Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1626 E. 2021/448 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1626 Esas
KARAR NO: 2021/448
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2017
NUMARASI: 2014/1346 2017/648
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 02/10/2014
Birleşen Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1345 Esas – 2016/173 Karar sıyılı dosyası
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 02/10/2014
KARAR TARİHİ: 05/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı …vekili asıl davada, müvekkili ile borçlular arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının da bu sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçların ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek başlattıkları icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Davacı …vekili birleşen davada, müvekkilinin ticari kartlar sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili birleşen davada, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacı tarafından dava dışı asıl borçlu … genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi kullandırıldığı, davalının bu sözleşmede 65.000,00 TL limit üzerinden müteselsil kefil olduğu, 10/04/2017 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, toplam 10.664,01 TL alacağın tahsilinin teminen itirazın iptaline takibin devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna, birleşen davanın kısmen kabulü ile toplam 5.363,13 TL alacağın tahsilinin teminen itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı asıl ve birleşen davanın davalı vekili istinaf etmiştir. Asıl ve birleşen davanın davalı vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemenin hükme esas aldığı 10/04/2017 tarihli bilirkişi raporunun dava hakkındaki beyanlarını doğruladığını, kefaletin geçerli olabilmesi için TBK’nun 584.maddesi gereğince kefil olacak gerçek kişilerin eşlerinden kefil olunacak tutara yazılı muvafakat alınması gerektiğini, raporda da görüleceği üzere eş muvafakatına dair belgenin dosyada bulunmadığı, kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, bu nedenle müvekkilinin kefaleten sorumlu tutulamayacağı, yine 20.000,00 TL’lik kefalet açısından ise kefil davalının eşi … tarafından imzalanmış 19/02/2013 tarihli 20.000 TL’lik muvafakatname dosyaya sunulmuş ise de, gerek asıl gerekse birleşen davalarda takip ve dava konusu edilen taksitli ticari kredi ve kredili mevduat hesabından kaynaklanan davacı banka alacağının işbu ticari kart sözleşmesiyle ilişkili olmadığının tespit edildiğini, zaten raporda ticari kart sözleşmesinden kaynaklanan davacı alacağına ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığını, takip konusu edilen borcun 2013 yılı içinde müvekkilince ödendiğini, en son ödeme tarihinin 25/09/2013 olduğunu, ödemeye ilişkin olarak davacı … tarafından düzenlenen 30/03/2015 tarihli belgeyi dosyaya sunduklarını, bu belgenin değerlendirilmediğini, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir. Asıl davaya konu icra dosyasının Kocaeli …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası olduğu, bu dosyada davacı tarafından kredi üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti dayanak gösterilmek suretiyle 10.522,70 TL ‘si asıl alacak olmak üzere 10.664,01 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazında takibe konu sözleşmeyle borcunun bulunmadığını, kefil olduğu kısma ilişkin borcun ödendiğini, rehnin de kaldırıldığını bildirdiği görülmüştür. Birleşen davaya konu Kocaeli ….İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; kredi üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti dayanak gösterilmek suretiyle 4.984,76 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 5.406,46 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazında takibe konu sözleşmeyle borcunun bulunmadığını, kefil olduğu kısma ilişkin borcun ödendiğini, rehnin de kaldırıldığını bildirdiği görülmüştür. Davacı banka tarafından dosyaya sunulan muvafakatname başlıklı belgenin incelenmesinde; davalı … eşi olduğu belirtilen … 19/02/2013 tarihinde 65.000 TL ile eşi … müteselsil kefil sıfatıyla sözleşme imzalamasına muvafakat ettiği görülmüştür. Dosya içinde bulunan ticari kart sözleşmesinin fotokopisinin incelenmesinde; davalının 19/02/2013 tarihinde kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı, tarihin kefil olunan miktarın, isim ve soyismin ve müteselsil kefil olunduğuna dair ibarenin el yazısıyla yazılarak imzalandığı görülmüştür. Birleşen dava dosyasında alınan 10/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankanın davalı borçludan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 4.872,46 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu alacağa %30,24 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV istenebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Birleşen dosya içinde alınan 18/06/2015 tarihli ek bilirkişi raporunda; aynı yönde görüş bildirildiği görülmüştür. Birleşen dosya içinde alınan 07/12/2015 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 4.878,79 TL asıl alacağının bulunduğu, bu tutara takipten itibaren %30,24 temerrüt faizi ve %5 BSMV istenebileceği, 5464 Sayılı kanunun 26/2 maddesi gereğince 01/06/2006’dan itibaren TCMB tarafından üçer aylık dönemler itibariyle açıklanan değişen oranlardaki faizin uygulanması gerektiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Asıl dosya içinde alınan 30/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davalının genel kredi sözleşmesine 65.000,00 TL ve 20.000,00 TL limitle kefaletnameyi imzaladığı, eşi … 20.000,00 TL kefalet için muvafakat verdiği, davalının kefaletinin 10 yıl süreyle geçerli olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 14/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davalı kefilin sözleşmede gösterilen limitinin 20.000,00 TL olduğu, davacı bankanın takip tarihi itibariyle 10.522,70 TL asıl alacak olmak üzere toplam 10.651,52 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %15,30 temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte alacağın istenebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Asıl davada alınan 10/01/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda; dosyanın mevcut haliyle davalı tarafın savunmalarının değerlendirilemediği, konuyla ilgili eksik bilgi ve belgelerin celbi halinde davalı beyanlarına açıklık getirilebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 10/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankanın asıl dava yönünden 10.522,70 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 10.664,01 TL isteyebileceği, birleşen dava yönünden ise 4.971,30 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 5.363,13 TL isteyebileceği, asıl davadaki alacak yönünden %15,30 temerrüt faizi, birleşen dava yönünden ise %30,24 oranında temerrüt faizi istenebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Asıl ve birleşen dava, bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, hem asıl davaya hem birleşen davaya konu icra takiplerinde “kredi üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti” şeklinde dayanak göstermiştir. Yargılama sırasında birden çok bilirkişi raporu alınmış olup mahkemece en son alınan rapor hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulduğu görülmüştür. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. İtirazın iptali davalarının görülmesi için gereken koşullardan bir tanesi de takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olmasıdır. Yine itirazın iptali davalarında haklılık durumu takip tarihi itibariyle değerlendirilmelidir. Her ne kadar davacı banka tarafından hesabın kat edilmesiyle birlikte alacak muaccel hale gelmekte ise de, davacı banka tarafından davalı tarafa gönderilen hesap kat ihtarnamesinde borcun ödenmesi için 3 günlük atıfet tanındığı görülmüştür. Bu durumda atıfet süresi boyunca muacceliyet ertelenmiş sayılır. Somut olayda davacı tarafça davalı ve dava dışı … gönderilen Beyoğlu …. Noterliği’nin 21/02/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin asıl ve birleşen davanın davalısı olan …’e 04/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre 3 günlük atıfet süresinin eklenmesi sonucu icra takibinin en erken 08/03/2014 tarihinde başlatılması gerekirken hem asıl davaya, hem birleşen davaya konu icra takiplerinin 06/03/2014 tarihinde harçları yatırılmak suretiyle başlatıldığı görülmüştür. Buna göre hem asıl davanın hem de birleşen davanın takip tarihi itibariyle alacak muaccel olmadığından reddi gerekirken bu yöndeki dava şartı gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Bakınız. Yargıtay 19.HD’nin 2018/995 Esas, 2019/5544 Karar ve Yargıtay 19.HD’nin 2017/4707 Esas, 2019/2247 Karar sayılı ilamları) Açıklanan bu husus dava şartı olduğundan ve dava şartları mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiğinden dairemizce re’sen bağlamında dikkate alınarak asıl ve birleşen davanın davalı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Asıl ve birleşen davanın davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2017 gün, 2014/1346 Esas, 2017/648 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Asıl dava yönünden;3-Asıl davanın REDDİNE, 4-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 182,15 TL harçtan mahsubu ile artan 122,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, 7-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Birleşen dava yönünden; 8-Birleşen davanın reddine, 9-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 92,35 TL harçtan mahsubu ile artan 33,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 10-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 11-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 150,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 12-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf yargılaması yönünden;13-İstinaf peşin harcının talebi halinde asıl ve birleşen davanın davalısına iadesine, 14- İstinaf aşamasında asıl ve birleşen davanın davalısı tarafından yapılan yargılama gideri olan 196,20 TL ( 98,10×2) istinaf yoluna başvurma harcı ile 84,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 280,20 TL’nin asıl ve birleşen davanın davacısından alınarak asıl ve birleşen davanın davalısına verilmesine, 15-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 16-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/03/2021