Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1582 E. 2019/1322 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1582 Esas
KARAR NO : 2019/1322
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2017
NUMARASI : 2017/296 2017/1057
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin alacağının 8 adet her biri 5000 USD bedelli bonolara dayandığını, davalının ödememe protestosuna rağmen senet bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava ve takip konusu senetlerin vade tarihi ile takip tarihi arasında zamanaşımına uğradığını, senetlerin zamanaşımına uğradığının davacının da kabulünde olduğunu, icra takibinde itirazlarında belirttikleri zamanaşımı definin davada da tekrar ettiklerini, davacının dosyaya sunduğu protokolün müvekkili şirket ile … arasında düzenlendiğini, davacının protokolün tarafı olmadığını, sadece vekil sıfatıyla protokolü imzaladığını, dolayısıyla protokolden doğabilecek hak ve alacakların davacıya ait değil vekil edenlerine ait olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının 8 adet senetten kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi başlattığı, poliçedeki zamanaşımına ilişkin TTK’nun 661 ve 663.maddelerinin bonolar hakkında da geçerli olduğu, buna göre bonolara dayalı olarak vadeden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğu, icra takip tarihi itibariyle zamanşamı süresinin dolduğu, davacının davalıya karşı bu bonolardan dolayı ancak sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan davayı açma hakkına sahip olduğu, davacının bu yolu seçmediği gerekçeleriyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davaya konu takibin genel haciz yoluyla başlatıldığını, 3 yıllık süreden sonra takip yapılabileceğini, ayrıca protokolle yeni bir vade belirlendiğini, takibe konu senetler zamanaşımına uğrasa dahi zamanaşımına uğrayan bonolar nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilir ise de taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde bonoların yazılı delil başlangıcı olacağı ve alacaklının genel hükümlere göre genel alacak zamanaşımı dikkate alınarak tanık dahil alacağını her türlü delille ispatlayabileceği, kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin senetleri lehtardan ciro yoluyla devir ve temlik aldığından lehtarın tüm haklarına sahip olduğunu, protokolde borcun ve temel ilişkinin varlığının ikrar edildiğini, artık alacağın senetten bağımsız bir protokole bağlandığını, alacağın genel hükümlere göre talep edilebileceği, 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 04/04/2016 tarihinde her biri 5000 USD bedelli 4 adet bonoya dayalı olarak toplam 47.239,49 USD ile 731,40 TL protesto masrafının tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının bonolardaki zamanaşımının 3 yıl olduğundan bahisle zamanaşımı itirazında da borcun esasına yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Takibe konu bonoların tanzim tarihlerinin 25/01/2010, vade tarihlerinin ise sırasıyla 30/06/2011, 28/02/2011, 30/09/2011, 30/04/2011, 30/07/2011, 30/08/2011, 30/05/2011 , 30/03/2011 olduğu, her birinin 5000 USD bedelli olduğu, keşidecisinin davalı şirket, lehtarının dava dışı …, hamilin ise davacı olduğu görülmüştür.Dava dilekçesi ekinde sunulan 06/10/2011 tarihli protokolün incelenmesinde; taraflarının davalı şirket ile dava dışı … olduğu, protokolün alacaklılar adına Av. …. imzaladığı, protokolde Kadıköy ….İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası ile Kadıköy ….İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı dosyalarıyla henüz takibe konu edilmeyen 8 adet bononun ödenmesi için düzenlendiği, buna göre toplam 15 senet bedeli 75.000 USD ile 5000 USD’nin 3.maddedeki ödeme planı dahilinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ödemelerin tamamlanması halinde borcun sona ereceği düzenlendiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, zamanaşımına uğramış bonolara dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Dava konusu bonolar sırasıyla 28/02/2011, 30/03/2011, 30/04/2011, 30/05/2011, 30/06/2011, 30/07/2011, 30/08/2011 ve 30/09/2011 tarihlidir. Dava ve takip konusu bonolarda keşideci davalı, lehtar dava dışı …. davacı ise hamildir. Zamanaşımına uğramış bonolar yönünden Kambiyo Hukukuna dayalı haklar yitirilir ise de, taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde bonolar yazılı delil başlangıcı niteliğinde olur. Taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde ise keşidecinin dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nun 732.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlaması gerekir. Somut olayda davacı hamil, davalı ise keşidecidir. Bonoların metni incelendiğinde, taraflar arasında temel ilişki bulunmamaktadır. Öte yandan taraflar arasında temel ilişki bulunduğu şeklinde ileri sürülmüş bir iddia da bulunmamaktadır. Dava konusu bonoların vade tarihleri dikkate alındığında, en son vade tarihli olan bononun 30/09/2014 tarihinde 3 yıllık zamanaşımı dolmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nun 732.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye dayalı açılan takip ve davaların ise zamanaşımı süresi bononun zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıldır. Bir başka deyişle bononun vadesinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonraki 1 yıllık süre içerisinde takip veya dava açılması gerekir. İtirazın iptaline konu icra takibi 04/04/2016 tarihinde başlatılmıştır. Buna göre TTK’nun 732.maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresi de dolmuştur. Dolayısıyla davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yerindedir. Ne var ki mahkemece bonoların zamanaşımına uğradığı ve davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği hususu isabetli olarak belirtilmiş olmakla birlikte davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava açma hakkına sahip olduğu şeklindeki gerekçe yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde yerinde değildir. Mahkeme hükmü sonucu itibariyle doğru olduğundan gerekçenin bu kısmındaki yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. Öte yandan davacı taraf protokolde temel ilişkinin varlığının ikrar edildiğini belirtmiş, alacağın senetten bağımsız bir protokole dayandığını iddia ederek genel hükümlere göre talep edebileceğini ileri sürmüş ise de, dava İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davası olup itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. Davacı vekilinin atıf yaptığı protokole takipte dayanılmamıştır. Takibin dayanağı bonolardır. Davacının protokole dayalı alacağı olup olmadığı, varsa istenip istenemeyeceği bu davanın konusu değildir. Dolayısıyla davacı vekilinin bu husustaki istinaf talepleri de yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20/06/2019