Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1670 E. 2018/1165 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1670 Esas
KARAR NO : 2018/1165
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/122 E.
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ : 17/05/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “davalı ile noterden 28/02/2013 tarihli Finansal Kiralama sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmenin 02.11.2015’te tadil edilğini, bu sözleşme kapsamında İstanbul Beşiktaş ilçesindeki 839 m2’lik bahçeli kargir işyeri niteliğindeki taşınmazın davalıya teslim edildiğini, ancak davalının kira bedellerini ödemeyip temerrüde düştüğünü, davalıya 20.10.2016 tarihinde ihtarname gönderilerek 60 gün süre verilmesine rağmen ödemelerin yapılmadığını, 60 günden sonraki 3 gün içinde kira konusu malın da iade edilmediğini, fesih ihtarında belirtilen sürelerde borcun ödenmediğini ve sözleşme konusu malın iade edilmediğini, davadan önce İstanbul 9. Ticaret Mahkemesi’nden ihtiyati tedbir talep ettiklerini ve mahkemenin 2017/111 Değişik İş dosyasında 27.01.2017 tarihinde kira konusu malın tedbiren müvekkiline teslimine karar verildiğini” iddia ile, sözleşme konusu taşınmazın müvekkiline iade ve teslimini, aynen iade ve teslim imkansızlaşmış ise dava değerinin davalıdan tahsilini ve dosyada şerhler haznesinde yer alan finansal kiralama şerhinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, “dava değerinin 50.000 TL olarak gösterildiğini ancak taşınmazın 07.03.2013 tarihinde davacıya satış bedelinin 5.400.854 TL olduğunu, bugüne kadar davacıya yapılan kira ödemesinin de 1.222.868,97 USD olduğunu, harç eksiğinin tamamlanması gerektiğini, sözleşmenin klasik anlamda bir finansal kiralama sözleşmesi olmayıp, Aralık 2012 tarihinde yapılan yasa değişiklikliği ile düzenlenen ve “sat ve geri kirala ” olarak bilinen özel bir finansal kiralama şekli olduğunu, bu gayrimenkulün mülkiyeti müvekkiline ait iken de, sonunda davacıya satılıp yeri kiralandıktan sonra da hiçbir zaman şirket faaliyetleriyle ilgili kullanılmadığını, … Ltd.adlı şirket tarafından kira sözleşmesiyle restaurant olarak kullanıldığını, davacının kiralananın 3.kişiye kullandırılmasına muvafakat ettiğini, dolayısıyla taşınmazın zilyedinin müvekkili olmayıp, 3.kişi şirket olduğunu, bu nedenle gayrimenkulün teslimi için müvekkiline karşı dava açılamayacağını, Borçlar Kanunu hükümlerine göre akdin tarihi ve mecurun tahliyesi için alt kiracıya karşı dava açması gerektiğini, bugüne kadar davacıya 1.222.868 USD kira ödemesi yapıldığını ve temerrütün söz konusu olmadığını, Finansal Kiralama sözleşmesinin haklı fesih koşullarının oluşmadığını, bu konuda ihtarnameye itiraz ettiklerini, İstanbul 9. Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu 27.01.2017 tarihli tedbir kararının, dava dışı 3 Aralık şirketinin kiracılık haklarını ortadan kaldırdığını,” savunarak davanın reddini, tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkeme 11.04.2017 tarihinde yaptığı duruşmada, ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğu gerekçesiyle tedbirin kaldırılması talebini reddetmiştir.
3.kişi konumundaki…..Şirketinin itirazın 11.04.2017 tarihinde ve duruşmalı olarak incelenmesine dair 09.03.2017 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunduğu ve bu başvurunun dairemizce 18.07.2017 tarihinde, “.. şirketinin talebi hakkında verilmiş bir red kararı bulunmadığından” geri çevrildiği, mahekemece 11.10.2017 tarihinde tekrar duruşma yapılarak, İstanbul 9. Ticaret Mahkemesi’nin verdiği ihtiyati tedbir kararı itirazın reddine karar verildiği, karar başlığından itiraz eden olarak davacı … şirketinin yer aldığı ve duruşmaya dava dışı 3.kişi … Şirketinin katılmadığı görülmektedir.
Bu karara karşı davalı …vekili istinaf isteminde bulunmuş ve “mahkemenin red gerekçesinin itiraz nedenlerini karşılamadığını, Finansal Kiralama Kanunu gayrimenkulün zilyedinin müvekkili olmadığını, Finansal Kiralama kiralarının davacıya ödendiğini, taraflar arasındaki Finansal Kiralama sözleşmesininin klasik anlamda Finansal Kiralama olmayıp, sat-geri kirala biçiminde özel bir Finansal Kiralama olduğunu, kira konusu gayrimenkulde dava dışı … kiracı olduğundan, bu şirketin Borçlar Kanunun’dan doğan kiracılık hakları nedeniyle üçlü ilişkiye 6361 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun değil, Borçlar Kanunu’nun uygulanacağı ve davanın … karşı Borçlar Kanunu hükümlerine göre dava açması gerektiğini” iddia ile kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, “Finansal Kiralama sözleşmesinin feshi ile, davalı ile olan sürekli borç ilişkisinin sona erdiğini, davalının kira konusu gayrimenkuldeki zilyetliğinin de hukuken sona erdiğini, davalının haksız zilyet durumuna düştüğünü, taraflar arasındaki sözleşmenin adi kira sözleşmesi değil, Finansal Kiralama sözleşmesi olduğunu, 3.kişi konumundaki … şirketinin, kendilerinin muhatabı olmadığını, 6361 sayılı Kanun’un 32 ve 33.maddeleri gereği verilen tedbir kararının doğru olduğunu, 6361 sayılı Kanun’un 34.maddesine göre Finansal Kiralama sözleşmesi hakkında Medeni Kanun’un 764, 765, 766 maddelerinin, TBK’nun konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümlerinin uygulanmayacağını, alt kiracının, asıl kiracıdan bağımsız bir hakkı bulumadığını, alt kira sözleşmesinin asıl kira sözleşmesi yürürlükte kaldığı sürece geçerli olduğunu, asıl kira sözleşmesinin feshi ile birlikte alt kira sözleşmesinin de fesholunmuş sayılacağını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2001/6-653 Esas, 2001/672 Karar sayılı, 03.10.2001 tarihli kararının ve öğretideki görüşlerin de bu yönde olduğunun, somut olayda Finansal Kiralama sözleşmesi temerrüt nedeniyle feshedildiğinden, kira ilişkisinin ortadan kalktığını, dolayısıyla alt kira ilişkisinin de son bulduğunu” savunarak ve dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek istinaf isteminin reddini istemiştir.
Dairemizce verilen 28.02.2018 tarih ve 2017/6730 E., 2018/449 K.sayılı geriçevrilme kararı üzerine, tebligat eksikliği giderilerek dosyanın yeniden dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar yukarıda belirtilen biçimde istinaf isteminde bulunulmuş ise de, 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 34.maddesi uyarınca, Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısım dördüncü bölüm ikinci ayrımından yer alan Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarına ilişkin hükümlerin, Finansal Kiralama Sözleşmelerine uygulanmayacağı, Finansal Kiralama sözleşmesinin usulüne uygun biçimde ve yasal nedenle feshi durumunda, bu feshin gayrimenkuldeki kiracı yönünden de hukuki sonuç doğuracağı, dolayısıyla istinaf istemlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalının ve dava dışı 3.kişinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin REDDİNE,
Davalı yönünden, alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Talep Eden 3.kişi yönünden, alınması gereken 35,90 TL harcın 3.kişi’den alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf isteminde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/05/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.