Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1606 E. 2019/1559 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1606 Esas
KARAR NO : 2019/1559
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2018
NUMARASI : 2017/578 2018/23
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının 27/05/2015 tarihinde kısmen devraldığı 2008/75358 tescil numaralı “…” ibareli markasının ayırt edicilik fonksiyonunun bulunmadığını, dolayısıyla tescilinin hukuka ve marka mevzuatına aykırı olduğunu, ayrıca söz konusu ibarenin jenerik ve tasvir edici bir ibarede olmadığını, bu nedenle hükümsüz kılınarak sicilden terkini gerektiğini, şayet mahkeme aksi kanaatte ise davalının bu markayı tescilden itibaren 5 yıllık süre içerisinde kullanmadığını iddia ederek öncelikle 6769 Sayılı SMK’nun 5,6 ve 25.maddeleri uyarınca markanın hükümsüzlüğüne, bu talepleri kabul görmemesi halinde markanın kullanılmayan emtialar bakımından tescil tarihinden itibaren etkili olacak şekilde iptali ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu markanın müvekkilince eskiye dayalı olarak kullanıldığını, ayrıca markanın tescil edildiği sınıfta ayırt edici niteliğe haiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının hükümsüzlük ve iptal davasını terditli olarak ileri sürdüğü, HMK’nun 111.maddesi uyarınca bu talepler arasında aslilik ve fer’ilik bakımından bağ bulunmadığını, terditli davalarda asli talep hakkında red kararı verildikten sonra fer’i talebin incelenmesine geçileceği, eldeki davada HMK’nun 110.maddesinde düzenlenen davaların yığılması kapsamında aynı davalıya karşı ileri sürülmüş bağımsız birden fazla asli talep bulunduğundan usulüne uygun olarak açılmayan davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; eldeki terditli davanın 6100 sayılı HMK’nun 111.maddesine uygun bir şekilde açıldığını, mahkeme kararının eksik ve hatalı olduğunu, yerel mahkemenin sadece kanun hükümlerini karara yazdığını, ancak somut olayı gerekçe yönünden uyarlamadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, davanın HMK’nun 111.maddesine uygun olarak açıldığını, talepler arasında açıkça hukuki ve/veya ekonomik bağlantı bulunduğunu, ilk taleplerinin şehir ibaresinin marka vasfını taşıyıp taşımadığına ilişkin olduğunu, şayet mahkemenin ilk taleplerini inceleseydi hükümsüzlük kararı verecek olduğunu, dolayısıyla ikinci talebin incelenmesine gerek kalmayacak olduğunu, şayet bu ibarenin marka niteliğinde olduğunu kabul etmesi halinde kullanmama nedeniyle iptal kararı vereceğini, kararın HMK’nun 111.maddesine aykırı olduğunu, ayrıca usul ekonomisi ilkesine de açıkça aykırılık teşkil ettiğini, zira davanın taraflarının ve dava konusu markanın aynı olduğunu, yine hükümsüzlük davasının iptal davasında bekletici mesele yapılması gerektiğini, şayet bu açıklamaları kabul görmez ise taleplerin bağımsız talepler olarak nitelendirilse bile davaların birlikte görülebileceğini ya da tefrik kararı da verilebileceğini, kararın sonuçları itibariyle ağır olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili, dosya istinaf aşamasında iken dairemize gönderdiği 04/09/2018 tarihli yazı ile müvekkilinin vakıf üniversitesi olup harçtan muaf olduğunu, dolayısıyla harçtan muaf tutulmalarını ve gerek dava açılırken, gerekse dava sürecinde sehven yatırdıkları yargı harçlarının taraflarına iade edilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Davacı, işbu davasında öncelikli olarak davalıya ait “…” ibareli markanın ayırt edicilik fonksiyonunun bulunmadığı, ibarenin jenerik ve tasvir edici bir ibare de olmadığından hükümsüzlüğünü, aksi halde kullanmama nedeniyle iptali kararı verilmesini ve bu talebi HMK’nun 111.maddesi uyarınca terditli olarak yaptıklarını belirtmiştir. Mahkemece, HMK’nun 111.maddesi uyarınca talepler arasında aslilik-fer’ilik ilişkisi bulunmadığı, davada HMK’nun 110.maddesi kapsamında birden fazla bağımsız asli talep bulunduğu, davanın usulüne uygun açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Anlatım taraflara, niteleme ise Hakime aittir. Davacı taraf her ne kadar HMK’nun 111.maddesi uyarınca terditli olarak bu davayı açtıklarını belirtmiş ise de, mahkemenin de gerekçesinde belirttiği üzere söz konusu talepler asli talep niteliğinde olup her bir talebin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Mahkemenin gerekçesi yerinde olmakla birlikte davanın reddi kararı doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş, her bir talep bakımından değerlendirme yapılıp sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir. Bir davada aynı markanın hem hükümsüzlüğü hem de iptali istenebilir. (Bakınız. Yargıtay 11.HD’nin 2015/9373 Esas, 2016/4377 Karar sayılı ilamı) Yine birden fazla hükümsüzlük sebebine dayalı olarak dava açılabilir. Bu durum usul ekonomisine de uygundur. Açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 25/01/2018 tarih, 2017/578 esas, 2018/23 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 122,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/07/2019