Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/1537 E. 2021/713 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1537 Esas
KARAR NO: 2021/713 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2017
NUMARASI: 2015/655 E. – 2017/1470 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ve dava dışı kefil … ile davalının yönetim kurulu üyesi olduğu dava dışı … San. Ve Dış Tic. A.Ş. İle 14/04/2012 başlangıç tarihli doğal kaynak su alım – satım konusunda 3 yıllık bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 15.2 maddesi gereğince davacı ve dava dışı kefil …’den sadece borçlu kısmı doldurularak 10.000,00 TL’lik teminat senedi imzalandığını, dava dışı … A.Ş. Tarafından gönderilen suların içerisinden hamam böceklerinin çıkması, kağıt, peçete çıkması nedeniyle davacının su satışı yapamaz hale geldiğini, hijyen kurallarına uyulmaması değişik isimlerde damacanalar gönderilmesi, iş kaybına sebep olması, zarar etmesi, şirket yetkililerinin duyarsız kalmasından dolayı Büyükçekmece … Noterliğinin 17/02/2015 tarih, … yevmiye nolu ihbarnamesi ile, bayilik sözleşmesinin bitim tarihi olan 14/05/2015 tarihinden itibaren sözleşmenin yenilemeyeceğine dair, ihbarname gönderildiğini, bayilik sözleşmesinin 13/04/2015 tarihinde fesih ile son bulduğunu, davaya konu senet aslının iadesinin istendiğini. oyalama taktikleri ile senet aslının verilmeyip, senedin verilmesinden 3 yıl ve sözleşmenin feshinden sonra senedin doldurularak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile, senedin davalı adına doldurularak icra takibine geçildiğini, senedin teminat senedi olarak verildiğini, icra takibi başlatıldığını, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile takibin durdurulmasını, davacıya ait … plakalı aracı yediemin sıfatı ile davacıya teslimine, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 11.036,39 TL’si alacakla ilgili olarak borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline, kötü niyetle hareket eden davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu senedin davalı …’a verilmiş bir senet olduğunu, dava dışı şirket ile uzaktan yakından ilgi ve alakasının bulunmadığını, davacının sadece süreci uzatmak ve icra takibini sürüncemede bırakmak için bu iddiaları ileri sürdüğünü, davalı …’a gönderilmiş bir ihtarnaneme olmadığını, sözleşmede davalının taraf olmadığını, sözleşmenin dava dışı … A.Ş. İle imzalandığını, sözleşmede yada takibe konu senet üzerinde teminat senedi verildiğine dair hiçbir ibare bulunmadığını, tanık dinlenmesine muvafakatinin olmadığını, beyanla davanın reddine alacağın %40’ından az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2017 tarihli 2015/655 Esas-2017/1470 Karar sayılı kararıyla; “davacı tarafından takip konusu senedin bayilik sözleşmesi kapsamında teminat senedi olarak verildiği iddia edilmiş ise de, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfında olup illetten mücerret olduğu, bonodan dolayı borçlu bulunmadığı, bononun teminat senedi olduğu hususunda ispat külfeti davacıya ait olduğu, davacının senedin teminat senedi olduğunu ancak usulüne uygun yazılı delil ile ispat edebileceği, dosya kapsamında davacı takip konusu bononun teminat bonosu olduğunun yazılı delil ile ispat edemediği” gerekçesiyle; davanın reddine, tedbir kararı verildiğinden alacağın %20’si oranında inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı ile müvekkili arasında ticari bir iş veya para alışverişi olmadığını, davalıya verilen bir senet de bulunmadığını, davalının yönetim kurulu olduğu şirkete teminat senedi olarak verilen senedin 3 yıl sonra üzerinin doldurularak icraya konulduğunu, İstanbul C. Başsavcılığının 2015/81196 Soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunduklarını, sözleşmenin bayilerce feshinden sonra şirket yetkili ve hissedarları tarafından icraya konularak haksız kazanç elde edilmeye çalışıldığını, başka bayiler tarafından da bedelsiz senedi icraya koymak, sahtecilik, dolandırıcılık suçlarından suç duyurusunda bulunulduğunu, başka davalarında açıldığını, bayilik sözleşmesinin davacı ve kefil … tarafından imzalandığını, sözleşmenin 15.2 maddesinde; “..alıcı işbu sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmek için 10.000 TL tutarında başka teminat mektubu vermekle mükelleftir. Teminat verilmediği sürece alıcı sözleşmeden doğan haklarını kullanamaz. Bu durumda sözleşmenin uygulanıp uygulanmaması tamamen satıcı tarafından belirlenecektir..” maddesi kapsamında teminat senedi olduğunun açık olduğunu, tanık dinletme taleplerinin mahkemece haksız olarak reddedildiğini, talep ve ısrarları sonucu alınan bilirkişi raporunda “senet üzerinde no yazan yerin altında yazan bir rakamın belli olunmaz bir hale getirildiğinin görüldüğünü, bunun senedin şirketin elinden çıktığını gösterdiğini, sözleşme maddesinin birbiri ile uyumlu olmadığını, dolayısı ile dava dışı şirket olan … A.Ş.’nin sayın mahkemeyi yanıltmakta olduğunun tespit edildiğinin” beyan edildiğini, bilirkişilerin senedin teminat senedi olduğunu tespit ettiklerini, bilirkişi raporunda müvekkilinin dava tarihi itibarıyla dava dışı şirkete 4.279,43 TL borçlu olduğu tespit edilmişse de müvekkilinin defterlerinin incelenmediğini, sözleşmeleri iptal edilen tüm bayiler tarafından teminat senetlerinden dolayı sayısız icra takipleri ve davalar bulunduğunu, bu dosyalarda da senetlerin hepsinin 10.000 TL olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; davacı tarafından ileri sürülen nedenlerin doğruluk yanının bulunmadığını, davacının iddialarını ispatlayamadığını, bononun teminat olarak verildiğine dair hiçbir yazılı belge bulunmadığını, 3.kişi … A.Ş. İle yapılan sözleşmenin müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında, davalı alacaklının davacı borçlu ile dava dışı … aleyhinde 10.000 TL asıl alacak, 1.012,39 TL işlemiş faiz ve 24,00 TL komisyon alacağının tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı, takip dayanağı 24/02/2014 tanzim, 14/06/2014 vade tarihli 10.000 TL bedelli bononun davacı … tarafından, lehtar … lehine tanzim edildiği, …’nin kefil olarak imzasının bulunduğu, senedin bedelinin “nakden” alındığına dair kayıt bulunduğu görülmüştür. Mahkemece hukukçu ve mali müşavir bilirkişiden alınan 10/04/2017 tarihli raporda; dava dışı … Şirketinin ticari defterleri incelenmiş dava tarihi itibarıyla davacının dava dışı şirkete 4.279,43 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, sözleşme hükümleri ve takibe konu senedin incelendiği, sonuç olarak sözleşmenin 15.2 maddesinde alıcının 10.000 TL tutarında banka teminat mektubu vermekle yükümlü olduğu, teminat verilmediği taktirde alıcının sözleşmeden doğan haklarını kullanamayacağının düzenlendiği, davacı ve kefil …’den sadece borçlu kısmı doldurularak sözleşmeye istinaden alınan 10.000 TL tutarındaki teminat senedinin aynı sözleşmenin 15.5 maddesi kapsamında satıcının mevcut alacağının tahsilinden sonra kalanının iadesinin gerektiği beyan edilmiştir. Bilirkişilerin ek raporunda davacı işletme defterinin incelendiği teminat senedi ile ilgili bir hususa rastlanmadığı, defterde alınan ve yapılan ödemelerin, banka hareketlerinin teminatla ilgili işlemlerin defterin özelliğinden dolayı kayıtlı olmadığının beyan edildiği görülmüştür. Davacı tarafça dava dışı …A.Ş.’ne gönderilen 17/02/2015 tarihli … Yevmiye numaralı ihtarname ile, 14/04/2012 tarihli bayilik sözleşmesinin 14/04/2015 tarihinde sona ereceği ve yenilenmeyeceğinin, tek taraflı olarak feshedildiğinin bildirildiği görülmüştür. 23/03/2017 tarihli … A.Ş. Kaşe ve imzasının bulunduğu belgede, davacı …’dan alınmış teminat mektubu, teminat senedi v.b. Teminatla ilgili evrak bulunmadığı beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E:Bonoya dayalı menfi tespit davasında, davacı vekili, davalı tarafça icra takibine konan bononun teminat senedi olarak alacaklı hanesinin boş olarak dava dışı … San. Ve Dış Tic. A.Ş.’ne verildiğini, sözleşmenin feshinden sonra dava dışı şirketin yöneticisi olan davalı tarafından doldurularak tahsil edilmeye çalışıldığını ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, mahkemenin tanıklarını dinlemediğini, bilirkişi raporundaki beyanları dikkate almadığını ileri sürmüştür. Davacı vekilinin dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde, İstanbul C. Başsavcılığının 2015/81396 Soruşturma sayılı dosyası ile davalı hakkında soruşturma başlatıldığını beyan ettiğinden, Dairemizce Savcılık dosyası UYAP üzerinden getirtilerek incelenmiş, davacı müşteki tarafından davalı … ve … hakkında, … ile bayilik ilişkisi nedeniyle teminat senedi verildiği, sözleşmenin müşteki tarafından yenilenmediği ancak teminat senedinin iade edilmediği, bedelsiz senedin kullanıldığından bahisle şikayetçi olunduğu, savcılığın 26/05/2016 tarihli 2016/39674 sayılı kararı ile “Kovuşturmaya Yer Olmadığına” karar verildiği, davacı müştekinin takipsizlik kararına itirazının da reddedildiği anlaşılmıştır. Davaya konu bonoda “nakden” bedel kaydı bulunmaktadır. İspat yükü kendisinde olan davacı tarafça, HMK 200/2 maddesi gereğince, senet bedeli dikkate alınarak, senedin teminat senedi olduğunun ve borçlu bulunmadığının, yazılı delil ile ispat edilmesi gerekir. Davalı vekilinin tanık dinletilmesine muvaffakatı da bulunmadığından tanık dinlenilmemesi usul ve yasaya uygundur. Dosyaya sunulan ve dava dışı şirket ile davacı arasında imzalanan 14/04/2012 başlangıç tarihli bayilik sözleşmesinde, davaya konu senedin teminat senedi olarak verildiğine dair düzenleme bulunmamaktadır. Davacı tarafça Sözleşmenin 15.2 maddesinde alıcının 10.000 TL tutarında banka teminat mektubu vermekle yükümlü olduğu, teminat verilmediği taktirde alıcının sözleşmeden doğan haklarını kullanamayacağının düzenlendiği, bunun senedin teminat senedi olduğunu gösterdiği iddia edilmişse de, teminat miktarı ile senet bedelinin aynı olması senedin, sözleşme kapsamında verildiğini göstermez. Kaldı ki sözleşmenin 15.2 maddesinde banka teminat mektubundan söz edildiği de gözetildiğinde, dava konusu bononun dava dışı şirket ile yapılan sözleşme kapsamında verilmiş teminat senedi olduğunun kanıtlandığından söz edilemeyecektir. Mahkemece alınan bilirkişi raporundaki aksi yöndeki beyanlar da dikkate alınamaz. İlk derece mahkemesinin gerekçesi ve davanın reddi kararı yerinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.