete daha sonra iade almak için ciroladığını, davalı …’ nın çekin alacaklısı olmamasına rağmen müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını ve olmayan bir borcu kötü niyetle tahsil etmeye çalıştığını beyanla müvekkilinin borçlu olmadığı çek hakkında borçlu olmadığının tespiti ile çekin istirdadına ve davalılar aleyhine İİK 72.maddesi uyarınca % 20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çekin İstanbul …. İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile icra takibine konu edildikten sonra müvekkilinin anılan dosyadan kaynaklanan hak ve alacaklarını … ‘ a temlik ettiğini, dava konusu çeke ilişkin icra işlemleri … adına yapılması ve müvekkilinin çekle ilgili sorumluluğunun kalmadığı gözetildiğinde müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın dava konusu çekin lehtarı ve ilk cirantası olduğunu, davacının çeki ciro yoluyla diğer davalı şirkete devrettiğini, davacı tarafın çekteki imzayı da inkar etmediği gözetildiğinde çekten dolayı borçlu olmadığı iddiasını sadece çeki devrettiği diğer davalı şirkete yöneltebileceğinde kuşku olmadığını, müvekkilinin çeki ciro yoluyla elde eden iyiniyetli üçüncü şahıs olduğunu, davacının, müvekkilinin çeki kötüniyetli olarak iktisap ettiğine ve bilerek davacı aleyhine hareket ettiğine dair hiçbir delil sunmadığını, davacının Cumhuriyet Savcılıklarına şikayette bulunması ve soruşturmaların sürmesinin müvekkilinin kötüniyetli olduğuna delil teşkil etmeyeceğini beyanla davanın reddine, kötü niyetli davacı hakkında % 20’ den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiş ve münkir sayılmıştır.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyasında takibe konu edilen … Nilüfer Ticari Şubesine ait … çek nolu 200.000,00 TL bedelli çekten kaynaklanan davacı tarafın davalı tarafa borcunun bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası niteliğinde olduğu, davalı … tarafından anılan takip dosyasında davacı aleyhine 18/12/2015 tarihinde İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/1985 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden takip talebinde bulunduğu, söz konusu takip dosyasında davalı … tarafından 07/01/2016 tarihinde anılan takip dosyasının alacakları ve ferilerinin dava dışı …. ‘ a temlik edildiği, davacı tarafın ihtaratlı ara kararına rağmen bilirkişi incelemesine katılmadığı, ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmadığı, davalı şirkete çıkartılan ihtaratlı tebligata rağmen ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmadığı, buna göre davacı tarafın ve davalı şirketin defter ibrazından kaçındıkları, davalı … vekilinin bilirkişi incelemesine katıldığı ve bilirkişi inceleme tutanağında müvekkilinin dava konusu çeki ciro yoluyla iktisap eden iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, bu dosyada herhangi bir sorumluluğunun olmadığını kaldı ki müvekkilinin gerçek kişi tacir olmadığını, ticari defter tutma yükümlülüğünün olmadığını beyan ettiği, 23/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacı tarafın incelemeye ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davalı …’ nın tacir olmadığı, ticari defter ve belge tutma yükümlülüğünün bulunmadığı, takip ve dava konusu çekin tarafların ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olup olmadığı davacı tarafın davalı tarafa borcunun bulunup bulunmadığı hususunun tespitinin yapılamadığının belirtildiği saptanmış olmakla, davacı tarafın dayandığı ve sunduğu deliller kapsamına göre dava konusu çekten dolayı davalı şirkete borçlu olmadığını yazılı delillerle kanıtlayamadığı, ayrıca açıkça yemin deliline de dayanmamış olmakla bu yönden yemin teklif hakkının da mahkememizce davacıya hatırlatılmadığı, diğer taraftan davacı tarafın davalı … ‘ nın dava konusu çeki iktasabında kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine, şartları oluşmadığından davalı … vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…Yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması talep etmemize, verilecek gün ve tarihte ticari defter ve belgelerimizin hazır edeceğimizi bildirmemize rağmen ilk derece mahkemesinin bu hususu dikkate almaksızın kurduğu hükmün, usul ve yasaya aykırı olduğunu ,Olağan şartlar dahilinde zaten müvekkil şirketin … ile ticari bir ilişki olması dahi gerekmemektedir. Lehdar olan müvekkil şirketten sonraki ilk ciranta … Şirketi, sonraki ciranta ise …’dır. Oysa Sayın İlk Derece Mahkemesi müvekkil şirketin ticari defterlerini inceleme gayreti içerisinde girmiştir. Yapılması gereken öncelikli inceleme davalılar Beyoğlu asmalı ve … arasındaki ticari ilişkiye dair incelemedir.Müvekkil şirket’in zilyetliğinde bulunan bir kısım çek ve kıymetli evrak çalınmış olup bu durum savcılık makamına intikal etmiştir. müvekkil şirket örgütlü suç kapsamında dolandırılmış olup müvekkil şirkete ait çekler piyasaya sürülmüştür. Davalılardan … tarafından müvekkil şirketin zilyetliğinde iken çalınan çek ile ilgili olarak kötüniyetli bir şekilde müvekkil aleyhine icra takibi başlatılmıştır. daha sonra kötüniyetli olarak söz konusu icra takibinden kaynaklanan hak ve alacaklar … temlik edilmiştir.Önemle belirtmek isteriz ki; müvekkil şirketin diğer davalı Beyoğlu Asmalı de herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Müvekkil şirket tarafından dava konusu Çek diğer davalı şirket … ile yapılması planlanan işler sebebiyle verilmiştir. Ancak yapılması planlanan bu işler gerçekleşmeyince anılan çekler geri alınmış ve fakat Beyoğlu Asmalı’ya ait ciro iptal edilmemiştir. Bunun akabinde söz konusu çek, diğer bir grup kıymetli evrakla beraber müvekkil zilyetliğindeyken çalınmıştır.Davalılardan …’nın ve … avukatlarının da aynı olması davalı tarafların beraber hareket ettikleri yönündeki iddialarımızı desteklemektedir. ….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ;menfi tespit davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya konu edilen çek bilgileri incelendiğinde ; keşidecinin … San A.Ş. Olduğu, lehdarın davacı …. Olduğu, davacı tarafından davalı … ciro edildiği, sırası ile … cirolarının bulunduğu,bankaya ibrazında İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin ödeme yasağı kararı bulunduğundan bahisle işlem yapılamadığı yönünde meşruhat bulunduğu anlaşılmaktadır. Çekin 200.000 TL bedelli olduğu, Bursa 13/10/2015 tarihinde keşide edildiği anlaşılmaktadır.Çekin … tarafından İstanbul…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu, keşideci, davacı,davalı … otelin de borçlu olarak takip talebinde yer aldıkları görülmektedir.Dava dilekçesi incelendiğinde; davacının ciro imzasına bir itirazının bulunmadığı görülmektedir. Davacı çeki davalı …. ‘e ciroladığını,sonra iade aldığını, ciro imzasını silmeyi unuttuğunu ve bu şekilde çekin çalındığını beyan etmektedir.Alacaklı/ davalı ise çekte iyi niyetli hamil konumunda olup, çekin cirosu silinmeden çalındığını bilecek veya bilmesi gerekecek durumda olduğunu ispat külfeti yine davacıya ait olup, davacının doğrudan ticari ilişkisi bulunmayan davalı … yönünden böyle bir ispat vasıtası sunmadığı görülmektedir.Çekin …. verilişi ve iade alınışı ile ilgili olarak davacı ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmayarak bu yöndeki iddiasını da kanıtsız bırakmıştır. Münhasıran davalı kayıtlarına dayanılmadığı için davalı … kayıtlarını sunmaması da davacının iddiasını ispat için bir gerekçe olmayacaktır.Bu durumda davacı yanın davasının kanıtlamamış olmakla ve Ceza soruşturmasında davalılar veya yetkilileri şüpheli konumunda olmadığından , konusu suç teşkil eden maddi vakıalar hakkında yemin deliline de başvurulamayacağından neticeten mahkemece verilen davanın reddi kararı yerinde olup, davacı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 11/03/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.