Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1548 E. 2021/600 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1548 Esas
KARAR NO : 2021/600
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2018
NUMARASI: 2017/229 2018/16
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirketin tanınmış … gibi ülkemizde tanınmış markaları bulunduğunu, Nıvea markasının ilk olarak 48359 tescil numarasıyla 31.12.1973 yılında ülkemizde tescil edildiğini, ve ayrıca birçok tescilli markası bulunduğunu, yine ürünlerin son derece özgün ve ayırd edici bir ambalaj kompozisyonu içerisinde piyasaya sunulduğunu, müvekkilinin davalının “…” markalı …, losyon, balsan ve roll-onlarına ait ürün ambalajlarından haberdar olduğunu, yapılan araştırmada üretimin her iki davalı tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, İstanbul 3.FSHHM’nin 2014/58 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda; davalıya ait … marka görselinini müvekkiline ait 2008/54386 tescil numaralı … markasına benzer olduğunun tespit edildiğini, ayrıca bir kısım ürünlerin kutu ambalajlarında da biçimsel ve grafik görsel açıdan benzerliklerin tespit edildiğini, ihtiyati tedbir taleplerinin kısmen kabul edildiğini, davalıların bu eylemlerinin müvekkilinin marka haklarına tecavüz oluşturduğunu, bu durumun aynı zamanda haksız rekabete teşkil ettiğini belirterek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinin sadece üretici firma olduklarını, dava dışı bir firmadan gelen talep üzerine üretim yaptıklarını, değişik iş dosyasında alınan raporun eksik inceleme ile hazırlandığını, ürünlerin benzer olmadığını, markalarında benzer olmadıklarını, yine bir kısım renklerin tekbir kişinin kullanımına terk edilemeyeceğini bildirerek davanın reddedilmesini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacı markasında asıl unsurun … ibaresinde, davalı markasının ise … ibaresinden oluştuğunu, yalnızca ilk iki harfin ortak olduğunu, markaların benzer olmadığı, bütünsel olarak benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, yine markaların kullanıldığı ürünler yönünden de benzerlik ve iltibasın bulunmadığını, markalarda yer alan “…” ibarelerinin ürün çeşidini belirtmek için markaya eklenmiş yardımcı unsurlar olduğunu, markalar arasında telaffuz açısından da benzerlik bulunmadığı, tüketiciler yönünden karıştırma ihtimalinin de olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaları tekrar etmiş ayrıca, uyuşmazlık ile ilgili olarak iki rapor alındığını, bu raporların tespit dosyasında alınan raporla zıt olmasına rağmen ikinci rapora itirazlarının kabul edilmeyerek davanın reddedildiğini, davalıların eylemlerinin 556 sayılı KHK’nın 9/b maddesi uyarınca marka tecavüzünü teşkil ettiğini, müvekkiline ait marka tescillerinin 3.sınıftaki kozmetik ürünleri kapsadığını, yine … marka ürün ambalajlarının … markalarına ve ambalajlarına iltibas oluşturduğunu, ürünün ambalaj şekli, renk kombinasyonu ve tekil unsurlarının ambalaja yerleştirilişi itibariyle benzerlik bulunduğunu, markanın kullanım şeklinin benzer olduğunu, … ve … kelimelerinin benzer olmadığı belirtilmiş ise de, buna katılmadıklarını, … ibaresinin müvekkiline ait markalarda olduğu gibi lacivert üzerine beyaz renkli olarak yazıldığını, yine formen ibaresinin gri gümüş renk üzerine lacivert ile yazıldığını, renk kombinasyonu ve genel kombinasyonun birebir taklit edildiğini, formen ibaresinin birebir olarak kullanıldığını, zaten kendilerinin … ve … kelimelerinin benzerliğine dayanmadıklarını, ancak mahkemenin bu konuda değerlendirme yaptığını, benzerliğin genel kompozisyondan kaynaklandığını, ayrıca formen …, losyon, balsan ve roll-on gibi ibarelerin tanımlayıcı olduğu belirtilmişse de, bu hususun mevcut talepleri ile ilgisi olmadığını, davalıların eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabette teşkil ettiğini, ürün kutuları ve ambalajları arasındaki benzerliklerin tüketicileri yanılgıya düşürecek nitelikte olduğunu, davalıların basiretli tacir gibi davranmadığını, seçenek özgürlüğü olduğu halde davalıların kullanımlarının birebir aynı olduğunu, piyasada birçok üründe mavi, gri, siyah renkler kullanılmasına rağmen, ambalajlarının müvekkilinin ürünlerinden farklı olduğunu, dosyaya sundukları emsal kararların mahkemece dikkate alınmadığını, tespit bilirkişi raporu ile çelişkiler oluşturan raporun esas alınmasının hatalı olduğunu bildirmiştir.Davacıya ait 2004/07949 tescil numaralı … lip care markasının 3.sınıfta, 26.03.2004 tarihinde; davacıya ait şekil markasının 3.sınıfta 21.08.1997 tarihinde; 2012/82485 tescil numaralı … MEN + şekil markasının 3.sınıfta 03.08.2012 tarihinde; 2008/54386 tescil numaralı … + şekil markasının 3.sınıfta 26.04.2008 tarihinde; 2008/13777 tescil numaralı … markasının 3/5/24/25/27/28/29/30/35/38/41/43 ve 44.sınıflarda 16.11.2007 tarihinde; 2007/56877 tescil numaralı … markasını 5/29/30.sınıflarda; 2007/09949 tecsil numaralı … markasının 3.sınfta 16.12.2006 tarihinde tescil edildiği, markaların hale geçerliliğinin bulunduğu görülmüştür. İstanbul 3.FSHHM’nin 2014/58 D.İŞ sayılı dosyasında; davacının davalılar aleyhine tespit talebinde bulunduğu, alınan 12.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda ; davalılara ait ürün ambalajlarında kullanıldığı … marka görselinin davacıya ait … tescil numaralı marka ile benzer olduğunu, davalılara ait … ve davacıya ait … ambalajlarının birebir aynı olduğunu ve ambalaj üzerinde 2008/54386 nolu markaya benzer olduğu tespit edilen … marka görselinin kullanıldığı, kutu ambalajları karşılaştırıldığında biçimsel ve grafik görsel açıdan benzer olmadıkları, ancak kutu üzerinde kullanılan … görselinin … markasına benzer olduğu, … ve… ambalajlarının biçimsel olarak aynı olduğunu, … ürün ambalajlarının aynı olduğu ve bu ambalaj üzerinde 2008/54386 tescil numaralı … markasına benzer olduğu tespit edilen … marka görselinin kullanıldığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 29.08.2016 tarihli … oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda; davalıların 3.sınıfta … esas unsurlu marka tescillerinin bulunmadığı, … esas unsurlu marka ile … esas unsurlu markaların görsel, fonetik ve kavramsal olarak benzer olmadıklarını, haksız rekabete dayalı olan kutu ve ambalajların üzerinde ise grafik tasarım alanında uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması gerektiği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 14.06.20017 tarihli … oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda; … ile … markalarının ve bu markaları taşıyan davaya konu ürün ambalajlarının / kutularının benzer olmadığı, iltibas tehlikesi bulunmadığı dolayısıyla markaya tecavüz ve/veya haksız rekabetin mevcut olmadığı yönünde görüş bildirdiği görülmüştür. Davacı vekilinin sunduğu itiraz dosyasında; bilirkişi raporunun hatalı ve eksik olduğunu, tespit raporu ile çelişkiler içerdiğini, bu çelişkilerin giderilmesi için dosyanın yeni bir heyetten rapor alınmasını talep ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti talebine ilişkindir. Davacı tarafın tescilli markaları mevcut olup dava dosyasına mahkemece celbedildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan ayrıntılı incelemeyi içerir ve istinaf denetimine elverişli bulunan 14/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacıya ait … markası ile bu markaları taşıyan ürün ambalajlarının/kutularının davalı tarafa ait … ibareli ürünler ve bu ürünlerin ambalajları/kutularıyla benzer olmadığı, iltibas tehlikesi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla markaya tecavüz ve haksız rekabetten söz edilemeyecektir. Davacı tarafça, mahkemece sadece kelime benzerliğini değerlendirdiklerini, oysa benzerliğin genel kompozisyondan kaynaklandığını ileri sürmüşler ise de, bu hususun da bilirkişi raporlarında değerlendirildiği ve mahkemece benimsendiği ve bu benimsemede hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde değildir. Öte yandan söz konusu ürünler yönünden ortalama bir tüketicinin … markası ile … ibareli ürünü karıştırmayacaktır. Ayrıca tespit sırasında alınan bilirkişi raporu ve yargılama sırasında alınan raporlar arasında farklılıklar bulunmakta ise de, az önce de değinildiği üzere yargılama aşamasında alınan raporların istinaf denetimine elverişli olduğu ve ayrıntılı incelemeyi içerdiğinden bu yöndeki istinaf talebi de yerinde değildir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/03/2021