Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1569 E. 2021/53 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1569 Esas
KARAR NO: 2021/53
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI: 2014/381 E. – 2017/1027 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 15/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar veya 3. Şahıslar tarafından dava konusu çek ve bonoya dayalı olarak icra takibine girişilebileceğinden müvekkillerin muhtemel zararının önlenmesini teminen müvekkiller aleyhine yapılacak cebri icra işlemlerinin önlenmesi için dava konusu çek ve bono ile ilgili ihtiyati tedbir kararı oluşturulmasını, müvekkiler tarafından düzenlenen 45.500,00TL tutarında hamiline bono ile 20/02/2012 tarihli 69.500,00TL tutarlı çek nedeni ile müvekkillerin davalılara borçlu olmadığının tespitine, iş bu çek ve bononun bedelsizliğine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; … A.Ş’nin pasif husumet ehliyeti olmadığını, davalı müvekkillerin farklı tüzel kişiler olduğunu, aralarında ticari ilişki dışında herhangi bir bağın bulunmadığını, bono ve çekin teminat olarak verildiği iddiasının yazılı delil ile ispatlanmadığını, teminat iddiasının aksini ispat eden delillerin mevcut olduğunu, teminat iddiasının yazılı belgeler ile çelişkili olduğunu, bu yüzden davanın husumetten reddine, haksız açılmış olan davanın her iki müvekkil yönünden esastan reddine, yargılama giderleri ile vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davacıların 45.500,00-TL bedelli hamiline bono ile 20/02/2012 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan tarihli, keşidecisi davacılardan … Ltd. Şti olan … bankası Esentepe şubesine ait 69.500,00-TL bedelli çek yönünden menfi tespit isteminin reddine, davacıların, taraflar arasındaki tüm ticari ilişki ve cari hesap nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti isteminin 6100 sayılı HMK 114/1-h, 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil … Ltd. Şti. ile, davalı … Hizmetleri arasında ilaçlı stent alım-satımı konusunda 14/05/2010 tarihli sözleşme akdedilerek, sözleşme ekinde stentlere ilişkin marka ve fiyat listesi düzenlendiğini, ilaç kaplı stent olan tıbbi malzemeyi hasta bazında sipariş üzerine davalı … Hizmetlerine teslim ettiğini, Müvekkili şirket ile davalı … arasında cari hesap ilişkisi olduğunu, Her ay sonunda kesilen fatura tutarına göre taraflar arasında mutabakat yapılarak … Sağlık-… Hastanesi Müvekkil şirkete borcu karşılığında çek tevdii şeklinde ödeme yapılmakta olduğunu, Avrupa … Hastanesi olarak faaliyet gösteren davalı … sağlık faaliyet konusu itibari ile toplu malzeme alımı, başka bir deyimle, medikal malzeme ticareti yapamayacağından bahisle stenttleri bundan böyle kendi grup şirketi diğer davalı … Hizmetleri A.Ş. üzerinden alabileceğini bildirmesi üzerine Müvekkili şirket ile … arasında 15/08/2011 tarihinde ilaçlı stent alım sözleşmesi akdedildiğini, … A.Ş. iş bu sözleşme gereği mal bedelleri karşılığı olarak 13.12.2011 vadeli 180.044,00-TL tutarında çeki 13.09.2011 tarihinde Müvekkil şirkete teslim ettiğini, Müvekkilinin Düzenlenen faturaları ve teslim aldığı 180.044,00-TL’lik iş bu çeki … A.Ş.’ne teminat olarak vererek karşılığında kredi kullandığını ancak 180.044,00-TL’lik çekin karşılıksız çıktığını, Davalı …-… Hastanesi’nin; stent bedelinin birim fiyatının düşürülmesi şartı ve yeni stent teslimatlarının yapılması koşulu ile çek bedelinin bağlı şirketi olan ve birlikte hareket ettiği diğer davalı … adına ödenebileceğini, aksi taktirde … ya da …’ın ödeme yapamayacağını, ellerinde bulunan stentlerin de iade edileceğini bildirmesi ve faktoring şirketinin haciz tehdidi altında oldukları da dikkate alınarak Müvekkillerinin teklif edilen şartları kabul etmek zorunda kaldıklarını, Ancak …, … A.Ş. adına ödeme yapmak için Müvekkillerden teminat talep etmiş ve Müvekkiller de ödemeleri alabilmek adına, 45.500,00-TL tutarında hamiline teminat bonosunu ve 20/02/2012 tarihli 69.500,00-TL tutarlı teminat çekini …’a teslim ettiğini, … tarafından talep edilen bu teminat çek ve senedinin amacı, … tarafından keşide edilerek Müvekkile verilen, Müvekkili tarafından Factoring şirketine tevdi edilen ve bu itibarla factoring şirketi elinde bulunan ve karşılıksız çıkan 180.044,00-TL tutarındaki çek aslının kendilerine iadesini sağlamak olduğunu, Sonuç olarak taraflar anlaşmış ve stentlerin birim fiyatının indirilmesi nedeni ile Müvekkiller, davalı …’a teslim ettiği 82 adet stente ek olarak 96 adet daha ürün teslim etmek zorunda kaldığını, Davalı …-… Hastanesi tarafından 23.12.2011 tarihinde … hesabına 45.500,00-TL ödendiğini, … sonradan 69.500,00-TL’lik ikinci ödemeyi yapmak için, grup şirketleri olan … A.Ş.’nin 180.044,00-TL’lik çekinin kendilerine iadesini şart koştuklarını, … Hastanesi nin … hesabına 69.500,00-TL yatırdığını, çek aslı teslimatına ilişkin çek fotokopisi üzerine … tarafından çekin teslim alındığına dair ıslak imza atıldığını, Ancak taraflar arasında malların teslim edilmesi, ödemelerin yapılması ve … A.Ş.’nin çek aslının Müvekkillerce … muhasebicisine iade edilmesine rağmen, davalıların …’a ait 180.044,00-TL’lik çekin iadesinin teminat olarak düzenlenen çek ve bonuyu Müvekkillere iade etmediğini, Bu nedenle bedelsiz teminat bonosu ve çek ile ilgili iş bu davanın açıldığını, Dava ikamesinden sonra Davaya konu 20/01/2012 vade tarihli, 45.500,00-TL bedelli senet davalı … tarafından dava dışı … Ltd. Şti.’ne ciro edildiği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında … tarafından 58.898,51-TL icra dosyasına ödendiğini ve menfi tespit talebinin istirdat talebine dönüştüğünü, Müvekkilinin davalılara hiçbir borcu olmadığını, Davalı şirketlerin de gerek davacı … ile gerekse davacı şirket ile aralarında başka bir borç ilişkisinin bulunduğu yönünde bir beyanda bulunmadığı gibi bunu ispatlayacak nitelikte hiç bir belge de ibraz etmediklerini, alacaklarının mahiyetini açıklamadığını, Yerel Mahkemece Davalı Şirketler Arasındaki Organik Bağ iddiasının İnceleme Dışı Bırakıldığını, bu husustaki delillerin değerlendirilmediğini, Teminat İlişkisinin Delili Olarak Sunulan 13.12.2011 Vadeli 180.044,00-TL Çek aslının müvekkilinde olmayıp mahkemeye “Çek Aslının Davalı Şirkete Teslim Edildiğine Dair Teslim Belgesi” Sunulduğunu, mahkemenin gerekçesinin bu yönü ile hatalı olduğunu, Hastanelerin Ticari Faaliyette Bulunma Yasağı Karşısında … Sağlık A.Ş.’nin (Avrupa … Hastanesinin) Müvekkil …’ya Borç Verdiği Yolundaki Davalı İddiasi Kabul Edilemeyeceğini, Müvekkili tarafından satılan stentlerin davalı maya sağlık tarafından kullanıldığı sgk kayıtları ile de sabit hale gelmişse de mahkemece değerlendirilmediğini, Diğer Davacı … Şirketinin Ortağı Ve Yetkilisi Olup, Dava Konusu Çeki Davalının Talebi Nedeni İle Şahsen Ciro Ettiğini, Davalıların Kötüniyetli olduğunu, Bilirkişi Raporundaki Müvekkilleri Lehine Tespitler ve İmza İncelemesi Sonucunun mahkemece değerlendirilmediğini, evrakta sahtecilik şuçlamasıyla … tarafından Müvekkil aleyhine yapılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/114149 sayılı şikayet dosyasından yapılan imza incelemesinde çekin teslim alındığına dair atılan imzanın … Muhasebecisi …’e ait olduğu tespit edildiğini, … A.Ş. Tarafından Dosyaya Sunulan 18.12.2012 Tarihli Cevap Yerel Mahkemece Tümüyle Hatalı Değerlendirildiğini, Davacıların taraflar arasındaki tüm ticari ilişki nedeni ile borçlu olmadığının tespitini talep etmekte hukuki yararı mevcut olmasına rağmen bu talebin reddinin hatalı olduğunu, Yerel Mahkemece her iki davalı arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gerekçesi ile her iki davalı şirket adına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmişse de, her iki şirket arasında çok sıkı organik bağ bulunmakta olup, dava konusu olayda husumetin her iki şirkete yönlendirilmesi zorunlu olduğunu, esasen davalılara birlikte yönlendirilen tek bir talep olduğundan ve tek bir harç yatırıldığından, bu harç üzerinden tek bir vekalet ücreti hesabı yapılması gerektiğini, Bununla birlikte tüm ticari ilişki nedeni ile borçlu olmadığının tespiti talebinin diğer taleplerden bağımsız ayrı bir dava olmayıp, salt netice-i talebin ıslahına yönelik nisbi ve maktu harç ödenmemiş bir talep ile ilgili olarak ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, menfi tespit talebine ilişkindir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile bir adet maktu harç yatırmış ve tüm ticari ilişki ve cari hesap nedeni ile de müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında 45.500TL bedelli bononun üçüncü kişiye ödendiğini, bu nedenle davanın 45.500TL bedelli bono yönünden istirdat davasına dönüştüğünü beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, 45.500 TL bedelli bono ile 69.500TL bedelli çekin teminat senedi olduğunu ve davalılar arasında organik bağ olduğunu iddia etmiş ise de; davalı yan teminat senedi iddiasını kabul etmemekle birlikte husumet itirazında bulunmuştur. Husumet dava şartı olup re’sen dikkate alınır. Somut uyuşmazlığa konu 69.500TL bedelli çek örneği dosyada mevcut ise de; 45.500TL bedelli bono yönünden okunaklı ciro silsilesini içerir bono örneğine dosyada rastlanmadığı gibi, bilirkişi raporuna da bononun yahut fotokopisinin dosyada mevcut olmadığının belirtildiği; keza, davacılar aşamalarda davalı şirketler arasında organik bağ olduğu iddiasında bulunmuş ise de; mahkemece bu hususta da hiçbir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Bununla birlikte davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde davacı şirketin yargılama aşamasında tasfiye halinde olduğunu ve karar tarihinden sonra tasfiyesinin tamamlanarak şirketin sicilden terkin edildiğini beyan ederek belge ibraz ettiği, ancak tasfiye sürecinin yargılama aşamasında yansımadığı da dikkate alındığında mahkemece davacı şirketin Ticaret Sicil kayıtlarının celbi ile davacı şirket terkin edilmiş ise ihyası için mehil verilmesi gerektiğinin düşünülmesi (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 2016/4259E, 2017/124 Karar sayılı, 11.0.2017 tarihli ilamı), sonrasında esasa ilişkin iddia ve savunmanın değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin isteminin kısmen kabulüne, kabul edilen kaldırma sebebine göre bu aşamada sair istinaf isteminin incelenmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 355, 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2- İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.09.2017 gün ve 2014/381 Esas, 2017/1027 sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 355, 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kısman kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL ve 98,10TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 37,90 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 234,10TL’nin davalılardan alınarak davacı …’ya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/01/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.