Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1557 E. 2018/1044 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2018/1557 Esas
KARAR NO : 2018/1044
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/750 E.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 19/04/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “müvekkili aleyhine İstanbul …İcra … E.sayılı dosyada kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığını, takibe konu senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, sahte senet ile icra takiben maruz kaldıklarını ve ileri yaştaki müvekkilinin bundan dolayı büyük bir üzüntü yaşadığını, senedin sahteliği konusunda karşı tarafla görüştüklerini, ancak karşı tarafın sürekli kendilerini oyaladığını, müvekkilinin gayrimenkulüne haciz konulduğunu, sahtecilik suçundan dolayı … hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, HMK 209.maddesi gereği sahteciliği iddia olunan bir senedin işleme konu edilemeyeceğini, icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğunu” iddia ile müvekkilinin …İcra … E. Sayılı dosyadan dolayı borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini, en az %20 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, 29/05/2017 tarihli dilekçe ile takibin tedbiren durdurulmasını istemiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde, ihtiyati tedbir talebini kabul etmediklerini, İİK 72.maddesinin koşullarının oluşmadığını, başlatılan takibe davacının itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, davacının takipten haberdar olduğunu ve borcu kabul ettiğini, davacı ile davalılardan … arasında akrabalık ilişkisi bulunduğunu, ayrıca takip dosyasında satış işlemleri başlatılan gayrimenkul üzerine müvekkili lehine 21/04/2016 tarihli ipoteke tesis edildiğini, tüm bu işlemlerin davacının bilgisi ve icranın dahilinde yapıldığını bu aşamada senetteki imza inkarının kötüniyetli olduğunu, ipotek işleminin bizzat davacının diğer davalı …’a verdiği vekaletname ile gerçekleştiğini, taraflar arasındaki akrabalık ilişkisine ve ipotek tesisinin, davacının iddialarının haksız olduğunu ortaya koyduğunu” savunarak davanın ve tedbir isteminin reddini istemiştir.
Mahkeme 28.09.2017’de “mahkemece daha önce İİK 72/3 maddesine göre menfi tespit davasında takibin durdurulamayacağı ancak tahsil olunacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir verildiğini, tedbirin durdurulması talebinin ise reddedildiğini, İİK 72/3 madde gereği takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemeyeceği” gerekçesiyle tedbir istemini reddetmiş, bu red kararına karşı, davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili 05.10.2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde, önceki iddialarını tekrarla, “taşınmazlar satıldığı takdirde, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığı anlaşılsa dahi telafisi imkansız zararlar ortaya çıkacağını, senet hakkında sahtecilik iddialarının bulunduğunu, HMK’nın 209.maddesi gereği sahteciliği iddia edilen senedin işleme konu edilemeyeceğini” iddia ile red kararının kaldırılmasını ve satışın durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevaben, “İİK’nın 72.maddesi gereği takibin durdurulması hukuken mümkün olmadığını, sadece icraya yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünden tedbir verilebileceğini, davacının istinaf isteminin dayanağı bulunmadığını ve davayı unutmak amacıyla yapıldığını” savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda belirtilen nedenlerle istinaf isteminde bulunmuş ise de, mahkemece daha önce 06.09.2017 tarihinde, İİK’nın 72/3 maddesi kapsamında ihtiyati tedbir kararı verildiği, takibin ve satışın durdurulması talebinin ise reddedildiği, davacı tarafın bu yönde bir tedbir kararı verilmesine dair isteminin mahkemece 28.09.2017 tarihinde 2 kez reddedildiği, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması biçiminde tedbir kararı verilemeyeceği, ilk derece mahkemesinin red kararı yerinde olduğu anlaşılmakla, aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 19/04/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.