Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1543 E. 2019/1335 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1543 Esas
KARAR NO : 2019/1335
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2017
NUMARASI : 2015/133 E. – 2017/59 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; Müvekkilinin inşaat kimyasalları üretici ve dağıtıcısı olarak çalışan ve 1700′ den fazla çalışanı ile Türkiye de dahil olmak üzere dünyada 18 ülkede dağıtım ağı ile 4 kıtada global olarak dağıtım yapan Polonya menşeli … şirketlerinden biri olduğunu, müvekkilinin Türk Patent Enstitüsü nezdinde davalı adına 01,03,05 ve 17.sınıflarda tescil edilmiş olan … tescil nolu … … tescil nolu titan …, .. tescil nolu … 4500 …. foam, … tescil nolu titan 4500 silicone sealant, … tescil nolu …. tescil nolu titan activator 1500 şekil ve … tescil nolu tetan plus markaların varlığından haberdar olduğunu, davalı adına belirtilen markalarda “….” ibaresinin müvekkili adına tescilli markaların esas unsuru olan “…” ibaresi ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunu, bu benzerliğin tüketiciler nezdinde karıştırılmakta olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa Beyoğlu …. Noterliği aracılığı ile dava konusu markalardan feragat edilmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, davalı tarafın bu ihtarnameye cevap vermemesi nedeniyle bu davaya açtığını, bu nedenlerle dava konusu markaların hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine, üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde; davacı tarafın hükümsüzlüğünü talep ettiği … tescil nolu markanın daha önce başka bir dava ile hükümsüz kılındığını, kararın kesinleştiğini, bu nedenle talebin bu marka yönünden usulden reddini, esas hakkında ise müvekkilinin başta yapıştırıcı ve otomotiv sektörü olmak üzere pek çok sektörde faaliyet gösterdiğini, Türkiye’ de ve dünyanın bazı ülkelerinde faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, tanınmış bir marka olduğunu, müvekkilinin ürettiği ürünler yada kullandığı yada lisans verdiği markaları kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin dava konusu markaları uzun yıllardır yurt içi ve yurt dışında kullanmakta olduğunu, bu süre içerisinde markaların tanıtımını ve pazarlamasını yaptığını, taraflar arasındaki markaların sınıfsal benzerliğinin bulunmadığını, müvekkili markalarının davacı markalarıyla karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacı markalarının tanınmış olmadığından hükümsüzlük taleplerinin kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle dava konusu markalar yönünden davanın reddine, kötü niyetli dava açılması nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine, 5.000TL disiplin para cezasına mahkum edilmesine,karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 4.FSHHM’nin 20.04.2017 tarihli 2015/133 E. – 2017/59 K.sayılı kararıyla; “davalı markalarından dava konusu … tescilli ” … ” şekil ibareli ürün 19/09/2014 tarihinde mahkemece hükümsüz kılındığı gerekçesiyle bu talep hususunda karar verilmeye yer olmadığına karar verildiği, dava konusu olan davalının diğer markalarına yönelik bilirkişi raporu ve dosyadaki tüm deliller dikkate alındığında davacının “…” markasının dünyaca bilindiği ve Türkiye piyasasında da bilindiği davalının ise yanı sektörde olduklarından bu markayı bilmemesinin mümkün olmadığı ticari teammüllere uygun düşmediği, yine davalının “…” markalarına ilişkin herhangi bir katalog çalışmasınında internet ortamında bulunmadığının tespit edildiği, … ve … markalarının aynı sektörde faaliyet gösterdiği, “…” markasının İngilizce olarak okunuşunun ‘…’ şeklinde olması, bununla birlikte her iki markanın sembol, yazı, karakter ve logoları farklı isede, davacının markasının dünya çapında bilinirliği nedeniyle, okunuşu itibarıyla davalının markasını anımsattığı, davalının markasıyla karışıklığa sebebiyet verdiği sektörde de her iki markanın ortalama tüketicisi açısından karışıklığa, iltibasa yer vereceği ve her iki şirket arasında ekonomik bir bağlantının olduğu algısının oluşabileceği, davalının markasına yönelik hükümsüzlük koşulları oluştuğu” gerekçesiyle; dava konusu … tescil nolu davalının markasının 19/09/2014 tarihinde hükümsüz kılındığı anlaşıldığından bu konuda yeniden karar verilmeye yer olmadığına, davacının davasının kabulüne, karar vermiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; ….tescil no’lu davalı markasının 19.09.2014 tarihinde hükümsüz kılındığı anlaşıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, markanın dava tarihinden önce açılan ve karara bağlanan başka bir mahkeme kararıyla hükümsüz kılınması nedeniyle, davanın reddine karar verilerek davacı aleyhine açılan tüm usuli sonuçlarının kararda açıklanması gerektiğini, -Müvekkilinin dava konusu markaların uzun yıllar tanıtım ve pazarlamasını yaptığını, davacının yıllarca sessiz kaldığını, dava açma hakkını yitirdiğini,-Müvekkilinin dava konusu markaları Türkiye’de davacıdan önce kullanmaya başladığını, -Dava konusu markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığını,-Davaya konu markaların uzman tüketiciye hitap ettiğini, davacı markalarının dünyaca bilinen markalardan olmadığını, Titan kelimesinin sektörde genel olarak ve ürün niteliğini yüceltmek için kullanıldığını, … kelimesinin bir markaya özgülenmesinin mümkün olmadığını,-Raporların somut olarak desteklenmediğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davacı vekilinin istinafa cevabında; …no’lu “… şekil” markasının, mahkeme kararıyla iptal edilmişse de, kurum kayıtlarına 20.06.2016 tarihinde girdiğini, davanın 23.06.2015 tarihinde açıldığını, dava açıldığında markanın hükümsüz kılındığı sicil kayıtlarına işlenmediğinden, markanın hükümsüz kılındığının bilinmesinin mümkün olmadığını, -Davalının iyiniyetli olmadığından sessiz kalmak suretiyle hak kaybını ileri süremeyeceğini, -Markaların davalı tarafça daha önce kullanıldığı iddiasının yerinde olmadığını, … no’lu “…” markasının başvuru tarihinin 23.09.2003 olduğunu, -Markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğundan, 556 sayılı KHK 8/1-b ve 9/1-b maddelerinde “halk tarafından karıştırılma ihtimalinden bahsedildiğini, kaldı ki markaların algısı yüksek bir kitleye hitap ettiği düşünülse bile markaların yoğun ölçüde benzerlik gösterdiğini, -Sunulan belgelerden davacı markalarının, Türkiye’de hitap ettiği müşteri kitlesi tarafından tanındığı ve bilindiğini gösterdiğini, -Davalının diğer iddialarınında yerinde olmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini istemiştir.Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde; müvekkiline ait … tescil numaralı… 1500 ibareli markanın İstanbul 4.FSHHM’nin 26.02.2013 tarih ve 2011/279 E. – 2013/24 K.sayılı kararıyla, hükümsüz kılındığını, Yargıtay 11.HD’nin kararıyla onandığını ve 19.09.2014 tarihli kararıyla tashihi karar talebi reddedilerek kesinleştiğini beyan ettiği ancak dosya kapsamında karar örneğinin bulunmadığı anlaşılmıştır.TPE’den celp edilen marka tescil kayıtlarından; davalı adına … başvuru sayılı 16.03.2009 başvuru tarihli “…” markasının 10 yıl müddetle tescil olduğu ve devrin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararının bu marka hakkında da uygulandığı görülmüştür.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde davalı adına tescilli …. sayılı markaların hükümsüzlüğünü talep ettiği, ilk derece mahkemesinin istinaf başvurusuna konu kararında; “Dava konusu … tescil no’lu davalı markasının 19.09.2014 tarihinde hükümsüz kılındığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,” , “Davacının davasının kabulüne,” karar verdiği, hüküm fıkralarının birbiriyle çeliştiği, 6100 sayılı HMK’nın 297/son maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir” hükmüne aykırı olacak şekilde, “davanın kabulü” kararının neyi kapsadığının, hangi taleplerin kabul edildiğinin açıklanmadığı, davanın davalı markalarının hükümsüzlüğü talebini içermesi karşısında, talepler hakkında infazı mümkün karar verilmediği, davada konusuz kalan talep yönünden de yeterli araştırma yapılmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusu ve HMK 355. Madde gereğince resen yapılan inceleme sonunda, davalı vekilinin diğer istinaf talepleri bu aşamada incelenmeksizin , istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak, … sayılı markaya ilişkin kesinleşme şerhli mahkeme kararı ile, hükümsüzlük kararının TPMK’ya tescil tarihine ilişkin kayıtlar getirildikten sonra yapılacak inceleme ile karar verilmesi, yine davaya konu diğer markalar hakkındaki talepler yönünden de HMK’nın 297/son maddesine uygun şekilde karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince, İstanbul 4.FSHHM’nin 20.04.2017 tarihli 2015/133 E. – 2017/59 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/06/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.