Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1653 E. 2021/623 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1653 Esas
KARAR NO: 2021/623
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2017
NUMARASI: 2015/73 E. – 2017/255 K.
DAVANIN KONUSU: Markaya Tecavüz, Haksız Rekabet, Manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin 180’den fazla Ülkede dünyaca meşhur birçok markasının mevcut olduğunu; bu markalardan birinin … markası olduğunu, ayrıca … tescil numaralı şekil markanın da sahibi olduğunu; markanın şeklin tüketici tarafından tanındığını Türkiye’de de Dünyada olduğu gibi … markası için yoğun promosyon yapıldığını, Müvekkilinin … ürününe ait ticari takdim şeklinin davalı dahil birçok firma tarafından taklit edildiğini; davalının ticari takdim şeklini … markası ile yaptığını; deterjan ürünleri olarak piyasaya sürdüğünü; davalı tarafın kullandığı şişenin müvekkiline ait … sayı ile tescilli ve tanınmışlığı müspet şekil marka ile birebir aynı özellikler içerdiğini, müvekkiline ait ticari takdimde yer alan, sarı, beyaz, yeşil ve kırmızı renk kombinasyonu etiketin üst kısmındaki yeşil bant ve “yeşil damla’’ şeklinin, davalıya ait ürün ambalajında kullanıldığım; bu kullanımın müvekkiline ait takdim şekli ile neredeyse ayniyat boyutuna taşıdığını, bu takdim şekli ve markalarım taklit eder fiillerinin Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/67 değişik iş dosyası ile tespit edildiğini; davalının mütecaviz ürünlerinin https://www…..com….33/photos sayfasında da pazarladığını, müvekkiline att … bulaşık deterjanı ürünü ile iltibas yaratacak derecede benzer olan davalının … markalı ürününün, üretim, satış, pazarlama, dağıtım ve ticari maksatlı elde bulundurmanın önlenmesini; https://www…..com/… sitesindeki ve diğer mecralardaki tüm tanıtım ve kullanımlarının durdurulmasını; görüntülerin web silesi içeriğinden çıkartılmasını; ürünlerin ve buna ait malzemelerin toplanarak yeddiemîne teslimini; fiillerin haksız rekabet ve müvekkillerinin markalarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitini, önlenmesini, durdurulmasını, davalının vaki tecavüzleri ve haksız rekabetleri nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi île birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” markasının 1993 yılından itibaren ve yenilenmek sureliyle 012346. 015441 ve 20513 numaraları ile tescilli olduğunu; bu markanın davacıya ait “…” markası ile hiçbir şekilde iltibas oluşturmadığını; her iki markalı ürünlerdeki etiketlerin görsel olarak ve renk seçimi olarak farklı olduklarını haksız rekabete yol açacak tecavüz oluşturmadıklarını, Davacıya ait şişe şeklinin özgün bir şekil olmadığını, birçok firmanın kullandığı şekil olduğunu, başka firmalar adına da tescilli olduğunu, bu nedenle markaya tecavüz ve haksız rekabetle söz edilemeyeceğini; bu ürünü kullanan kişilerin ürünlerin sadece şişe şekline bakarak karıştırılma ihtimallerinin kesinlikle olmadığını, facebook sayfasının müvekkillerine ait olmadığını, Müvekkillerinin “…” ve “…’’ isimli 2 markası olduğunu, bu markalar ile üretim yaptığını; tespite konu şişe ve ambalajın yurt dışından sipariş veren bir müşteri için bir defaya mahsus üretildiğini; şişe ve ambalajın müşteri tarafından gönderildiğini, kendilerinin sadece dolum yaptığını, yapılan tespitten sonra müvekkilinin bu ürünü kullanmadığını, piyasaya arz etmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davalı tarafın kullanımının … şeklinde olduğu, markaların anlamsal olarak aynı olmamakla birlikte davalının ürünlerin ambalaj tasarımını ticari olarak takdim şekli marka hakkını ihlal ve haksız rekabet oluşturduğu, davacı tarafın 2012/36615 no’ lu marka tesciline sahip olup, davalı tarafından bu ambalaj ile birlikte davacıya ait damla şekli ile … markalı ürüne çağrışım yaparken, ayrıca etiket renklerinin de tıptı davacı gibi kullanarak satış ve dağıtımı yaptiğinden davalı tarafın ürünlerinde davacının 3 boyutlu markası, ve ticari takdim şekli karıştırma ihtimaline yol açacak şekilde benzerdir ve renk kullanımları ile görsel unsurların yerleşimi, kompozisyonu bakımından davacının ürünleri ile yaratılan iltibas sonucunda davalının eyleminin TTK 54 vd. maddeleri anlamında haksız rekabet ve marka hakkını ihlal teşkil ettiğinden marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin sabit görüldüğü ve buna dayalı taleplerinde kabülüne karar verilmesi gerektiği, İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 17/04/2015 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile davalının … markasını kullanma hakkı saklı kalmak kaydıyla, 30.000 TL teminat karşılığında davacının 2012/36615 nolu şekil markası ve ürün ambalajı ile iltibas oluşturan davalıya ait bulaşık deterjanı ürününün piyasaya sürülmesinin satışının tedbiren önlenmesine karar verildiği, davalı tarafın eylemi, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olarak kabul edildiğinden ve davalı taraf bu eyleminde kusurlu olduğundan 6102 sayılı TTK’ nın 56. maddesi ile 556 sayılı KHK’ nın 9, 61 ve 62/1-b ve 6769 sayılı SMK’nun 29, 149.maddeleri gereğince manevi tazminat talebi kısmen yerinde görülerek, fiilin işlenme tarzı, hükmedilecek tazminatın marka sahibinin manevi tatmin duygusunu giderecek düzeyle olması kriteri, hak ve nesafet ölçüleri gözetilmiş ve ihlalin boyutu ile gerçekleşme biçimi, kapsadığı coğrafi alan ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal konumları da dikkate alındığı” gerekçesiyle davalının ticari takdim şekli dikkate alındığında davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetininin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede görüldüğünü, yetki itirazının dikkate alınmadığını,Bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı ve denetime elverişsiz olduğunu, müvekkilinin markasının renk seçimi, yazı stili, renkli görselleri ile davacı şirket markasıyla hiçbir benzerliği ve ilgisinin olmadığını, … markasının … markası ile de hiçbir şekilde iltibas oluşturmadığını, müvekkiline ait … markalı ürünler ile … markalı ürünlerin şişe şekiller ve boyutlarının birbirinden farklı olduğunu, mutfak deterjanında kullanılan bu şişe şeklinin özgün olmayıp birçok marka tarafından kullanılan bir şekil olduğunu, … markasının şekil ile değil şekil üzerinde yer alan marka ile ünlendiğini, önplana çıkan tüketicinin tercih sebebi olan üç boyutlu şekil markası değil üzerinde yazan marka olduğunu, hedef kitle olan ortalama zeka ve kültür düzeyinde alıcılar tarafından karıştırılmayacağını, rapora itirazların dikkate alınmadığını, tespite konu şişe ve ambalajın yurtdışından sipariş veren bir müşteri için bir defaya mahsus üretildiğini, ambalaj ve şişenin müşteri tarafından gönderildiğini, müvekkilinin sadece dolum işlemi yaptığını, bu şekli ile hiçbir zaman üretim yapıp satılmadığını, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin oluşmadığını, dava açılmadan davacıya iddia konusu şişe şekli üretim yapılmadığı ve ambalaj kullanılmadığının bildiğini davacının hukuki yararı olmadığını, kabul edilememekle birlikte manevi tazminatın oldukça fahiş olduğunu, kararın manevi tazminat yönünden kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin KOnya Kapatılan 4.ATM’nin 2012/267e, 2012/55K sayılı dosyasının 29.03.2017 Tarihli ek kararı ile iflasına karar verildiğini, mahkemenin durma kararı vermesi gerekirken bu husustaki talep hakkında karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacılar vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davalının istinaf isteminin reddi gerektiğini, mahkemenin manevi tazminat isteminin tam kabulüne karar vermesi gerekirken kısmen kabulüne karar vermesinin yerinde olmadığını, delil tesptiinin yapıldığı 2014 ‘ten beri 4 yıldan beri müvekkilinin tanınmışlığı v eitibarından fayda sağlandığını ve gelir elde ettiğini, delil tespit tutanağında 4680 adet mütecaviz ürün bulunduğunu, taklit kastının açık olup davalının kusurlu olduğunu, müvekkilinin uğradığı itibar kaybı bir yana davalının eylemelri nedeni ile harcanan emek v ehukuki masrafların dahi hükmolunan manevi tazminatın çok üstünde olduğunu, Mahkemenin kararının 7 nolu bendinde müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücreti, 8 nolı bendinde davalı lehine hükmedien vekalet ücreti ile 9 nolu bendindeki yargılanma giderlerine ilişkin hükümlerin hatalı olduğunu, Mahkemenin sadece manevi tazminat talebini kısmen reddettiğini, diğer talepelrin kabul edildiğini, davalı lehine hükmolunan 1200TL vekalet ücretinin AAÜT 10.md aykırı olduğunu, haksız rekabet ve markaya tecavüz talepleri yönünden objektif dava birleşmesi olduğundan iki ayrı vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, yargıalam giderlerinin kabul red oranına göre 2/3 olarak hesaplanamsına karar evrilmiş ise detüm talepler kabul edildiğinden hakkaniyet kuralı da dikkate alınarak yargılama giderlerinin bir kısmının müvekkili üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu, bununla birlikte delil tespit dosyasındaki masrafların yargılama giderlerine eklenmemiş olmasının da hatalı olup kararın bu yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Davacı taraf, tanınmış … markası ile özdeşleştiğini ileri sürdüğü, 2012/36615 başvuru numaralı şekil markasına, davalının tecavüz ettiğini ve haksız rekabette bulunduğunu iddia ederek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin meni ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi; HMK’nın 355.maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TPE kayıtlarından 98256 sayılı … ibareli markanın 3.sınıfta 29/06/1997 tarihinden, 2009/54736, 2012/53565 sayılı … + damla şekil markalarının ve 2012/53579 sayılı … markasının 03, 21.sınıflarda başvuru tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle, 2012/36615 sayılı şişe şekil ibareli markanın ise 3.sınıfta 18/04/2012 tarihinden itibaren, 09/07/2014 tarihinde davacı adına tescil edildiği, yine davacı adına 1992 yılından itibaren muhtelif tarihlerde … esas unsurlu birçok markanın davacı adına tescilli olduğu; 148272 sayılı … markasının 1 ve 3 nolu sınıfta, 17.03.1994’ten itibaren 167872 sayılı … markasının 3 nolu sınıfta, 12.11.1996’dan itibaren, 2000/20513 sayılı … markasının 3 nolu emtia sınıfında 26.09.2000’den itibaren davalı adına tescilli olduğu görülmektedir. Mahkemece alınan 16.06.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; davalıya ait …. markasının kullanımının davacının … markasının kullanım şekline benzetilmiş olduğu, davalıya ait … markalı ürüne bakıldığında … markalı ürün ya da aynı firma tarafından üretilmiş ikinci marka izlenimi doğurduğunu, üç boyutlu şekil markasının üzerinde farklı bir marka yazılırsa davacıya ait … markası ile tüketicinin bağlantı kurabileceği, üç boyutlu şekil markasının … markası ile özdeş olduğu, davacıya ait markanın tanınmış marka olarak kabul edilebileceği, davalıya ait ürünün tasarımının davacıya ait şekil markanın tasarımına benzer olduğu, davalının … markasının kullanım tarzı itibarıyla davalıya ait … markasına tecavüz ettiği ve dolayısıyla TTK haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiği yönünde görüş belirtilmiştir. Davalı vekili usule ilişkin istinaf istemleri öncelikli olarak incelenmiştir. Birinci istinaf istemi mahkemenin yetkisiz olduğuna ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, haksız rekabetin tespiti ve meni, markaya haksız müdahalenin meni ve manevi tazminat isteminde bulunmuş olup yetkili mahkemenin SMK 156/3 ve 4.maddesine göre değerlendirilmesi gereklidir. (Aynı yönde Y.20. HD, E. 2019/1039, K. 2019/2415, 8.4.2019 tarihli ilamı) Bu durumda İstanbul mahkemeleri yetkili olduğundan davalı vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir. Usule ilişkin ikinci itiraz ise; davalı şirketin yargılama sırasında iflas ettiğinin beyan edilmesine rağmen mahkemece bu hususun dikkate alınmadığına ilişkindir. Davalı şirket hakkında Konya Kapatılan 4. ATM’nin 2012/262 E, 2012/55 Karar sayılı dosyasının 29.03.2017 Tarihli ek kararı ile iflas erteleme talebinin reddi ile iflasına karar verildiği sabit ise de, Yargıtay 23.HD’nin 2017/1538 E, 2017/2296 K sayılı 21.09.2017 Tarihli kararı ile ek kararın bozulmasına karar verildiği, istinafa konu iş bu mahkeme kararının ise 05.12.2017 Tarihli olduğu dikkate alındığında bu husus esasa etkili görülmediğinden bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf istemine gelince; TPE nezdindeki 2012/36615 nolu şekil markası 18.04.2012 koruma tarihli olarak davacı adına tescilli olup davacının tescilli şekil markası karşısında davalının şeklin orijinal olmadığı, piyasada pek çok marka tarafından kullanıldığı yönündeki itirazının yerinde olmadığı keza; davalı vekili ürün şişe şekilleri ve boyutlarının farklı olduğunu ileri sürmüşse de, davalının … markalı ürünlerinin benzerlik oluşturacak ve iltibasa yol açacak şekilde şişenin genel gövde formunun, beş adet kanallı bölümün, ön alt kısmında bulunan yarım daire içindeki üst bölümün kavisli şekli ve damla şekli, sarı renkli kısmın şeklinin davalı ürününde kullanılmak sureti ile davalı ürününün davacı şekil markasına tecavüzde bulunduğu, ürün ambalajlarının davacının tescil sınıfında bulaşık deterjanı ürününde kullanıldığı, davalının kullanım şeklinin ortalama tüketici üzerinde karıştırmaya neden olabileceği, davacının şekil markasına tecavüz ve haksız rekabet fiilini oluşturduğu, yargılama sonrasında alınan bilirkişi raporunun yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili müvekkilinin yurt dışı siparişi üzerine sadece bir adet ürün dolumu yapıldığını, ambalajı müşterinin gönderdiğini, başkaca bir üretim olmadığını ileri sürmüş ise de dosyada mevcut görseller, delil tespit dosyasına ilişkin keşif zaptında tespit adresinde 4680 adet tespit konusu sıvı deterjan olduğunun belirtildiği de dikkate alındığında bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Davacı vekili hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğunu, davalı vekili ise manevi tazminatın reddi gerektiğini ileri sürerek manevi tazminat yönünden ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davalı adresinde 13/11/2014 tarihinde delil tespiti işlemi yapılmış, Beyoğlu …. Noterliği’nin 09.01.2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi davalıya 14.01.2015’te tebliğ edilmiş, iş bu dava 14/04/2015 tarihinde açılmıştır. Davalının ihlal süresi, dava tarihi ve dosya kapsamındaki deliller göz önüne alınarak hükmedilen 10.000 TL manevi tazminatın yeterli olduğu kanaatine varılmakla, taraf vekillerinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; reddedilen manevi tazminat talebi yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin kabul oranına göre hesaplanması yerinde ise de; delil tespit giderlerinin yargılama giderlerine dahil edilmemesi ve kabulüne karar verilen markaya tecavüz, haksız rekabet davaları yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesi, manevi tazminat yönünden ise maktu vekalet ücretinin altında bir miktar olan 1.200 TL vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, Dairemizce kurulan hükümde bu kısımların düzeltilmesine karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararında alınması gereken harcın 683,10 TL olarak hesaplanması gerekirken 68,31TL olarak yazıldığı, harcın kamu düzenine ilişkin olduğu dikkate alınarak hükümdeki harç hatasının resen dikkate alınarak düzeltilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf isteminin kısmen kabulüne, 6100 sayılı HMK 355, 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin esastan REDDİNE, Davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK’nın 355, 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/02/2017 gün ve 2015/73 Esas, 2017/255 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yeniden hüküm kurulmasına, 3-A-Davalının ticari takdim şekli dikkate alındığında davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, B- Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, C- Karar kesinleştiğinde hüküm fıkrasının masrafı davalıdan alınarak Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına, D- Mahkemece verilen 17/04/2015 tarihli tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde halen piyasada davalının ihlal teşkil eden yargılamaya konu ürünü bulunduğu takdirde TTK 56/4 madde kapsamında bulunduğu yerden toplatılması suretiyle imhasına, E- Alınması gereken 683,10 TL ilam harcının 853,88 TL peşin harçtan mahsubu 170,78 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine, F- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davacı lehine kabul edilen markaya tecavüz davası yönünden 5.900 TL, haksız rekabet davası yönünden 5.900 TL, kısmen kabul edilen manevi tazminat davası yönünden 5.900 TL olmak üzere toplam 17.700,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,G- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kısmen reddine karar verilen manevi tazminat davası yönünden 5.900 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, H-27,70 TL başvuru harcı, 683,10 TL peşin harç, 228 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.500 TL bilirkişi ücreti ile delil tespit dosyasına yansıyan 783,00 TL masraf ki toplam; 3.221,80 TL’nin 2/3’si olan 2.147,86 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan 35,90’ar TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davacılar tarafından yapılan 98,10’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 98,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 294,20 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,-İstinaf talebi reddedildiğinden davalıdan alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 35,90 ve 134,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,33 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, davalı tarafça yapılan istinaf masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 25/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.