Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1649 E. 2018/1384 K. 12.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1649 Esas
KARAR NO : 2018/1384
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2017
NUMARASI : 2017/1101 2017/1092
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 12/06/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz isteyen vekili, taraflar arasında faktoring sözleşmesi bulunduğunu, karşı tarafın müvekkiline verdiği bononun vadesinde ödenmediğini, bugün ki tarih itibariyle müvekkilinin alacağının 100.000 TL’ye ulaştığını belirterek 100.000 TL alacağın tahsilinin temini için ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiş, mahkemece 13/10/2017 tarihinde teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden vekili, ihtiyati haciz isteyen şirketin faktoring şirketi olduğunu, yönetmelik gereğince mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilen bir alacağı devralması gerektiğini, bu konuda belge ibraz etmesi gerektiğini, ayrıca faktoring sözleşmesi imzalanırken teminat için dayanak bononun alındığını, müvekkilinin imzalı ve boş olarak bu bonoyu düzenlediğini, ancak ihtiyati haciz isteyenin bedel hanesine 200.000 TL , vade kısmına ise 11/10/2017 yazdığını, ihtiyati haczin icra edildiğini ve malların muhafaza altına alınmasını önlemek amacıyla müvekkilinin 100.000 TL ile icra giderlerini elden depo etmek durumunda kaldığını, ihtiyati haciz isteyen tarafından müvekkiline gönderilen 13/10/2017 günlü ihtarname ile 100.000 TL borcun ödenmesinin istendiğini, ihtarnamenin ihtiyati haczin icra edilmesinden bir gün sonra olan 18/10/2017 tarihinde müvekkiline ulaştığını, müvekkilinin ihtiyati haciz isteyenden 200.000 TL borç almadığını, senedin nakden kaydı ile düzenlediğini, müvekkilinin yanıltılarak senedi imzaladığını, ihtiyati haciz isteyenin kötü niyetli olduğunu, senedin teminat senedi olduğunu ve sonradan doldurulduğunu bildirmiştir.
İtiraz eden vekilince 27/11/2017 tarihli dilekçe ile ihtiyati haciz isteyene verilen çekin 30/10/2017 tarihli olduğunu ve çekin keşidecisi tarafmdan ödendiğini, dolayısıyla icra dosyasma teminat amacıyla depo ettikleri 100.000 TL’nin iadesini istemiştir.
Mahkemece, ileri sürülen itirazların İİK’nun 265.maddesindeki itiraz sebeplerinden olmadığı gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı itiraz eden vekili istinaf etmiştir.
İtiraz eden vekili istinaf sebebi olarak; itiraz dilekçesindeki hususları tekrar etmiş, ayrıca ihtiyati haciz isteyen tarafından başlatılan takip sırasında müvekkilince 100.000 TL’nin teminat olarak icra dosyasına depo edilmek zorunda kaldığını bildirmiştir.
GEREKÇE:
Talep, bonoya dayalı ihtiyati hacze ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati hacze itirazın reddi kararına yöneliktir. İhtiyati hacze itiraz konusu İİK’nun 265.maddesinde düzenlenmiştir. Karşı taraf vekilince ileri sürülen hususlar İİK’nun 265.maddesi kapsamında kalan itirazlardan olmadığı gibi, ihtiyati hacze dayanak yapılan bono nedeniyle bir borcun bulunmadığı iddiasının ise açılacak bir menfi tespit davasında ileri sürülebileceği dikkate alındığında karşı taraf vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından karşı taraf vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşı taraf vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karşı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.12/06/2018